Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1995 E. 2021/1862 K. 04.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1995 Esas
KARAR NO: 2021/1862 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2019
NUMARASI: 2014/502 E. – 2019/961 K.
DAVANIN KONU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı … SANAYİ VE TİC LTD ŞTİ vekili asıl davada; müvekkili ile davalılardan …. AŞ.arasında uzun yıllardır ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin en son 16/08/2013 tarihli sipariş sözleşmesi ile davalıya ürün sipariş ettiğini ve karşılığında toplam tutarı 742.122 TL olan 5 adet çek verdiğini, ancak davalının bugüne kadar 292.122 TL’lik mal teslim ettiğini, davalının müvekkilinden aldığı çekleri diğer davalılar olan faktoring şirketlerine temlik ettiğini, müvekkilinin malın teslimi için yaptığı girişimlerin sonuçsuz kaldığını, bu arada davalı şirketin iflas ertelemesi için açtığı davada tedbir kararı verildiğini, 6361 Sayılı Kanun’un 9/2 maddesi gereğince davalı … şirketlerinin iyi niyetli hamil olmadıklarını belirterek davalı … AŞ’ye karşı verilen çeklerin bedelsiz kalması nedeniyle diğer davalılar olan faktoring şirketlerinin ise bu çekleri takip ve tahsil yetkisi bulunmaması nedeniyle müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 23/03/2016 tarihli ıslah dilekçesiyle;20/02/2014 tarihli 150.000 TL bedelli çekten davalı … AŞ ile bu çeki temlik alan davalı … AŞ’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve bu tutarın ödeme tarihinden itibaren işlemiş reeskont faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine, 26/01/2014 tarihli 150.000 TL bedelli çekten davalı … AŞ ile bu çeki temlik alan davalı … AŞ’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmasına ve ödeme tarihinden itibaren işlemiş reeskont faiziyle birlikte müvekkiline ödenmesine ve davalıların % 20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini istemiştir. Davalı … SAN VE TİC. A.Ş vekili; müvekkili şirketin içinde bulunduğu sıkıntılar nedeniyle davacının sipariş ettiği malların bir kısmının teslim edilemediği gibi davacı tarafça sipariş sözleşmesi kapsamında avans olarak verilen çeklerin müvekkilince faktoring şirketlerine verilmek suretiyle kullanıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı …vekili; müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olduğunu, 6361 Sayılı Kanun’un 9/3 maddesi gereğince davacının davalı … AŞ ile arasındaki ticari ilişkiye ilişkin defileri müvekkiline yöneltemeyeceğini, müvekkilince yapılan işlemlerin mevzuata uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … AŞ vekili; müvekkilinin iyi niyetli meşru hamil olup, yapılan faktoring işleminin mevzuata uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı … SANAYİ VE TİC LTD ŞTİ vekili birleşen İstanbul 20. ATM’nin 2014/99 Esas sayılı dosyasında; asıl davadaki iddialarını tekrar ederek, sipariş nedeniyle verilen çeklerden 112.122 TL ve 180.000 TL bedelli olan çeklerin davalı … şirketine ödenmiş olduğunu, davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek ödenen 292.122 TL’nin davalı … şirketinden ödeme tarihinden sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre işlemiş reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … AŞ vekili; davacının dava dilekçesinde dava dışı … AŞ’den 292.122 TL’lik iki adet çek karşılığında bu miktarda mal aldığını beyan ettiğini, buna rağmen müvekkilinin sebepsiz zenginleştiğinin ileri sürülmesinin doğru olmadığını, müvekkilinin yaptığı işlemlerin faktoring mevzuatına uygun olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporlarına göre; ” yargılama sırasında davacı vekilinin sunduğu 21/01/2019 tarihli beyan dilekçesiyle davalı … AŞ’nin müvekkiline olan 459.220,68 TL’nin tamamen ödendiği, birleşen davadaki 292.122 TL’lik malın davalı … AŞ tarafından müvekkiline teslim edildiği, davanın davalı … AŞ yönünden konusuz kaldığını beyan ettiği, davacı ile davalı … AŞ arasındaki borcun uzlaşma ve tasfiye sözleşmesi kapsamında 15/09/2015 tarihi itibariyle davalı … AŞ’nin yaptığı ödeme neticesi sona erdiği, bu bakımdan davalı … AŞ’ye yönelik olarak açılan davanın konusuz kaldığı, davalı … şirketlerinin ise çekleri temlik cirosuyla devraldıkları, çeklerin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu oldukları hususunun ispat edilemediği, faktoring şirketlerine yapılan temlikler ile faktoring işlemlerinin 6361 Sayılı Yasa ile BDDK tarafından çıkarılan genel tebliğ şartlarına uygun olduğu, ancak temlik alınan faturaların gerçekliğinin araştırılması üzerinde yeterince durulmadığı, bu kusurun 6361 Sayılı Yasa’nın 9/3 maddesi kapsamında tutulamayacağı, buna göre faktoring şirketleri yönünden istirdat kararı verilemeyeceği ” gerekçeleriyle davacı tarafça davalı … San. Ve Tic. A.Ş. aleyhine açılan asıl davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına, ve esas hakkında karar verilmediğinden davacının kötü niyet tazminatı talebi hakkında da karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça davalılar … A.Ş. ve … aleyhine açılan asıl davanın ayrı ayrı reddine, davacı tarafça davalı …. aleyhine açılan birleşen davanın reddine karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen dosyaların davacısı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen dosyaların davacısı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekili istinafında; asıl dava yönünden davanın takipten önce açılan menfi tespit davası olduğunu, davalı … firmalarının haksız ve kötü niyetli olmaları nedeniyle istirdat dışındaki taleplerin kabulü gerektiğini, 6361 Sayılı Kanun’un 9/3 ve mülga yönetmeliğin 22/2 maddesi gereğince faktoring şirketlerinin fatura veya benzeri belgelerle doğrulanmayan alacakları satın alamayacaklarını, birleşen dosyada alınan 30/06/2016 tarihli raporla bu hususun gündeme getirildiğini, BDDK’nun 08/07/2010 ve 04/01/2011 tarihli genelgelerle faktoring şirketlerine devraldıkları alacakların dayandığı belgelerin doğruluğuna ve gerçekliğine ilişkin ayrıntılı inceleme ve araştırma yapma yükümlülüğü getirildiğini, bu genelgelerin 2006 tarihli yönetmelik esas alınarak düzenlendiğini, bu nedenle istirdat talebinin tüm davalar yönünden konusuz kalmakla birlikte diğer davalar yönünden verilen davanın reddi hükmünün kaldırılarak istirdat talepleri yönünden davanın konusuz kaldığına karar verilmesi ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiği, ayrıca yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmaları gerektiğini, çünkü dava açılmasına davalıların sebebiyet verdiğini ve davalıların kötü niyetli olduğunu, birleşen dava yönünden ise; mahkemenin asıl davada davalı olan … AŞ’yi birleşen davada da davalı gösterdiğini, öncelikle bu maddi hatanın düzeltilmesi gerektiğini, ayrıca … AŞ’nin alacağı, … AŞ’den temlik aldığını, ancak bu hususun kararda belirtilmediğini, davalı …AŞ’nin müvekkilinden çekleri teslim almasına rağmen malları teslim etmediğini ve çeklerin bedelsiz kaldığını, müvekkilinin bu çeklerle ilgili faktoring işleminin usulüne uygun olduğu düşüncesiyle … AŞ hakkında başlangıçta dava açmadığını, ancak müvekkili tarafından … AŞ’ye verilen çeklerin ve mal teslimine ilişkin faturaların birden çok faktoring firmasına temlik edildiğini ve birden fazla faktoring sözleşmesine konu olduğunu, diğer faktoring firmalarının dava açmaları üzerine … AŞ’nin aynı faturaları kullanarak çekleri 3 farklı faktoring firmasına temlik ettiğini, bu durumda ise ya sahte faturalar kullanılarak faktoring sözleşmesi yapılmış ya da aynı faturaları birden fazla faktoring sözleşmesine konu edilmiş olduğunu, davalı … firmasının çekleri aldığında hiçbir inceleme araştırma yapmadığını, müvekkilini aramadığını, bu durumun BDDK’nun 08 Temmuz 2010 ve 04 Ocak 2011 tarihli genelgelerine aykırı olduğunu, bu durumun alınan 30/06/2016 ve 29/05/2018 tarihli raporlarla sabit olduğunu, mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesi sonucunda müvekkilinin çek bedellerini tamamen ödemek durumunda kaldığını, davalının böylelikle sebepsiz zenginleştiğini, bu hususun alınan bilirkişi raporlarıyla da sübuta erdiğini, ödenen bu tutarın müvekkiline istirdatı gerektiğini bildirmiştir. Asıl davaya konu çeklerin; 20/02/2014 tarihli 150.000 TL bedelli ve 26/01/2014 tarihli 150.000 TL bedelli, birleşen davaya konu çeklerin ise 28/02/2014 tarihli 112.122 TL bedelli ve 31/12/2013 tarihli 180.000 TL bedelli çekler olduğu görülmüştür. Davacı tarafından sunulan 16/08/2013 tarihli sipariş belgesinde; davacının davalıya ürün sipariş ettiği ve karşılığında vadeli çeklerle ödeme yapılacağının kararlaştırıldığı, ödenecek tutarın 742.122 TL olduğu görülmüştür. Davacı tarafından sunulan faturaların incelenmesinde; davalı …AŞ’nin davacıya 17/08/2013 tarihli 52.223,40 TL, 22/08/2013 tarihli 116.036,73 TL, 12/09/2013 tarihli 55.338,48 TL, 13/09/2013 tarihli 58.728,42 TL bedelli faturalar düzenlendiği görülmüştür. Davacı tarafından davalı …’ye gönderilen 23/10/2013 tarihli ihtarnamede 5 adet çekten 180.000 TL’lik ve 112.122 TL’lik çekler karşılığı ürün teslim edildiği, 450.000 TL’lik ürünün ise teslim edilmediği belirtilerek toplam tutarı 450.000 TL olan üç adet çekin müvekkiline iade edilmesini istediği görülmüştür. Davalı … AŞ ile davalı … AŞ arasında 5.000.000 TL bedelli faktoring sözleşmesinin 18/09/2013 tarihinde düzenlendiği, asıl davaya konu 26/01/2014 tarihli 150.000 TL bedelli çekin aynı tarihte davalı … AŞ’ye temlik edildiği görülmüştür. Davalı … AŞ ile davalı … AŞ arasında 6.000.000 TL bedelli faktoring sözleşmesinin 08/10/2012 tarihinde düzenlendiği, birleşen davaya konu 30/12/2013 tarihli 180.000 TL bedelli ve 28/02/2013 tarihli 112.122 TL bedelli çeklerin 22/08/2013 tarihinde davalı … AŞ’ye temlik edildiği görülmüştür. Davalı …AŞ ile asıl davanın davalısı … AŞ arasında 22/09/2011 tarihli yurt içi faktoring sözleşmesi imzalandığı ve 20/02/2014 tarihli 150.000 TL bedelli çekin 23/08/2013 tarihli çek teslim bordrosuyla davacı tarafından …AŞ adına … Bankası Afyonkarahisar Şubesine teslim edildiği görülmüştür. Dosyada bulunan borç tasfiye ve çerçeve alım sözleşmesinin davacı ile davalı ve kayyımlar tarafından düzenlendiği, buna göre; davalı … AŞ’nin davacıya olan 459.794,97 TL borcunun tasfiyesi hususunda tarafların mutabık kaldıkları, sözleşme tarihi itibariyle 100.000 TL’lik çek ve 71.393,36 TL’lik nakit ödeme yapıldığı, kalan 288.401,61 TL’nin ise peyderpey ödeneceğinin düzenlendiği görülmüştür. Davacı vekili 21/01/2019 tarihli dilekçesiyle; müvekkili ile davalı … AŞ arasında düzenlenen 16/06/2015 tarihli borç tasfiye sözleşmesi gereğince bu davalı tarafından 459.220,68 TL’nin tamamen ödendiği, birleşen davadaki 292.122 TL’lik malın davalı … AŞ tarafından müvekkiline teslim edildiği, buna göre davanın sadece davalı … AŞ yönünden konusuz kaldığı, ancak diğer davalı … Şirketlerinin çekleri takip ve tahsil yetkisinin bulunmadığı, davanın kabulü halinde faktoring şirketlerinin diğer davalı … AŞ’ye bu davalının da müvekkiline rücu hakkı bulunduğunu, bu nedenlerle her iki davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir. Yargılama sırasında alınan 30/06/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “davalı … A.Ş. tarafından dava konusu çeklerin avarıs çeki olduğunun, karşılığında mal teslim edilmediğinin ve böylelikle çeklerin bedelsiz kaldığının ikrarı ile birlikte, diğer davalı … firmalarının kanun, yönetmelik ve BDDK genelgelerine aykırı şekilde çekleri temlik aldığı, yasal mevzuat hükümleri gereği, davacının şahsi defileri faktoring firmalarına karşı da ileri sürebileceği, … Bankası/Koca Sinan Şubesi 20.02.2014 keşide tarihli … çek numaralı 150.000,00 TL bedelli çek bakımından; ödeme tarihinden iş bu raporun düzenleme tarihi olan 10.06.2016 tarihine kadar işlemiş reeskont faiz toplamı ile birlikte 187.815,41 TL olduğu, bu bedelden davalılardan … ile birlikte …’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği, … Bankası/Koca Sinan Şubesi 26.01.2014 keşide tarihli … çek numaralı 150.000.090 TL bedelli çek bakımından ödeme tarihinden iş bu raporun düzenleme tarihi olan 10.06.2016 tarihine kadar işlemiş reeskont faiz toplamı ile birlikte 189.022,60 TL olduğu, , bu bedelden davalılardan … ile birlikte … A.Ş.’nin müştereken ve müteselsilen sorumlu olması gerektiği, … Bankası Kocasinan Şubesine ait 31.12.2013 keşide tarihli … numaralı ve 180.000.090 TL bedelli çek ile … Bankası Kocasinan Şubesine ait 28.02.2014 keşide tarihli … numaralı ve 112.122,00 TL bedelli çekler bakımından ise, ödeme tarihinden iş bu raporun düzenleme tarihi olan 10.06.2016 tarihine kadar işlemiş reeskont faiz toplamı ile birlikte 368.433,22 TL olduğu, davalı … AŞ ‘nin kanun yönetmelik ve BDDK genelgeleriyle mükerrer fatura kullanılması göz önüne alındığında söz konusu çekleri takip ve tahsil yetkisinin olmadığı ve istirdatının gerektiği” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 29/05/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda; “somut uyuşmazlıkta 6361 Sayılı Kanun’un 9/3 maddesinin uygulanması gerektiği, davalı … AŞ’nin itirazlarının yerinde olmadığı, kök raporun borcun tamamen ödenmediği varsayımıyla hazırlandığı, davalı … AŞ’nin itirazları yönünden ise bu davalıya karşı açılan davanın sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılması nedeniyle faizin dava tarihinden itibaren işletilmesi gerektiği, yapılan faktoring işleminin hukuka uygun olmadığı, faktoring şirketlerinin teslim edilen mallar bakımından kendilerine borçlu olunduğu yolundaki itirazlar bakımından ise faktoring şirketlerinin kök raporda da belirtildiği üzere mevzuata uygun davranmadıkları, bu konudaki itirazların yerinde olmadığı, takdirin mahkemeye ait olduğu” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 07/05/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “davacı … ltd Şti nin Mal siparişi nedeniyle Davalı …. AŞ’ye avans olarak vermiş olduğu 5 adette toplam 742.122.-TL’lik çeklerle ilgili olmak üzere; toplam 282.327,03 TL’lik mal teslimi aldığı, davalı … AŞ nin zora girmesi nedeniyle edimlerini yerine geliremediği, dolayısıyla davacı … un davalıya vermiş olduğu çeklerin 450.000,-TL lık kısmının konusuz kaldığı, davacının davalı … AŞ den 459.794,97 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği ve davalı … in bu borcunu taraflar arasında akdedilen Borç İçin Uzlaşma ve Tasfiye Sözleşmesi kapsamında 15.09.2015 tarihi itibariyle davacı … tamamen ödeyerek kapattığı, diğer davalılar; … AŞ, … AŞ ve … AŞ ile ilgili olarak sunulan belge ve kayıtlardan davalı … AŞ tarafından Faktoring İşlemlerinin yapılması aşamasında 6361 sayılı Yasa ile BDDK tarafından çıkarıları Genelge tebliğ şartlarına tamamen uyulduğu, ancak temlik alınan faturların gerçekliğinin araştırılması üzerinde gereğince durulmadığı, bu kusurunun 6361 s.lı yasanın 9/3 maddesi (…kambiyo senedini iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun …) hükmü kapsamında tutulamayacağı düşünüldüğünden; Faktoringe konu ettiği 150.000,-TL lık Çek bedelinin istirdadından da sorumlu tutulamayacağı,Davalı … tarafından Faktoring İşlemlerinin yapılması aşamasında 6361 sayılı Yasa ile BDDK tarafından çıkarılan Genelge tebliğ şartlarına tamamen uyulduğu, ancak temlik alınan faturaların gerçekliğinin araştırılması üzerinde gereğince durulmadığı, bu kusurunun, 6361 s.lı yasanın 9/3 maddesi, (…kambiyo senedini iktisap ederken bite) bile borçlunun — zararına hareket etmiş — olsun -.) hükmü kapsamında tutulamayacağı düşünüldüğünden; Faktoringe konu ettiği 150.000,-TL hk Çek bedelinin istirdadından da sorumlu tutulamayacağı,Davalı … tarafından Faktoring İşlemlerinin yapılması aşamasında 6361 s.lı Yaşa ile BDDK tarafından çıkarılan Genelge tebliğ şartlarına tamamen uyulduğu , talimat ve gereklerin eksiksiz olarak yerine getirmiş olduğu görülmekle ve çeklerin iktisabında davacının zararına bile bile hareket etmediği sabit olmakla; Faktoring e konu 180.000, TL lık ve 112.122,- TL lık çek bedellerinin istirdadı konularından sorumlu tutulamayacağı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
G E R E K Ç E :Asıl dava ve birleşen dava menfi tespit ve istirdat taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, asıl davada başlangıçta çekler nedeniyle borçlu olmadığını iddia etmiş, verdiği ıslah dilekçesiyle yapılan ödemelerin istirdatını istemiştir. Birleşen davada ise, doğrudan çek bedelinin tahsili istenilmiştir. Davacı taraf, asıl davanın davalısı …. AŞ’ye verilen siparişler nedeniyle çekler verdiğini, ancak bu çeklerden 28/02/2014 tarihli 112.122,00 TL bedelli ve 31/12/2013 tarihli 180.000,00 TL çeklerin karşılığında mal teslim alındığını, diğer çekler karşılığında mal teslim edilmediğini belirtmiştir. Davalı …. AŞ ise yaşanan ekonomik sıkıntı nedeniyle malların bir kısmının teslim edilemediğini, ancak çeklerin faktoring şirketlerine verilmek suretiyle kullanıldığını savunmuştur. Asıl ve birleşen davanın davalıları olan faktoring şirketleri ise iyi niyetli ve meşru hamil olduklarını savunmuşlardır. Mahkemece verilen karar asıl ve birleşen davanın davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede; asıl ve birleşen davanın davacısı ile asıl davanın davalısı … AŞ arasında teslim edilmeyen mallar nedeniyle oluşan borcun adı geçen taraflar arasında düzenlenen tasfiye ve çerçeve alım sözleşmesi uyarınca yargılama sırasında ödendiği anlaşılmıştır. Bu açıdan asıl dava konusuz kalmıştır. Söz konusu tasfiye ve çerçeve alım sözleşmesinde tasfiyesi kararlaştırılan borç asıl davaya konu çekler karşılığında verilmesi gerekirken verilmeyen mallar nedeniyle oluşan borcu da kapsamaktadır. Buna göre tasfiye protokolü ödemeyle sonuçlandığından davacının asıl davaya konu taleplerinin de konusuz kaldığının kabulü gerekir. Bu nedenle asıl davada davalılar … AŞ ve … AŞ hakkındaki davanın da konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı şeklinde hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde red kararı verilmesi doğru değildir. Ayrıca, 6361 Sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9/2 maddesi gereğince faktoring şirketleri kambiyo senetlerine dayalı olsa bile bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacakları devir ve temlik alamaz. Yine aynı faturaya dayalı birden çok faktoring şirketlerine yapılan kısmi temliklerin toplam tutarı fatura tutarını aşamaz. Oysa somut olayda, alınan bilirkişi raporu içeriğinden faktoring işlemlerinde mükerrer fatura kullanımı yapıldığı ortaya çıkmıştır. Bu nedenle asıl davanın davalısı olan faktoring şirketlerinin mevzuata uygun davranmadıkları anlaşılmıştır. Bir başka ifadeyle her ne kadar haklarındaki dava konusuz kalmış ise de; dava tarihi itibariyle haklılık durumu gözetildiğinde asıl davanın davalıları olan faktoring şirketlerinin dava tarihi itibariyle haksız oldukları, bu nedenle asıl dava yönünden yargılama gideri ve vekalet ücretinden asıl davanın davalısı faktoring şirketlerinin sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usule aykırıdır. Bu yönden davacı vekilinin istinaf talebi yerindedir. Davacı vekili ayrıca kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiş ise de; kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı kanaatine varıldığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Birleşen dosya yönünden yapılan değerlendirmede ise; davacı taraf, bu dava yönünden da davanın kabulü gerektiğini ileri sürmüş ise de, gerek asıl davanın dava dilekçesinde, gerekse birleşen davanın dava dilekçesinde; birleşen davaya konu çekler karşılığında malların teslim edildiği belirtildiğinden birleşen davanın reddi kararı yerindedir. Birleşen davaya yönelik olarak davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Öte yandan asıl davanın davalısı …. AŞ.birleşen davada davalı olmadığı halde ilk derece mahkemesince birleşen davanın da davalısıymış gibi karar başlığında gösterilmesi usule aykırı olup bu husus Dairemizce kurulan hükümde gözetilmiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde, asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabul kısmen reddi gerekmiş, kazanılmış haklar ile davacı vekilinin 22/06/2017 tarihli celsede davalı … AŞ’den vekalet ücreti ve yargılama masrafı talepleri bulunmadığı şeklinde imzalı beyanda bulunduğu da gözetilmek suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/06/2019 tarihli 2014/502 E. – 2019/961 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,-Asıl dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, -Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine, – Birleşen davanın REDDİNE, 2-İlk derece yargılaması yönünden; ASIL DAVADA:a-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak yatırılan 5.123,25 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.063,95 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 29.450.00 TL vekalet ücretinin (davacı vekilinin asıl davanın davalısı olan … AŞ’den vekalet ücreti ve yargılama masrafı talebi bulunmadığını 22/06/2017 tarihli duruşmada beyan etmesi nedeniyle) asıl davanın davalıları olan … AŞ ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, c-Davacı tarafından ilk derece mahkemesinde yapılan: 24,30 TL başvurma harcı, 3,75 TL vekalet harcı, 6.244,45 TL tebligat bilirkişi ve posta gideri de olmak üzere toplam 6.272,50 TL’nin, (davacı vekilinin asıl davanın davalısı olan …AŞ’den vekalet ücreti ve yargılama masrafı talebi bulunmadığını 22/06/2017 tarihli duruşmada beyan etmesi nedeniyle) asıl davanın davalıları olan … AŞ ve … AŞ’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, d-Asıl davada davalılar … AŞ ve … AŞ tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, BİRLEŞEN DAVADA:a-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin olarak yatırılan 4.988,75 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.929,45 TL harcın karar kesinleştiğinde talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-Kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir edilen 23.950,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … AŞ’ye verilmesine, c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf yargılaması yönünden;a-Davacı vekilinin istinaf talebi asıl davada kısmen kabul edildiğinden asıl dava yönünden yatırdığı istinaf peşin harcının karar kesinleştiğinde talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine, b-Davacı vekilinin birleşen davaya yönelik istinaf talebi reddedildiğinden alınması gereken 59,30 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin davacıdan tahsiliyle hazineye irat kaydına,c-Davacı tarafından istinafa geliş aşamasında asıl dava için yapıldığı anlaşılan 148,60 TL ile asıl dosyanın istinafa geliş posta gideri olan toplam 75,80 TL’nin takdiren 1/2’si olan 37,90 TL olmak üzere toplam 186,50 TL’nin asıl davanın davalılarından olan … AŞ ile … AŞ’den tahsiliyle davacıya ödenmesine,d-Davacı tarafından birleşen dava için yapılan istinaf yargılama giderlerinin (148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile dosyanın istinafa geliş posta gideri olan toplam 75,80 TL’nin takdiren 1/2’si olan 37,90 TL olmak üzere toplam 186,50 TL) kendi üzerinde bırakılmasına, e-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 04/11/2021