Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2005 E. 2020/2035 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2005 Esas
KARAR NO: 2020/2035 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/01/2020
NUMARASI: 2019/439 E., 2020/4 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Tasarımın İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 21/12/2016 tarih ve … tescil numarası ile tescilli tasarımı olan “…” nın hak sahibi, yetkili üreticisi ve satıcısı olduğunu, müvekkili şirketin tasarımı olan ürünlerin https://www…com.tr adresinde görülebildiğini, davalı tarafın müvekkiline ait tasarım ile ayırt edilemeyecek derecede benzer “…” ürününü üreterek piyasaya sürmekle müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz etmek suretiyle haksız kazanç sağlamakta olduğunu ayrıca davalı firmaya ait http://www…com alan adlı internet sitesinde müvekkiline ait tasarıma konu ürünlerin ayırt edilemeyecek kadar benzerini ürettiğinin görülebileceğini, Davalı taraf sınai mülkiyet kanunu uyarınca tasarım hakkı müvekkile ait olan Türk patent Kurumu nezdinde … tescil numarasıyla T.C. Türk Patent Marka Kurumu, Endüstriyel tasarımlar daire başkanlığı nezdinde kayıtlı Endüstriyel Tasarım Tescil Belgesi “…” olarak tescilli tasarım ile aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer “…” ürününü üreterek ve piyasaya sürerek müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz etmek suretiyle haksız kazanç sağladığını, Müvekkiline ait tasarıma konu ürünlerin birebir aynısını üreten ve satışını gerçekleştiren davalını bu yol ile ticari alanda faaliyet göstermekte olduğunu, davalı tarafın, müvekkilinin büyük bir çaba ve yılların verdiği emek ile oluşturduğu tasarıma konu ürünlerinin aynı/ayırt edilemeyecek derecede benzer ürünlerini üretmek/ kullanmak suretiyle taklit etmekte ve böylelikle haksız rekabete yol açarak haksız kazanç sağladığını, tecavüzün giderilmesi ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydıyla 50.000,00 TL maddi, 50.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tazminine karar verilmesini talep etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; Yasanın aradığı şekilde dava açılmadan önce arabuluculuk kurumuna başvurulmadığı ve son tutanağın dava açılmadan önce alınmadığı ve dava şartının gerçekleşmediği gerekçeleriyle HMK’nın 114/2 yollaması ile HMK 115/2 gereğince davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı yan kararı istinaf etmiş ve dava yığılması söz konusu olduğunda ; davalardan bir kısmı zorunlu arabuluculuğa tabi olmadığında artık taleplerin tamamının arabuluculuğa tabii olmadığı kabul edilmelidir. Yargıtay ve İstinaf uygulaması da bu yöndedir denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf edilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Davacı yanca açılan dava ; endüstriyel tasarıma tecavazün tespiti, önlenmesi, haksız rekabet ,maddi ve manevi tazminat taleplerinden oluşan bir ” dava yığılması” dır. Mahkemece birlikte görülmesi gereken taleplerden ; parasal istemleri içeren bölümler tefrik edilmiş ve tefrik edilen işbu bu dosya açısından ise dava şartı olan arabuluculuk yoluna başvuru yapılmamış olması nedeni ile davanın usulden reddedildiği anlaşılmaktadır. Davanın 7115 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile TTK’na eklenen 5/A maddesinin yürürlüğe girmesinden sonra açıldığı uyuşmazlık konusu değildir. Bahse konu maddeye göre, TTK’nın 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır. Somut olayda, 6100 sayılı HMK’nın 110. maddesiyle düzenleme altına alınan “davaların yığılması” durumu söz konusu olup, uyuşmazlık, patent hakkına dayalı olarak, tecavüzün tespiti, meni ve tecavüz nedeniyle maddi ve manevi tazminat davalarını içermektedir. Konusu bir miktar paranın ödenmesi olan tazminat istemlerine ilişkin davalar arabuluculuğa tabi ise de, patent hakkına tecavüzün tespiti ve menine ilişkin davalar, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan bir alacak ya da tazminat davası olmadığından arabuluculuğa tabi değildir. Birlikte açılan ve birlikte görülmesi gereken davaların da sırf bir kısmının arabuluculuk dava şartına tabi olduğu düşüncesi ile tefrikine karar verilmesi de doğru değildir. Bu durumda, arabuluculuğa tabi olmayan bir dava ile birlikte açılan tahsil davası da arabuluculuk dava şartına tabi olmayacağından, tefrik işleminin de hatalı oluşu nedeni ile aksi yöndeki mahkeme gerekçesi isabetli görülmediğinden davacı yanın istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Yukarıda açıklanan yazılı gerekçe ile 1 – Davacı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-a -5 ve 353/1-a-6 maddeleri gereğince KABULÜNE ; İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA Yargılamaya devam edilmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE 2- Davacı yanca yatırılan peşin harcın talebi halinde iade edilmesine 3-Davacı yanca yapılan istinaf yargılama gideri olan ; başvuru harcı gideri 148,60 TL, tebligat giderinden ibaret istinaf yargılama giderinin davalı yandan tahsili ile davacıya verilmesine 4-Duruşmasız olarak inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMk 353/1-a-5 e 353/1-a-6 maddeleri gereğince KESİN olmak üzere ve 26/11/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.