Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2099 E. 2021/191 K. 03.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2099 Esas
KARAR NO: 2021/191 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2016
NUMARASI: 2014/1425 E. – 2016/998 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 03/02/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili, müvekkillerinden … ve kızı …’nun olay tarihinde karşıdan karşıya geçmek istedikleri sırada davalı …’ün sevk ve idaresindeki aracın çarpması sonucu ağır şekilde yaralandıklarını, konuyla ilgili açılan ceza mahkemesindeki davada davalının olayın meydana gelmesinde tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini ve hakkında verilen cezanın hükmün açıklanmasının bırakılmasına dair karar verildiğini, kaza nedeniyle …’ün %36 oranında malul kaldığını, ayrıca müvekkillerinin maddi kayıplara uğradıklarını, yine kaza nedeniyle manevi yönden de müvekkillerinin zarara uğradığını belirtek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkili … için şimdilik 1.000 TL maddi, 150.000,00 TL manevi, müvekkili … için 100.000,00 TL için manevi ve diğer müvekkili … için 50.000,00 TL manevi tazminat talebi olmak üzere toplam 301.000,00 TL’nin kaza tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar vekili, 03/06/2016 tarihli dilekçesiyle müvekkili … yönünden toplam maddi tazminat tutarını 203.930,81 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili, müvekkilince kazayı yapan … plakalı aracın trafik sigortasının düzenlendiğini, olayda sürücünün kusurunun kanıtlanması gerektiğini, kusur raporunun adli tıptan alınmasını istediklerini, müvekkilince 17/01/2014 tarihinde 120.685,00 TL ödeme yapıldığını ve müvekkilinin sorumluluğunun kalmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalılar … ve … vekili ise; müvekkili …’ın olay tarihinde aracıyla normal bir halde seyretmekteyken davacılar … ve …’ün el ele vererek karşıdan karşıya geçmek için yol kenarındaki görüşü engelleyen bitkilerin içinden yola çıktıklarını, müvekkilinin davacıları farketmesi üzerine frene basmış ise mesafenin kısalığı nedeniyle duramadığını, direksiyonu sağa kırdığını, ancak bu esnada davalıların durup geriye doğru kalkışması nedeniyle bu kazanın meydana geldiğini, olayda davacıların kusurunun bulunduğunu, yine davacıların yaralanmasıyla ilgilendiklerini ve davacıların yaklaşık 160.000,00 TL hastane masraflarının kendilerince karşılandığını, ayrıca …’e de iş ve güçten kayıp nedeniyle 12.000 TL ödeme yaptıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve adli tıp kurumu raporlarına göre; dava konusu olayın meydana gelmesinde davalı …’ün %90, davacı yayalar … ve …’nun ise %10 oranında kusurlu oldukları, davacı …’nun yaralanması nedeniyle toplam maddi zararının 203.572,44 TL olduğu, davalı … şirketinin davacı tarafa 120.685,00 TL ödeme yaptığını, poliçe teminat limitinin 200.000,00 TL olduğu, bu nedenle davalı sigortanın kalan teminat limitinin 79.315,00 TL olduğu, davacıların yaralanmasının niteliği, maluliyeti, yaşı, sosyal durumu ve olaydaki kusur oranları ile hakkaniyet ilkeleri nazara alınarak manevi tazminatın da kısmen kabulü gerektiği gerekçeleriyle “1-Davacı … için maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile karşılanmayan 203.572,44 TL maddi tazminatın ( davalı … yönünden 79.315,00 TL ile sınırlı olarak ) kaza tarihi olan 19/06/2011 tarihinden itibaren, sigorta yönünden ise, dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-…’ün yaralanması nedeniyle 30.000 TL manevi tazminatın … için, 10.000,00 TL manevi tazminatın davacı anne … için, 15.000,00 TL manevi tazminatın davacı baba yönünden hem kendi yaralanması hem kızının yaralanması nedeniyle kısmen kabulü ile davalılar … ve …’dan olay tarihi olan 18/06/2011 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte bu davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde karar verilmiş, kararı davacılar vekili ile davalılar … ve … tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf sebebi olarak; davalı … şirketinin poliçe teminatları gözetildiğinde, sorumlu olacağı miktarın 102.459,85 TL olduğu halde mahkemece sorumluluklarının 79.315,00 TL ile sınırlı olduğunun kabulünün hatalı olduğunu, zira müvekkili …’nun iş göremediği 6 aylık süredeki kazanç kaybının 3.225,30 TL, eğitimden kaynaklı sene kaybı nedeniyle kazanç kaybının 19.919,55 TL olduğu ve bu bedellerin de toplam zarar miktarı olan 203.980,81 TL’nin içinde yer aldığını, bu bedellerin bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere sigorta poliçesinin ayrı teminatı olan tedavi giderlerine dahil olduğunu, müvekkili …’nun çalışma gücündün %25 eksilme nedeniyle maddi zararının toplam 180.727,49 TL olduğunu ve sigorta poliçesindeki maluliyet teminatı kapsamında sigorta şirketinin bu bedelden 79.315,00 TL ile sınırlı sorumlu olduğunun belirtildiğini, poliçedeki teminatların iki başlıkta düzenlendiğini, tedavi giderlerine dahil teminat, diğerinin de maluliyet teminatı olduğunu, tedavi giderleriyle ilgili teminatın dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, kararın bu yönden düzeltilmesini istediklerini, yine ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarının da düşük olduğunu, tazminat miktarının caydırıcı olmayıp davalıları ödüllendirici nitelikte olduğunu bildirmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf sebebi olarak; bilirkişi raporunda davacı …’nun kazanç kaybına yönelik hesaplama yapılırken davacının kabul edilen kazancının 2013 yılı asgari ücretine oranlaması olan 2.56 katsayısının bilinen son asgari ücret olan 2016 yılı 1.300,00 TL’lik asgari ücrete uygulanmasıyla hesaplama yapıldığını, 2016 yılına kadar asgari ücret artışlarının yıllık %9-10 iken , 2015 yılı ile 2016 yılı arasındaki artışın %30 olduğunu, 2017 yılında ise artışın %8 oranında olduğunu, bilirkişi raporu 2015 yılında hazırlansaydı şuan ki rakamdan yaklaşık %30 daha az bir rakam çıkacak olduğunu, bu nedenle bilirkişilerin hesapladığı rakamdan mahkeme tarafından hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken yapılmamış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ayrıca davacının bekar olmasına rağmen evli ve üç çocuklu olarak hesaplama yapılmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda davacı …’nun net bakiye maddi zararının 203.980,81 TL olduğunu, ancak davalı … şirketinin sorumlu olacağı tutarın 102.459,85 TL olması gerekirken 79.315,00 TL ile sınırlı tutulmasının doğru olmadığını, mahkemenin iki ayrı teminat klozu olduğunu dikkate almadığını, bu hususun düzeltilmesi gerektiğini, yakınların cismani zararlar nedeniyle manevi tazminat talep hakkı bulunmadığını, davacılardan …’ün eşi … ve kızı …’nun yaralanması nedeniyle manevi tazminat talep hakkının bulunmadığını, yine davacı …’ın da kızının yaralanması nedeniyle manevi tazminat isteyemeyeceğini, gerek 818 Sayılı BK 47.maddesi ve 22/06/1966 tarihli içtihatı birleştirme kararı ve bilirkişi raporunda davacılar … ve …’ın ruhsal bütünlüğünün ağır şekilde bozulduğuna dair en ufak bir kanıt sunulmamasına rağmen bu davacılara diğer davacı …’nun yaralanması nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını, davacı …’ün kendi yaralanmasından dolayı talep ettiği manevi tazminatın da reddi gerektiği halde miktar belirtilmeksizin hem kızının hem de kendinini yaralanmasından dolayı yekün bir manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığını bildirmiştir. Olayla ilgili düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında; … plakalı araç sürücüsü …’ün Bostancı istikametine seyrederken kavşağa geldiği sırada karşıdan karşıya yaya geçidinden geçmekte olan yaya … ve …’ya en sağ şeritte yaya geçidinde çarptığını, kazanın meydana gelmesinde sürücü …’ün 2918 Sayılı KTK’nun 52/a maddesini ihlal ettiğinin belirtildiği görülmüştür. … plakalı araca ait trafik sigorta poliçesinin incelenmesinde; 07/07/2010 ila 07/07/2011 tarihleri arası için düzenlendiği, ölüm ve sakatlanma limitinin 175.000,00 TL, tedavi giderinin 175.000,00 TL limitle düzenlendiği görülmüştür. Ceza mahkemesinde yapılan yargılama sonunda; …’ün tam kusurlu olduğu gerekçesiyle hakkında hapis cezası verildiği, ancak CMK’nun 231.maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, kararın itiraz edilmeksizin 01/11/2013 tarihinde kesinleştiği görülmüştür. Adli Tıp Kurumu’ndan alınan 25/02/2015 günlü kusur raporunda; olayın meydana gelmesinde davalı sürücü …’ün %90, davacılar … ve …’nun ise %10 oranında kusurlu olduğunun bildirildiği görülmüştür. Maluliyete ilişkin 13/01/2016 tarihli adli tıp kurumu raporunda; davacı …’ün kaza nedeniyle %25 oranında meslekten kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme sürecinin 6 aya kadar uzayabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 24/05/2016 havale tarihli bilirkişi heyeti raporunda; adli tıp kurumundaki kusur oranları esas alınarak yapılan hesaplamaya göre davacı …’nun geçici iş göremezlik nedeniyle uğradığı kazanç kaybının 3.225,30 TL olduğu, kaza tarihi itibariyle aktif SSK çalışanı olmadığından mükerrerlik teşkil eden indirim bedeli varlığının oluşmadığını, davacı …’nun sene kaybına ilişkin iddiasının usulen ispatlanması halinde uğradığı kazanç kaybının 19.919,55 TL olduğu, geçici iş göremezlik ve sene kaybına dayalı kazanç kayıp zararlarının poliçenin ayrı teminatı olan tedavi giderlerine dahil olduğu ve davalı … şirketinin bu teminat yönünden sorumluluğunun devam ettiği, davacı …’nun iş gücünden %25 eksilme nedeniyle davalı … şirketinin yaptığı ödemenin güncel tutarının indirilmesinden sonra bakiye maddi zararının 180.427,59 TL olduğu, ancak davalı … şirketinin önceki ödemesi dikkate alındığında kaza tarihindeki teminat kapsamında bakiye 79.315,00 TL ile sınırlı, diğer davalı yanında müteselsil sorumlu bulunduğu, dava tarihinden itibaren davalı … yönünden yasal faiz talep edilebileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Bilirkişi raporunda davacı …’nun 2013 yılı Ocak ayından itibaren çalışmaya başladığı, 2013 yılı Nisan ayında brüt kazancının 2.511,22 TL olup aynı tarihteki asgari ücretin 2.56 katı olması nedeniyle bu kat sayı dikkate alınarak hesaplama yapıldığı belirtilmiştir.
DAİREMİZİN İLK KARARI VE YARGITAY BOZMASI İstinaf incelemesi sonunda dairemizin 07/02/2019 günlü, 2017/1478 Esas, 2019/265 Karar sayılı ilamıyla, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü, kısmen reddi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak ve yeniden karar verilmiş olup dairemiz kararının davacılar vekili ile davalı … ve davalılar … ve … vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2019/2499 Esas, 2020/5383 Karar sayılı ilamıyla davalılar … ve … vekilinin davacı … lehine hükmedilen manevi tazminata yönelik temyiz itirazları ile davacı …’ün tazminata yönelik temyiz isteminin reddine, davalılar … ve … vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, ayrıca davacı …’ün kızı …’ün yaralanmasından dolayı yansıtma olarak manevi tazminat isteyebileceği, davacı …’ün istediği manevi tazminatın kendisi ve kızının geçirdiği kaza sebebiyle ne kadar talep edildiğinin açıklattırılması, sonucuna göre talep hakkında bir karar verilmesi gerektiği, ayrıca davalı … yönünden ise 102.459,85 TL poliçe limitinin nasıl hesaplandığının anlaşılamadığı, davalı … şirketinin yargılama sırasında ödediği tutarın yasal faiziyle güncellenmeden maddi tazminattan mahsubu gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası duruşmalı yapılan incelemede usul ve yasaya uygun olan Yargıtay bozma ilamına uyulmuş ve davacılar vekilinden davacı …’ün istediği manevi tazminat talebi konusunda açıklama yapması istenilmiş, davacılar vekili ise duruşmada verdiği beyanında davacı dilekçesinde davacı … yönünden 100.000 TL manevi tazminat istediklerini, bunun 50.000 TL’sinin kendisinin, 50.000 TL’sinin de kızının yaralanmasından dolayı uğradığı manevi acıdan kaynaklandığı olduğu yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. 18/06/2011 günü meydana gelen trafik kazasında davacı … ile davacı …’nun karşıdan karşıya geçmek istediği sırada davalılardan …’nin sevk ve idaresindeki aracın adı geçen davacılara çarptığı, kaza sonunda davacı …’ün %25 oranında meslekten kazanma gücünden kaybettiği ve iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği, dava konusu kazanın meydana gelmesinde davalı …’nin %90 oranında, davacı yayalar … ve …’nun ise %10 oranında kusurlu oldukları anlaşılmıştır. Davacıların istinafı, davalı … şirketinin sorumluluğunun 102.459,85 TL iken 79.315,00 TL ile sınırlı olduğu yolundaki kabulün hatalı olduğuna ilişkindir. Bu konuda ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda da değerlendirildiği üzere davacı …’nun karşılanmamış zararının 180.427,59 TL olduğu, davacı … şirketinin ise ödemesi 120.685,00 TL olup KTK’nun 93.maddesi uyarınca kaza tarihinde cari azami teminat limitinin 200.000,00 TL olduğu, bu limitten sigorta şirketinin ödediği tutarın mahsubu sonucu 79.315,00 TL kaldığı, dolayısıyla davalı … şirketinin sorumlu olduğu miktarın 79.315,00 TL olduğu kanaatine varılmış olup bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Davacıların diğer istinaf talebi ise, hükmedilen manevi tazminatın düşük olduğuna yöneliktir. Mahkemece davacı … için 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmiş olup yaralanmanın derecesi, kusur durumu ve kaza tarihi gözetildiğinde, manevi tazminatın düşük olmadığı kanaatine varılmıştır. Öte yandan dairemizin ilk kararında …’ün yaralanmasından dolayı annesi … ile babası …’ün manevi zarar isteyemeyecekleri gerekçesi ile davacıların ilk derece mahkemesince hükmedilen manevi tazminat miktarlarının düşük olduğuna dair istinaf talepleri reddedilmiş ise de, Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere anne ve babanın da yansıtma zarar olarak manevi zarar isteyebilecekleri, ancak yine Yargıtay bozma ilamında belirtildiği üzere davacı anne …’ın bu husustaki temyiz isteminin kesinlik nedeniyle reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalılar … ve …’ün istinaf taleplerinin incelenmesine gelince; hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplama yöntemine ilişkin istinaf talepleri, bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun olduğundan yerinde değildir. Davacılar … ve …’ın lehine manevi tazminata hükmedilmesinin doğru olmadığına ilişkin istinaf talepleri de gerek kazadaki kusurları, gerekse kaza sonucu yaralanma derecesi ve kaza tarihi dikkate alındığında bu istinaf yerinde değildir. Davacı …’nun yaralanmasından dolayı annesi davacı … ve babası davacı … için manevi tazminata hükmedilmemesi gerektiğine ilişkin istinaf talebi yönünden yapılan değerlendirmede ise dairemizin bozulan kararında davacı … ve davacı … için kızları davacı …’nun yaralanmasından dolayı manevi tazminata hükmedilemeyeceği kabul edilmiş olup bu konudaki davacı …’ın temyiz istemi miktar itibariyle Yargıtay tarafından reddedilmiş olup bu husus kesinleştiğinden dairemizce yeniden kurulan hükümde davacı … lehine davacı …’nun yaralanmasından dolayı manevi tazminata hükmedilmemiştir. Davacı …’nun yaralanmasından dolayı davacı … yararına hükmedilecek manevi tazminatla ilgili olarak Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda davacı … yönünden manevi tazminat talebi açıklattırılmış, dava dilekçesinde istenilen 100.000,00 TL’nin 50.000,00 TL’lik kısmının kendisinin, 50.000,00 TL’lik kısmının ise kızının yaralanmasından dolayı olduğu yolunda açıklama yapıldığı görülmüş olup dairemizce bu konuda yapılan değerlendirmede, davacı … için 5.000,00 TL için, kızı …’ün yaralanmasından dolayı 20.000,00 TL manevi tazminatın olayın oluşuna, kusur derecesine ve yaralanmanın niteliğine göre uygun olacağı değerlendirilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde, davacılar vekili ile davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabul, kısmen reddine karar verilmesi gerekmiş ve istinaf edilmeyen hususlar ile kazanılmış haklar da gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekili ile Davalılar … ve … vekilinin istinaf taleplerinin kısmen kabulü, kısmen reddine, 2-İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.12.2016 tarih 2014/1425 Esas – 2016/998 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, 3-Davacı … için maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile karşılanmayan 203.572,44 TL maddi tazminatın (davalı … yönünden 79.315,00 TL ile sınırlı olarak ) davalılar … ve …dan kaza tarihi olan 18.06.2014 tarihinden itibaren, davalı … yönünden dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı …’ e verilmesine, 4-Manevi tazminat yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine, davacı … için 30.000 TL , davacı …’ün kendisinin yaralanması nedeniyle 5.000 TL, kızı …’ün yaralanmasından dolayı davacı … lehine tayin ve takdir edilen 20.000 TL olmak üzere toplam 55.000 TL’nin 18.06.2011 kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … ile …dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar … ve …’e verilmesine, 5-Davacı …’ın tüm, davacılar … ve …nun fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, 6-Alınması gereken 17.663,08 TL harçtan, davacılar tarafından yatırılan 1.028,10 TL peşin harç ve 3.467,07 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.495,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.167,91 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve davalı … şirketinin sorumluluğunun 3.950,37 TL ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına, 7-Davacılar tarafından yatırılan 1.028,10 TL peşin harç ve 3.467,07 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 4.495,17 TL harcın tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve davalı … şirketinin sorumluluğunun 1.348,55 TL ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’e verilmesine, 8-Yargılama Giderleri; a)Davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 1.200,00 TL bilirkişi gideri, 812,75 TL Adli Tıp gideri, 423,00 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 2.463,80 TL’nin davanın kabul oranına isabet eden 1.264,20 TL’nin tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla ve davalı … şirketinin sorumluluğunun 379,26 TL ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiliyle davacılar … ve …’e verilmesine, b)Davalı … tarafından yapılan 36,00 TL yargılama giderinin davanın reddedilen kısmına isabet eden 17,52 TL’sinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davalıya verilmesine, 9-Vekalet Ücretleri; I) Maddi Tazminat davası yönünden; a)Davacı … lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir edilen 22.700,07 TL nispi vekalet ücretinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve davalı … şirketinin sorumluluğunun 8.626,02 TL ile sınırlı olmak üzere tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı …’e verilmesine, b)Davalılar lehine davanın reddedilen kısım üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 358,37 TL nispi vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine, II)Manevi Tazminat davası yönünden; a)Davacılar lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca hesaplanan 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’e verilmesine, b)Davalılar … ve … lehine davanın red edilen kısmı üzerinden AAÜT’nin 10/2 maddesi uyarınca hesaplanan 7.950,00 TL nispi vekalet ücretinin davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davalılar … ve …’e verilmesine, 10-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde yatıran taraflara iadesine, 11-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı ile 48,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 352,70 TL’nin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 12- İstinaf aşamasında davalılar … ve … tarafından yapılan yargılama gideri olan 85,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 32,70 TL Yargıtay’a dosya gönderme posta masrafı ile 18,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 354,90 TL’nin davacılardan alınarak davalılar … ve …’e verilmesine, 13-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcının davacılardan alınarak davalı … şirketine verilmesine, 14-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve birden fazla duruşma icra edildiğinden davacılar yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 15-Her ne kadar istinaf incelemesi duruşmalı yapılmış ise de, davalılar vekilleri duruşmaya katılmadıklarından, davalılar yararına istinaf duruşma vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 16-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2021