Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/198 E. 2020/434 K. 24.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/198 Esas
KARAR NO : 2020/434
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/393
DAVANIN KONUSU: Marka (Sözleşmeden Kaynaklanan Hak İstemli)
KARAR TARİHİ: 24/02/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkili şirketin İstanbul ili, … ilçesindeki taşınmazda 1997 yılından bu yana akaryakıt ve LPG ikmal istasyonu işlettiğini, davalı tarafından müvekkiline ait işyerinde 07/11/2019 tarihinde yapılan incelemede aynı tarihli inceleme sonucu değerlendirme formu düzenlendiğini, bu formun bir tespit niteliğinde olup yeterliliğin askıya alınıp alınmadığı konusunda bir tebligat yapılmadığını, formda LPG tankı yakınındaki … Üniveristesi’ne bağlı eğitim birimi olduğu ve aradaki mesafenin 40 metrenin altında olduğu hususunun tespit edildiğini, ancak bu formda ne okula ne de müvekkiline bir kusur verilmediğini ve herhangi bir askıya alma kararının da tebliğ edilmediğini, bu işlemden 3 ay sonra müvekkiline bir tebligat yapılarak askı kararının davacıya yazıyla bildirildiğini ve 3 aylık sürenin dolması nedeniyle sözleşmenin fesih ve hizmet yeterlilik belgesinin iptal edildiğinin tebliğ edildiğini, davalının askıya alma prosedürünü yerine getirmediğini, buna rağmen müvekkilini sorumlu tutmaya çalıştığını belirterek sözleşmenin feshinin geçersiz olduğunun tespitine, bu olmayacak ise esasa girilerek sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespitine, sözleşmenin geçerli olduğunun tespiti ile satış yapılamayan döneme ait şimdilik 10.000,00 TL zararın giderilmesine, ayrıca dava süresince TSE markasının kullanılabilmesi amacıyla sözleşmenin feshinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu markaya ilişkin faaliyetleri TSE belgelendirme yönergesine ek olarak Hizmet Yeri Belgelendirme Usul ve Esasları kapsamında yürüttüğünü, buna göre askıya alma ve fesih konusunun 23 vd maddelerinde düzenlendiğini, davalının işyerinde 07/08/2019 tarihinde yapılan ara kontrolde LPG İkmal İstasyonunda uyulması gereken asgari emniyet mesafelerinde okul için 40 metre olması gereken asgari mesafenin 8,5 metre olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle 07/11/2019 tarihine kadar askıya alma kararı verildiğini, askıya alma sebepleri askı süresi bitene kadar giderilmediği için davacının sözleşmesi feshedilerek belgenin iptal edildiğini, usul ve esasların 23/8 maddesine göre; askıya alma zamanının incelemenin yapıldığı tarih olduğunu, yine 23/3 maddesi uyarınca askı kararının kuruluşa yazılı olarak bildirileceği ve askıda kalma süresinin en fazla 3 ay olduğunu, müvekkilinin söz konusu usul ve esaslara uygun davrandığını, LPG İkmam İstasyonunda uyulması gereken asgari emniyet mesafelerinin okula uzaklığının 40 metre olması gerektiğine dair standartların 1998 yılından beri süregelen değişmeyen standartlardan olduğunu, ayrıca usul ve esasların 18.maddesine göre belgenin geçerlilik süresinin bir yıl olduğunu, davacının belgesinin iptaline kadar geçen 4 yılı aşkın bir süreçte belge iptali söz konusu olabileceğini, ancak davacının buna rağmen bu süre içinde komşu parselde faaliyet gösteren eğitim ve öğretim kuruluşuna, buna izin veren kurum ve kuruluşlara karşı yasal yollara başvurmadığının anlaşıldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 02/12/2019 tarihinde tedbir talebine konu hususun yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, ayrıca müvekkilinin … Üniversitesi’ne 24/06/2019 tarihli ihtarnameyi gönderdiğini, ancak cevap verilmediğini, söz konusu koşulların müvekkiline karşı yöneltilemeyeceğini, zira müvekkilinin aynı adreste 20 yıldır akaryakıt ve LPG istasyonu işlettiğini, bu düzenlemelerin komşu parselde faaliyet gösteren üniversite bakımından yapılması gerektiğini, ayrıca TSE 11939 standardığının müvekkili şirkete ait istasyonun faaliyete geçmesinden sonra yürürlüğe girdiğini, dava konusu binanın imar planında kültürel tesis olarak düzenlendiğini, yapı kullanım izin belgesinde de yapının niteliğinin müze ve kütüphane olarak gösterildiğini, ancak daha sonradan binanın Arel Üniversitesi’nce tıp fakültesi olarak kullanılmaya başlandığını, müvekkili şirketin Londra asfaltı üzerinde her gün binlerce kullanıcıya hizmet veren ve günlük cirosu yüz binlerce lirayı bulan bir istasyon olduğunu, ancak davalının haksız ve hukuka aykırı işlemleri nedeniyle müvekkilinin faaliyetlerinin sona erecek olduğunu bildirmiştir. 07/09/2019 tarihli İnceleme Sonucu Değerlendirme Formunda; firmada yapılan yerinde incelemede istasyon LPG tankının emniyet mesafesinin 8,5 metre yakında okul tespit edildiğinin belirtildiği görülmüştür. Söz konusu formun davacı şirket tarafından da imzalandığı görülmüştür. Dosya içinde TSE 11939 standartlarının da yer aldığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, sözleşmenin haksız olarak feshedildiğinin tespiti ve tazminat talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık, davacı tarafça istenen ihtiyati tedbirin reddi kararına yöneliktir. Davacının ihtiyati tedbir talebi, sözleşmenin feshinin durdurulmasına yöneliktir. Fesih, tek taraflı irade beyanıyla kullanılır ve karşı tarafa ulaşmasıyla sonuç doğurur. Dolayısıyla davalı taraf sözleşmeyi feshetmiş olup ve davacı da bu fesihten haberdar olmakla feshin durdurulması şeklinde tedbir kararı verilemeyecektir. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 54,40 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,00 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca oy birliği ile kesin olarak karar verildi.24/02/2020