Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1916 E. 2022/1489 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1916 Esas
KARAR NO: 2022/1489
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2017/854 2020/258
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine davalı alacaklı tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo yollarına mahsus icra takibi yapıldığını, takip konusu yapılan senetteki imzaların müvekkiline ait olmadığını, senetlere ilişkin İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesi 2017/376 esas sayılı dosya ile imza itirazı davası açıldığını, imza ve borcun müvekkiline ait olmaması sebebi ile iş bu menfi tespit davasını açmış bulunduklarını, %20 haksız icra takibi ile tazminatı, yargılama gider ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin ikametgah adresinin Üsküdar olduğunu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, davacının imzanın kendisine ait olmadığı iddialarının yerinde olmadığını, müvekkilinin beyanına göre … dava konusu bonoları imzalayıp müvekkiline verdiğini, imzalar ilk bakışta farklı gözüküyor ise bu durumun davacı …’in kötüniyetli olduğunu, bonoları ciro ederken dahi ödememe niyetinde olduğunu göstermekte olduğunu, imzaların davacının eli ürünü olduğunu, ödemekten kaçınabilme amacı ile farklı imza atılması söz konusu ise, bilirkişi incelemesi ile imzaların davacı eli ürünü olduğunun ortaya çıkacağını, davacının iş bu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddine, davanın reddine, dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatının ve yargılama gider ve vekalet ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi 30/06/2020 tarih, 2017/854 E. 2020/258 K. Sayılı kararı ile; “…Dosya kapsamına alınan ve hüküm kurmaya elverişli bulunan grafolojik ve grafometrik metodlar dairesinde stereo mikroskop ve … cihazı altında çeşitli ışık boyutlarında yapılan teknik inceleme sonucu hazırlanan 10/03/2020 tarihli imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporunda da belirlendiği üzere; inceleme konusu imzalar arasında genel şekil ve yapının tamamen farklı olduğu, tetkik konusu imzaların tersimi, ebadı, eğimi, doğrultusu, yönü ve itiyatları ile bitiriliş şekilleri ve baskı dereceleri, imzaların dikey ve yatay dağılımları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığı, davacıya atfen atılmış imzaların davacının eli ürünü olmadıkları anlaşılmakla, davacının menfi tespit isteminde bulunmakta haklı olduğu ancak davalı yanın takibi başlatmada kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından bu talebin reddinin gerektiği tespit edilmekle, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve bu dosyaya dayanak 11 adet senet yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi incelemesinin eksik yapıldığını, raporda müvekkilinin hamili olduğu 11 adet senetteki arka yüzünde yer alan imzaların davacının eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmiş ise de, bu sonuca nasıl varıldığını, gerekçelendirilmediğini, yine bilirkişi heyetinin incelemesini 28/06/2017 tarihli tebliğ mazbatası, davacının sunduğu 29/03/2015 tarihli vekaletname fotokopisi, 28/12/1992 tarihli imza beyannamesi, 06/05/2015 tarihli imza sirküleri ve 4 sayfa istiktab zaptı asılları ile sınırlı olarak yaptığını, sağlıklı bir imza incelemesi için bonoların cirolandığı tarihe yakın tarihlerde ciranta tarafından atılmış imzaların temin edilmesi gerektiğini, bonoların ciro tarihi itibariyle davacının resmi ve özel kurumlardaki imzalarının bulunduğu belge asılları temin edilerek inceleme yapılması gerekirken mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, davacı ile diğer müvekkiller arasında pek çok imza inkarına dayalı dava bulunduğunu, davacının bu prosedürü bildiğinden kendisine gönderilen tebligatlara ve kendisinden alınan imza incelemesine esas imzalarda aynı imzayı atmayıp imzanın benzememesi için elinden geleni yapmakta olduğunu, davacının senetlerdeki cirolarını kasıtlı bir şekilde kendi orijinal imzasından farklı ve imza incelemesinde doğru sonuca ulaşılmasını engelleyecek şekilde karalama biçiminde yaptığını, mahkemenin bu hususlarda bir inceleme yapmadığını, davacının iş bu davayı icra hukuk mahkemesinde açması gerekirken iş bu davayı da açarak müvekkilinden boş yere vekalet ücreti ve yargılama gideri tahsilatı amaçlandığını, dolayısıyla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığını bildirmiştir.
DELİLLER: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı icra dosyasının dosya arasındaki fotokopisinin yapılan tetkikinde; takibin davalı tarafça davacı aleyhine 11 adet senet alacağına istinaden protesto gideri ve faizler dahil toplam 7.850.00 USD alacağın 3095 sayılı yasa uyarınca işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili için yapılan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibinden ibaret olduğu, ödeme içeriğinden senetlerin tanzim tarihinin 07/01/2016, 08/01/2016,03/07/2015 tarihli oldukları anlaşılmıştır. Takip konusu senetlerin dosya içerisinde yer alan fotokopilerinin incelenmesinde senetlerin keşidecisinin dava dışı …, lehtarının davacı, hamilin ise davalı olduğu görülmüştür. Bilirkişiler …, … ve …18/06/2019 tarihli bilirkişi raporunda; “Nitelikleri ayrıntılı olarak “İNCELEME KONUSU” bölümünde belirtilen onbir (11) adet emre muharrer senet aslının arka yüzündeki “…” isim ve soyisim yazılan altında atılı bulunan 1. Ciranta imzalarının, …’in dosya içerisinde mevcut istiktap tutanağındaki örnek imzalan ile gerekli optik cihazlar altında, ayrı ayrı, karşılıklı olarak yapılan tetkik ve grafolojik analizlerinde; inceleme konusu 1. Ciranta imzaları ile mukayese imzalar arasında, genel şekil itibarı ile benzerlik bulunmadığı gibi, imzaların başlangıç ve bitiş karakteristiği imzaların işleklik dereceleri, imzaların içerisindeki harf ve gramların tersimi, kalem yürütme itiyatları ile diğer kaligrafik ve grafolojik özellikler bakımından da aynı elden çıkmış olduklarını gösterir uyarlık tespit edilememiştir. Belirlenen bulgulara göre; inceleme konusu, alacaklısı … borçlusu … olan, • 03.07.201$ tanzim ve 28.02.2016 ödeme günlü, 600USD. meblağlı,• 08.01.2016 tanzim ve 30.03.2016 ödeme günlü, 650USD. meblağlı, • 07.01.2016 tanzim ve 30.04.2016 ödeme günlü, 650USB. meblağlı, • 07.07.2016 tanzim ve 30.05.2016 ödeme günlü, 700USD. meblağlı,• 08.01.2016 tanzim ve 30.11.2016 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.12.2016 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.01.2017 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.02.2017 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.03.2017 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.04.2017 ödeme günlü, 750USD. meblağlı, • 08.01.2016 tanzim ve 30.05.2017 ödeme günlü, 750 USD. meblağlı, onbir (11) adet emre muharrer senet aslının arka yüzündeki “…” isim ve soyisim yazıları altlarında atılı bulunan 1. Ciranta imzalarının, MEVCUT MUKAYESE İMZALARINA KIYASLA, davacı … eli mahsulü olmadıkları kanaatine varmış bulunmaktayız.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır. Bilirkişiler …, … ve … 10/03/2020 tarihli ek raporunda; “tetkik konusu gerek bu dosyada, gerekse İstanbul 12.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/376 sayılı dosyası içinde yer alan mukayese imzaların kendi aralarında gerek şeklen gerekse diğer grafolojik tanı unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler gösteren (A) harflerinin kaynaşmasıyla oluşmuş tersimlerin genellikle tek el hareketi ile oluşan karakteristik ve işlek imzalar oldukları,sadece Beyoğlu … Noterliğince tasdikli 28.12.1992 tarihli imza beyannamesindeki imzaların mevcut (A) tersimlerinin üzerinde ikinci bir el hareketi ile yapılmış (J) harfine benzer bir şeklin konumlandırılmış olduğu, söz konusu toplam 11 adet senet asılarının arka yüzündeki 1.ciranta … isim yazılarına atfen atılmış imzalar ile …’e ait bütün mukayese arasında tekrar yapılan detaylı incelemede, (Aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi) imzaların genel şekli ve yapısının tamamen farklı olduğu, tetkik konusu imzaların tersimi, ebadı, eğimi, doğrultusu, yönü ve itiyatları ile bitiriliş şekilleri ve baskı dereceleri, imzaların dikey ve yatay dağılımları bakımından aralarında uygunluk ve benzerlikler bulunmadığım tespit ettik.
SONUÇ: Yukarıdaki bulgularımıza göre, Alacaklısı …, borçlusu … olan, 03.07.2015 tanzim ve 28.02.2016 Ödeme tarihli, 600USD.bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.03.2016 Ödeme tarihli, 650USD.bedelli, 07.01.2016 tanzim ve 30.04.2016 ödeme tarihli, 650 USD bedelli, 07.07.2016 tanzim ve 30.05.2016 ödeme tarihli, 700 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.11.2016 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.12.2016 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.01.2017 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.02.2017 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.03.2017 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.04.2017 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, 08.01.2016 tanzim ve 30.05.2017 ödeme tarihli, 750 USD bedelli, Onbir (11) adet senet aslının arka yüzündeki 1.ciranta … isim yazılarına atfen atılmış imzaların, mevcut mukayese imzalara kıyasla …’in eli ürünü olmadıkları kanaatini bildirir rapordur.” şeklinde mütalaada bulunmuşlardır. Davalı vekilinin 25/03/2020 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporuna itiraz ettiği, davacının imzalarının bulunduğu belge asıllarının celp edilerek yeniden imza incelemesi yapılmasını istediği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu senetlerin arka yüzündeki ciranta imzasını inkar etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Yargılama sırasında bu konuda bilirkişi raporları alınmış ve bu doğrultuda davanın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Hükme esas alınan 10/03/2022 tarihli ek bilirkişi raporu incelendiğinde raporun bir kısım teknik aletler kullanılarak konu ile ilgili grafolojik ve grafometrik metotlar kullanılmak suretiyle hazırlandığı ayrıca görsellere rapor içerisinde yer verildiği ve rapor içeriğindeki yapılan açıklamalar gözetildiğinde söz konusu raporun ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli bulunduğundan hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf taleplerinin reddi gerekmiştir. Davalı tarafça ayrıca davacının benzer şekilde birçok imza inkarına dayalı davası bulunduğu belirtilmiş ise de bu konuda bilgi ve belge dosyaya sunulmamıştır. Ayrıca İcra Hukuk mahkemeleri dar yetkili mahkemeler olup kural olarak bu mahkemelerce verilen kararlar maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceğinden davacının icra hukuk mahkemesindeki davadan ayrı olarak huzurdaki davayı açmasında hukuki yararı bulunmaktadır. Dolayısıyla bu yönlere ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1927,84 TL harçtan, peşin alınan 481,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 1445,87 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.22/09/2022