Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1996 E. 2022/1886 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1996 Esas
KARAR NO: 2022/1886
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/07/2020
NUMARASI: 2018/364 2020/121
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarımın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin … tescil numaralı tasarım olduğunu, davalıya ait tasarımlardan … sayılı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmayıp, müvekkil şirketlerinin emek ve harcamaları sonucunda meydana getirdiği önceki tarihli tasarımlarının kopyası olduğunu, müvekkilinin söz konusu tasarımın korumasını 2005 yılında elde ettiği tescilli tasarımını zaman içerisinde değiştirip geliştirdiğini, tasarımın tescilli halinin yanı sıra, tescilli tasarımı temel alarak değişik renk ve ip çeşitleri ile bu tasarımla ayırt edilemeyecek derecede benzer olan bir çok ürün ürettiğini, müvekkilinin tescilinden sonra ancak davalının tescil talebinden çok önce, … şirketinin, davalının tescilli tasarımının aynısını ve ayırt edilemeyecek derecede benzerini satışa sunduğunu ve çeşitli video ve görüntülerde sergilediğini, bu tasarımı internet sitelerinde yayınladığını, her iki taraf tasarımları kıyaslandığında, tasarımlar arasında farklılığın mevcut olmadığını aksine her iki tasarımın ortak noktalarının baskın olduğu ve bu benzerliklerin davalı tasarımın müvekkil şirket tasarımından ayırt edilmeyi engellediğini, davalının tek yaptığının müvekkili tasarımının aynısını üretmek ve ancak bu üretimde farklı bir ip türü (Şönil) kullanmaktan ibaret olduğunu, tasarımın boyutlarındaki küçük farklılıklar ve kullanılan malzemenin niteliğindeki değişimin, oluşan ürünü tescilli tasarımdan farklı ve ayırt edici kılmadığını iddia ederek, yenilik ve ayırt edicilik kriterlerine haiz olmayan 2017/05204 tescil sayılı davalı tasarımının hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkilinin davaya konu tasarımının yeni ve ayırt edici nitelikte olduğunu, çok basit bir karşılaştırma ile dahi tasarımlar arasında hiçbir benzerlik bulunmadığının açıkça anlaşılabilir olduğunu, dava konusu tasarımının, dava dışı firmaya ait tasarımlar karşısında da yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini haiz olduğunu ve davacı tarafından müvekkiline ait tasarımların dava dışı … firmasına ait tasarımlar ile aynı veya benzer olduğu ileri sürülmüş olduğunu, ancak bu hususta hiçbir delil sunulmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…İlk raporu tanzim eden bilirkişi … tekstil mühendisi olup sınai mülkiyet ve endüstriyel tasarım yönünden uzmanlığı bulunmadığı gibi son bilirkişi raporu detaylı inceleme ve değerlendirilmeye dayalı olup mahkememizce dosya kapsamı ile uyumlu ve yeterli görüldüğünden itibar edilmiştir. Zira HMK 282 maddesi uyarınca hakim, bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir. Bu itibarla davalı adına tescilli tasarımın tescil başvuru tarihi itibariyle yeni ve ayırt edici nitelikte olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davacının davasının reddine …” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirkete ait … tescil sayılı tasarımın gerek 554 sayılı KHK gerekse 6769 sayılı sınai mülkiyet kanunu hükümleri uyarınca yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığını, malzeme tipinin değiştirilmesinin benzerliği ortadan kaldırmayacağını, müvekkiline ait ilmekli yapının davalını tasarımında birebir korunduğunu, ilmiklerin aynı doğrultuda olduğunu, kullanılan farklı yapıdaki iplik sebebi ile davalı tasarımının ilmeklerinin daha sık göründüğünü ancak sıklığın tasarımın genel izlenimim yönünden farklılık arz etmediğini, davalı tarafça dosya mündericatına sunulan görsellerin ilk izlenim açısından yanıltıcı nitelikte olduğunu, görsellerde yer alan davalı ürünleri doğrusal bir şekle getirilmeden ilmekler arasındaki boşlukları gizleyecek kıvrımlı bir yapıda gösterildiğini, müvekkili şirkete ait ürünlerin ise doğrusal olarak ilmekler arası boşlukları maksimum düzeyde göze çarpacağı bir yapıda dosyaya sunulduğunu, davalı tarafın defaatle … sayılı patent başvurusuna yönelik iddialarının işbu dava açısından geçerliliği bulunmadığını, hatalı ve yetersiz değerlendirmelerde bulunan 06.01.2020 tarihli bilirkişi raporunun usul hukuku açısından da hükme dayanak teşkil etmesinin mümkün olmadığını, raporlar arasında çelişki giderilmeden karar verilmesinin yerinde olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME … numaralı iplik çoklu tasarımı 07.08.2017 tarihli başvuruya istinaden aynı tarihte davalı adına tescil edilmiştir. Davacının dayandığı çoklu tasarımı … numaralı 15.12.2005 başvuru ve tescil tarihli iplik tasarımdır. Bilirkişi tekstil mühendisi … raporda neticeten; dava konusu … sayılı davalı tescilinin 07/08/2017 tarihinden itibaren 5 yıl süreyle koruma altında olduğu, davacı adına tescilli … sayılı tescilin 15/12/2015 tarihi itibariyle geçerli olmak üzere 5 yıl süreyle yenilendiği dosyaya sunulan belgelerle sabit olup, davacı taraf tescilli çoklu tasarımları içinden dava konusu tasarıma benzer olduğu görülen 5 ve 17 numaralı tasarımlar ile dava konusu tasarımın karşılaştırılmaları sonucunda, tasarımların benzer oldukları ve ayırt edicilik derecesinde farklılık olmadığı, dolayısıyla davalı adına tescilli olan … sayılı tasarımın yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığı ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu belirtilmiştir. Endüstri ürünleri Tasarımcısı …, Tekstil Mühendisi …, Marka uzmanı … raporlarında neticeten; davacıya ait tescil no … ve … tasarımları ile davalıya ait tescil … tasarımın, iri, kaba ve hacimli yapıda görsel etkiye sahip olması, elde edilen yüzey doku yapısının davacı tasarımları ile elde edilecek yüzey doku yapısı görüntü efektinin farklı olması, elde üretime elverişli olması,makine ve/veya şiş/tığ ile üretimde sınırlayıcı etkiye sahip olması, kullanım alanının davacı tasarımlarına nazaran sınırlı olması, elde edilmesinde uygulanan temel iplik üretim tekniği uygulamasının teknik zorunluluk olduğu, davalı tasarımı ile benzerlik taşıyan görsellerin www…com 25.07.2018 tarihi itibarıyla … ibaresi ile yüklenmiş olduğu, ilk yayın tarihi https://www…com/… sayfasında 27.09.2017 tarihi itibarıyla … ibaresi ile yayınlanmış olduğu,27.09.2017 tarihinden önceki yüklemelerin davalı tasarımı ile benzerlik taşısa da teknik zorunluluk kapsamında üretilmiş tasarımlar olduğu,şiş veya tığ kullanmak suretiyle veya kalınlıkları itibarıyla bilekte ilmek oluşturulması suretiyle tasarımlar olduğu, davalıya ait tescil no … tasarımı;davacıya ait tescil no … ve … tasarımları ile teknik zorunluluk gereği benzer fantezi iplik üretim prensibi ile elde edilmiş, ayırt edicilik yönünden farklılıklar taşıyan tasarım olduğu belirtilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, endüstriyel tasarımın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. ve 5. fıkrası; “Bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” Somut uyuşmazlıkta mahkemece alınan birinci bilirkişi raporunda; tasarımın yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığı yönünde görüş bildirilmiş, ikinci raporda ise ayırt edicilik yönünden farklılıklar taşıyan tasarım olduğu yönünde görüş bildirilmiş, mahkemece ilk raporda tasarım uzmanı bilirkişi olmadığı gerekçesi ile ikinci rapor esas alınmıştır. Ancak hükme esas alınan ikinci bilirkişi raporunda, endüstriyel tasarımların denetime uygun şekilde karşılaştırması yapılmadığı gibi bilirkişi heyetinin raporda belirttikleri “…tasarıma konu üründen elde edilen yüzey doku yapısının davacı tasarımları ile elde edilecek yüzey doku yapısı görüntü efektinin farklı olması, elde üretime elverişli olması, makine ve/veya şiş/tığ ile üretimde sınırlayıcı etkiye sahip olması, kullanım alanının davacı tasarımlarına nazaran sınırlı olması…” şeklindeki görüşlerinin endüstriyel tasarımın yenilik ve ayırt edicilik kriteri yönünden Yasa’nın aradığı şekilde bir değerlendirme olmadığı, bu durumda ikinci raporun hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak endüstriyel tasarım uzmanı ve tekstil mühendisinin de yer aldığı yeni bir üçlü bilirkişi heyetinden tarafların delillerinin değerlendirilmesi ve endüstriyel tasarımların karşılaştırılması sureti ile rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna göre karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulüne, 2-Bakırköy 1. FSHHM’nin2018/364 Esas, 2020/121 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 67,90 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 216,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.