Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2048 E. 2020/2127 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2048 Esas
KARAR NO : 2020/2127 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI : 2019/977 E. – 2020/106 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/12/2020
İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ tarafından verilen 13/02/2020 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı sayılı dosyasında, … Bankası A.Ş. Dragos şb verilme 22/09/2018 tarih ve … numaralı 55.000,00TL bedelli çeke dayalı olarak icra takibi başlatıldığını, 30/05/2018 tarihli Genel Kurul Kararına göre davacı … temsil ve ilzama Yön Kur Bşk. … ve Yön Kur Bşk Yard …, müşterek imza ile yetkili olarak seçildiğini ve ticaret sicil gazetesinde yayınlandığını, bu yetkiye istinaden Üsküdar … Noterliğinin 04/06/2018 tarih ve … yevmiyeli imza sirkülerinin düzenlendiğini, çekte bulunan tek imzanın davacı … temsil ve ilzama yetkili olmadığını, bu nedenle de davacı şirket açısından geçerli bir borç bulunmadığını beyanla, davacının, … Bankası A.Ş. Dragos şb verilme 2/09/2018 tarih ve … numaralı 55.000,00TL bedelli çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalı alacaklı adına bahsi geçen çek için 03/10/2018 tarihinde İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibine girişildiğini, iş bu icra takibinde usulüne uygun olarak düzenlenen ödeme emrinin, icra takibi borçlusu … şirketine 05/10/2018 tarihinde tebliğ olduğunu, iş bu davanın ise 16/10/2019 tarihinde açıldığını, süresi içerisinde açılmayan bu davaya karşı zamanaşımı itirazlarının bulunduğunu, öncelikli olarak 1 yıllık zamanaşımı süresinde açılmayan davanın usulden reddini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun huzurdaki davanın esastan reddini, kabul etmemekle birlikte mahkememiz aksi kanaatteyse çekte imza atan şirket yetkilisinin şahsi olarak sorumlu tutulmasını talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarihli 2019/977 Esas-2020/106 Karar sayılı kararıyla; “7155 Sayılı Kanunun 20’nci maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen 5/A maddesi ve 7155 Sayılı Kanunun 23’üncü maddesi ile 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu’na eklenen 18/A-2 maddesi uyarınca arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında, davanın Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A, 6325 sayılı Kanunun 18/A-2, Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeni ile usulden reddine, ” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU;Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Yargıtay 19 HD nin 13/02/2020 tarih ve 2020/85-2020/454 sayılı kararında ve Yargıtay 19 HD İstinaf Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlıkları gidermek amacı ile vermiş olduğu kararında menfi tespit davalarında arabuluculuk şartının gerekmediğini hüküm altına aldığını beyanla kararın istinaf incelemesi neticesinde bozulmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin istinafa cevabında; 19.12.2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan 7155 sayılı Kanun ve TTK 5/A maddesi gereğince kararın usul ve yasaya uygun olduğunu, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürlüğü Arabuluculuk Daire Başkanlığı tarafında yayınlanan Ticari Uyuşmazlıklarda Dava Şartı Arabuluculuk isimli kitapta, kitabın yazarları … ticari davalarda dava şartı olması nedeniyle zorunlu nitelikte olan arabuluculuğun kapsamını çok geniş yorumladıklarını ve bu bağlamda, itirazın iptali, borçtan kurtulma, menfi tespit ve istirdat davalarında da dava açmadan önce arabulucuya başvurmanın zorunlu olduğunu ve bunun bir dava şartı olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirttiklerini, beyanla istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir.01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; çekten kaynaklanan, menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlıkta bir paranın ödenmesi yahut bir zararın tazmininin istenmediği, menfi tespit davasının alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas- 2020/454 Karar sayılı olup “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararında”; “7155 Sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince, İSTANBUL 21. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 13/02/2020 tarihli 2019/977 E. – 2020/106 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden istinafa geliş aşamasında davacı tarafından yatırılan 54,40 TL harcın talebi halinde davacıya iadesine, 4-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 29 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 177,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/12/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.