Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2038 E. 2022/1586 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2038 Esas
KARAR NO: 2022/1586
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/07/2020
NUMARASI: 2018/907 2020/365
DAVANIN KONUSU:6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (Alacak)
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; Taraflar arasında 28.01.2016 tarih ve … sözleşme numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, Muğla İli, Bodrum ilçesi, … Mahallesi, … mevkii, … Ada, …-…-…- Parsel numaralı taşınmazların 15.03.2021 tarihine kadar 63 ay süre ile müvekkili şirkete kiralandığını, Finansal Kiralama Sözleşmesinin 26.10.2017 tarihinde tadil edildiğini ve ödeme planındaki kira bedellerinin talebe göre yeniden revize edildiğini, sözleşmenin sona erme tarihinin de 01.09.2021 tarihine uzatıldığını, müvekkili şirket ile davalı arasında imzalanan 28.01.2016 tarihli … numaralı Finansal Kiralama Sözleşmesi ile kurulan Finansal Kiralama ilişkisinde, Finansal Kiralama Sözleşmesine konu taşınmazların imar uygulaması yapılabilmesi için davalıdan yetki talebinde bulunulduğunu, ancak davalı Şirket tarafından bu talebe olumsuz yanıt verildiğinden müvekkilinin krediyi erken kapatmak zorunda bırakıldığını, taraflar arasında 14.05.2018 tarihli yeni tadilat sözleşmesi yapılarak Finansal Kiralamaya konu 3 adet taşınmazın mülkiyetinin müvekkili şirkete devredildiğini, davalı tarafından, kira bedellerinin tamamının ya da bir kısmının tadilat sözleşmesi ile vadesinden öne çekilerek kira sözleşmesinin ödeme planına uyulmayarak kapatılması gerekçesiyle 17.05.2017 tarihinde, müvekkili şirketten KDV hariç 56.369,80 Euro ( 296.995,56 TL) cezai şart adı altında haksız kesinti yapıldığını, haksız kesintinin iadesinin Beyoğlu …Noterliği’nin 24.07.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davalıdan talep edildiğini, ancak davalının kesintiyi iade etmediğini, Finansal Kiralama Sözleşmesinin Özel Şartlar başlıklı B) Ödeme Planı ve Uygulama Esasları maddesinde; “…Finansmanın erken kapatılması halinde Kiralayan’ın cezai şart namı altında bir tazminat ya da erken ödemeye rağmen faizleri tam olarak ödemekle mükellef olduğu…” düzenlemesi yer aldığını, ancak, taraflar arasında akdedilen Finansal Kiralama Sözleşmesi’nde, cezai şart olarak ödenecek miktar veyahut bir oran bulunmadığı gibi, kredinin erken kapatılması nedeniyle, talep edilecek masraf ve komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenleme de bulunmadığını, Türk Bankacılık uygulamalarına bakıldığında kredi borcunun erken kapatılmasında alınan tazminat oranının yaklaşık % 2 olduğu, (dava konusu olayda kredi miktarının da çok yüksek olduğu dikkate alındığında) bu oranı aşan oranların ise hak ve nesafet ilkelerine aykırılık teşkil ettiği Yargıtay içtihatlarında belirli olduğunu, huzurdaki dava konusu kredinin kapatılması esasında müvekkilinin kira anapara tutarı olarak 4.362.781,45 TL, cezai şart olarak ise 296.995,56 TL ödendiğini, müvekkilinden yaklaşık % 6,80 gibi çok yüksek bir oran üzerinden cezai şart adı altında kesinti yapılmasının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek müvekkilinden haksız olarak tahsil edilen cezai şartın davalıdan temerrüt faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava edilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; Huzurdaki davanın belirsiz alacak davası olmadığını, finansal kiralama sözleşmesinin finansal kiracının talebi ile 26.10.2017 tarihinde akdedilmiş olan tadilat sözleşmesi ile tadil edildiği ve ödeme planındaki kira bedellerinin talebe göre yeniden revize edildiğini, sözleşmenin sona erme tarihinin de 01.09.2021 tarihine kadar uzatıldığını, daha sonra ise davacının da belirttiği gibi finansal kiracının mevcut ödeme planı geçerli iken 01.09.2021 tarihine kadar işbu sözleşme devam edecekken ve 970.263,90 –EURO kira ödemesi normal ödeme şartlarında şirketlerine yapılacakken davacı firma tarafından erken kapama yapılmasının şirketlerinden talep edildiğini, şirketlerinin davacı şirkete kiralama sözleşmesi kapama rakamlarını 10/05/2018 tarihli resmi yazı ile bildirdiğini, mevcut rakamların kabul edilmesi üzerine davacının, … A.Ş ile yeni ve ticari anlamda kendi için daha uygun oranlı bir finansal kiralama sözleşmesi akdetdiğini ve oradan gelen 901.871,00-EURO tutar ile şirketlerinin riskinin kapatıldığını, akabinde 14.05.2018 tarihli yeni bir tadilat sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin mülkiyet devir satış tarihinin 01.09.2021 tarihinden 16.05.2018 tarihi olarak revize edildiğini, 23.05.2018 tarihinde de…’nde satış işlemleri tamamlanarak mülkiyetin davacı şirkete yapıldığını, davacı kiracının ticari bir şirket olduğu ve tüm yaptığı işlemlerde basiretli ve özenli davranması gerektiğini, şirketlerinin Tüketici Kanunu’na tabi bir şirket olmadığını, aynı şekilde davacının tacir olduğunu, aralarındaki finansal kiralama sözleşmesinin tarafları bağladığını, 28.01.2016 Tarih, … sözleşme numaralı Finansal kiralama sözleşmesi akdedilmesi öncesi 25.01.2016 tarihli “sözleşme öncesi bilgilendirme formu” ile de tüm finansal kiralama sözleşmesi hükümlerini tacir olarak inceleme imkanının kendilerine verildiğini, aynı formun 36. maddesi hükmüne göre de kira bedellerinin zamanından önce kapatılması durumunda finansman borcundan indirim yapılamayacağının ve gerekçelerinin kiracıya usulüne uygun olarak ifade edildiğini, tarafların akdedilen finansal kiralama sözleşmelerinde, erken kapama yapma talebi sebebiyle ne kadar Erken Kapama Cezası ödeyeceklerini kararlaştırıklarını, bu kapsamda kiracı davacının bunu kabul ederek finansal kiralama sözleşmesini imzaladığını, bu ödeme sebebiyle şirketlerini aynı zamanda ibra ettiğini, şirketleri ile davacı arasında akdedilmiş olan en son 14.05.2018 tarihli tadilat sözleşmesinin 2. madde hükmünün de açık ve tarafları bağlayıcı ve şirketlerini açıkça “ibra” niteliğinde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi 17/07/2020 tarih,2018/907 E.-2020/365 K. Sayılı kararı ile; “…14/05/2018 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesine Ek Finansal Kiralama Tadilat Sözleşmesinde davacının KDV hariç 56.369,80-EUR cezai şart adı altında ödeme yapmayı, yapılan ödeme ile ilgili olarak kiralayanı ibra ettiği anlaşılmakla, davalının uyguladığı cezai şartın taraflar arasındaki sözleşme ve hukuka uygun olduğu kanaatine varılmakla ve belirtildiği üzere davacı tarafın davalıyı bu hususta ibra ettiği dikkate alındığında davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davacı vekili dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş ayrıca gerekçede belirtilen cezai şart nedeniyle davalının ibra edildiği hususunun hatalı olduğunu, söz konusu ibranın geçerli olmadığını, davalının hukuki dayanağı olmayan bir kesintiyi müvekkilini içinde bulunduğu durumdan faydalanarak yaptığını, sözleşmenin ek-1 özel şartlar başlıklı B) ödeme planı ve uygulama esasları maddesinde erken kapama halinde kiralayanın cezai şartnamı altında bir tazminat ya da erken ödemeye rağmen faizlerin tam olarak ödemekle mükellef olduğu şeklinde bir düzenleme mevcut ise de sözleşmede cezai şart miktarı ya da bir oran bulunmadığı, talep edilecek masraf ve komisyonun hangi oranlarda alınacağı veya hesap şekline dair bir düzenleme de bulunmadığını, bu nedenle davanın ahdevefa ilkesine aykırılık oluşturmadığını, davalının sözleşmede bulunmayan bir hususta BK 23. Maddesine göre işlem yapılmasını istediğini, sözleşmede erken ödemeye ilişkin hesaplama ve cezai şart oranı ya da miktarı bulunmadığını, Borçlar Kanununun 23. Maddesinde açık ve net olmayan hususların düzenleyen aleyhine yorumlanacağının hüküm altına alındığını, bu nedenle mahkemeden hak nesafete uygun bir hesaplama yapılmasını istediklerini, erken ödeme halinde sözleşmede oran bulunmaması hususunda bilirkişinin hiçbir değerlendirme yapmadığını, kesintinin hukuki dayanağının bulunmadığını, dolayısıyla ibra ile böyle bir kesintinin geçerli hale gelmeyeceğini, ibranın karşılıksız olmasının Türk hukukunda kabul edilmediğini, ibra ile cezai şarta yasallık kazandırılamayacağını, itirazlarının dikkate alınmadığını, faiz oranlarına bakıldığında, 2016 yılından bu tarafa devamlı arttığını, bilirkişi raporundaki hesaplamaya dayalı olmayan bu konudaki tespitlerin yerinde olmadığını, müvekkilinin tacir olmasının genel işler şartlarını ihtiva eden bir tip sözleşmeden doğan haksız şartlara katlanmasını gerektirmediğini, davalı vekilinin erken kapama halinde davacının indirim uygulamayacağını bildiğine dair savunmasının mahkemeyi yanıltıcı nitelikte olduğunu, bir kısım bankaların sözleşmelerde erken ödeme halinde yapılacak uygulamaları ayrıntılı olarak sözleşmelerde belirttiğini, bilirkişi raporunda imar uygulaması nedeniyle davalıdan yetki talebinde bulunulduğu ve bu talebin reddedildiğine dair bir delil bulunmadığı belirtilmiş ise de bunun şubedeki personel tarafından bilindiğini, kaldı ki borçlar kanunun 19. Ve 20. Maddeleri genel hukuk kuralı dikkate alındığında yüksek cezai şartın indirilmesi gerektiğini, Türk Bankacılık uygulamasındaki erken kapatma uygulamasındaki oranın yaklaşık %2 olduğunu, bu tür davalarda yargıtay 11. HD’nin 2016/8759 E.- 2017/6377 K., 2016/12794 E.-2017/6290K. ve 2015/8367 E.-2016/3129K. Sayılı ilamlarında da belirtildiği üzere emsal oran araştırılması yapılması ve buna göre bir karar verilmesi gerektiğini işaret edildiğini bildirmiştir.
DELİLLER Sözleşme Öncesi Bilgilendirme Formunun 3.6. “Kira Bedellerini Ödemede Temerrüt” başlıklı maddede “16,17,18,19. Bu hükümlerde … kira bedellerinin vadelerinden önce kısmen ya da tamamen ödenmesi ihtimalinde finansman borcundan indirim yapılmayacağı..” şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür. 28.01.2016 tarih, 65549 sayılı sözleşmenin 3.5. “Kira Bedellerinin Ödenmesi” başlıklı maddesinin altında “…Kiracı Ek :1 (Özel Şartlar) bölümünde sayılan mal, makine ve teçhizatın bedellerinin, kendisine sağlanan finansmanın, Kiralayan tarafından temin edildiğini, kullandığı finansman ve ferilerinin ödenmesi yükümlülüğünün üstlenildiğini, finansmanın erken kapatılması halinde Kiralayanın cezai şart namı altında bir tazminat ya da erken ödemeye rağmen faizleri tam olarak ödemekle mükellef olduğunu bilmekte ve peşinen kabul etmektedir. Bu nedenle kiracı, kira bedellerinin tamamını ya da bir kısmını vadesinden, kararlaştırılan tarihlerden önce toplu ödemesi halinde, ödeme planında kalan süreye ilişkin kira bedellerini, ödeme planında yer alan tutarlarda aynen, peşinen ve nakden ödeyeceğini, her ne nam altında olursa olsun bir indirim talebinde bulunmayacağını beyan ve taahhüt etmektedir…” düzenlemesi yapıldığı anlaşılmıştır. 26/10/2017 tarihli Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Sözleşmesine Ek Düzenleme Şeklinde Finansal Kiralama Tadilat Sözleşmesi yapılmış ve son ödeme tarihi 01/09/2021 ve toplam ödeme tutarı 1.012.283,90 EUR olarak belirlendiği görülmüştür. Davalı şirketin davacı şirkete kiralama sözleşmesi kapama rakamlarını 10/05/2018 tarihli yazı ile bildirdiği, yazıdaki risk bedelinin 11/05/2018 tarihine kadar geçerli olduğu verilen tarihe kadar 902.072-EUR ve 5.000-TL bedelin ödenmemesi durumunda taahhütnamenin kendiliğinden geçersiz olacağı belirtilmiştir. 14/05/2018 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesine Ek Finansal Kiralama Tadilat Sözleşmesinde, “Kiracı, kira bedellerinin tamamını yada bir kısmını iş bu tadilat sözleşmesi ile vadesinden önce öne çekerek kira sözleşmesinin mevcut … nolu ödeme planına uyulmaksızın kapama yapmayı talep etmeleri sebebiyle … numaralı geçici ödeme planı için toplam KDV hariç 56.369,80-EUR cezai şart adı altında ödeme yapmayı, yapılan veya yapılacak ödemenin bu kadarlık kısmının bu amaçla kiralayan tarafından tahsil edilmesini, bu yapılan ödeme ile ilgili olarak kiralayanı ibra ettiğini kabul, beyan ve taahhüt etmektedirler….” hükmü düzenlendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle: “…Davalı … şirketinin kullandırdığı 28.01.2016 tarihli … tescil numaralı … sözleşme numaralı kredinin erken kapatılması için davacının 14.05.2018 tarihinde davalıyı ibra ettiğini, bu ibranın sözleşmeden kaynaklı 56.369,80 EUR cezai şartı da kapsadığını, davacının ahde vefa prensibi ile çalıştığını, belirtilen kanun hükümleri ve taraflar arasında imzalanan sözleşme hükümleri de dikkate alındığında davalı … Şirketi’nin tahsil ettiği erken ödeme komisyonunun başta sözleşmeye ve bundan öte mevzuata aykırılık bulunmadığının değerlendirilebileceği…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. 02/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; “…Davacı tarafından, kök rapora 17.10.2019 tarihli dilekçe ile yönlendirilen itirazlarının, bu raporda varılan sonuçları değiştirir nitelikte olmadığı…” şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, finansal kiralama sözleşmesinin erken kapaması nedeniyle ödenilen tutarın tahsili istemine ilişkindir. Davacı taraf, finansal kiralama konusu taşınmazların mülkiyetinin imar uygulaması nedeniyle sözleşmenin normal sona erme süresinden önce devralınması nedeniyle ödeme planına uyulmayarak kapatılması nedeniyle davalı tarafa KDV hariç 56.369,80 Euro tutarında cezai şart adı altında haksız ödeme yapıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davacının erken kapama cezası ödemeyi kabul ettiğini ve bu nedenle davalıyı ibra ettiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar, davacı vekilince istinaf edilmiştir. Taraflar arasındaki finansal kiralama sözleşmesinin 16. Maddesinde erken kapama halinde davacı kiracının kira bedellerinin tamamını ya da bir kısmını vadesinden önce toplu ödemesi halinde ödeme planında kalan süreye ilişkin kira bedellerinin ödeme planında yer alan tutarlarda aynen, peşinen ve nakden ödeyeceğini, herhangi bir indirim talebinde bulunmayacağını kabul ettiği görülmüştür. Taraflar arasındaki 14/05/2018 tarihli finansal kiralama sözleşmesine ek tadilat sözleşmesinde davacı kiracının 56.369,80 euro cezai şart altında ödeme yapmayı ve bu ödeme ile ilgili olarak davalı kiralayanı ibra ettiği anlaşılmıştır. Öte yandan yargılama sırasında alınan kök bilirkişi raporunda dava konusu sözleşmenin erken kapatılması nedeniyle davalının 68.392,90 Euro bir faiz kaybına da razı olduğu görülmüştür. Her ne kadar taraflar arasındaki sözleşmede cezai şart ile ilişkili olarak bir oran ön görülmemiş ise de davacının söz konusu cezai şartı ödemeyi kabul ettiği ve bu ödeme nedeniyle de davalıyı ibra ettiği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Nitekim benzer davalarda da Yargıtay 11 HD’nin uygulaması bu yöndedir. (Bknz: Yargıtay 11HD 2018/2524E.-2019/3987K.; 2020/8024E.-2022/4905K.) Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2022