Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1904 E. 2022/1741 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1904 Esas
KARAR NO: 2022/1741
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 04/02/2020
NUMARASI: 2018/48 2020/51
DAVANIN KONUSU: Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının 1880 yılından beri otelcilik alanında faaliyet gösterdiği “…” ibareli 43.sınıfta tescilli bulunan markalarının mevcut olduğunu, davacı markasının aynı zamanda tanınmış marka olduğunu, davalının ise “…” ibaresini kulanarak marka hakkını ihlal ettiğini ve haksız rekabet yarattığını iddia ederek bu kapsamda davalının marka hakkını ihlal teşkil eden eylemlerin tespitini, önlenmesini, haksız rekabetin men’ini ve durdurulmasını, davalıya ait internet sitesine erişimin engellenmesini, yargılama sonunda alan adının terkinine karar verilmesini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000 TL maddi, 15.000 TL itibar tazminatı ve 50.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPE nezdinde tescilli … nolu “…” ibareli markasını kullandığını, markalar arasında iltibasın bulunmadığını, kullanımın hukuka uygun olduğunu iddia ederek davanın reddini istenmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…. davalı şirketin kullanımında olan hotelin İstanbul/Beyoğlu-… çevresinde faaliyet göstermekte olduğu, TPE Markalar Daire Başkanlığı’na … no ile başvuru neticesinde 06.10.2016 tarihli …-… sayılı yazıları ile 43. sınıf için yapılan marka tescil başvurusunun kabul edilerek Marka Bülteni’nde yayınlanmasına karar verildiği, 6769 sayılı SMK’da Marka hakkına tecavüz teşkil eden fiiler 29/1’de sayılmış olup davalının markasını kullanımı, davacı vakıf adına tescilli marka hakkına tecavüz ya da haksız rekabet teşkil etmemektedir. Davalı kullanımında olan … Bölgesi’nde faaliyet göstermekte olup, bulunduğu konumu sebebiyle “…” ibaresini internet sitesinde bölge tanımını için kullanması dürüst ticari kullanım niteliğindedir. Dava konusu markadaki “…” ibaresi markanın esas unsuru olup, … ibaresi ise “…” markasının yanında zaman zaman bölgeyi ve tarihi semti belirtmek amacıyla kullanılan dürüst ticari kullanım niteliğindedir. Davacının aynı iddilarla açtığı farklı dava dosyarında da alınan bilirkişi raporlarında da isabetle belirtildiği üzere; “… kelimesinin, İstanbul Beyoğlu ilçesinde Tünel ve Taksim arasında uzanan İstiklal Caddesi ve ona açılan sokakların belirlediği alanı kapsayan bölgeye verilen isim olduğu ve …’nın Beyoğlu civarındaki her şeyin başına eklenen bir kelime olduğu bilinmektedir. Davacının … Oteli’nin sektördeki tanınırlığı söz konusu olsa da, davalının da … bölgesinde faaliyet gösteren bir otel olması markasında … ibaresini kullanması marka hukukuna aykırı bir kullanım olmayıp, dürüstçe bir tercih-kullanım olarak kabul edilebilmeleridir. …’nın Yunanca … veya … anlamında kullanıldığı İstanbul’un Beyoğlu semtinin Bizanslılar tarafından kullanılan eski ismi olduğu, Beyoğlu ilçesinde, Tünel ve Taksim arasında uzanan İstiklal Caddesi ve ona açılan sokakların belirlediği alanı kapsayan bölgenin … olarak anıldığı, Beyoğlu civarında …, … müzesi, … cafe, … iş merkezi, … kıraathanesi, … büfe, … kuaför, …nın yeri, …, …daki hayalet, …’lı bir müzik grubu vb. Gibi yaygın kullanımının bulunduğu, davacıya ait … Otel (5 Yıldızlı)’in Taksim-Beyoğlu’nun … Bölgesi’nde konumlandığı, … ve Beyoğlu semtinde İstanbul’un tarihi, kültürel ve sosyal merkezinde yer aldığı, yine aynı bölgede hizmet veren ve içinde … geçen birden fazla otelin işletmenin bulunduğu da herkesçe bilinen bir olgudur. Nitekim bilirkişi raporunda da; geçici konaklama hizmeti içeriği ile tasarlanmış olan davalıya ait https://www…com/ adlı internet sitesinin anasayfa ve alt sayfalarının sol üst köşesindeki “…” ibaresinin ön plana çıkarılan ve vurgu yapılan ibarenin “…” ibaresi olduğunu, markada küçük puntolarla vurgu yapılmaksızın kullanılan “…” ibaresinin ise İstanbul’un tarihi ilçesi “BEYOĞLU” için tarihi süreçte kullanılmış ve halen de ilçenin bir kısmı için yaygın olarak kullanılagelen bir yer ismi olduğu; davalının otel işletmesi adresinin … Mah. … Sok. No:… Beyoplu/İstanbul Türkiye” olduğu göz önüne alındığında davalının markasında küçük puntolarla vurgu yapmaksızın kullandığı “…” ibaresi yer belirtmek amacıyla kullanılmış olduğundan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığı, marka hukukunun genel ilkeleri,11.HD’nin ilamları ile İstanbul BAM 16.HD ‘nin benzer bir davada vermiş olduğu 2018/2012 Esas esas, 2018/1590 karar ve 6.7.2018 tarihli ilamları da gözetildiğinde: somut olayda marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşulları oluşmadığı hususu mahkememizce sabit görülmekle, davacının davasının esastan reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde dava dilekçesini tekrarlayarak özetle; Davalının işletmesinin … bölgesinde olması nedeni ile … ibaresini kullanımının dürüst kullanım olarak nitelendirilemeyeceği, İstanbul’da … olarak anılan bölgesnin coğrafi yer adı olarak kullanımının çok uzun zaman önce terk edildiğini, bu bölge için halihazırda “istiklal, beyoğlu, tünel” “gibi ibareler kullanıldığını, Bilirkişi raporunda üst düzey bilgili bir bakışla konu ele alınarak … kelimesie Ankara, İstanbul ibareleri gibi bilinirlik atfedildiğini, oysa …’nın bölgeyi ifade etmesinin tarihi bir olgudan ibaret olduğunu, …, … gibi markaların da tescille korunmakta olduğu gibi …’nın bir bölgeyi ifade etmesinin müvekkilinin marka haklarını etkilemeyeceğini, Müvekkilinin … markasının 43.nolu sınıfta, … markasının 43, 44 sınıfta; … markasının 43 ve 44 nolu hizmet sınıflarında tescilli olduğunu, İltibas riskinin ortalama tüketiciye göre belirlenemis gerekirken bilirkişilerin uzman bakışıyla değerlendirme yapmış ise de otelde kalmayı hedefleyen tüketicinin İstanbul’da yaşamayan bir Türk ya da yabancı olabileceği, İstanbullu olmayabileceğini dikkate almadığını, Yerli ve yabancı turistler yönünden değerlendirme yapılması gerektiğini vebu durumda … kelimesinin tek çağrışımın … olacağını, Bölge uzun süredir … olarak anılmadığı için davalının otelinde beyoğlu ya da Taksim adının kullanmasının beklenebileceğini, … ibaresini kullanarak müvekkilinin tanınırlığından ifade edildiğini, … ve … ibarelerinin otelcilik /konaklama sınıfında başlı başına ayırt edici olup otelin dönemin en lüks oteli olduğunu, Mustafa Kemal Atatürk’ün kaldığı, Ernest Hemingway, Agatha Christie gibi dünyaca ünlü isimlerin ağırladığını otel olduğunu, tanınmışlık seviyesinin uluslararası boyutta olduğunu, … ibaresinin tek başına davacı adına tescilli olduğunu, … markasının da ayırt edici unsurunun … olduğunu, iltibasın sabit olduğunu, müvekkilinin tanınmışlık düzeyi açısından davalı yararına haksız kazanç oluştuğunu ve tanınmış markasına zarar verdiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME -TPMK kayıtları incelendiğinde; Davacı adına … tescil nolu “…” ibareli markanın 43 ve 44.sınıf emtialarında, … tescil nolu “…” ibareli markanın 43 ve 44.sınıf emtialarında, … tescil nolu “…” ibareli markanın 43.sınıf emtialarında davacı … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. … nolu …” markasının ise 35 ve 43 nolu hizmet sınıflarında davalı şirketin temsilcisi … adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. -Bilirkişiler Marka uzmanı Doç Dr. …, mali müşavir … ve otelcilik sektöründen … 30.7.2019 tarihli raporlarında özetle; … nolu …, … nolu … Şekil, … nolu … şekil markalarının 43. sınıfta “Geçici konaklama hizmetleri” de dahil olmak üzere davacı adına tescil edilmiş olduğunu, “…” markasının ise 43, sınıfla “Otel odası ve geçici konaklama yerlerinin sağlanması hizmetleri Otel odalarının temini, rezervasyonu hizmetleri için davalı şirketin temsilcisi … adına tescil edilmiş olduğunu, davalı adına tasarlanmış olan https://www…com/ adlı internet sitesinin ana sayfa ve sol üst köşesinde markada küçük puntolarla vurgu yapılmaksızın kullanılan “…” ibaresinin İstanbul’un tarihi ilçesi “BEYOĞLU” için tarihi süreçle kullanılmış ve halen de ilçenin bir kısmı için yaygın olarak kullamlagelen bir yer ismi olduğu; davalının otel işletmesi adresinin … Sokak no. … Beyoğlu/İSTANBUL Türkiye’’ olduğu göz önüne alındığında davalının markasında küçük puntolarla vurgu yapmaksızın kullandığı “…” ibaresi yer belirtmek amacıyla kullanılmış olduğundan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet koşullarının oluşmadığını bu nedenle tazminat hesaplanması yapılmadığını bildirmişlerdir.
GEREKÇE Davacı, “…”, “…” ve “…” ibareli markalarının adına tescilli olduğunu, … tanınmış markasının davalı tarafça “…” şeklinde 43 nolu hizmet sınıfında haksız olarak kullanıldığını iddia ederek marka hakkını ihlal ve haksız rekabet yaratılması suretiyle tecavüzde bulunulduğunun tespiti, önlenilmesi, durdurulmasına ve maddi, manevi tazminat ile itibar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta davacı; davalının … şeklindeki kullanımının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu ileri sürmüş ise de, … numaralı … markasının 43 nolu hizmet sınıfında davalı şirket temsilcisi adına tescilli olduğu, kullanıma ilişkin olarak bilirkişi raporundaki tespitlere göre davalının alan adının www…com şeklinde olduğu ve alan adında … ibaresinin yer almadığı, internet sitesinin ana sayfasında ve alt sayfaların sol köşesinde … ibaresinin altında … ibaresinin kullanıldığı, davalının kullanımda da … ibaresini öne çıkardığı, … ibaresinin yardımcı unsur olduğu, internet sitesinde en alt sol köşelerdeki … ibaresinin daha küçük puntolarla ve vurgu yapılmaksızın kullanıldığı, davalının işletmesinin Beyoğlu’nda olduğu … ibaresinin Beyoğlu için tarihi süreçte kullanıldığı, davalının da vurgu yapmaksızın yer belirtmek amacı ile … kelimesini kullandığı yerinde olarak tespit edilmiş olmakla dosyada mevcut delil durumuna göre markaya tecavüz ve haksız rekabetten söz edilemeyeceğinden davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.