Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/2003 E. 2022/1706 K. 19.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/2003 Esas
KARAR NO: 2022/1706
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/02/2020
NUMARASI: 2019/239 2020/106
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı … Tic. Ltd, Şti tarafından üretilen ve pazarlanan … Plastik Kart Koruyucularının konulup satıldığı kutular üzerinde yer alan üç resimden ortadaki resmin kendisine ait olduğunu, haricen ve tesadüfen öğrendiği bu durumun bilgisi ve izni dışında gerçekleştiğini,bunun üzerine … Tic. Ltd. Şti.’ne Üsküdar … Noterliğinden 09/05/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameyi gönderdiğini, bu ihtarname ile davalının bilgisi ve izni dışında yapmış olduğu davranış sonucu 10.000-TL manevi tazminat talep ettiğini, davalı şirketin ihtarnameyer cevap vermediğini ve ödeme yapmadığını, bilgisi ve izni dışında gerçekleşen ve kişilik haklarını ihlal eden bu işlem sonucu manen zarara uğradığını,bu nedenle 10.000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın mesnetsiz olup davacının, davayı yalnızca zenginleşme arzusu ile fahiş taleplerde bulunarak ikame ettiğini, müvekkili şirketin yalnızca personel kimlik kartını koruyan plastik aksamları imal etmekte olup, davacının fotoğraflarının kullanılmasının müvekkili şirket ile ilgisinin olmadığını, müvekkili şirketin koli üretimi ile ilgisi bulunmadığını, davacının iddia ettiği fotoğraf kullanımının yapıldığına ilişkin kolilerin 2007 yılından öncesine ait olduğunu, 2007 yılının başından bu yana koli üzerindeki simgelerin ve koli dizaynının değiştirildiğini, bu suretle dava konusu olayın meydana geldiği tarihin en erken 2006 yılı sonu olup davanın zamanaşımına uğradığını, davayı kabul etmemekle birlikte, davacının iddia ettiği fotoğrafın kullanımdan kaynaklanan ve manevi zararını oluşturacak kişilik haklarına zarar veren herhangi bir art niyetli kullanımının mevcut olmadığını, haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 27/02/2020 tarih, 2019/239 E.-2020/106 K. Sayılı kararı ile; “… Davacı ile sözleşme yapılmadan ve davacıdan izin alınmadan, davalı şirket tarafından üretilen kart koruyucuların konulup satıldığı kutular üzerinde davacının fotoğrafının kullanıldığı, tanık olarak dinlenen ve Mahkememizce itibar edilen davacının eşinin anlatımından, davacının durumu 2016 yılında öğrendiği ve hemen sonrasında da dava açtığı, rızası dışında fotoğrafının ticari amaçla kullanılmasının davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, FSEK 86/3. maddesinin atıfta bulunduğu B.K’nun 49. maddesi gereği kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, tarafların ekonomik sosyal durumu ve bütün dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 5000-TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir. Kararı davalı vekili istinaf etmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı vekili istinaf dilekçesinde; yargılama sırasında dosyaya sundukları hiçbir delilin değerlendirilmediğini, dosyaya sunulan katalogtan da anlaşılacağı üzere davacının fotoğrafının bulunduğu iddia edilen kolinin basım yılının en erken 2006 yılı olup, 2007 yılı itibariyle kolinin üzerindeki desenlerin değiştiği hususunun tanık beyanlarıyla sabit olduğunu, buna göre zamanaşımı itirazlarının hiç değerlendirilmediği, ayrıca müvekkili şirketin koli üretimi ile ilgisinin bulunmadığını, müvekkilinin dava konusu olay ile ilgili sadece kart üzerindeki plastik aksamların üretimini yapmakta olduğunu, bu konuda tanık beyanları bulunmasına rağmen mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, bu hususla ilgili olarak davacı asile ait SGK dökümlerinin celbini istediklerini ancak mahkemenin bu evrakları celp etmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, davalı müvekkilinin 3 tanık, davacının ise tanık olarak sadece eşini dinlettiğini, buna rağmen mahkemenin davacı tanığının beyanını hükme esas aldığını, müvekkilinin dinlettiği tanıkların hiçbirinin beyanının değerlendirilmediğini, davacının manevi tazminat talep etmiş ise de kişilik haklarının zarar gördüğü iddiasının gerçeği yansıtmadığını, olayın gerçekleşme tarihi ve aradan geçen süreye rağmen kişilik haklarının zarar gördüğünden bahsedilemeyeceği aksi halde bile hükmedilen 5000TL manevi zararın fahiş olduğu, davanın esasına etki edecek nitelikteki bir kısım delillerin toplanmadan karar verildiğini bildirmiştir.
DELİLLER:
DAVACI TANIĞI: …, “…davacının eşi olduğunu, geçen yıl 26.04/2016 tarihinde kızımın doğum günü idi, bizde arkadaşlar ile toplantı yaptık, bende o sırada servis yapıyordum, içeri girdiğimde eşimin elinde bir kutu, düşünceli halde kendisini gördüm, bana bak … resmimi koymuşlar diye söyledi, orda doğum gününe gelen arkadaşlardan birisi kutuyu getirmiş ben hangisi olduğunu bilmiyorum, çünkü görmedim, davacı o kutu ile o gün durumu öğrendi, zaten eşime hediye diye getirmişler, oda şaşırdı…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DAVALI TANIĞI: …, “…ben 26 yıldır davalı firmada çalışıyorum, bu ismi geçen resmin konulduğu ürünü ben unuttum, çünkü sonraki süreçte markalaştık, kendi markamızı oluşturduk ve davaya konu olan kutular çok kısa kullanıldı, marka çıktıktan sonrada çöpe atıldığını hatırlıyorum, söz konusu ürün İstanbul içi dağıtılıyordu, 2003 veya 2004 yılında markalaştığımızı hatırlıyorum…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DAVALI TANIĞI: …: “…ben davalı şirkette üretim müdürü olarak çalışmaktayım davaya konu resimlerin olduğu kutular 2005-2006 yıllarında basılmıştır o dönemlerde en fazla iki ayda tüketimi bitmektedir 2006 yılından sonra basılmamıştır, biz kutuları kırtasiyelere teslim ediyoruz ondan sonrasını ben bilmiyorum, 2007 yılında bu kutuların piyasa da olma ihtimali zordur…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
DAVALI TANIĞI: …: “…ben davalı şirkette satış pazarlamada çalışıyorum şirket kutulamayı kutulamayı fason olarak bu işleri yapan atölyelere sipariş olarak veriyor biz de kutulayıp kırtasiyelere satıyoruz kırtasiyelerde de kutuları çöpe atılıp mal satılıyor genelde kutu içerisinde birer tane ikişer tane satıldığı için kutu ile satılmıyor çünkü görerek satılan birşey dir 2004-2005-2006 yıllarında bu kutular kullanıldı, kırtasiyelere gönderiyoruz kırtasiyelerde kutular çöpe atılmaktadır bunu kesin olarak söyleyebilirim ancak bütün kırtasiyerde Türkiye genelinde heryere satış olduğu için ben her kırtasiyede ne yapıldığını bilemem, 2006 yılından sonra davaya konu bu kutuları şirket kullanmadı genelde kırtasiyelerde bu mallar bir ay iki ay en fazla üç ay içerisinde satılmaktadır…” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.Davanın başlangıçta Gaziosmanpaşa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı görüldü mahkemenin 06/03/2019’da görevsizlik kararı verdiği, kararın 28/05/2019 tarihinde kesinleştiği ve İstanbul 1 FSHHM’ye geldiği görülmüştür.Dosya içinde 1 adet ambalaj kutusunun bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davacının fotoğrafının kullanılması nedeniyle manevi tazminat talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık davanın kısmen kabulü kararına yöneliktir. Davacı taraf davanın koli üzerinde resminin kullanıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dava konusu ve bir örneği dosyada bulunan koli üzerinde davacının resminin basılı olduğu ve bu hususta davacıdan bir izin alınmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar fotoğraflar eser olarak kabul edilmese bile FSEK’in 86. Maddesi yollaması ile, BK’nın 49. Maddesi uyarınca korunmaktadır. Davalı taraf söz konusu fotoğrafın basımı hususunda davalıdan izin aldığı hususunu kanıtlayamamıştır. Öte yandan davalı tarafça söz konusu kolilerin 2006 yılında basıldığı ileri sürülmüş ise de bu husus davalı tarafça usulüne uygun delillerle kanıtlanamamıştır.Ayrıca hükmedilen manevi tazminat tutarı da tarafların ekonomik ve sosyal durumları ile ihlalin ağırlığı da dikkate alındığında fahiş değildir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 341,55 TL harçtan, peşin alınan 116,37 TL harcın mahsubu ile bakiye 225,18 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/10/2022