Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2019 E. 2020/2256 K. 25.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2019 Esas
KARAR NO: 2020/2256
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/07/2020
NUMARASI: 2020/113 E. – 2020/364 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 25/12/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının da bu takibe süresinde itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, iyi niyetli üçüncü kişi olan müvekkilinin çeki ibraz tarihinde … Bankasına yazdırmak için verdiğini, ancak bankanın … Taah. San. Ve Tic. Ltd. Şti’nin adına bir hesap olmamasına dayanarak … seri numaralı çeke el koyduğunu, davalının da yapmış olduğu itirazında kötü niyetli olduğunu bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu çekin … Bankasının 21/05/2015 tarihli yazısında anlaşılacağı ve İİK madde 68’de belirtilen yeterliliğe sahip bir olmayan sahte bir çek olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına sundukları beyanda da … Bankası A.Ş. Bahçeşehir Şubesine ait … çek numaralı 15/05/2015 keşide tarihli 12.000,00-TL bedelli çekin süresinde itiraz ettiklerini ve bankanın çekin sahte olmasından ötürü bu durumu polis amirliğine bildirdiğini, davacı ile müvekkili arasında bir ticari ilişki olmamasına rağmen 11.500,00-TL para tahsil ettiğini, müvekkilinin çekin sahte olduğunu bilmediği için bu ödemeyi yaptığını, ancak iş bu sahte çeke ciranta silsilesi söz konusu olamayacağı için müvekkiline bir husumet yöneltilemeyeceğini, açıklanan nedenlerle haksız davanının reddini alacaklının hakszı ve kötü niyetli iş bu dava nedeniyle %20 kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DOSYA KAPSAMI: *Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 tarihli 2016/11 Esas 2017/217 Karar sayılı kararıyla davanın kabulü ile itirazın iptaline ve icra takibinin aynen devamına karar verilmiştir. *Kararın davalı tarafından istinafı üzerine Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde verilen 31/01/2020 gün ve 2017/3829 E – 2020/239 K.Sayılı ilamla “Davacının mahkeme içi ikrarı bağlayıcı nitelikte olup ikrar edilen vakıanın gerçeğe uygun olmadığı ve maddi hata sonucu yapıldığını ispatla yükümlüdür. Bu nedenle öncelikle ispat yükü davacıda olup davacı; alacağı ve ikrarın maddi hataya dayalı olduğunu ispatla yükümlüdür. Davacı iddiasını ispatladığı takdirde davalının ödeme savunması üzerinde durularak delillerin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş ve davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, kararın HMK’nın 353-1-a-6 maddesi gereğince kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir” gerekçesiyle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2017 Tarihli 2016/11 Esas 2017/217 Karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Dairemizin kaldırma kararına istinaden Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda 06.07.2020 Tarihli kararı ile; “davacı asilin ceza yargılamasındaki beyanında zararının karşılandığını beyan ettiği, davacının mahkeme içi ikrarının bağlayıcı nitelikte olup ikrar edilen vakıanın gerçeğe uygun olmadığı ve maddi hata sonucu yapıldığını ispatla yükümlü olduğu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 31/01/2020 tarihli 2017/3829 esas 2020/239 karar sayılı kararında da davacının ikrarının maddi hataya ilişkin olduğunu ispatla yükümlü olduğunu, öncelikli olarak bu hususu ispat etmesi gerektiğinin belirtildiği, davacı, ceza mahkemesi dosyasında açık bir şekilde “Olaydan yaklaşık 1 hafta sonra benim tüm maddi zararım sanık tarafından karşılanmıştır” şeklinde ikrarda bulunmuş olup, mahkememizce davacının isticvabında “…sanık tarafından karşılanmıştır demişsem de bundan kastım söz konusu zararımın sanık tarafından ödeneceği sözüdür…” şeklinde ikrarını açıklamaya çalıştığı görülmektedir. Yargısal ve bilimsel içtihatlara göre, maddi hata durumunda ikrardan dönülebileceği hususundaki hükümde yer alan “maddi hata”dan kasıt, gerçek durumu yansıtmayan ikrara konu vakıa hakkındaki bilgi yokluğu veya yanlış bilgiden kaynaklanan bir yanılgı olup, somut olayda böyle bir yanılgıdan söz etmek mümkün olmadığından davacının mevcut ikrarı göz önünde bulundurularak davanın reddine, ancak davacının kötüniyeti sübut bulmadığından davalının icra kötüniyet tazminatı talebinin de reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; müvekkilinin ceza mahkemesinde …’ın ısrarı üzerine zararının karşılandığını beyan ettiğini, müvekkilinin …ın ödeme sözüne güvenerek bu şekilde beyanda bulunduğunu, aslında zararının giderilmediğini, zararın giderildiğine dair bir delil olmadığını, müvekkilinin isticvabında samimiyetle durumu anlattığını, çekin sahteliğinin çekişmesiz olduğunu, ancak müvekkilinin çeki aldığında bu durumu bilme imkanının olmadığını, hak kaybına uğradığını, ceza davasında davalının ısrarlarına dayanamayarak iyiniyetli olarak beyanda bulunduğun belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Takibe konu çekin sahte olduğu ihtilafsızdır. Davacı vekili 06.07.2020 tarihli duruşmadaki beyanında; müvekkilinin zararının karşılanacağı inancıyla bu şekilde beyanda bulunduğunu iddia etmiştir. Dairemizin kaldırma kararından sonra tarafların alınan beyanlarına göre ilk derece mahkemesince yapılan değerlendirmede; davacının savunmasının maddi hata olarak değerlendirilemeyeceği, mahkeme içi ikrarının bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak davanın reddine karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 54,40 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 25/12/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.