Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2007 E. 2022/1815 K. 01.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2007 Esas
KARAR NO: 2022/1815
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 16/07/2020
NUMARASI: 2019/397 2020/156
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili, müvekkilinin 1974 yılında tarım ürünleri alım ve satımı ile ticaret hayatına atılan … ailesi ,1992 yılında ilk un değirmenini kurduğunu ve faaliyete başladığını, o günden bugüne yıllar içerisinde büyüyerek buğday unu üreten firmalar arasında yer aldığını, davalı taraf adına tescil olunmuş olan … ibareli markanın 556 sayılı KHK’nın 8/1-b maddesi gereğince müvekkiline ait markalarla aynı /ayırt edilemeyecek seviyede benzer olduğunu, halk nezdinde karıştırılmaya yol açtığını, müvekkilinin … ibareli markalar üzerinde münhasır hak sahibi olduğunu, davaya konu marka tescilinin müvekkil şirketin tescilli … esas unsurlu markalarını esaslı unsur olarak ihtiva etmesi sebebiyle iltibasa yol açtığını, davalının marka tescilinin kötüniyetle gerçekleştirildiğini, bu nedenle hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiğini, davalı markasının hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, hükmün masrafı davalı tarafça karşılanmak üzere yurt çapında yayın yapan bir gazetede ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, müvekkilinin çeşitli alanlarda projeler ile toplumsal katkıda bulunan, yenilikçi firma olduğunu, kendilerine ait … + şekil markasını tescil ettirirken şirket ortakları, … ve …’nun soyadlarından yola çıkıldığını, … soyadının sessiz harfleri alınarak oluşturulan markayı başka bir açıdan tanımlayarak … eklerini getirerek bu sözcükleri markanın bir parçası yaptıklarını, müvekkil markasının içerik ve yazı karakteri açısından farklı olduğunu, davanın reddini, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep ve beyan etmiştir. Davalı vekilinin 13/02/2017 tarihli ıslah dilekçesi ibraz ettiği; ıslah suretiyle müvekkilinin “… İnşaat Yatırım” ibareli işletme adını 30/12/2011 tarihinde tescil ettirdiğini, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirdiğini, 6 yılı aşkın süredir marka başvurusu yaptığı pazarlarda İşletme Adı olarak kullandığını, müvekkilinin müktesep hak elde ettiğini, davacıların sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığını, TMK 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı olarak dava açıldığını beyanla, yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasını talep ettiği ve dilekçe ekinde Ticaret Sicil Gazetesi örneğini sunduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarihli 2016/118 Esas-2017/25 Karar sayılı kararıyla; davacı … davalı markasının bir bütün olarak değerlendirildiğinde ; “…her iki ibarenin … ibaresi ön planda olup ortalama tüketici nezdinde birbirini aynı seri markalar imajı yaratacak şekilde benzer markalar olduğu gerekçesiyle; davacı tarafın davasının kısmen kabul kısmen reddi ile davacı tarafa ait … esas unsurlu markalar dikkate alınarak davalı tarafa ait … sayılı … şekil markasının 37. Sınıfın tamamı ve 19 sınıfta yer alan inşaat yol yapımı, tamirat, kaplama amacı ile kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt, zift, çimento, alçı gibi malzemeler ,tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları, ısı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, inşaatlar için cam ürünleri emtialarında ve hizmetlerinde hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkin edilmesine, 19. sınıfın diğer emtia ve hizmet yönünden talebin reddine, ilan talebi yönünden hüküm TPE de terkin ve ilan işlemi yapılacağından ayrıca ilan talebinin reddine…”, şeklinde karar verilmiştir.
DAİREMİZ KARARI: Kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Dairemiz 08/01/2019tarih, 20017/3106 E.-2019/2428 K. Sayılı kararı ile; “…ilk derece mahkemesinin celse arasında sunulan ıslah dilekçesini duruşma günü yakın olduğundan tebliğe çıkarmadığı gibi, duruşmada da davacı vekiline tebliğ etmediği, duruşma zaptında davalı vekilinin ıslah doğrultusunda yeni bir rapor yada ek rapor talebinde bulunması üzerine gerekçeli kararda mahkemece değerlendirileceğini beyanla rapor talebinin reddine karar verdiği ancak gerekçeli kararında ıslah talebiyle ilgili herhangi bir gerekçe ve değerlendirmeye yer vermediği anlaşılmakla, davalı vekilinin esasa yönelik istinaf talepleri bu aşamada değerlendirmeksizin, usule yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, dosyanın davalı vekilinin ıslah dilekçesinin usulüne uygun olarak davacı vekiline tebliğ edilerek beyanları alındıktan sonra talebin değerlendirilerek hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi için mahkemesine gönderilmesine”… Şeklinde karar verildiği görülmüştür.
DAİREMİZ KALDIRMA KARARI SONRASI MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 16/07/2020 tarih, 2019/397E.-2020/156K. Sayılı kararı ile; “..Bu durumda sessiz kalma tarihinin başlangıcının ticaret siciline kayıt tarihi olarak alınması mümkün görünmemektedir. Davalı yanın markasını tescil tarihi olan 22.04.2015 yılından yaklaşık bir yıl sonra, 31.05.2016 tarihinde davacı iş bu davayı açmıştır ve somut olayın özellikleri ile yukarıda anılı Yargıtay içtihatları ışığında sessiz kalma yolu ile hak kaybı için gerekli ve yeterli sürenin geçmediği hukuki kanaatine ulaşılmıştır. Tüm bu nedenlerle davalı markasının, davacı markaları ile benzer olan sınıflar yönünden kısmi hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği..” gerekçesiyle “davanın kısmen kabulü, kısmen reddine Davacı tarafa ait … esas unsurlu markalar dikkate alınarak davalı tarafa ait … sayılı … şekil markasının 37. Sınıfın tamamı ve 19 sınıfta yer alan inşaat yol yapımı, tamirat, kaplama amacı ile kullanılan kum , çakıl , mucır, asfalt, zift, çimento ,alçı gibi malzemeler ,tabeka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları, ısı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar, ziftli kaplamalar, inşaatlar için cam ürünleri emtialarında ve hizmetlerinde hükümsüzlüğüne, TPE kayıtlarından terkin edilmesine, 19. Sınıfın diğer emtia ve hizmet yönünden talebin reddine, İlan talebi yönünden hüküm TPE de terkin ve ilan işlemi yapılacağından ayrıca ilan talebinin REDDİNE…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin ticari defterleri incelenmeden karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, 13/02/2017 tarihli ıslah dilekçeleri başta olmak üzere birçok beyanlarında ticaret sicil kayıtları keşif ve her türlü delile dayandıklarını, markanın kullanımı için müvekkilinin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması gerektiğini, ancak buna rağmen mahkemenin yeterli delil sunulmadığı gerekçesiyle hüküm kurduğu, ayrıca bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmeler içerdiğini, davacı şirketlerin sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradıklarını müvekkili şirketin … sayılı markasının TPMK’dan tescilinden yıllar öncesinde 30/12/2012 tarihinde anılan ibareyi işletme adı olarak tescil ettirip yoğun olarak marka kullanımı nedeniyle 04/06/2014 tarihinde marka başvurusu yaptıklarını, davacı şirketlerin müvekkilinin sektördeki faaliyetlerine sessiz kaldıklarını, marka başvursuna itiraz etmediklerini, ve markanın 22/04/2015 tarihinde tescil edildiğini, dolayısıyla davacıların sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradıklarını, bu konuda bir süre kısıtlaması bulunmamakla birlikte dürüstlük kuralı uyarınca makul bir süre içinde bu hakkın kullanılması gerektiğini, dürüstlük kuralı çerçevesinde hareket etmeyen ve hakkını koruma noktasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyen kişilerin kanun tarafından korunmayacağını yargıtay kararlarında yer aldığını, taraf şirketlerinin aynı şehirde ve aynı sektörde faaliyette bulunduklarını, somut olayda 556 sayılı KHK’nın uygulanması gerektiğini, bu kapsamda sessiz kalma yolu ile hak kaybı yönünden 556 sayılı KHK’ya göre değerlendirme yapılması gerektiğini, Yargıtay 11 HD’nin 2014/4099E.-2015/1628K. Sayılı ilamında sessiz kalma yolu ile hak kaybının 3,5 yıllık sürede gerçekleşmiş olduğu konusunda içtihatta bulunduğunu, müvekkiline ait markanın davacılara ait markalar ile benzer olmadığını, bütüncül yapılacak değerlendirme sonucunda markalar arasında benzerlik bulunmadığının anlaşılacağını, ayrıca taraf markalar arasında karıştırılma ihtimalinin de bulunmadığını bltirmiştir.
DELİLLER: Yargılama sırasında alınan 13/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda; ; davacının dayanağı mesnet olarak gösterdiği markalar ile davalı markası arasında sözcük unsurunun esas unsur haline getirildiği, … ibaresinin ön plana çıktığı, markalar arasında benzerlik bulunduğu , davalıya ait 2014/46749 nolu markanın aynı ve benzer sınıf , alt sınıflar yönünden hükümsüz sayılabileceği 19. Sınıfta yer alan inşaat , yol yapımı, tamirat kaplama amacı ile kullanılan kum, çakıl, mıcır, asfalt ,zift, çimento , alçı gibi malzemeler tabaka veya şerit halinde tabi veya sentetik yüzey kaplamaları , ısı ile yapıştırılabilen sentetik kaplamalar, çatılar için ziftli kartonlar ,ziftli kaplamalar, inşaatlar için cam ürünleri hizmetlerinin 37. sınıfta yer alan hizmetler ile birbirini tamamladıkları bu nedenle bu kısım yönünden 19. sınıftaki tescilin benzer sınıflar olarak değerledirileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 02/04.2020 tarihli ek raporda; Hem Mülga 556 sayılı KHK hem de SMK gereğince sessiz kalma suretiyle hak kaybının gerçekleşme koşullarından olan kötü niyetin varlığının davalı marka tescili yönüyle dosyadaki mevcut deliller ışığında tespit edilemediği, İstanbul Ticaret Sicil Gazetesinin 11/02/2012 tarih 7981 Sayı 543. Sayfasında ilan edilen … Yapı İnşaat Yatırım ibareli işletme adının ticaret sicilinde kayıtlı olduğu halinde davalı tarafından kullanılmadığı, işletme adındaki çekirdek unsur olan … ibaresinin öne çıkarılarak bir marka gibi kullanıldığının davalı adına tescilli … sayılı marka tescili ile de sabit bulunduğu, Ticaret Sicilindeki tescilli halden farklı markasal davalı kullanımın …sayılı marka tescil tarihinden itibaren başladığının tespit edildiği, keza davalının … İnşaat Yatırım ibareli işletme adının işletme adı olarak kullanımını gösterir herhangi bir delile dosyada ulaşılamadığı, davalının bu kapsamdaki kullanımının Mülga 556 sayılı KHK kapsamında işletme adı olarak değil, markasal kullanım niteliğinde olduğu, Davalının işletme adı kullanım biçiminin davacının tescilli markalarının kaynak gösterme fonksiyonuna zarar verdiği, davalının kullanımının tescilli işletme adının yasal kullanımı olarak SMK çerçevesinde kabul edilemeyeceği, dava konusu edilen davalı adına kayıtlı … sayılı marka tescili tarihine kadar davalının işletme adını markasal olarak kullandığını gösterir yazılı beyanı haricinde herhangi bir delile dosya münderecatında rastlanılmadığı, ek raporda açıklanan sebeplerle sessiz kalma suretiyle hak kaybının hangi süre itibariyle başlayacağı ve işletme adının markasal kullanım olarak kabul edilme tarihine ilişkin tespitlerin davalı adına tescilli … sayılı marka tescilinin TürkPatent nezdinde tescil edildiği 22/04/2015 tarihinden itibaren hesaplanması gerektiği, davacının hem Mülga 556 Sayılı KHK hem de SMK düzenlemeleri gereğince, sessiz kalma suretiyle hak kaybı için kabul edilen süre içerisinde işbu davayı açtığı, sessiz kalma suretiyle hak kaybına yönelik tarafların dosyada mündemiç delilleri ek raporda değinilen hususlar çerçevesinde incelendiğinde, davalının dava konusu edilen … sayılı markasını kötü niyetli olarak tescil ettirdiği sonucuna SMK m.25/6 kapsamında ulaşıldığına ilişkin dosyada yeterli delile rastlanmadığı ” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Taraflara ait marka tescil kayıtlarından, davalıya ait markanın … şekil markası olduğu … sayı ile 19 ve 37. sınıfta 22.04.2015 tarihinde sicile kaydedilen markanın 04.06.2014 tarihinden itibaren 10 yıl müddet ile sahibi adına tescil edildiği, geçerliğini koruduğu, davacı taraf adına “… ” markasının … sayı ile 37. Sınıfta yine … sayı ile … şekil markasının 29,30,31,35,37,41 sınıflarda 02.11.2009 tarihinde sicile kaydedilen markanın 31.12.2008 tarihinden itibaren tescil edildiği sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Dava dosyasında ilk olarak verilen davanın kısmen kabulü ile davalıya ait markanın bir kısım emtialar yönünden hükümsüzlüğüne ilişkin kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 2017/3106E.-2019/2428K. Sayılı kararı ile davalı vekilinin sunduğu ıslah talebi yönünden gerekçe ve değerlendirmeye yer verilmediği, bu yönden yargılamanın eksik bırakıldığı gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere iadesine karar verildiği, dairemiz kararından sonra yeniden yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ve davalı markasının 37. Sınıfın tamamı, 19. Sınıfta yer alan bir kısım emtialar yönünden ise hükümsüzlük kararı verildiği, kararın davalı vekilince istinaf edildiği anlaşılmıştır. Dosya içeriğinde taraflara ait marka tescil kayıtlarından davalıya ait markanın 19. ve 37. Sınıflarda tescilli olduğu, davacı markalarının ise daha önceki tarihli olup, 37. Sınıf ile 29, 30, 31, 35, 37, ve 41. Sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır. Yargılama sırasında bilirkişi görüşüne başvurulduğu, buna göre alınan raporlarda taraf markalar arasında benzerlik bulunduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Gerçekten de davalının markasında davacının markasında yer alan … ibaresinin ön plana çıkarıldığı, söz konusu bu durumun görsel ve işitsel olarak benzerlik taşıdığı dolayısıyla iltibas tehlikesinin somut olayda mevcut bulunduğu anlaşılmıştır. Öte yandan davalı tarafın ticaret ünvanındaki … ibaresini ön plana çıkararak markasal olarak kullandığı bu durumun davacının tescilli markalarını kaynak gösterme fonksiyonuna zarar verdiği kanaatine varılmıştır. Ayrıca somut olay bakımından davalının markasının tescil tarihi ile davanın açıldığı tarih dikkate alındığında sessiz kalma suretiyle hak kaybının meydana gelmediği kanaatine varılmıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/11/2022