Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2032 E. 2020/2268 K. 28.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2032 Esas
KARAR NO: 2020/2268
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/448 E.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E.(Eski Esas No:…) sayılı dosyası ile 21.05.2014 tanzim, 21.05.2016 vade tarihli ve 70.000-TL bedelli bonoya dayalı olarak 71.080,21-TL tutar (takip çıkışı) üzerinden kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile bono lehdarı … tarafından takip başlatılmış olup takip dayanağı bono üzerindeki imzanın müvekkilinin eli ürünü olmayan sahte bir imza olduğunu, takip dayanağı bono üzerindeki keşideci imzasının müvekkiline ait olmayan sahte bir imza olduğu hususunun gerek dava dilekçesi ekinde sundukları imza örnekleri(vekaletname,imza beyannamesi,banka hesap açılış formu,kimlik sureti), gerek bildirecekleri ve mahkemece celbedilecek tatbike medar başkaca imza örnekleri ve gerekse mahkemece gerekli görülürse müvekkilden alınacak imza örnekleri ile takibin dayandırıldığı bono aslı üzerindeki imzanın grafolojik tekniklerle mukayese edilmesiyle kesin ve bilimsel olarak anlaşılacak olduğunu, müvekkilince bugüne kadar kendisine ait olmayan sahte imzalı bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibine, takip dayanağı bonoya ve borca karşı eşinin ileri derece kanser hastası oluşu ve gördüğü yoğun tedavi süreçleri nedeniyle itiraz ve sair yasal başvuruların yapılamadığını, takip alacaklısının, takip dayanağı bononun lehdarı olması nedeniyle,bono üzerindeki imzanın müvekkilince atılıp atılmadığını bilebilecek konumda olduğu cihetle bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmayan sahte imza olduğunun tespiti halinde, takibin haksız ve kötüniyetli başlatılmış olduğunun anlaşılacağını belirterek dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E.(Eski Esas No:…) sayılı takip dosyasının HMK 209/1 hükmü gereğince tedbiren teminatsız olarak dava sonuna karar durdurulmasına, mahkeme aksi kanaatte olduğu takdirde dava konusu takip dosyasındaki satış işlemlerinin müvekkilimin takip nedeniyle daha fazla ve ilave bir zarara uğramaması bakımından tedbiren durdurulmasına, (İİK m.170) bu istemleri de kabul görmediği takdirde dava konusu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E.(Eski Esas No:…) sayılı takip dosyasında icra veznesine girecek paranın alacaklı tarafa ödenmemesi yönünde tedbir kararı verilmesine, müvekkilinin takip dayanağı bono ve takip nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti ile takibin ve bononun iptaline, icranın eski hale iadesine, davalılar hakkında İİK’nın 72/5 gereğince menfi tespit kararına konu borç miktarının %20’sinden az olmamak ve haksız takip nedeniyle uğranılan somut zararı karşılayacak (asgarinin üzerinde bir) oranda müştereken ve müteselsilen tazminata hükmedilmesine, yargılama masrafları ile kanuni vekalet ücretinin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. B-) Cevap ve Karşı Talepler : Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının menfi tespit davasında icra dosyasında görüleceği üzere borcun bir kısmını icra yolu satış ile ödediğini ve ödemiş olduğu kısım üzerinden menfi tespit davası değil istirdat davası açması gerektiğini, istirdat davasının da ancak bir yıl içinde açılabileceğini, bir yıllık dava açma süresinin hak düşürücü süre olduğunu, bu nedenle, mahkemece re’sen gözetilmesi gerektiğini, zamanaşı sebebiyle davanın reddini talep ettiklerini, 7155 sayılı “abonelik sözleşmesinden kaynaklanan para alacaklarına ilişkin takibin başlatılması usulü hakkında kanun” ile 6102 sayılı türk ticaret kanunu’na eklenen 5/a maddesi gereğince; 6102 sayılı kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olduğunu, davanın arabuluculuk yoluna başvuru yapılmadan açılmış olup davanın usulden reddi gerektiğini, davacı/borçlunun kötü niyetli ,kanunun dolanmasına sebebiyet vererek ve hile ile işbu davayı ikame ettiğini, amacın müvekkillerinin alacağını sürüncemede bırakmak olduğunu, davacının neredeyse 5 yıl sonra bu davayı açması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, lehtar alacaklı … ve Davacı /borçlu … ve … arasındaki hukuki ilişkiye birçok kişinin tanık olduğunu, … Ortaköy Şubesinden kredi dökümleri ve miktarı geldiğinde geldiğinde durum açıkça görüleceğini, menfi tespit davasında hukuki yararın dava şartı olduğunu ve davacının bu kadar süre sonra bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmadığından davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacının hakkı kötüye kulanmış olup borçlu olduğu dosyada hukuku dolandırarak sözde imza benim değil diyerek işbu davayı aradan 5 yıl sonra planlayarak hile ile açtığını, davacı/borçlunun 21/05/2014 Tanzim tarihli ve 21/05/2016 Vade tarihli 70.000,00 TL bedelli senedi çift imza ile imzalamış olup kardeşi …’in kefil olarak çift imza attığını ve borçlu/davacının kendi adına kayıtlı Ordu İli, Fatsa İlçesi … mah, … Ada, … Parsel de sayılı taşınmaz evin tapusunu lehtar …’a tanıklar huzurunda verdiğini, bunun üzerine lehtar …’ın 2015 yılında davacı/borçlunun verdiği Tapu ile … Ortaköy şubesine gittiğini ve davacı/borçlunun vermiş olduğu tapunun üzerine eksper değer biçerek 140.000.00 TL ipotek konulduğunu ve senet miktarı kadar 70.000 TL Kredi çekip davacı/borçluya verildiğini, tedbir talebi ve tazminat talebinin haksız hukuka aykırı ve kötü niyetli olduğunu belirterek müvekkillerinin aleyhine doğabilecek herhangi bir zarar sonucu fazlaya ilişkin her türlü dava, tazminat hakkları ve Cumhuriyet Başsavcı’lığına şikayet hakları saklı tutarak usul itirazlarının kabulü ile davanın reddine, zamanaşımı itirazlarının kabulüne, menfi tespit davasında hukuki yararın dava şartı olduğunu ve davacının bu kadar süre sonra bu davayı açmasında hukuki yararı bulunmamadığından davanın usulden reddine, davacı tarafından talep edilen haksız ve kötüniyetli tedbir talebinin reddine, %20 İcra inkar tazminatına ve yine bu miktar üzerinden %20 para cezasına hükmedilmesine, masraf ve ücreti vekaletin davacı/ borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; davanın menfi tespit istemli bir dava oluşu ve İİK 72/3 maddesi kapsamı birlikte değerlendirilerek, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğinden bu nitelikli talebin reddine, ancak takibe konu alacağın %15 i teminat yatırıldığında Bakırköy …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı takip dosyasının vezneye yatırılan paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş; sahteciliğe dayalı menfi tespit davasında HMK 209. Maddeye göre teminatsız olarak icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken İİK 72/3 e göre ihtiyati tedbir kararı verildiğini, reddedilen talepleri yönünden kararın kaldırılarak HMK ya göre teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava ;menfi tespit davası olup; istinaf edilen husus ihtiyati tedbirin İİK 72/3. Maddeye göre teminat karşılığı ve vezneye yatacak paranın alacaklısına ödenmesinin önlenmesi şeklinde verilmesinden ibarettir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Her ne kadar davacı vekilince sahtecilik iddiasıyla açılan eldeki davada HMK’nun 209.maddesi uyarınca tedbir kararının teminatsız verilmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de, eldeki dava İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. İİK’nun 72.maddesi, HMK’nun 209.maddesine göre daha özel bir düzenleme içerdiğinden, mahkemece ihtiyati tedbir kararı nedeniyle teminat alınmasına karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Harç peşin alınmış olmakla ayrıca alınmasına yer olmadığına 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davcı yan üzerinde bırakılmasına 4- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 28/12/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.