Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/191 E. 2020/330 K. 13.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/191 Esas
KARAR NO: 2020/330 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/02/2019
NUMARASI: 2019/319 E., 2019/334 K.
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 13/02/2020
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
TALEP: İhtiyati haciz talep eden yanca sunulan emre yazılı kambiyo evraklarına istinaden borçlu/itiraz edenler hakkında 1 adet 17/03/2016 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 1 adet 16/09/2016 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 1 adet 17/03/2017 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 1 adet 15/09/2017 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı,1 adet 16/03/2018 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 1 adet 17/09/2018 tediye tarihli 1.899.001,00 TL bedelli senet aslına istinaden toplam 13.293.006,00 TL alacak için ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiştir.
KARAR : İlk derece mahkemesince yapılan değerlendirmeye göre alacağın rehinle temin edilmemiş oluşu ve vadesi geçmiş kambiyo evraklarına istinaden t 17/03/2016 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 16/09/2016 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 17/03/2017 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 15/09/2017 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 16/03/2018 tediye tarihli 2.278.801,00 TL bedelli senet aslı, 17/09/2018 tediye tarihli 1.899.001,00 TL bedelli senet aslına istinaden toplam 13.293.006,00 TL alacak için % 15 teminatla ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İTİRAZ: İhtiyati hacze itiraz eden … vekilinin vermiş olduğu 17/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; İhtiyati haciz talebinde bulunan … A.Ş. İle dosyanın asıl borçlusu olan … Arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde 27/01/2014 tarihli 58191 sözleşme numaralı Finansal Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve başlatılan takipteki diğer borçlular …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’in bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, bu sözleşmenin eki olarak ayrıca teminat senetleri de müteselsil kefil sıfatıyla imzalatıldığını, … A.Ş. Teminat olarak aldıkları senetleri FKS’den kalan ve asıl borçlu tarafından borcun ödenmemesi nedeniyle iş bu davaya konu teminat senetleri için mahkemeden ihtiyati haciz talep ettiklerini, almış olduğu ihtiyati haciz kararın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı cira dosyasından esasa kaydetmiş ve müvekkilin ve diğer bütün borçluların mal varlığına ihtiyati haciz işlemi uyguladığını, Müvekkil ödeme emrini 18/07/2019 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkile gönderilen ödeme emri ve dayanak belgelerinde ihtiyati hacze ilişkin mahkeme kararı sunulmamış, ihtiyati haciz kararı alındığına dair hiçbir bilgi, belge ve evrak gönderilmediğini, İcra dosyası 23/07/2019 tarihinde taraflarınca fiziki olarak incelendiğini, senet üzerine ekleme yapılarak şekil şartlarının tamamlanmaya çalışıldığını, ohal kapsamında kapatılan bir şirkete takip yapılamayacağını, takibe konulan senetlerin teminat senedi hükmünde olduğunu, bu nedenlerle kanuna aykırı verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden … vekilinin vermiş olduğu 17/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; … ‘ne ait borçtan dolayı müvekkillerinin kefil olduğunu, kefil sıfatı ile borçlu gösterildiği bu ihtiyati haczin dayanağı ise alacaklı … A.Ş ile … Arasında düzenlenen 58191 finansal kiralama sözleşmesi olduğunu, bu sözleşmeye istinaden borçlu …’ne ait bir kısım taşınmazlar önce … adına tescil edildiğini, bir kısım taşınmazlar ise ipotek olarak alındığını ve sözleşmenin teminatı olarak takibe konu bonoların düzenlendiğini, bu aşamadan sonra … ‘nin Fetö/Pyd kapsamında KHK ile kapatıldığını ve tüm malvarlıklarına devlet tarafından el konulduğunu, 2016 yılında 670 sayılı KHK.’nın 5. Maddesi kapsamında borçlu şirket gibi kapatılan kurumlardan alacaklı olanların 17 Ekim 2016 tarihine kadar hak düşürücü süre içerisinde Maliye bakanlığına başvuru yapmak üzere khk çıkarıldığını ancak davalının düşürücü sürede başvuru yapmayan davalı alacaklının artık yasal olarak asıl borçlu yönünden alacağın ifa imkansızlığına uğradığını, haciz başvurusunda bulunan … şirketinin bu aşamadan sonra icra takibine başladığını, ihtiyati hacze dayanak senetlerin teminat senedi olması, kambiyo senetlerinden takip başlatılamayacağını, alacağın yargılamayı gerektirdiğini, alacağın ipotek ile teminat altına alınmış olması ve ipotek takibi başlatılması gerekirken doğrudan bu takibin yapılması amacıyla ihtiyati hacze başvurulmasının yasaya aykırı olduğunu, finansal kiralama sözleşmesi kapsamında öncelikle asıl borçlu ve tüm kefillere kat ihtarı çekilmesi gerektiğini, çekilen kat ihtarının 17/08/2016 tarihli 670 sayılı khk ile ortadan kalktığından ve muhatabın artık maliye bakanlığı olmasından dolayı sürecin usulsüz işlediğini, davalı alacaklı lehine asıl borçlu … Tarafından devredilen taşınmazların alacağı karşılayıp karşılamadığı yönünden ticaret mahkemesinden karar alınmadan doğrudan takip yapılıp buna yönelik ihtiyati haciz istenmesinin yasaya aykırı olduğunu, senette müvekkil isminin belirtildiği yerin yanında azami kefaletin gösterildiği eklemede imzasının bulunmaması ihtiyati haczin kaldırılmasına sebep olduğunu, alacaklı tarafça ihtiyati hacizden sonra yasal süre içerisinde icra takibi başlatıldığından ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğini talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden …, …, … vekilinin vermiş olduğu 17/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan … A.Ş. İle dosyanın asıl borçlusu olan … Arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde 27/01/2014 tarihli 58191 sözleşme numaralı Finansal Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve başlatılan takipteki diğer borçlular …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’in bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, … A.Ş. Finansal kredi sözleşmesinden kalan ve asıl borçlu tarafından borcun ödenmemesi nedeniyle davaya konu teminat senetleri için ihtiyati haciz talep ettiklerini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından esasa kaydedildiğini, müvekkil ve diğer borçluların mal varlığına ihtiyati haciz işlemi uygulandığını, müvekkillerin ödeme emrini 20/07/2019 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkillere gönderilen ödeme emri ve dayanak belgelerinde ihtiyati hacze ilişkin mahkeme kararı sunulmayıp, ihtiyati haciz kararına dair hiçbir bilgi, belge ve evrak gönderilmediğini, takibe konulan senetlerin teminat senedi olduğunu, alacak karşılığında finansal kiralama sözleşmesinde belirtildiği üzere davalı şirket adına tapu devri yapıldığını, senet üzerine ekleme yapılarak şekil şartları tamamlanmaya çalışıldığını, ohal kapsamında kapatılan bir şirkete dava açılamayacağını, bu nedenle itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden …, …, … vekilinin vermiş olduğu 17/10/2019 tarihli itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati haciz talebinde bulunan … A.Ş. İle dosyanın asıl borçlusu olan … Arasında 6361 sayılı Finansal Kiralama Kanunu çerçevesinde 27/01/2014 tarihli 58191 sözleşme numaralı Finansal Kredi Sözleşmesi akdedildiğini ve başlatılan takipteki diğer borçlular …, …, …, …, …, …, …, …, …, …’in bu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, … A.Ş. Finansal kredi sözleşmesinden kalan ve asıl borçlu tarafından borcun ödenmemesi nedeniyle davaya konu teminat senetleri için ihtiyati haciz talep ettiklerini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı icra dosyasından esasa kaydedildiğini, müvekkil ve diğer borçluların mal varlığına ihtiyati haciz işlemi uygulandığını, müvekkillerin ödeme emrini 20/07/2019 tarihinde tebliğ aldığını, müvekkillere gönderilen ödeme emri ve dayanak belgelerinde ihtiyati hacze ilişkin mahkeme kararı sunulmayıp, ihtiyati haciz kararına dair hiçbir bilgi, belge ve evrak gönderilmediğini, takibe konulan senetlerin teminat senedi olduğunu, alacak karşılığında finansal kiralama sözleşmesinde belirtildiği üzere davalı şirket adına tapu devri yapıldığını, senet üzerine ekleme yapılarak şekil şartları tamamlanmaya çalışıldığını, ohal kapsamında kapatılan bir şirkete dava açılamayacağını, bu nedenle itirazlarının kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İhtiyati haciz talep eden … A.Ş. vekilinin itiraza cevap dilekçesinde özetle; Müvekkil şirket ile … Arasında imzalanan finansal kiralama sözleşmesine istinaden bir kısım taşınmazların … A.Ş adına tescil edildiğini, bir kısım taşınmazların ipotek verildiğini, ve sözleşmenin teminatı olarak bono düzenlendiğini, … ‘nin Fetö/Pyd terör örgütü ile iltisaklı olduğundan dolayı ohal kapsamında khk ile kapatıldığını, hak düşürücü süre içinde maliye bakanlığına başvuru yapılmadığını bu nedenle kefil olan müvekkiline karşı da dava ve takip yapılamayacağını, takibe konulan senetlerin teminat senedi olduğunu, sözleşme konusu taşınmazın alacağı karşılayıp karşılamadığı yönünde ticaret mahkemesinde karar alınmadan ihtiyati haciz istenemeyeceğini, azami kefalete ilişkin eklemede müvekkilin imzasının bulunmadığı, ihtiyati hacziden sonra yasal süresinde esas takibe geçilmediğini ileri sürerek itirazda bulunulduğunu, khk kapsamından maliye bakanlığı nezdinde müvekkil şirket tarafından hak düşürücü sürede başvuru yapıldığını, finansal kiralama sözleşmesinin teminatı olarak ipotek bulunmadığını, ipotek olarak yorumlanan gayrimenkul bizzat şirket müvekkilinde olan finansal kiralama sözleşmesine konu yapılan ve bu kapsamda milli emlak tarafından el konulan gayrimenkul olduğunu, ihtiyati hacze konu senetlerin teminat senedi olmadığını, finansal kiralama sözleşmesine konu taşınmazın tapuda müvekkil adına tescil edilmiş olması alacağın rehinle teminat altına alındığını gösterdiğini, yasal sürede takip talebinde bulunulmadığından ihtiyati haczin kaldırılması gerektiğine ilişkin itirazda bulunduklarını, tüm itirazların reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi Ek Kararı : İlk derece mahkemesince; “tüm dosya kapsamının ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; takibe konu borç hakkında verilmiş bir ipoteğin bulunmadığı, takibe konu senetlerin teminat senedi olduğuna dair kayıt bulunmadığı asıl borçlular hakkında 670 sayılı KHK kapsamında maliyeye devredilme işlemi yapılmış olması senetlerde kefil olan borçlular hakkında takip yapmaya engel oluşturmadığı ve borçluların diğer itiraz nedenleri de yargılamayı gerektirmesi” gerekçesiyle itiraz eden borçlular …, …,…, …, …’nun ihtiyati hacze yaptıkları itirazın reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Ek- Kararı davalı yan istinaf etmiştir. Borçlu … vekili istinaf dilekçesinde özetle “…. 1-İhtiyati hacze başvuran … şirketi Maliye Bakanlığı’na başvuru yapmamıştır. Bu itibarla hak düşürücü sürede başvuru yapmayan davalı alacaklının artık yasal olarak asıl borçlu yönünden alacağı ifa imkansızlığına uğramıştır.İhtiyati hacze başvuran … hak düşürücü sürede başvuru yapmaması nedeniyle artık asıl borçlu … yönünden takip yapma hakkını kaybetmiş ancak buna rağmen asıl borçluyu icra takibinde göstermiştir.Yerel mahkemece asıl borçlunun maliyeye devredilme işlemi sonucunda kefillere başvuru yapılmasında bir engel olmadığı gerekçesi ile itirazımızı ret etmiştir.Oysa TBK md. 598’de asıl borcun sona ermesi halinde, buna bağlı olarak kefilin sorumluluğunun da sona ereceği düzenlenmiştir. TBK md. 598/I: “Hangi sebeple olursa olsun, asıl borç sona erince, kefil de borcundan kurtulur demektedir. 20/7/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler veya kapatılma ya da resen terkin üzerine Maliye Bakanlığı ile Vakıflar Genel Müdürlüğü aleyhine 17/8/2016 tarihi dahil bu tarihten sonra açılan davalar ile icra ve iflas takipleri hakkında 670 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci maddesi gereğince dava veya takip şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine veya TAKİBİN DÜŞMESİNE KARAR VERİLİR”.. düzenlemesine aykırı karar vermtir. Senetlerin teminat senedi olduğu kanıtlanmıştır. Asıl sözleşmeye teminat olarak alınan davaya konu senetler de müvekkilimiz kefil bulunmaktadır. müvekkilimizin kefaletine ilişkin eşinin rızası alınmamıştır. bu sebple ihtiyati haczin kaldırılması gerekmektedir. Alacaklının dahi kabulünde olan taşınmazların değerini ve borcu karşılayıp karşılamadığı ve yine teminat olarak verilip verilmediği hususlarının incelemeden usul ve yasaya aykırı olarak karar vermiş olup, itirazımızın kabulü ile yerel mahkeme ilamının kaldırılması gerekmektedir. Borçluya ait tüm hak, borç ve malvarlığının devrine bağlı olarak hazineye başvuru şartının getirilmesi BORCUN TEMLİKİ hükmünde olup devreye BK. 198 maddesi girecektir.Kefillerden onay alınmadığı için borcun üstelinlemesi durumunda kefalet hükümsüzdür. icra dosyası ve dayanak kefalet senetleri incelendiğinde, kredinin davalı tarafından ilk kredinin tesisinde kefalet senetlerinin boş olarak alındığı ve şu anda işleme girilmesi esnasında doldurulduğu açıkça görülmektedir. Dosya incelendiğinde asıl borçlu ve kefillere finansal kiralamaya konu sözleşme, alacaklarla ilgili kat ihtarı 04.08.2016 tarihinde çekildiği görülmekte ise de,davalı-alacaklının çektiği kat ihtarı yasal olmaktan çıktığı gibi, artık Maliye Bakanlığı muhatap olan süreçte maliye Bakanlığı esas alınarak işlem yapılmamış, yukarıda belirtildiği gibi gerekli başvurular Bakanlığa yöneltilmemiş ve sanki hiç 670 sayılı KHK yokmuş gibi normal süreç devam ettirilmiştir. takibe konu senetler incelendiğinde kefil bölümünün yanında kefaletin miktarını düzenleyen ancak sonradan eklenen bir yazı bulunduğu ancak bu yazıya ayrıca imza attırılmadığı görülmektedir.Kefalet geçersizdir. htiyati haciz tarihinin 28.02.2019 ve takip tarihinin 10.07.2019 tarihinde yani yaklaşık 5 ay sonra yapılması yasaya aykırıdır ve iptali gerekmektedir. Zira İİK. 264 uyarınca alacaklının ihtiyati hacizden sonra 7 günlük süre içerisinde takip yapması zorunlu olup itirazımızın kabulü ile yerel mahkeme ilamının …” kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. İhtiyati hacze itiraz eden …, …, … vekili istinaf dilekçesinde özetle “…İhtiyati hacze konu senetler teminat senetleri olup; asıl borçlu … A.ş ile … A.ş. Arasındaki Finansal Kiralama Sözleşmesinin teminatı olarak alınmıştır. Bu nedenle de teminat senedi kayıtsız şartsız olarak ödeme vaadi içermediğinden bu senetlere dayanarak ihtiyati haciz kararı verilmesi İ.İ.K madde 257’ye aykırılık teşkil edecektir. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi hukuka aykırı olmuştur. İhtiyati haczin bir diğer şartı da ; Alacağın bir rehinle güvence altına alınmamış olmasıdır. Bu rehin hakkını İİK. Mad. 23 hükmünün ışığı altında değerlendirmek gerekir. Bu madde kapsamındaki tüm rehin haklarının olması halinde ihtiyati haciz istenemeyecektir. Taraflar arasında imzalanan FKS gereği hem bu teminat senetleri verilmiş hem de sunmuş olduğumuz ekte de görüleceği üzere tapu devri yapılmıştır. Takibe konulan senetlerde müteselsil kefil olarak imzası bulunanların sorumlu tutuldukları azami miktar ile kefalet tarihi tek bir kişiden sadır olmuştur. Müvekkil ve diğer müteselsil kefil olarak imzası bulunan diğer kişilerin ayrı ayrı el yazıları ile kanunun aramış olduğu kefalet tarihi ve sorumlu olacağı azami miktar kısımları kendileri tarafından doldurulmamıştır. Senet üzerine davalı tarafından yapılan eklemeyi, ödeme emrinin tarafımıza tebliğ edildiğinde öğrenmiş bulunmaktayız. Senet üzerindeki eklemeye ilişkin tüm başvuru ve şikayet haklarımızı saklı tutuyoruz. KHK ile el konulan şirketlere ve ortakları hakkında açılacak olan davalar dava şartının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekecektir. Somut olayımızda … A.ş hakkında açılacak olan bütün davalar takip şartı yokluğundan dolayı reddine karar verilmesi gerekeceğinden işbu davanın da reddi gerekecektir. ….” denilerek kararın kaldırılması talep ve istinaf etmiştir. İstinaf dilekçelerine karşı haciz alan vekili dilekçesinde; istinaf taleplerinin ve ileri sürülen nedenlerin haklı ve dinlenebilir olmadığını beyanla istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE : Dava ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının istinafından ibarettir.2004 sayılı İİK.’nun ihtiyati haciz şartlarını düzenleyen 257 nci maddesinde vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını, alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiştir.İhtiyati haczin bir para alacağının ödenmesini güvence altına alan tedbir niteliğinde bir kurum olması nedeniyle mahkemece bu yöndeki istem değerlendirilirken yaklaşık ispat kurulanına göre hareket edilmelidir. 2004 sayılı İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Bu koşullar ve yasal düzenleme çerçevesinde istinaf eden muterizlerin istinaf sebepleri incelendiğinde ; 1 – Senetlerin malen kaydı taşıdığı ve finansal kiralama sözleşmesi ile sat/geri kirala yöntemine göre taşınmaz kiralandığı sunulan belgelerden anlaşılmakta olup, senetlerin teminat senedi olduğu yönündeki iddialara karşın ne sözleşmede ne de senetler üzerinde kayıt bulunmadığından senedin teminat senedi olduğuna ilişkin iddia, borçlular tarafından açılacak bir menfi tespit davasına konu olabilir. Alacaklı leasing şirketinin faaliyet alınana göre, bonoların FKS nin teminatı olarak alındığı varsayımına göre istemin reddi yerinde olmayacağından mahkemenin ihtiyati haciz vermesi yerindedir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 14/01/2015 gün ve 2014/18273 Esas, 2015/284 Karar sayılı kararı) 2- Dava dışı asıl borçlu/kiracının KHK kapsamında olması ve malvarlığının hazineye devri ” asıl borcu sona erdiren” bir tasarruf olmayıp, asıl borçlunun takip hukuku açısından takip yöntemini ve usulünü değiştiren bir tasarruftur.Buna göre senedin avalistlerinin sorumluluğunun sona erdiğinin kabulü mümkün değildir. 3- Sözleşmedeki kefaletten farklı olarak itiraz eden borçlular senette müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak aslında avalist olduklarından TBK değil TTK hükümlerine göre hukuki durumları değerlendirileceği için avalist açısından eş rızasına ilişkin bir geçerlilik şartı TTK da bulunmamaktadır. 4-Taşınmaz devrinin ipotek gibi borcu temin eden bir niteliğinin bulunup bulunmadığı hususundaki istinaf talebi incelendiğinde ; dosyadaki tapu kaydına göre önceden mülkiyeti dava dışı şirkete ait olan taşınmazın satımı/ geri kiralanması yolu ile bir sözleşme imzalanmış olup, buradaki devir işlemi ipotek olmayıp, kiralama yapılabilmesini temin için yapılmış bir devirdir. Bu nedenle taşınmazın takip hukuku açısından ipotek gibi bir teminat fonksiyonu bulunmamaktadır. 5-Senetlerin boş olarak düzenlendiği hususu ihtiyati haciz yargılamasının konusunu teşkil etmemektedir. Şartları varsa ve kanıtlanabilirse ancak menfi tespit davasının konusunu oluşturacak bir savunmadır. 6-KHK ile asıl borçlu şirket ve ortaklarının durumundan farklı olarak eldeki ihtiyati hacizde kambiyo senedine dayalı bir aval verenini sorumluluğu söz konusu olmakla talep edilemezlik iddiaları yerinde değildir. İhtiyati hacze itirazda itiraz nedenleri sınırlı olup, alacağın rehinle temin edildiği yönündeki iddialar dışındaki iddialar geniş bir yorumla ihtiyati haczin dayanağına itiraz olarak kabul edildiğinde dahi ilk derece mahkemesi kararı yerinde olup, açıklanan tüm gerekçeler ile ihtiyati hacze itirazın reddine dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olmakla istinaf edenlerin tüm istinaf taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Muteriz/ borçluların istinaf taleplerinin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince AYRI AYRI REDDİNE 2- Muteriz …’den alınması gereken 54,40 TL maktu harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 10,00 TL harcın tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 3-Muterizler …, …, … ‘ndandan alınması gereken 54,40 TL maktu harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik 10,00 TL harcın müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 4-Duruşmasız inceleme yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına 5-Muterizler tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere ve 13/02/2020 tarihinde ve oy birliğiyle karar verildi.