Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/200 E. 2022/896 K. 23.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/200 Esas
KARAR NO: 2022/896
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/10/2019
NUMARASI: 2017/560 E. – 2019/338 K.
DAVANIN KONUSU: Alacak (Fikir Ve Sanat Eseri İle İlgili Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; … başvuru nolu “…”, … başvuru nolu “…”, … başvuru nolu “…” başlıklı incelemesiz patentlerle ilgili olarak müvekkiline incelemesiz patent verildiğini, bu patentler başvuru aşamasında iken müvekkilince …’ye Bakırköy … Noterliği … yevmiye numaralı sözleşme ile 13.02.2014 tarihinde devredildiğini, ancak incelemesiz patent verilen bu ürünlerin yeni olmamakla beraber, TPE tarafından yapılan araştırma raporları sonucunda da görüleceği üzere, yeni ve buluş basamağı taşımadığı hususlarının açıkça görülmekte olduğunu, bu nedenle söz konusu patentlerin hükümsüzlüğü talepli olarak İstanbul Anadolu 2. Fikri ve Sinai Haklar Mahkemesinin 2017/4 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davalılarla imzalanmış olan sözleşmenin Beyoğlu … Noterliği … yevmiye nolu 28.01.2015 tarihli ihtamamesi ile feshedildiğini, haklı nedenle feshedilmiş sözleşme gereğince doğan zararlanın tazmininin davalılardan istendiğini, ancak davalıların mevcut zararlarını tazmin etmediği gibi Mahkemenizin 2015/227 Esas sayılı dosyası ile davalılarca taraflarına dava ikame edildiğini, sözleşmenin haklı feshi nedeniyle sözleşmeden doğan zararların tazmini için fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 1.000,00 TL tazminatın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıların kötü niyetli olduklarını, davacıların işbu davayı müvekilleri tarafından davalılar aleyhinde açılan Mahkememizin 2015/227 Esas sayılı dosyasını sürüncemede bırakmak amacıyla açtıklarını, davacılar her ne kadar müvekilleri adına tescilli olan patentlerin geçersiz olduğunu ileri sürmekte iseler de, davacıların söz konusu patentleri aynı şekilde faydalı model olarak kendi adlarına tescil ettirerek, patente konu dövmeleri üretmeye ve çok yoğun bir şekilde satmaya devam ettikklerini, davacıların bu ürünlerden dolayı zarar etmeleri bir yana, kar elde etmeleri sebebiyle uzun zamandır sattıklarını ve satmaya da devam ettiklerini ve bu nedenlerle taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15.10.2019 tarih ve 2017/560 Esas – 2019/338 Karar sayılı kararıyla; “… taraflar arasında geçerli sözleşme ile davalıların edimlerini yerine getirdiği, dava konusu patentlerin geçerliliğini koruduğu, buna rağmen davacı tarafça kötü niyetli olarak Mahkememizin 2017/614 Esas sayılı dosyasında hükümsüz kılınan faydalı modeli tescil ettirip patenti kullanmaya devam ettiği, yine kötü niyetli olarak kendisinin kullandığı patentlerin hükümsüzlüğü istemi ile dava açtığı, bu şekildeki davranışın dürüstlük kurallarına aykırı olup, sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshinin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacıların davasının reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacılar vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Davalılara ait patentlerin incelemesiz patent olduğunu, bu yüzden davacıların ilgili patentleri iade ettiklerini ve bu sebeple yapılan masrafların davalıdan tazminini talep ettiklerini, İlgili patentlerin davacılarda kaldığı süre içinde müvekkiller tarafından yapılan masrafların mahkemece tespit edilmediğini, aynı zamanda davalılara yapılan ödemelerin de hiçbir şekilde değerlendirilmediğini, bilirkişi incelemesi yapılmadığını, Mahkemece davanın reddine dayanak olarak gösterilen 2017/614 Esas sayılı dosyanın bu dava ile bir alakasının bulunmadığını, kaldı ki dosyanın bu dosya ile aynı gün karar çıktığını ve kesinleşmediğini, Mahkemece TPE araştırma raporlarının hükme esas alınmadığını, ticari defterlerin incelenmediğini, davalılar aleyhine müvekkiller tarafından açılan İstanbul Anadolu 2.FSHHM 2017/4 Esas sayılı dosyadan bahisle müvekkillerin kötüniyetli olduğunun belirtilmesine karşın dosyanın bekletici mesele yapılmadığını, dosyadaki bilirkişi raporunun kararda tartışılmadığını, raporda ‘Davacılara ait faydalı modelin yenilik unsurunu içerdiğinin’ belirtildiğini, Davalıların haksız kazanç sağlama çabası içinde olduklarını, ancak mahkemece müvekkillerin sunduğu delil ve beyanların dikkate alınmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, patent sözleşmesinin feshine dayalı alacak istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… taraflar arasında geçerli sözleşme ile davalıların edimlerini yerine getirdiği, dava konusu patentlerin geçerliliğini koruduğu, buna rağmen davacı tarafça kötü niyetli olarak Mahkememizin 2017/614 Esas sayılı dosyasında hükümsüz kılınan faydalı modeli tescil ettirip patenti kullanmaya devam ettiği, yine kötü niyetli olarak kendisinin kullandığı patentlerin hükümsüzlüğü istemi ile dava açtığı, bu şekildeki davranışın dürüstlük kurallarına aykırı olup, sözleşmenin davacı tarafça haklı nedenle feshinin söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davacıların davasının reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı taraf, davalılar ile aralarındaki 13.02.2014 patent lisans sözleşmesini haklı olarak feshettiklerini beyanla, sözleşmenin haklı feshi nedeniyle sözleşmeden doğan zararların tazminine karar verilmesini istemiş; davalı taraf ise davacı iddialarını kabul etmeyerek davanın reddi gerekliğini savunmuştur. Davacıların fesih beyanında, davalıların taraflar arasındaki sözleşmede belirtilen yükümlülüklere aykırı davrandığından bahsedilmediği, dosyaya yansıyan beyanlardan da davalıların 13.02.2014 tarihli sözleşmede belirtilen yükümlülüklerine aykırı davranmadıkları anlaşılmaktadır. Sözleşme’nin 8.2.maddesindeki,”Lisans alan (davacılar) sebep göstermeksizin göndereceği yazılı ihtarname ile işbu sözleşmeyi tek taraflı ve tazminatsız olarak feshetme hak ve yetkisine sahiptir.” şeklindeki hüküm gereğince davacıların tek taraflı olarak sözleşmeyi fesih hakkına sahip olduğu kabul edilse bile, sözleşmenin sona ermesinde davalılara atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı dosya kapsamıyla sabit olduğundan, sözleşmenin sona ermesi nedeniyle davacıların davalılardan zarar tazmini isteminde bulunamayacaklarının kabulü zorunlu olacağından; ilk derece mahkemesinin davanın reddine dair kararı isabetli olmakla davacılar vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, peşin alınan toplam 88,80 TL (44,40×2) harçtan mahsubu ile artan 8,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine, 3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/05/2022