Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2091 E. 2022/1590 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2091 Esas
KARAR NO: 2022/1590
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/03/2020
NUMARASI: 2017/559 E. – 2020/147 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)|Menfi Tespit (Ticari Nitelikteki Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … A.Ş’nin davalı …’ye olan 411.949,41 TL borcunu temin için rehin sözleşmesi akdetmek sureti trafikte kendisi adına tescili …, …, …, …, … ve … plakalı araçların kaydına rehin konması için rehin sözleşmesi yapıldığını, ancak rehin sözleşmesinde tarih olmadığı için rehin sözleşmesinin geçersiz olduğunu, sözleşme tarihinin davacının sorumluğunu belirlemek için de gerekli olduğunu, bu kapsamda davacının sözleşmenin akdinden önce doğan borçlardan sorumlu tutulamayacağını, keza sözleşmede yer alan “rehin veren, kendisinin ve/veya … A.Ş.’nin her türlü kredi sözleşmelerinden veya her ne sebeple olursa olsun doğmuş ve doğacak kefalet dahil her türlü borçlarının teminatı olarak” şeklindeki hükümle davacının belirsiz bir borç miktarı altına sokulduğunu, oysa sözleşme ile rehin verenin sorumlu bulunacağı azami limitin belirtilmesi gerektiğini, sözleşmenin davacıya okutulmadan imzalatılmasının TMK’ya aykırı olduğunu ancak tüm bunlara rağmen geçersiz sözleşmeye dayalı olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı takip dosyası üzerinden takip yapılmak sureti ile tüm araçların trafikten men edildiğini, kaldı ki 2015 yılında tüm borcun ödendiğini, tüm bu nedenlerden rehin sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti ile tamamen, bu kabul edilmediğinde kısmen iptalini, bu sözleşmeye dayanılarak açılmış olan icra takiplerinin tedbiren dava sonuna kadar durdurulmasını ve icra takiplerinin iptalini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ve … A.Ş. aleyhine Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden davacının maliki bulunduğu ve dava konusu araçlara ilişkin rehnin paraya çevrilmesine ilişkin takip başlatıldığını, söz konusu takibe … A.Ş.’den olan muaccel ve meri alacaklar ile bu firmanın keşidecisi ve cirantası olduğu … Ltd. Şti.’nin müvekkiline ciro yoluyla devredilen çeklere ilişkin alacaklarının konu edildiğini, müvekkilinin … A.Ş.’den olan alacakları ile ilgili olarak Ereğli … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, … Ltd. Şti.’den olan alacaklarının tahsili için temlik cirosu ile devredilen … Tic. A.Ş.’nin keşidecisi olduğu 19/01/2015 tarihli, 150.000,00 TL bedelli, 10/12/2015 tarihli, 150.000,00 TL bedelli ve 02/03/2016 tarihli, 148.710,00 TL bedelli çeklerle ilgili olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, … A.Ş.’nin keşidecisi olduğu, … A.Ş.’nin ciranta olduğu ve karşılıksız olan 09/02/2016 tarihli, 149.750,00 TL bedelli ve 23/02/2016 tarih, 149.250,00 TL bedelli çeklerle ilgili olarak Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını ve bu takibin haricen tahsilatla kapatıldığını, müvekkili banka ile imzalanan rehin sözleşmesinin geçerliliğini koruduğunu, müvekkili tarafından başlatılan icra takiplerinin kesinleştiğini ve davacıların bu şekilde sözleşmenin iptalini talep etmelerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı banka Hadımköy Ticari/İstanbul şubesi arasında geçersiz ve tarihsiz Taşıt Rehin Sözleşmesi imzalandığını, davaya konu rehin sözleşmesi yürürlükte bulunan tüm yasal düzenlemelere aykırı olduğunu belirterek bu sözleşme sebebi borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini, Konya … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından açısından iptaline, davalının asıl alacağının % 20’inden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına, müvekkiline ait araçlar arasında davalı lehine mevcut rehin kaydının kaldırılmasına, cebri ihale ile satışı yapılan … araç bedeli 38.000,00-TL’nin söz konusu aracın satış tarihi olan 11/07/2017 tarihinden itibaren TCMB avans faizi ile birlikte tahsiline, muhafaza altına alınan … plaka sayılı aracın müvekkil tarafından kullanılamaması sebeb ile ileride değerinin tam belirlenmesi halinde, harcı ikmal edilerek üzere şimdilik 1.000,00-TL ‘nin dava tarihinden itibaren TCMB avans faizi ile birlikte tahsiline, karar kesinleşinceye kadar haciz ve muhafaza altına alınan veya alınması her an söz konusu bulunan plakalı araçların satış ve muhafaza-yakalama işlemlerinin, ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, yakalanan 34 HV 0931 plakalı aracın yediemin sıfatıyla müvekkile teslimine, daha önce açılan ve münhasıran sözleşmenin iptalini talep edilen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/559 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.03.2020 tarih ve 2017/559 Esas – 2020/147 Karar sayılı kararıyla; “Dosya kapsamı hep birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında yapılan taşıt rehin sözleşmesinin geçerli olduğu, tarafların sözleşme serbestisi kapsamında doğmuş ve doğacak borçlar için rehin verebileceği ve ancak rehin veren davacının rehin verilen araçların kasko bedeli ile sınırlı olmak şartıyla bu sınır içinde kalan borçtan sorumlu olacağı, nitekim davacı borçlunun rehinlerin paraya çevrilmesi amacı ile Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası üzerinden yapmış olduğu takibe konu borca gerek itiraz etmeyerek takip dayanağı belgedeki imzayı ikrar etmiş olması ve gerekse de 10.10.2016 tarihli dilekçesi ile bu takibe konu borca yönelik itirazlarından feragat etmiş olması nedeni ile borcu kabul etmiş olması nedeniyle kasko bedeli kadar borcun davacının kabulünde olması ve ancak takip sonrası kullandırılan krediler nedeniyle oluşan borçtan davacı rehin verenin sorumlu tutulamayacağı, nitekim dosya üzerinden ve banka kayıtları incelenmek suretiyle alınmış olan raporlar ile iş bu dava tarihi 12/06/2017 tarihi itibariyle davacının bankaya borcu olmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle taşıt rehin sözleşmesinin geçersiz olduğu yönündeki davanın reddine ve dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava konusu çekişmenin, müvekkil ile davalı banka arasındaki ‘mutlak hükümsüz’ ve tarihsiz rehin sözleşmesine dayanılarak başlatılan Konya … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyasından dolayı müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ile söz konusu takibin müvekkil açısından iptali ve kötüniyet tazminatının tahsili, haksız satışı yapılan araç nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili, kullanılamayan araçlar nedeniyle oluşan zararın tahsili ve araçlar üzerindeki rehinlerin kaldırılması noktasında olduğunu, Söz konusu sözleşmenin zaman ve konu bakımından sınırlanmaması nedeniyle TMK madde 23’de düzenlenen kişilik haklarına aykırı olduğundan bahisle geçersiz olduğu, yine TBK madde 27 gereğince “ahlaka aykırı” ve bu sebeple de geçersiz olduğu, tip sözleşme kapsamında bulunan sözleşmenin TBK madde 20-25 de düzenlenen emredici yasa hükümlerine aykırı olmakla müvekkili bağlamayacağı, Sözleşmenin Bankacılık Kanunun 54. maddesinde düzenlenen kredi borçlusu şirketin özkaynaklarının %20’sinden fazla kredi kullandırılması nedeniyle müvekkilin sorumluluğuna gidilemeyeceğini, Yukarıdaki hususlar açısından hiçbir inceleme yapılmamış olsa da, bilirkişi raporu neticesinde davalının takip konusu talep edebileceği bir alacağının bulunmadığının da tespit edildiğini, Asıl davada, sözleşmenin mutlak hükümsüzlük nedeniyle iptalinin talep edildiğini, mahkemenin sonucu itibariyle “borçlu bulunmadığımıza” yönelik talebi davanın hukuki gerekçelerinden olan geçersiz rehin sözleşmesinin iptali gerekeceği hususunu ayrı bir (dava) talep olarak değerlendirip, davanın kısmen reddi ile kısmen kabulüne karar verdiğini, Ayrı bir dava olarak görülsün ya da görülmesin, sözleşmenin yukarıdaki TBK hükümleri karşısında geçersiz olduğunun açık olduğunu, mutlak geçersizlikle sakat böylesi bir sözleşmenin “yok hükmünde olduğu” ve bu halde sadece geçersizliğin tespitine karar vermekle yetinileceği hukukun emri olduğundan davamızın tümüyle kabulüne karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Esas dava dilekçesindeki talepler ile hükmün örtüşmediğini; davacının dava dilekçesi ile harca esas değer olarak 50.000,00-TL beyan ederek, Taşıt Rehni Sözleşmesi’nin iptalini ve bu Sözleşmeye dayalı olarak açılmış icra takiplerinin iptaline karar verilmesini talep ettiğini, buna göre 853,88-TL peşin harcı ve diğer başvurma ile vekalet harcını ödediğini, diğer taraftan 04.03.2020 tarihli ara karar birleşen dava tefrik edilmiş ise de davacının menfi tespit talepleri birleşen davada söz konusu olduğu halde esas davada davacının menfi tespit talebi hakkında hüküm kurulduğunu, Davacının esas davada menfi tespit talebi mevcutmuş gibi “dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” şeklindeki hüküm davacının esas davadaki talepleri ile örtüşmeyip bu talepleri aşar şekilde olduğundan hatalı olduğunu, Esas dava bakımından eksik harçların ikmal edilmesi gerektiğini, davacı istinafa konu işbu esas davayı taraflar arasındaki Taşıt Rehni Sözleşmesi’nin iptali ve buna bağlı yapılan takiplerin de iptali talebi ile açmış ve dava dilekçesinde harca esas değeri 50.000,00-TL beyan ederek bu tutar üzerinden ödemişse de peşin harcın eksik olduğunu, davacı işbu esas davadan tefrik edilen ve halihazırda İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/246E. sayılı yeni esas kaydında görülmekte olan dava ile menfi tespit ve tazminat talebinde bulunmuş ve anılan işbu dosya bakımından harcı ikmal etmiştir, ancak işbu esas davadaki talepleri bakımından eş anlatımla iptalini talep ettiği Sözleşme ve takipler bakımından harcı ikmal etmemiş olup ödenen harcın eksik olduğunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’nun 32. maddesinde yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemlerin yapılamayacağı öngörülmüştür. Bu durumda Harçlar Kanunu’nun belirtilen hükmü uyarınca eksik harcın tamamlanması için davacı yana önel verilerek harç ikmali yapıldıktan sonra yargılamaya devam edilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan yargılama yapılması usul ve yasaya aykırı olduğunu, Rehin, asıl alacağın fer’i niteliğindedir, karar gerekçesinde bu husus gözardı edildiğinden hükmün hukuka aykırı olduğunu, asıl borç sona ermedikçe rehin verenin borcunun ortadan kalkmayacağını, Banka’nın sadece Haramidere şubesi nezdinde yapılan incelemenin eksik olduğunu, haramidere şubesi’nin beyanları sadece şube iş ve işlemleri ile sınırlı olup, tüm bankaya veya diğer şubelere teşmil edilemeyeceğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: * Emekli Banka Müdürü …’tan alınan 16.7.2018 tarihli bilirkişi raporu ile; davacı ile davalı arasında bila tarihli taşıt rehin sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme ile davacının, davalı ile … A.Ş. arasında akdedilen kredi sözleşmelerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak borçları temin için kendisine ait ve plakaları sözleşmede belirtilen araçları rehin verdiğini, … A.Ş.nin cari kredi borcunun 131.702.74 TL. olduğunu ve ancak rapor tarihi olan 16.7.2018 tarihi itibariyle borç bulunmadığını, ayrıca davalı bankanın çeklerden dolayı da borcu bulunmadığını, ancak davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası üzerinden icraya konan 3 adet çek nedeni ile 448,710 TL. alacağı bulunduğunu, yine davalının Konya … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı takip dosyası üzerinden icraya konan 2 adet çek nedeni ile 358.298,33 TL. alacağı bulunduğunu, ancak bankada yapılan inceleme esnasında bu dosya kapsamı ile alacak olmadığının beyan edildiği ve bu hususun icra dosyasına bildirildiği ve fakat belge ibraz edilmediği, sonuç olarak davalı banka tarafından cari hesaptan kaynaklanan alacaktan fazla olarak 64.332,58 TL fazla alacak talebinde bulunulduğu, davalı bankanın çeklerden dolayı riski bulunmadığı tespit edilmiştir.*Banka Emekli Müdürü …’dan alınan 30.09.2019 tarihli bilirkişi raporu ile; rehni araçların kaydına 06.10.2015 tarihinde işlendiği ve bu tarihten sonra bankanın kredi müşterisine kredi kullandırmadığı tespit edilmiştir. *Her iki rapor arasındaki çelişki nedeni ile Emekli Banka Müdürü …’tan alınan 11.02.2020 tarihli ek rapor ile; davalı bankada yerinde yapılan inceleme ve banka görevlilerince kendisine sunulan … sayılı yazıdan İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1066 E. sayılı davanın açıldığı 12.06.2017 tarihi itibariyle … A.Ş.nin bankaya borcu olmadığı tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Dava, taşıt rehin sözleşmesinin ve bu sözleşmeye dayanarak açılmış olan icra takiplerinin iptali istemidir. Davacı tarafından İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1066 Esas sayılı dosyası ile açtığı “Menfi Tespit” istemli davanın işbu dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ise de; ilk derece mahkemesinin 04.03.2020 tarihli ara karar birleşen bu dosyanın tefriki ile Mahkemenin 2020/197 Esas numarasını aldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından; “… davanın kısmen kabulüyle; davacının bankaya borcu olmadığının tespit edilmiş olması nedeniyle taşıt rehin sözleşmesinin geçersiz olduğu yönündeki davanın reddine, dava tarihi itibariyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili ile davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava dilekçesinde “Taşıt rehin sözleşmesinin ve bu sözleşmeye dayanarak açılmış olan icra takiplerinin iptali” talep edildiğinden, mahkemece davacının bu taleplerinin ve taleplere konu dava değeri tek tek açıklatılarak eksik harcın ikmali gerekirken, mahkemece 50.000,00 TL dava değeri üzerinden davaya devamla hüküm kurulması hatalıdır. Davacının davaya konu taşıt rehin sözleşmesinin “Zaman ve konu bakımından sınırlanmaması nedeniyle TMK madde 23’de düzenlenen kişilik haklarına aykırı olduğu, TBK madde 27 gereğince ahlaka aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğu, tip sözleşme kapsamında bulunan sözleşmenin TBK madde 20. ve 25.maddelerde düzenlenen emredici yasa hükümlerine aykırı olmakla davacıyı bağlamayacağı, sözleşmenin Bankacılık Kanunun 54. maddesinde düzenlenen ‘Kredi borçlusu şirketin özkaynaklarının yüzde 20’sinden fazla kredi kullandırılması nedeniyle davacının sorumluluğuna gidilemeyeceği’ iddialarının mahkemece tartışılarak, her bir iddia yönünden olumlu veya olumsuz değerlendirme yapılmamış olması usule aykırıdır. Ayrıca, mahkemece aldırılan iki rapor arasında çelişki oluştuğu gerekçesiyle ilk bilirkişiden ek rapor aldırılmasının da hatalı olduğu, mahkemece iki rapor arasında çelişkinin bulunduğu düşünüldüğünde çelişkinin giderilmesi için yeni bilirkişiden veya bilirkişi heyetinden rapor aldırılması gerekeceğinden, anılan şekilde ilk bilirkişiden ek rapor aldırılarak karar verilmesi de usule aykırı olduğundan; açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin istinaf istemlerinin kısmen kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 3-İstanbul 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2020 tarih, 2017/559 E. – 2020/147 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harçlarının talepleri halinde davacı ve davalıya iadesine, 6- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 27,50 TL tebligat masrafı olmak üzere toplam 176,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 32,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 181,10 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.05/10/2022