Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1982 E. 2020/2034 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1982 Esas
KARAR NO: 2020/2034 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/07/2020
NUMARASI: 2020/351 E.,
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 26/11/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı vekili ibraz ettiği 17/07/2020 harç ödeme tarihli dava dilekçe ile; müvekkili firma tarafından dava dışı … Anonim Şirketi lehine keşide edilen … Nenehatun / Ankara şubesine ait 03/11/2020 tarihli … seri numaralı 66.690,09-TL bedelli çekin kargo şubesinden çalındıktan sonra keşide tarihinin tahrif edildiğini, ayrıca lehtarın kaşe ve ciro imzasının sahte olarak düzenlenen çekle alâkalı Mahkemece uygun görülecek bir teminat miktarı karşılığında ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
B-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece mahkemesince; “İhtiyati tedbir talep eden tarafından mahkememize sunulan dava dilekçesi ve eki belgeler incelendiğinde; çekin bir ödeme aracı olması ve imzaların istiklali prensibi gereği söz konusu borçtan davacının/tedbir isteyenin de sorumlu olması, ayrıca davacı keşideci tarafından kendine ait imza inkar edilmediği” gerekçesiyle HMK 389. maddesindeki şartları taşımayan tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Kararı davacı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle “….Dava dilekçemizde de ayrıntılarıyla açıklandığı üzere, müvekkil davacı … Ltd. Şti. davaya konu … seri numaralı 66.690,09 TL tutarlı … Nenehatun/Ankara şubesine ait 03.11.2020 keşide tarihli çeki aralarındaki ticari ilişki kapsamında dava dışı … A.Ş. lehine keşide etmiştir. Belirtmek gerekir ki, müvekkil firma yetkilisi çekin keşide tarihini önce 03.11.2020 olarak düzenlemesi gerekirken, sehven 03.10.2020 yazmış, hatayı fark etmesi üzerine doğrudan ay üzerinde düzeltme yaparak(üzerini karalamadan veya çizmeden) 10 sayısını 11 olarak düzeltmiş ve düzeltilen kısmın hemen altına paraf imzası atmıştır. Bu durum çek üzerinde yapılacak basit bir gözlemle anlaşılmaktadır. Dava dışı lehtara kargo yolu ile gönderilen çek kargo firmasından çalınmıştır. Kargo firmasınca müvekkil firmaya durumun haricen bildirilmesi üzerine, müvekkil firma durumu muhatap bankaya bildirmiş olup, çekin istihbaratının yapılması veya bankaya ibraz edilmesi durumunda bilgi verilmesi istenmiştir. Muhatap banka, 16.07.2020 tarihinde çekin hamili tarafından 14.07.2020 keşide tarihli olarak Nispetiye/İstanbul şubesine tahsil için ibraz edildiğini beyan ederek, çekin ibraz tarihindeki ekran görüntülerini müvekkile göndermiştir. İbraz edilen çekin muhatap banka tarafından gönderilen sureti incelendiğinde müvekkil firma yetkilisinin yukarıda belirtildiği şekilde paraf imzası ile doğrudan düzelttiği 03.11.2020 keşide tarihinin çalıntı çeki kötü niyetle iktisap eden davalılar tarafından üzeri çizilerek paraf imzası soluna gelecek şekilde 14.07.2020 olarak yeni bir keşide tarihi girildiği, çekin vadesinden önce tahsile verilmesinin amaçlandığı açıkça anlaşılmaktadır. Paraf imzası soluna keşide tarihi olarak yazılan 14.07.2020 tarihi müvekkil firma yetkilisinin eli ürünü değildir. Dolayısıyla ret kararında belirtildiği şekilde Müvekkil firma tedbir talebinde lehtar imzasının sahteliğine dayanmamış olup, çekin çalıntı olması ve esasen keşide tarihi üzerinde yapılan açık tahrifata dayanarak tedbir isteminde bulunmuştur. Çek gönderisinin çalınması üzerine … Kargo, müvekkil firmaya hitaben; 16.07.2020 tarihli yazısında, 08.07.2020 tarihinde … irsaliye numaralı Kavaklıdere şubesinden Zuhuratbaba şubesine sevki gerçekleşen “… A.Ş.” alıcılı kargonun varış birimi olan Zuhuratbaba şubesinde yaşanan hırsızlık nedeni ile kargonun zayi durumda olduğunu, kargo akıbeti ile ilgili olumlu bir netice elde edilemediğini beyan etmiştir. İlgili yazı dosyada mübrezdir. Öte yandan, dava konusu çek, lehtarın ciro imzası olmaksızın arka yüzü boş şekilde çalındığından, çeki kötü niyetle iktisap edip piyasaya süren davalılar, dava dışı lehtar … A.Ş.’nin kaşesini ve imzasını sahte olarak üretmek suretiyle çeki cirolamışlardır. İlk ciranta imzası da kesin olarak sahtedir. …”
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava menfi tespit davası ve talep de ihtiyati tedbir verilmesi isteminden ibarettir. İlk derece mahkemesince keşideci davacının imzasının inkar edilmemesi, çekteki tarih değişikliği ve ciranta imzasının sahteliğini davacının ileri süremeyeceği nedenle tedbir talebi reddedilmiştir. Geçiçi hukuki koruma yargılamasını asıl hukuki koruma yargılamasından ayıran özelliklerden biri ispat ölçüsü noktasındadır. HMK’nın ihtiyati tedbirle ilgili 390. maddesinin gerekçesinde geçici hukuki korumalarda ispat hususu üzerinde durulmuştur.“ Kanun da açıkça öngörülmemişse ya da işin niteliği gerekli kılmıyorsa, bir davada ( normal bir yargılamada yaklaşık ispat değil, tam ispat aranır. Çünkü, hakim, mevcut ispat ve delil kuralları çerçevesinde, tarafların iddia ettiği bir vakıa konusunda tam bir kanate varmadan o vakıayı doğru kabul edemez. Örneğin, bir alacak davasında taraflardan biri bir sözleşmenin varlığına dayanıyorsa hakim bu sözleşmenin varlığı konusunda ( mevcut ispat yükü ve delil kuralları çerçevesinde) tam bir kanaate sahip olmalıdır. Yani, zayıf veya kuvvetli bir ihtimal, karar vermek için yeterli değildir. Sözleşmenin varlığı konusunda tam kanaat uyanmazsa o zaman ispat yükü kendisine düşen tarafın aleyhine bir karar verilmesi gerekir. Ancak kanun koyucu bazen ya doğrudan kendisi düzenleme yaparak ya da işin niteliği ve olayın özelliği gereği hakime, bu durumu belirterek, ispat olgusunu düşürme imkanı vermiştir. Bu düşürülmüş ispat ölçüsü çerçevesinde, tam kanaat değil, kuvvetle muhtemel, yaklaşık bir kanaat yeterli görülmektedir. Doktrinde bu yön karar verilmesi için tam ispat ölçüsü yerine yaklaşık ispat ölçüsü olarak ifade edilmektedir. Ancak, yaklaşık ispatla yetinilmiş olması, ispatın aranmayacağı ya da ispat kurallarının tamamen dışına çıkılacağı anlamına gelmez. Bir taraf iddiasını mahkeme önüne ne kadar inandırıcı şekilde getirirse getirsin, bu sadece bir iddiadan ibarettir. İddia edilen vakıanın sabit yani doğru kabul edilebilmesi için, ispat yükü üzerine düşen tarafın bunu kanundaki delil sistemi içinde yine kanunun aradığı ispat ölçüsü çerçevesinde ispat etmesi gerekir. Tam ispatın arandığı durumlardan bu ölçü tereddütsüz ortaya konmalıdır. Yaklaşık ispat durumundan ise hakim o iddianın ağırlıklı ihtimal olarak doğru olduğunu kabul etmekle birlikte, zayıf bir ihtimal de olsa, aksinin mümkün olduğunu gözardı etmez. Bu sebepledir ki, genelde geçici hukuki korumalara, özel de ihtiyati tedbire ve ihtiyati hacze karar verilirken haksız olma ihtimalide dikkate alınarak talepte bulunandan teminat alınması öngörülmüştür. Geçici hukuki korumalarda, bazen karşı tarafın dinlenmemesi, tüm delillerin ayrıntılı bir biçimde incelenmesine yeterli zamanın olmaması gibi sebeplerle yaklaşık ispat yeterli görülmüştür. Bu çerçevede aslında ispat ölçüsü bakımından bir yenilik getirilmemekle birlikte, “ Yaklaşık ispat” kavramı kullanılarak doktrinde kabul gören ifade tasarıya alınmış, ayrıca burada hem tam ispatın aranmadığı belirtilmiş hem de basit bir iddianın yeterli olmadığı vurgulanmak istenmiştir.(HMK’nın 390. Madde Gerekçesi) Eldeki davada ; keşideci imzası inkar edilmemekte olup; keşide tarihindeki iki ayrı değişiklik olup olmadığı, davacının parafının bu ikisini de kapsayıp kapsamadığı, bunlar varit görülse bile davalılar açısından ileri sürülme imkanı olup olmadığı gibi hususlar kanıta muhtaç olup, mevcut delil durumuna göre yaklaşık ispatın karşılandığından söz edilemeyeceğinden davacı yanın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: 1 – 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken harç peşin alınmış olmakla; ayrıca alınmasına yer olmadığına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı yan üzerinde bırakılmasına 4- İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 26/11/2020