Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2012 E. 2022/1814 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2012 Esas
KARAR NO: 2022/1814
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/02/2020
NUMARASI: 2017/483 2020/146
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili şirketin iştigal alanının taşımacılık ve lojistik hizmetleri olduğunu, müvekkili şirketin ticaret ünvanı …olarak tescil edilmiş olduğundan “… A.Ş + ŞEKİL” ibaresini ticari ünvanı ile aynı olacak şekilde marka olarak tescil ettirmek amacı ile 23.07.2015 tarihinde TPE de marka tescili başvurusu yaptığını, müvekkilinin “…+ŞEKİL”markasını 35,36,37 ve 39.sımflarda tescili için Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde marka başvurusunda bulunduğunu ve anılan başvurunun 23.07.2015 tarih ve … sayısı ile kayıt altına alındığım, yapılan incelemelerin ardından, başvuruya konu markanın, 556 sayılı KHK nin 7/1 (b) ve 7/1 (e) maddeleri uyarınca ve davalı … adına 05, 16, 35, 42 ve 45.sınıflarda tescilli olan … sayılı “… + ŞEKİL” markasına dayanılarak reddedildiğini, davalıya ait olan markanın tescil tarihinin 5 yıl geçtiğini ancak davalı tarafından markanın belirtilen sürelerde kullanılmadığı tespit edildiğinden, söz konusu markanın iptali için İstanbul 1. FSHHM nin 2016/97 Esas sayılı dosyası ile 02.05.2016 tarihinde dava açıldığını, hükmün Anayasa Mahkemesi’nin 06.01.2017 tarih 29940 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 148/189 sayılı ilamları ile 10.01.2017 tarihli …’ de yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu dikkate alındığında 06.01.2017 tarihi öncesinde açılmış tüm kullanılmamaya dayalı davalar yönünden yasal boşluk bulunduğu gerekçesiyle reddedildiğini, kararın taraflara tebliğ edildiğini ve taraflarca kanun yoluna başvurulmadığından 12.07.2017 tarihinde kesinleştiğini, işbu nedenle davalı tarafından Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9.maddesi gereğince tescilden itibaren 5 yıllık süre içinde kullanılmayan markanın kullanılmadığı tüm emtia sınıflan yönünden iptaline karar verilmesini, uzun süredir “… + ŞEKİL” ibareli markalannı kullanarak işbu markaya yüksek ayırt edicilik kazandıran müvekkilinin, davalının kullanmadığı tescilli markasının iptalini talep etmekte hukuki yarannın olduğunu, davalının söz konusu markayı ciddi bir şekilde hiçbir zaman kullanmadığının dava dilekçesi ekindeki bilirkişi raporu ile sabit olduğundan, söz konusu markanın tescil tarihinden itibaren ileriye etkili olacak şekilde davacının talep hakkı doğduğunun tespit edilerek hüküm altına alınmasının önem arz ettiğini, aksi takdirde davalının, kullanma külfetini yerine getirmediği marka hakkını kötüye kullanmak sureti ile haksız menfaat elde edebileceğini, nitekim müvekkilinin … sayılı “… + Şekil” marka başvurusunun da TPE Markalar Dairesi Başkanlığı ve TPE Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu incelemesi neticesinde; 35, 36, 37 ve 39.sınıflarda tescil talebinin 05, 16, 35, 42 ve 45.sınıflarda tescilli olan … sayılı “…+ ŞEKİL” markasına dayanılarak reddedildiğini belirterek, öncelikle Mahkemece verilecek karar kesinleşinceye kadar … tescil numaralı “…+ŞEKİL” markası üzerine ihtiyati tedbir konularak, markanın üçüncü kişilere devrinin önlenmesine ve bu kararın Türk Patent ve Marka Kurumu’ na müzekkere ile bildirilmesine, … tescil numaralı “…+ŞEKİL” markasının kullanılmayan sınıflar bakımından tescil tarihinden itibaren ileriye etkili olacak şekilde iptali ile sicilden terkinine, yargılama harç ve masrafları ile avukatlık ücretinin davalı tarafın üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … + ŞEKİL markasının 05/ 16/ 35/ 42 /45 ilgili alanlarda 2003 yılında Türk Patent ve Marka Kurumu’nda ilk “…” adında marka tescil müracaatının … dosya numarası ile tarafından yapıldığını, 2003 yılında marka sınıfları farklı bir gruplandırma yapısına sahip olduğunu, 2003 sonrası NİCE sınıflandırılmasında yapılan değişikliklerle 3 sınıfta yaptığı tescil başvurusunun 5/16/35/42/45 sınıfları kapsamına girdiğini, 556 sayılı KHK açısından bir sınırlama olmadığını, … A.Ş adına iddia edilen tarafından “…” markasının kullanılmadığı yönündeki görüşlerin gerçek dışı, mesnetsiz olduğunu, … + şekil markasının 2003 yılında (sınıflar 05/ 16/ 35/ 42/ 45) koruma altına alınmışken, … A.Ş ‘nin 2015 yılında tescil için (35 / 36 / 37 / 39 ) müracaat yapıldığını, ortak sınıfın 35.sınıf olduğunu, 556 sayılı KHK nın 7/1 c maddesine göre red edildiğini, iddia edildiği gibi 7/-b maddesine göre olsaydı kısmi yayına çıkılması gerekeceğini, ancak 7/1-c maddesine istinaden tam red edildiğini, ayrıca YİD Kurulu tarafından da tam red edildiğini belirterek, davanın net, şeksiz ve şüphesiz red edilmesini, ayrıca bu süreçte doğacak tüm zararının tazminini talep edeceğini, yargılama sürecinde ve önceki yargılama sürecinde oluşan yapılan masraf ve emeğinin tazminini talep edeceğini, Tedarik + Şekil markasına yapılmış olan tecavüz ve haksız kullanım gibi tüm fikri mülkiyet dava haklan ile tazminat hakkını ileriki süreçte kullanacağını, TEDARİK + ŞEKİL markası üzerine istenen ihtiyati tedbir talebinin red edilmesini ve telafisi olmayan zararlara vesile olacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2017/483E.-2020/146K. Sayılı kararı ile; “…Davalı tarafin dosyadaki faturaları ve içerikleri ile TÜRKPATENT nezdinde marka vekili sıfatıyla gerçekleştirdiği işlemler neticesinde, davalının TEDARİK ibaresiyle gerçekleştirdiği faaliyetler ve tescilinde bulunmasına rağmen gerçekleştirmediği faaliyetler İstanbul 1. FSHMM 2016/97 Esas dosyası kapsamında alman bilirkişi heyet raporunda 14 adet fatura incelenmiş ve toplamda 35.193,40 TL toplam ciro elde edilmiştir. Fatura içerikleri incelendiğinde sadece 025410 numaralı ve 4.870 TL tutarındaki faturanın her iki dosyada ortak olduğu görülmüştür. Dolayısıyla davalı tarafin dava tarihinden 5 yıl öncesi ve dava tarihi arasında çok sık olmamakla beraber TEDARİK ibaresini sürekli kullandığı, marka kullanımına uzun süre ara vermediği, markayı çok sık kullanmasa da sürekli kullanımı olması sebebi ile ciddi kullanım sayılacağı kanaat ve sonucuna ulaşılmıştır. Diğer taraftan ciddi kullanımın bulunmadığı mal ve hizmetler yönünden ise kısmen hükümsüzlük koşulları oluştuğu sonucuna varıldığından davanın kısmen kabulüne…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; kararın aleyhe hususlar yönünden usul ve kanuna aykırı olduğunu, aleyhe hususlar yönünden kararı istinaf ettiklerini, kullanım hususunun davalı tarafından ispat edilemediğini ancak bir kısım emtialar yönünden ciddi kullanımın bulunduğu kanaatine varılarak davanın kısmen kabul edildiğini, ciddi kullanımdan maksadın AB Adalet Divanının … markasına ilişkin kararında ayrıntılı olarak ifade edildiğini, ayrıca 6769 sayılı SMK’nın 9. Maddesi uyarınca da markanın kullanımı için ciddi kullanım gerçekleşmesi gerektiğinin hükme bağlandığını, sembolik nitelikli kullanımın ciddi kullanım kabul edilemeyeceğini, bu kapsamda davalının sunduğu faturaların bilgisayar ortamında her zaman düzenlenmesi mümkün evraklar olup sevk irsaliyesinin sunulmadığı, KDV beyannamesinde de faturaları işaret eder herhangi bir ayırt edici bilgi sunulmadığı, davalı tarafça sunulan 10 adet faturanın ciddi kullanımın gösterdiğinin kabul edilemeyeceğini, 2012 yılına ait 1 fatura, 2013 yılına ait 3 fatura, 2014 yılına ait 3 fatura, 2015 yılına ait 2 fatura, 2016 ve 2017 yılına ait 1’er faturanın incelendiğini, bu durumun ciddi kullanımı göstermeyeceğini, ek raporun yetersiz olduğunu, varılan sonucun dayanaklarının ne olduğunun yeterince açıklanmadığını, buna göre İstanbul 1. FSHHM’nin 2016/97E. Sayılı dosyasına sunulan raporun yeterince irdelenmediğini, ayrıca davanın sınai ve fikri mülkiyet haklar konusunda danışma hizmeti verseydi ilgililere fatura tanzim etmesi gerektiğini, bu konuda mahkemeye herhangi bir fatura sunulmadığını, ayrıca böyle bir faturanın tanzim edilmesi durumunda dahi TPMK tarafından yayınlanan şekliyle hazırlanması gerektiğini, İstanbul 1 FSHHM’nin 2016/97E. Sayılı dosyasına sunulan rapor incelendiğinde davalının … tescil numaralı markasının ciddi şekilde kullandığının tespite edilemeyeceğini bildirmiştir. Davalı asil istinaf dilekçesinde; kararın aleyhe kısımlarının kaldırılmasını ve davanın reddini istediğini, davada haklı taleplerinin reddedildiğini, davacı tarafın marka başvurusuna itirazlarının reddedildiğini, davacının YİDK kararına karşı Ankara’da dava açtığını, bu dosyayı istediklerini ancak taleplerinin yerine getirilmediği, davada vekili yokmuş gibi hareket edildiğini, avukatına tebligat dahi yapılmadığını, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmadığı, dolayısıyla davanın reddi gerektiğini, tedarik markası yönünden Ankara 1. FSHHM’nin 2018/384E. Sayılı kararın bulunduğunu, konunun bu karar ile netliğe kavuştuğunu, bu kararda davacının konu ile ilgili bir menfaatinin bulunmadığının da ortaya çıktığını, davacının menfaat ilişkisi varsayılsa bile İTO kayıtlarında unvanlarının tedarik, reklam, matbaa, kağıt, büro makineleri ve kırtasiye-… olarak görüldüğünü, faaliyet alanlarının da ticaret sicil kaydında açıkça yer aldığını, durumun ticaret sicil gazetesinde de ilan edildiğini, ancak mahkemenin bu dosyaları incelemediğini, raporda 14 adet faturadan söz edildiğini, bu durumun tamamen yanlış ve yanıltıcı olduğunu, mahkemeye 9 adet klasör teslim edildiğini ve hiç incelenmediğini, kararın gerekçe bölümünde 14 ve44 adet faturadan bahsedildiğini, bu durumun tamamen yanlış olduğunu, 2016/97 sayılı dosyadaki evraklara göre rapor düzenlendiğini, ticari dosyaların incelenmediğini, mahkemenin ancak 35. Sınıf yönünden inceleme yapabileceğini, diğer sınıflar üzerinde inceleme yapamayacağını, 2016/97 ve 2019/483E. Sayılı davalarda mahkemelerin istediği dosyaları ve mahkemeye teslim ettiği dosyaların incelenmediği, klasörlerde yüzlerce evrak bulunduğunu, davacının menfaati varsayılsa bile 16, 42 ve diğer sınıf listesine göre karar verilemeyeceği, bu sınıflarda davacının marka başvurusunun bulunmadığını, telif hakları, marka ve patent vekilliği, buna bağlı hukuki savunmaların avukatlarla hukuki hizmet verilmesi gibi konuların ilintili ve ilişkili sınıflar olduğunu, tasarım ve grafik hizmetleri gibi diğer hizmetlerin her zaman yaptıkları reklamcılık içerisinde yer aldığını, mahkemenin sektör gerçekleri ile uyuşmayan ve adil olmayan bir karar verdiğini, avukata vekalet verdiği halde bir tebligatın dahi avukata yapılmadığını, avukatı yokmuş gibi muamele gördüğünü, tebligatların şahsına gönderildiği, durumun vekalet alındı belgesi ve duruşma tutanakları da mevcut olduğu, dava ile ilgili tüm giderlerin kendisine yüklenerek haksız ve adaletsiz bir karar verildiğini bildirmiştir.
DELİLLER: TPMK’dan gelen cevabi yazı içeriğinde davacıya ait … başvuru numaralı tedarik, … A.Ş+şekil markasını YİDK tarafından reddedildiği ve sahibi adına hüküm ifade etmediği ve müddet olduğunun bildirildiği görülmüştür. Davalıya ait … tescil numaralı markanın 5, 16, 35, 42 ve 45. Sınıflarda 21/04/2005 tarihinde tescil edildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 11/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “…Davacı tarafın … ve … alanında faaliyet gösterdiğine, Hükümsüzlüğü istenen … dosya numaralı davalı markasının, tescilli emtialarının davalı tarafın iş koluyla farklılıklar arz ettiğine, Davalı markasının tescilli cmtialarının, davacı tarafın iş mahsulleriyle farklılıklar arz etmesi sebebi ile davacının hukuki yararının olmayacağına, Hükümsüzlük hususunda takdirin Yüce Hakimliğinizde olduğuna…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 16/07/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda; “…Davalımın 16. Sınıf kapsamında Kağıt, karton (mukavva).Kağıttan mamül havlular, peçeteler, tuvatet kağıtları, mendiller, çocuk bezleri; kağıt bebek önlükleri, kağıt masa örtüleri, amerikarı servisleri, bardak ve tabak altlıkları; kağıttan mamül süs ve dekorasyon ürünleri.Kağıt veya kartondan mamül sarma amaçlı bobinler ve makaralar, Filtre kağıtları, kağıt filtreler,Badana ve boya işleri için fırçalar ve rulolar Akvaryumlar, teraryumlar ve vivaryumlar, Eğitim ve öğretim malzemeleri (cihazlar hariç): Matbaa ürünü oyunlar, hayvan ve bitki preparatları, jeolojik modeller ve preparatlar, küreler, yazı tahtaları; çizim aletleri yani, cetveller, gönyeler, iletkiler; tebeşirler, hazır harfler ve rakamlar, sayma çubukları. Eğitim ve öğretim malzemeleri (cihazlar hariç): Matbaa firünü oyunlar, hayvan ve bitki preparatları, jeolojik modeller ve preparatlar, küreler, yazı tahtaları; çizim aletleri yani, cetveller, gönyeler, iletkiler; tebeşirler, hazır harfler ve rakamlar, sayıma çubukları.Büro malzemeleri (mobilyalar hariç): Büro sepetleri, sümenler, mektup açacakları, kağıt tuturma mandalları, ataşlar, daktilo şeritleri, kaşeler, stampalar, stampa mürekkepleri, yazı ve çizim mürekkepleri, çini mürekkepleri, yazı düzeltme sıvıları, silgiler, elektrikli veya elektriksiz kalem açacakları, Büro makinaları: Yazı makinaları (daktilolar), elektrikli daktilolar, adresleme makinaları, pullama makinaları, teksir makinaları, doküman kaplama (lamine) cihazları (ofis kullanımı için), daktilo ve bilgisayar yazıcıları için mürekkepli şeritler, maket bıçakları, model ve maketler, model ve maket yapımı için malzemeler, resim boyaları, boya kalemleri, resim fırçaları, resim paletleri. Davalının 35, Sınıf kapsamında İlan büroları hizmetleri, televizyon, radyo,posta ile reklam ve ilan hizmetleri, ilan sütunlarının hazırlanması hizmetleri, reklam malzemelerinin dağıtımı hizmetleri, ticari ve reklamı amaçlı sergi ve fuarların organizâsyonu hizmetleri, reklam ve satış amaçlı modellik hizmetleri, pazarlama çalışmaları hizmetleri, pazarlama ile ilgili bilgilendirme hizmetleri, satışı arttırma (promosyon) hizmetleri, vitrin süsleme ve düzenleme hizmetleri, anket hizmetleri, halkla ilişkiler hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri, Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri, Sanatçılar için menejerlik hizmetleri, Büro hizmetleri: Sekreterlik hizmetleri, stenografi hizmetleri, fotokopi çekim hizmetleri (dokümanlarının çoğaltılması), daktiloda yazım hizmetleri, kelime işlem hizmetleri, bilgisayarda kütük yönetimi hizmetleri, bilginin bilgisayar veri tabanına aktarılması hizmetleri, bilgisayar veri tabanındaki bilgilerin sistematik hale getirilmesi hizmetleri, telefon cevaplama hizmetleri, gazete aboneliklerinin düzenlenmesi hizmetleri, büro makinelerinin ve ekipmanlarının kiralanması hizmetleri, satış makinelerinin kiralanması hizmetleri. Davalının 42. Sınıf kapsamında Hukuki hizmetler: Hukuki araştırma hizmetleri, telif hakları yönetim hizmetleri, Tasarım hizmetleri, Sanat alanındaki hizmetler: Grafik sanat tasarım hızmetlen sanat eserleri orijinallik onay hizmetleri. Emtialarında ciddi bir kullanımı bulunmadığına, Marka iptali veya kısmi iptali hususunda takdirin Yüce Hakimliğinizde olduğuna…” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalıya ait markanın hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebine ilişkindir. Yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, kararı davacı vekili ile davalı asıl istinaf etmiştir. Davalı asıl istinafında yargılama sırasında avukata vekalet verdiği halde bir tebligatın dahi yapılmadığını, tebligatların kendisine yapıldığını, bu durumun hukuka aykırı olduğunu beyan etmiştir. Öncelikle bu husus dairemizce değerlendirilmiş olup, davalı vekili olduğu anlaşılan Av. …’ın 21/06/2018 tarihinde hukuk mahkemeleri ön bürosundan dilekçe ve ekinde 09/03/2017 tarihli vekaletname ile vekalet harcı tahsil edildiğine dair sayman mutemedi alındısı sunduğu, vekaletnamede vekalet pulunun yapıştırılmış olduğu ve vekaletname örneğinin aslı gibidir ibaresi ile tasdik edildiği, adı geçen avukatın duruşmalara katılmasına karar verilmesini ve UYAP sistemine adının kaydedilmesini istediği görülmüştür. Her ne kadar duruşmalara davalı asıl tarafında girilmiş ise de vekil ile takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağının yasanın açık hükmü olduğu ve söz konusu avukatın UYAP kaydının yapılmamasının da doğru olmadığı, bu durumun savunma hakkını doğrudan etkilediği gözetilerek davalı asılın sair, davacı vekilinin ise tüm istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmeksizin bu yönden davalı asılın istinaf talebinin kısmen kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı asılın istinaf talebinin ESASA DAİR YÖNLER İNCELENMEKSİZİN KISMEN KABULÜNE,2-İstanbul 2. FSHHM’nin 26/02/2022 tarihli, 2017/483E.-2020/146K. Sayılı kararının KALDIRILMASINA,3-Davalının vekili olduğu gözetilerek yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-Bu aşamada davalı asılın sair, davacı vekilinin ise tüm istinaf sebeplerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 5-Davalı tarafından yatırılan istinaf peşin harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, 6-Davacı vekilince yatırılan istinaf peşin harcının istinaf incelemesi yapılmadığından talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,7-Davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 37,90TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,8-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderleri konusunda bu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.01/11/2022