Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1955 E. 2022/1759 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1955 Esas
KARAR NO: 2022/1759
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/10/2019
NUMARASI: 2017/758 2019/403
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26.06.2019 tarihli yayın izin sözleşmesi akdedildiğini, sözleşmenin 6.maddesinde davalı şirketin mali hal bedeli ödemeyi ve ödemeler karşılığında faturaların resim ve harçlarını ödemeyi kabul ettiğini, sözleşmenin 8.maddesinde feshin düzenlendiğini, sözleşmeye göre geçerli bir fesih beyanı olmadığından sözleşmenin otomatik olarak yenilendiğini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline, %20 tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevli olmadığını, takipte imzaya borca ve faize itiraz ettiklerini, sözleşmedeki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda;”sözleşmedeki imzanın şirketi temsile yetkili kişilere ait olmadığının bilirkişi incelemelerinde belirlendiği, sözleşmeden kaynaklı cari hesaba dayal ıtakipen davalı borçlunun sorumluluğunun bulunmadığı, davacı tarafça davalının aynı sözleşme kapsamında dah aönce yaptığı ödemelerin sözleşmeyi kabul ettiği ve belirsiz süreli olarak düzenlenen sözleşme hükümlerinden sorumlu olacağı sonucuna bağlanamayacağı, mali incelemde imzanın muhtemelen önceki müdüre ait olduğuna yönelik yoruma dayalı değerlendirmenin hükme esas alınamayacağı, takipte kötüniyetli olduğunu gerektirir durum bulunmadığı” gerekçeleri ile ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; – 26.06.2009 tarihli lisans sözleşmesi gereğince davalının davalı şirketin mali bedel ödemeyi ve damga vergisi ile ödemeler için kesilen faturalara KDV ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, – 19.12.2018 Tarihli bilirkişi raporu ile alacağın varlığının tespit edildiğini, Ancak imza incelemesine ilişkin raporda 28.02.2008-11.05.2009 tarihleri arasında … münferiden temsile yetkili oluo tüm hisselerini …’a devrederek ortaklıktan müdürlükten ayrıldığı, dava tarihine kadar şirket müdürü olan …’ın seçildiği, imzaların kendisine ait olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiğini, TBK 46/1 maddesinin dikkate alınması gerektiğini, celselerde belirtildiği üzere davalı şirketin 23.06.2009 tarihinde sözleşmede belirtilen ortak hesaba ödeme yaptığı, davalı tarafından yetkisiz temsilci tarafından sözleşmenin akdedildiği iddia edilmiş ise de,TBK 46/1 md gereğince ödeme yapılarak icazet verildiğini, Sözleşmeye istinaden yapılan ödeme sözleşmenin varlığını, savunmanın haksız olduğunu ispatladığını belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME *Davaya esas İstanbul …İcra Dairesi’nin … sayılı dosyasında davacı tarafça davalı aleyhine 2019- 2016 yılları arası sözleşme bedeli ile 2010-2016 yılları arası damga vergisi bedelleri ki toplam; 5.040,23 TL’nin tahsili istemi ile 03.03.2017 Tarihinde ilamsız takip başlatıldığı, davalının takipte imzaya, borca faize itiraz ettiği görülmektedir.*Davacı tarafın dayandığı 26.06.2009 tarihli sözleşmede 8.maddede sözleşmenin 22.02.2009 ve 31.12.2009 tarihleri arasındaki süreyi kapsadığını, sözleşmenin sona erme tarihinden en geç bir ay öncesinde fesih bildirimi yapılmadığı takdirde sözleşmenin aynı şartlarla yıldan yıla yenilenerek devam edeceği yer almaktadır.*Davacı delil olarak; icra dosyası, sözleşme, hesaplar arası muavin dökümü, faturalar, bilirkişi incelemesi, ticari defter ve kayıtlara dayanmıştır.*Ticaret sicil gazetesi örnekleri incelendiğinde 05.03.2008 Tarihli gazetede davalı şirketin 28.02.2008 Tarihli ortaklar kurulu kararı ile şirket temsilcisi olarak …’ın seçildiği, 28.05.2009 Tarihli gazetede ise davalı şirketin 20.05.2009 Tarihli ortaklar kurulu kararına göre …’ın görevinden istifası ile müdürlük sıfatının kaldırıldığı, …’ın şirket temsilcisi olarak seçildiğinin ilan edildiği görülmektedir. *Adli tıp uzmanı grafaoloji bilirkişisi raporunda; sözleşmedeki imzanın … eli ürünü olmadığı yönde görüş belirtmiştir. Muhasip ve hukukçu bilirkişi raporunda neticeten; fatura düzenlenmeden KDV talep edilemeyeceği, sözleşmedeki imzanın muhtemelen önceki şirket yetkilisine ait olduğu, her halükadarda sözleşmenin yetkisiz temsilci tarafından imzalandığının anlaşıldığını, yetkisiz temsilcinin imzaladığı sözleşme uyarınca ödeme yapılması ya da faturanın kabul edilmesi halince zımni onama teşkil edebileceği, davalının onay vermiş olup olmadığını saptayabilmek için davalının defter kayıtlarının veya ödeme yapmış olup olmadığının tespitinin gerekli olduğunu, davalının defter ibrazı halinde inceleme yapılabileceği, ibraz edilmemesi halinde HMK 220/2,3 md hükümlerinin uygulanmasına karar verilebileceği yönünde görüş belirtmişlerdir.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davaya konu takip alacağı; 26.06.2009 tarihli sözleşmeye dayalı olup davalı takibe itirazında ve davaya cevabında sözleşme altındaki imzayı kabul etmemiştir. Davacı vekili istinafında; sözleşmeye dayalı olarak 23.06.2009 Tarihinde ödeme yapıldığını, böylelikle TBK 46/1 maddesi gereğince sözleşmeye icazet verildiğini iddia etmiş ise de; davalının ödemeyi kabul etmediği, davalı ticari defterlerini sunmadığından incelenemediği, davalının münhasıran davalı defterlerine de dayanmadığı görülmekle mevcut delil durumuna göre yazılı sözleşme ilişkisi ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmüştür.Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.