Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2046 E. 2022/1701 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2046 Esas
KARAR NO: 2022/1701
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2018/300 2020/246
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketinin uzun yıllardır bayan giyim tekstili alanında faaliyet gösteren bir firma olduğunu, bu bağlamda ürettiği tüm ürünleri tasarım tescili aldığını, piyasaya sunduğu ürünleri marka tescili aldığını, … dosya numarası ile çoklu tasarım müracaatı yaptığını, davalı tarafın … dosya numaralı çoklu tasarımının 9 numaralı tasarımının ayırt edilemeyecek derecede benzerini üreterek ve ticaret hayatına sokarak müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz ettiğini, İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/83 değişik iş sayısı dosyasıyla tespit talebinde bulunduklarını, keşif esnasında davaların … Mahallesi … Sokak … Apartmanı No: … Şişli/İstanbul adresindeki … Stili mağazasında, davalı tarafın davaya konu müvekkiline ait tescilli … dosya numaralı çoklu tasarımının 9 nolu tasarımına ayırt edilemeyecek derecede benzeyen bir adet taklit ürün bulunduğunu ve satışının söz konusu adreste yapıldığını, nitekim değişik iş dosyasına da alınan bilirkişi raporunda keşif adresinde tespit edilen ürün üzerinde ayrı ayrı inceleme ve değerlendirme yapıldığını ve bunun sonucunda ufak ayrıntılar dışında belirgin farklılıkların bulunmadığı ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte taktik tasarımlar olduğu ve tüketici nezdinde iltibasa yol açacağı kanaatine varıldığını iddia ederek, davalı eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile müvekkilin ait tescilli tasarımları yönelik fiilin tecavüz olup olmadığının tespitini, muhtemel tecavüzün önlenmesini, tecavüz fiillerinin durdurulmasını, tecavüzün kaldırılması ile fazlaya dair hakların saklı kalması koşuluyla şimdilik 5.000 TL maddi ve 20.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını, özellikle masrafları tecavüz eden ait olmak üzere ele geçirilen ürünlerin imhasını ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekilinin duruşmadaki beyanlarında ticari defterlerini sunmak için süre istediği ayrıca aşamadaki beyanlarını tekrarladığın söylemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 16/07/2020 tarih, 2018/300E.-2020/246K. Sayılı kararı ile;”… SMK 151/2-b kapsamında inceleme ve değerlendirme yapılamadığı (esasen bu tür davalarda defterler sunulsa dahi ürün bazlı kayıtların yer almaması ve kayıt dışı ticari faaliyetler sebebiyle net zarar tespitinin mümkün olmaması, farazi hesaplamaların doğrudan hükme esas alınabilecek nitelikte olmaması, tespit edilen miktarın çoğu zaman hakkaniyete ve dosya kapsamına uygun düşmediği dikkate alındığında BK 50. Maddesi gözetilerek değerlendirme yapılması gerektiği sonucuna ulaşılmakla) anlaşılmakla paranın alım gücü ve hakkaniyet gözetilerek, davacının talebinin yerinde ve makul olduğu anlaşılmakla BK 50. Maddesi gereği takdiren 5.000,00 TL üzerinden talebin kabule karar vermek gerekmiş, yine manevi tazminat yönünden izahı yapıldığı üzere manevi tazminatın yasal şartlarının oluştuğu anlaşılmakla eylemin ağırlığı tecavüze konu tasarım sayısı, hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL manevi tazminata, Davanın kabulü ile; Davalı tarafça piyasaya sunulan ürünlerin davacıya ait 2018/00740 nolu çoklu tasarımdaki 9 nolu tasarıma tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, bu kapsamda davalıya ait ürünlerin, üretim, tanıtım ve satışının önlenmesine, davalı uhdesinde olmak kaydıyla el konularak masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, infazda 18/04/2019 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, raporun hüküm eki sayılmasına…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini, dosyada bilirkişi raporları dışında delil bulunmadığını, raporlarda ise tecavüzün tespitine ilişkin yeterli gerekçenin bulunmadığını, zira İstanbul 1 FSHHM’nin 2018/83D.İş sayılı dosyasında davacı firmanın tescilli tasarımının taklidi olduğu iddia edilen bir adet ürün tespit edildiğini ve incelemenin bu 1 adet ürün üzerinde yapıldığını, yargılama sırasındaki yapılan bilirkişi incelemelerinde de bu ürünün esas alındığını, bu bir ürün dışına herhangi bir ürün tespit edilemediği, buna göre daha detaylı bir inceleme yapılması taraf defterlerinin incelenmesi gerektiğini ve daha somut deliller sunulması gerektiğini, maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden ise herhangi bir inceleme yapılmadığını, müvekkilinin kusurunun ispat edilemediğini, davacının zararı bulunmadığı gibi bu yönde bir tespitin de yapılmadığını, mahkemenin sadece müvekkilinin ticari defterlerini sunmadığından bahisle tazminat talebini kabul etmesinin hatalı olduğunu, aynı şekilde davacı zararının veya müvekkilinin kusurlu olduğunun ispat edilememesine rağmen manevi tazminata hükmedilmesinin de hatalı olduğunu, mahkemenin tecavüz, maddi ve manevi tazminat yönlerinden 3 kez 4910Tl vekalet ücretine hükmettiğini, AAÜT’ye göre tazminat taleplerinde vekalet ücretinin tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenmesi gerektiğini 14.000TL için %15 oranında vekalet ücretine hükmedilebileceği, mahkemenin maddi ve manevi tazminat yönünden davacı lehine 5000TL’ye hükmetmesine rağmen bu iki talep bakımından davacı lehine ayrı ayrı 4910TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğu, %15 üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesinin gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, … tescil nolu elbise adlı ürünün 02-04 lokarno sınıfında, 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23 çoklu tasarımının 05/02/2018 tarihinde tescil edildiği ve … Limited Şirketi adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi 2018/83 D.iş sayılı dosyası kapsamında alman bilirkişi raporunda özetle, tespit talep edene ait … dosya numaralı 02-04 Locarno sınıfındaki çoklu tasarım dosyası kapsamındaki 9 nolu elbise tasarımı ile aleyhine tespit istenene ait tasarımın karşılaştırılması neticesinde, ayırt edicilik yönünden ufak ayrıntılar dışında belirgin farklılıklar taşımadığı, ayırt edilemeyecek derecede benzer nitelikte taklit tasarımlar olduğu, tüketici nezdinde iltibasa ve aldatmaya yol açacağı kanaatine varıldığı anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan 18/04/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı ve davalı ürünleri alt ve üst olmak üzere iki parçadan oluşmuş kombine takım niteliğinde olduğu, üst ve alt saçaklar pliseli şekilde karakterize edilmiş olduğu, tasarım bütünlüğünü bozmayacak derecede pliseler arasında uzunluk farkı bulunduğu, her iki ürünün beden ve alt kısmında çizgisel dokuya sahip kumaş kullanılmışken kol kısımlarında düz formda kumaş kullanıldığı, her iki ürün genel anlamda değerlendirildiğinde, davacı ve davalı ürünleri arasında ayırt edicilikten ziyade tasarım bütünlüğü açısından benzerlik bulunduğu, davacı adına tescilli … nolu çoklu tasarımda yer alan 9 nolu tasarım ile İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/83 diş dosyası kapsamında davalı adresinde yapılan inceleme sırasında sunulan ürünler arasında tasarım bütünlüğü açısından bilinçli tüketiciler nezdinde aynı ürünler olarak algılanacağı kanaatine varıldığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, tasarıma tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulması ile maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Yargılama sırasında davacıya ait endüstriyel tasarım tescil belgesinin celp edildiği ve çoklu elbise tasarımı olduğu görülmüştür. Yine alınan bilirkişi raporu ve tespit bilirkişisi raporu içeriğinden davalının işyerinde bulunan ürünün davacının tasarımına benzer olduğu, bu durumun tüketici nezdinde iltibas ve aldatmaya yol açacağı anlaşılmış olup, davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir. Davalı işyerinde bir adet ürün tespit edilmesi davacının tasarım haklarının ihlali bakımından yeterlidir. Somut olay bakımından davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı, ayrıca ihlalin niteliği ve tarafların faaliyet alanları gözetildiğinde, mahkemece TBK’nın 50/2 maddesi kapsamında değerlendirme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri yerinde değildir. Öte yandan davalı taraf vekalet ücretine yönelik olarak istinaf talebinde de bulunmuş ise de somut davada HMK’nın 110. Maddesi bağlamında talep yığılması söz konusu olduğundan da kabul edilen her bir talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 683,10 TL nispi harçtan, peşin alınan 170,77 TL harcın mahsubu ile bakiye 512,33 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafın gider avansından karşılandığı anlaşılan 11 TL tebligat ve posta giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2022