Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2103 E. 2022/1831 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2103 Esas
KARAR NO: 2022/1831
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/02/2020
NUMARASI: 2018/461 2020/59
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … A.B.D’de kurulu ve yerleşik bir şirket olup giyim ve ayakkabı sektöründe faaliyet gösterdiğini, Müvekkilinin en eski markasının 25. Sınıftaki … sayı ile tescilli “…” markası olduğunu, müvekkilinin, davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti, müvekkilinin markalarına tecavüz yaratan “…” ve “…” ibareli ürünlerin üretim ve pazarlamasını yaptığından haberdar olduğunu, davalının iş yerinden satın alınan ürünlere ilişkin fatura ve davalı tarafından üretilen ve satışa arz edilen “…” ve “…” ibareli ürünlerin görselleri, davalıya ait kartvizit, davalının işyeri görüntüsü dava dilekçesi ekinde sunulduğunu, müvekkili şirketinin TPE nezdinde tescilli müvekkili markaları ile yaratılacak her türlü iltibası ve iltibas suretiyle yol açılacak marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemlerinin önlenmesini talep etme hak ve yetkisine sahip olduğunu, müvekkilinin yaptığı incelemeler neticesinde; davalı şirketin TPE nezdinde tescilli … sayılı 1 ve 2 nolu tasarımlarının, müvekkili şirkete ait tescilli … markalarına tecavüz teşkil ettiği ve yine davalı tarafından üretilen ve satışa arz edilen “…” ve “…” ibareli ürünlerin, müvekkilinin markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespit edildiğini belirterek, davalı tarafından, işbu dava konusu mütecavüz kullanımları ve tescilli tasarım kullanımlarının müvekkilinin tescilli ve tanınmış markalarına iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespitine, davalının tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet fiillerinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalının, müvekkilinin aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere kullanımlarının önlenmesine, davaya konu mütecaviz kullanımlara ilişkin ürün, tabela, ilan, reklam, broşür, afiş. Kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesinin; basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyal ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, davalıya ait … sayılı tasarım tescilinin 1 ve 2 nolu tasarımlar yönünden kısmen hükümsüzlüğünün tespitine, sicilden terkinine, marka hakkına tecavüz eden ve müvekkili aleyhine haksız rekabete sebebiyet veren davalı aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayınlanan tiraji en yüksek 3 gazeteden herhangi birinde yayınlanmasına, dava ile ilgili her türlü masraf ve yargılama giderlerinin, ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar olacak süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin bu markanın sahibi olmadığını ve müvekkili adına tescilli de olmadığını, müvekkilinin bu markayı sahibinin ya da adına yasal olarak tescil edilenin izni ve onayı ile kullanmakta olduğunu, davanın esası hakkında baştan hüküm vaz-ı anlamında ihtiyati tedbir kararı verilemeyeceğini, bu husus önemli bir içtihatı ilke olarak benimsendiğini, dava konusu mesele hakkında hüküm ve yargılamanın ve tahkikatın gerekliliği ve önemini baki kılan bir anlaşıla bu sonuca ulaşıldığını, burada esas gözetilecek olanın markanın tescilli olduğu sınıf hizmetinin yararlanıcılarının markalar arasında görsel, sesçil ve anlamsal farklılıklar ile müvekkili şirket malları üzerinde bulunan markanın ayırt edici baskın unsurlarının gözetilmesi olduğunu, bu husus göz önünde alındığında müvekkilinin kullandığı bu markanın davacı markası ile bu anlamda bir karışıklığa ya da bu markalar arasında bir iltibas tehlikesinin de bulunmadığının ortada olduğunu müvekkili kullanımının davacı markasının itibarına ve ayırt ediciliğine bir zarar vermesi söz konusu olmadığını, markalar bakımından ortalama tüketici kitlesi- hitap edilen tüketici kitleleri birbirinden farklı olduğunu, davacı markasının yer aldığı ürünler zaten alım gücük yüksek olan bir çevre içinde tüketilen ve bu manada ancak daha üst seviyedeki alışveriş noktalarında yer alabilen ve bu anlamda kendi koruma eşiklerini kendisini belirleyebildiği ve başkaca bir markanın bu anlamda bir etkisini sınırlayabildiği bir marka olduğunu belirtmiş ve işbu talebin niteliği bakımından, bir dava şartı olan öncelikle husumet itirazlarının dinlenerek davanın husumetten reddine, ayrıca sübut delilleri sunulmamış olan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 21/02/2020 tarihli, 2018/461E.-2020/59K. Sayılı kararı ile; “…Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde hükümsüzlük talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise; her ne kadar davalı adına tescilli … tescil sayılı tasarımın yenilik ve ayırd edicilik vasfına sahip olduğu belirlenmiş ise de; tasarım tescilinde yer alan görselde davacı markasının iltibas yaratacak benzerinin bulunması, davalının bu markayı kendi adına tescilinin marka olarak yapılması yasağını delen ve iyi niyetli olamayacak bir tescil olarak nitelendirilmesini zaruri kılmaktadır. Bilirkişilerce de tespit edildiği üzere; tasarımlar üzerindeki markasal kullanımların davacının markalarına yakınlaştırılmak sureti ile iltibas tehlikesine ve haksız yararlanmaya sebep olabileceği ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle davacının davasının kabulüne,1-Davalının davacıya ait tanınmış “S şekil” esas unsurlu markalardan doğan haklarına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, önlenmesine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 2-Tecavüz oluşturduğu belirlenen marka kullanımlarının yer aldığı ürün, tabela, ilan, reklam, broşür, afiş, kartvizit, basılı kağıt, ticari evrak ve her türlü tanıtım malzemesine el konularak imhasına, 3-Davacının davalı aleyhine açmış olduğu … tescil numaralı tasarımın kısmi hükümsüzlüğü davasının KABULÜ ile; 4-Söz konusu … ve… nolu tasarımlar yönünden hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine,5-Hüküm özetinin masrafı davalı taraftan karşılanmak suretiyle ulusal çapta yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde ilanına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Mahkemece haksız bilirkişi heyet raporu esas alınarak ve ayrıca yasa maddelerinin gereği gibi uygulanmaması neticesinde müvekkil hakkında hukuka aykırı olacak şekilde davacı talepleri ve davasının kabulüne karar verildiğini, sicilin aleniyetine rağmen davacı tarafın kuruma bunca geçen sürede itiraz etmediğini, ayrıca yine 25. maddeye göre esasen bir aykırılık tespitinde hükümsüzlük talebinden önce bir değişim veya kullanmadan men ihtarı mahiyetinde bir bildirimin arandığı ve hükümsüzlük talebinde bu tipte bir ihtarın bir nevi hükümsüzlük davasının ön şartı olarak belirlendiği halde bu kuruma itiraz edilmediğini, müvekkilinin de bu anlamda bir ihbar ya da ihtara muhatap kılınmadan bir ihtiyati tedbir ve hükümsüzlüğe muhatap kılınmasının kanuna aykırı olduğunu, müvekkiline ait … numaralı tasarımın dava dışı … adına kayıtlı … sayılı markanın kullanım hakkından yararlandırılmasına dayandığı ve ilgili tasarım içeriğinin incelenmesi halinde davacı markaları ile benzerlik bulunmadığı açıkça ortada iken aksi yöndeki bilirkişi heyet raporunun ve işbu raporun hükme esas alınmasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil kullanımının davacı markasının itibarına ve ayırt ediciliğine bir zarar vermesi hususunun söz konusu olmadığını,müvekkiline ait tescilli tasarım incelendiğinde 1 nolu tasarımda bir bot, 2 nolu tasarımda ayakkabı ve 3 nolu tasarımda ayakkabı tabanı olduğunun görüleceğini, ancak davacı tarafça bu tasarımlara benzerlik ya da ayniyet teşkil eden bir tasarım örneğinin sunulmadığını, kaldı ki davacı taraf ile müvekkiline ait ayakkabıların birbirinden oldukça farklı olduğunu, bu kapsamda davacının somut delillerle ispatlayamadığı hükümsüzlük talebinin de reddi gerektiğini, gerek SMK’nın ilgili maddeleri gerekse harfin genel kullanım içeriğinin bulunması ile genel kapsamlı olması ve swift ibaresinin de baş harfinin “S” harfi olması nedeni ile müvekkili şirketçe kullanılan şeklin davacıya ait şekil ile aynı veya benzer olduğunun ve bu hususların haksız rekabette bulunulduğunun kabulünün mümkün olmadığını, davacının S harfi ve buna bağlı seri bir tescil yapıp sadece bir şekli kullandığı halde bir harfı tekeli altında alamayacağını, bu tescilin kendisi bakımından kötüniyetli tescili ifade edeceğini bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan gelen cevabi yazı içeriğinde, davacıya ait … tescil numaralı S+Şekil markasının 25. Sınıfta 17/11/1997 tarihinde, … numaralı … markasının 25. Sınıfta 25/01/2008 tarihinde,… numaralı S+Şekil markasının 9,12,14,18,28 ve 35. Sınıflarda 03/11/2011 tarihinde, … numaralı S+Şekil markasının 25. Sınıfta 30/10/2018 tarihinde, … numaralı S+Şekil markasının 25. Sınıfta 03/03/2014 tarihinde, … numaralı S+Şekil markasının 25. Sınıfta 17/04/2012 tarihinde, … numaralı S+Şekil markasının 25. Sınıfta 10/05/2018 tarihinde, … S+Şekil markasının 25. Sınıfta 30/11/2016 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Davalıya ait … tescil numaralı ETTB’nin ayakkabı ve ayakkabı tabanı tasarımı olduğu ve 31/12/2013 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. 17.12.2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacının … ve … markalarının, özellikle spor ayakkabı emtiası yönünden toplumun ilgili kesimince tanınmış marka olduğunu, davacı tarafa ait S ibareli … numaralı marka tescilli başta olmak üzere “…” markaları ile dava dışı …’e ait … numaralı marka tescilinde ve … numaralı tasarım tescilinde yer alan ürün üzerinde konumlanmış amblem (logo-tasarım) arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, markaların, aynı emtiadan olan “ayakkabılar” üzerinde kullanıldığı, görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya neden olabileceği, davalının, davacının “…” markalarının ayırt edilmeyecek derecede benzerlerini, gerek spor ayakkabı ürünleri ve ambalajı üzerindeki, gerekse tescilli tasarımı üzerindeki kullanımının, davacının tanınmış markasına (S markaları) yakınlaştırılarak ve iltibasa neden olabilecek şekilde kullanım olarak değerlendirildiğini, davalının, markasal kullanımlarının, davacının özellikle “…” markaları yönünden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturulabileceğini, davalının tescilli tasarımı üzerindeki markasal kullanımın, davacının markaları ile iltibas tehlikesine ve haksız yararlanmaya sebep olabileceği ancak tasarımların, başvuru tarihinde, tasarım olarak yenilik ve ayırt edicilik vasfını haiz olduğu…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması ile davalıya ait tasarımların hükümsüzlüğü ve kararın gazetede ilanı taleplerine ilişkindir. Yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Dosya içeriğinden davacının S+Şekil markalarının bulunduğu, davalının ise … tescil numaralı ayakkabı ve ayakkabı tabanı tasarımlarının bulunduğu görülmüştür. Davacının markalarının özellikle spor ayakkabısı emtiası yönünden tanınmış marka olduğu, davalının ürünlerinin davacının marka haklarını ihlal eder nitelikte bulunduğu, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde oluşturduğu genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, ayakkabılar üzerinde kullanılan logonun görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketici nezdinde karıştırılmaya neden olabileceği, davalının davacının “…” markalarının ayırt edilemeyecek kadar benzerini gerek spor ayakkabısı ürünleri ve ambalajı üzerinde gerekse tescilli tasarımı üzerinde kullanmasının davacı markaları ile iltibasa ve davacı markalarından haksız yararlanmaya sebep olabileceği, dolayısıyla bu eylemlerin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde bulunduğu, ayrıca davalı tasarımlarının başvuru tarihi itibariyle yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı kanaatine varılmakla davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-Davacının avansından kullanıldığı anlaşılan 56 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022