Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2021 E. 2022/1583 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2021 Esas
KARAR NO: 2022/1583
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2019
NUMARASI: 2018/413 2019/1272
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili; davalının müvekkili hakkında İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 12/03/2018 tarihli 2018/1561-2018/877 D.İş sayılı kararına dayanarak İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla alacak takibi başlattığını, davalının istemi üzerine müvekkilinin taşınır ve taşınmaz mallarının ihtiyati haczine karar verildiğini, müvekkilinin davalının babası olan …’e 24/02/2017 düzenleme tarihli 01/03/2018 ödeme tarihli 200.000,00 TL bedelli olan bonoyu teminat senedi olarak verdiğini, karşılığında müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin yine …’e düzenleme tarihi 10/04/2017 ödeme tarihi 29/09/2017 olan 10.000,00 TL bedelli başka bir senet verip senet bedelini nakden aldığını, müvekkilinin bu senedi vadesinde ödeyip ödemediğinden hakkında İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile alacak takibi yapılmış ve borcunu icra aşamasında ödediğini, davalının murisinin zaman zaman yapılan para alış-verişi sebebiyle 24/02/2017 düzenleme tarihli 01/03/2018 ödeme tarihli 200.000,00 TL bedelli senedi teminat olarak elinde tuttuğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, mevcut borçlarının da icra dairesi kanalı ile ödediğini, davalının babası …’ün 24/02/2017 düzenleme tarihli 01/03/2018 ödeme tarihli 200.000,00 TL bedelli olan senetle ilgili olarak müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadan vefat ettiğini, mirasçısı davalı …’ün de senet bedellerinin ödenmediği gerekçesi ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, müvekkilinin davalının murisine borcunun bulunmadığını, müvekkilinin banka hesapları incelendiğinde davalı …’ün babası senet lehdarı müteveffa … tarafından müvekkiline hiçbir ödeme yapılmadığının görüleceğini, senet bedeli 200.000,00 TL olduğundan davalı yanın murisinin bedeli finansal kurumlar aracılığıyla yapmış olması ve ispat etmesi gerektiğini, davalı yanın murisi tarafından müvekkiline senette yazan 200.000.00 TL nakit paranın verilmediğini, müvekkilinin takip konusu edilen senetten dolayı bir borcu bulunmadığını, davalının bedelsiz olan senedi icra takibine konu etmekle yasaya aykırı davrandığını, davalının murisinin kasasından çıkan senetlerin hepsini icraya koyduğunu, bu sebeple müvekkilinin senet borçlusu olmadığını, senedin davalının murisinde teminatta bırakıldığını belirterek müvekkilinin davalıya borcu olmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üçere tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; müteveffa …’ün tek mirasçısı olan müvekkilinin, elinde bulunan, 10.04.2017 düzenleme tarihli ve 29.09.2017 vade tarihli olan 100.000,00 TL lik senedin, İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/6046 D.İŞ.ile ihtiyati haciz kararına istinaden, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında icra takibi yapıldığını, davacıya ait 3 gayrimenkule haciz konulduğunu, haciz sonrası davacı tarafından ödeme yapıldığını, 24.02.2017 düzenleme tarihli 01.03.2018 Vade tarihli, 200.000,00 TL lik senet için de ödeme beklenildiğini, ancak ödeme yapmayan davacı hakkında, İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1561 D.İş. ihtiyati haciz kararı alındığını ve İstanbul Anadolu … İcra müdürlüğünde … Esas sayılı takip açıldığını, ödeme emrinin, borçluya ulaşmasından sonra davacının davayı açtığını, müteveffa tarafından davacıya verilen 200.000,00 TL karşılığında imzalattırılan senette herhangi bir ibare bulunmadığını, dolayısıyla bu senedin teminat senedi olduğundan bahsetmenin mümkün olmadığını, davacı tarafından para alışı olduğunu, ancak davacı tarafından aldığı borçların, veriş kısmı olarak müteveffaya hiç ödeme yapılmadığını, 24.02.2017 düzenleme tarihli 01.03.2108 vade tarihli ve 200.000,00 TL.lik senede dair ödeme yapmadan vefat ettiğini belirtmiş ise de; düzenleme tarihinde 8 ay sonra müteveffa, 21.10.2017 tarihinde vefat ettiğini, müteveffanın, davacı …’a her iki senet haricinde de bir hayli miktar, kendisine elden yada banka hesap aracılığıyla gönderdiğini bildirerek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 23/12/2019 tarih 2018/413 E.-2019/1272K. Sayılı kararı ile; Somut olay değerlendirildiğinde; takibe konu bonoda borçlu tanzim eden, alacaklı muris lehtar konumundadır. Senet üzerinde “nakden” ibaresi yer almaktadır. İspat yükü üzerinde bulunan davacı senedin teminat amaçlı verildiğini herhangi bir yazılı delil ile ispat edememiştir…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davacı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın hukuka aykırı olduğunu, içtihatlara uygun olmadığını, senedin teminat senedi olduğuna ilişkin yazılı delil ve ispat zorunluluğunun HMK’nın 203. Maddesi çerçevesinde istisnası bulunduğunu, buna göre hayatın olağan akışı çerçevesinde senede bağlanması teamülde olmayan işlemlerde tanıkla ispatın mümkün olduğunun amaçlandığını, buna göre müvekkeli ile senef lehtarı müteveffa arasındaki akrabalık ilişkisi(teyzesinin eşi) bulunduğunu, bu yönüyle tanık delilinin kullandırılmamasının usule aykırı olduğunu, ayrıca müvekkili ile mütevaffa arasında sürekli ve devamlı bir para alış verişi bulunduğunu, bu nedenle aralarında yazılı sözleşme tanzim edilmediğini, buna göre senetle ispat zorunluluğunun ikinci bir istisnasının somut olayda gerçekleştiğini, dolayısıyla mahkemenin tanık dinlememesinin hatalı olduğunu, mahkemeye sundukları delillerden de görüleceği üzere teminat senedine bağlı borca ilişkin ödemeler yapıldığını, dolayısıyla teminat senedine konu borcun ödenmesi nedeniyle müvekkilinin davalı tarafın muhlisine borcu bulunmadığını, açılan ceza soruşturmasında tanık …’in bu borcun ödendiğini ve davalının murisi ile müvekkili arasında akrabalık ilişkisinin bulunduğunu beyan ettiğini, ayrıca müvekkilinin vefat eden eşi …’ın 3. Kişilere olan borcundan dolayı davacının bu borçların ödenmesi için müteveffadan 50.000-70.000TL civarı borç aldığı ve bu borcun ödendiğini söylediğini, …’in ayrıca davalının müteveffanın hasta olduğu zaman davacının aramalarını kendisine yönlendirdiğini, bu nedenle davacının müteveffaya ulaşamadığını, kendisine ait telefondan müteveffayı aradığını, müteveffanın senetleri halledeceğini söylediğini belirttiğini, bütün bu beyanların müvekkilinin davalıya borcu bulunmadığını gösterdiğini bildirmiştir İstanbul dilekçesi ekinde …’in ifadesi olduğu beyanların bir fotokopisinin yer aldığı görülmüştür.
DELİLLER: Davalı tarafından davacı aleyhine senede dayalı olarak toplam 201.035TL’nin tahsili için takip başlatıldığı, takip dayanağı senedin 24/02/2017 tanzim, 01/03/2018 vade tarihli, 200.000.Tl bedelli, keşidecesinin davacı, lehtarının ise davalının murisi olduğu belirtilen … olduğu görülmüştür. Davacı vekilince 17/04/2019 tarihli dilekçe ekinde sunulan takipsizlik kararının incelenmesinde davacının şikayeti üzerine davalı hakkında bedelsiz senet kullanmak suçundan dolayı delil yetersizliği nedeniyle ve tanık …’in gölgeye dayalı bilgisinin bulunmamasından dolayısıyla takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu senet nedeniyle borçlu bulunmadığını, senedin teminat senedi olduğunu iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur.Dava konusu senet nedeniyle borçlu olmadığı hususunun ispat külfeti davacı taraftadır. Davacı taraf iddialarını usulüne uygun delillerle ispatlayamamıştır. İstinaf dilekçesi ekinde sunulan tanık …’in beyanları bu hususu ispatlayacak nitelikte değildir. Zira somut olay bakımından tanıkla ispat mümkün değildir. Her ne kadar davacı tarafça taraflar arasındaki yakın akrabalık sebebiyle tanık dinlenebileceği ve HMK’nın 203. Maddesindeki istisnai durumların somut olay bakımından gerçekleştiği ileri sürülmüş ise de tarafların aralarındaki ilişkiyi senede bağladıkları anlaşılmakla ve senede karşı yapılan her türlü iddia ve savunmanın da senetle ispatı gerektiğinden bu yöndeki istinaf sebepleri de yerinde değildir. Ayrıca konu ile ilgili hazırlık soruşturması sonunda da takipsizlik kararı verildiği, dosya içeriğinden anlaşılmaktadır Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.05/10/2022