Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2074 E. 2022/1830 K. 02.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2074 Esas
KARAR NO: 2022/1830
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2018/529 2020/152
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin… olarak bilinen ve diğer pekçok oyuncağın tanıtanı olduğunu, müvekkiline ait … ana unsurlu markaların dünya çapında tanınmışlığa sahip olduğu, Türkiye’de de … tescil numaralı 28, 35 ve 41. Sınıflarda … ibareli markasının bulunduğunu, … ibareli markasının ve … tescil numaralı … tanınmış markasının bulunduğunu, davalının … tescil numaralı … markasının müvekilinin markasının tanınmışlığından faydalanmak için tescil ettirildiğini, davalının cafe’sinde… konseptine yer verildiğini bu durumun da davalının kötüniyetini gösterdiğini belirterek davalının … tescil numaralı … ibareli markasının hükümsüzlüğünüve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir,
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığını, başka bir mahkemedeki davada alınan bilirkişi raporunun kendi lehlerine tespitler içerdiğini, bir markanın tanınmış olmasının mutlak red nedeni olamadığını, davacının markasına zarar verilmediği ve itibarını zedeleyen bir husus olmadığını belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 26/02/2020 tarihli, 2018/529 E.-2020/152 K. Sayılı kararı ile; “…Davacının … markası ile davalıya ait dava konusu markanın ibarelerinin aynı olduğu, …markasının tanınmış olduğu, davalının iş yeri tasarımının da doğrudan “…” e gönderme yaptığı, rubik küpten faydalanma amacına yönelik olduğu, davacının eskiden beri… ile ilgili markaların sahibi olduğu, … markasının ilk yaratan ve tanıtanı olduğu anlaşıldığından davalının kötü niyetli olduğu ve markasının açıkça karıştırılmaya yönelik hazırlandığı sonucuna varılarak,1-Davanın kabulüne, davalı adına kayıtlı … tescil numaraları … ibareli markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Hükmün masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yerel mahkemenin gerekçeli kararında tescillerin yeterince incelenmediğini ve kararın daha çok tecavüz olduğu iddia edilen fiiller üzerinden verildiğini, yargılamanın olağan dışı genişletildiği ve sicildeki kayıtların yeterince incelenmeden karar verildiğini, halk nezdinde … markasının yalnızca küp şeklinden tanınabileceğini, davacı tarafın tescillerinin tamamının “ŞEKİL+KELİME” şeklinde olduğunu, davalı şirketin tescilini aldığı markanın şekilden yoksun, cılız ve karıştırılmaya elverişli olmadığını, Nitekim karıştırılmaya elverişli olan marka başvurularının davacı’nın itirazı üzerine TPE reddedildiğini, dava konusu uyuşmazlıkta müvekkilinin davacı tarafın markasının tanınmışlığından haksız yarar sağladığı yönünde karar verildiğini, ancak söz edilen durumlardan hiçbirinin mevcut olmadığını ve davacı tarafından yerel mahkemeye bu yöndeki iddialarını destekleyici hiçbir delil sunulmadığını, tanınmış markanın kendinden önce tescil edilen markaların tescilini iptal ettirebilme kabiliyeti bulunmadığını, davacı tarafın dünyada tanınmış olduğuna yönelik bazı belgeler sunarak popülaritesini ve gücünü kullanarak ilk derece mahkemesinin kararına etki etmeye çalıştığını,Müvekkil şirketin “Rubiks” markasını kullandığı alanın yiyecek içecek sağlama sektörü olduğunu, yiyecek içecek sektörüyle davacı tarafın faaliyet gösterdiği oyuncak sektörünün kesişim noktasının bulunmadığını belirtmiştir.
DELİLLER: Yargılama sırasında alınan 30/11/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “1- Davacıya ait “… ŞEKİL ”markasının Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi, tanınmış marka olarak tescil edilmesi ve SMK 6/5 maddesinde tanımlanan diğer şartların mevcut olması nedeniyle davacının, davalıya ait … numarasıyla tescilli “…” markasının SMK 6/5 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep edebileceği,2- Davacıya ait “…” markasının 28, 35, 41. Sınıflarda tescilli olduğu, Davalıya ait markanın ise 20, 21, 25, 43. Sınıflarda tescilli olduğu, sınıf konularının kapsadığı mal ve hizmetlerin benzer olması sebebiyle tüketici nezdinde ilişkilendirilme ve karıştırılma ihtimali bulunması sebebiyle davacının davalıya ait … numarasıyla tescilli “…” markasının SMK 6/1 maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep edebileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Davalıya ait … tescil numaralı …+Şekil markasının 09/10/2015 tarihinde 20,21,25 ve43. Sınıflarda tescilli olduğu görülmüştür. Davacıya ait … tescil numaralı …+ŞEKİL markasının 30/12/2011 tarihinde 28,35 ve 41. Sınıflarda tescilli olduğu, yine davacıya ait … numaralı marka başvuru kaydının bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ve hükmün ilanı talebine ilişkindir. Yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalıya ait hükümsüzlüğü istenen markanın 20, 21,25 ve 43. Sınıflarda 09/10/2015 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Dosya içeriğinde davacının … tescil numaralı markasının 30/12/2011 tarihinde 28, 35 ve 41. Sınıflarda tescil edildiği, ayrıca davacının tanınmış markasının bulunduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu içeriğinden de anlaşılacağı üzere davalının markasındaki ibare ile davacı markasındaki ibarenin aynı olduğu, davalının işyeri tasarımının doğrudan rubik küpe gönderme yaptığı, bu şekildeki konseptin rubik küpten faydalanma amacı olduğu, davacının önceki tarihli markasının bulunduğu, dolayısıyla hükümsüzlük koşullarının somut olay bakımından gerçekleştiği, davacının tanınmış markasının dava konusu markadan daha sonraki tarihli olduğu ileri sürülmüş ise de söz konusu markayı davacının ilk olarak bulduğu ve tanıttığı, davalının tescilinin kötü niyetli olduğu kanaatine varılmakla istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davacının avansından kullanıldığı anlaşılan 37 TL posta ve tebligat masrafının davalıdan alınıp davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/11/2022