Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/190 E. 2022/961 K. 01.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/190 Esas
KARAR NO: 2022/961
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/10/2019
NUMARASI: 2018/198 E. – 2019/355 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 01/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 1997 yılında … Merkezi Dersanesi’ni devir aldığını, bu tarihten itibaren Türkiye genelinde 100’ün üzerinde eğitim kurumuna ulaşıldığını, müvekkilleri adına çok sayıda tescilli markanın ve başvurunun olduğunu, müvekkilin markalarında özelikle “bilim insanları” şeklinin bulunduğunu, ilk defa müvekkili tarafından yaptırılıp kullanılana kadar sektörde böyle bir marka kullanımının bulunmadığını, davalının müvekkili ile aynı sektörde faaliyette bulunduğunu, müvekillerine ait “…” ve “Şekil” markasının aynısınının veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin haksız ve hukuka aykırı bir biçimde kullandığını, tüketici nezdinde müvekkili ile davalı arasında iktisadi bir bağ, bir ortaklık ilişkisi olduğu izlenimi uyandırmakta olduğunu ve davalının tanınmış bir markanın itibarından haksız biçimde yararlanmaya çalıştığını, davalının haksız rekabet ve tecavüz teşkil eden bu eylemlerinden dolayı müvekkilinin zarara uğradığını, bu durumun Mahkememizin 2018/87 D.İş sayılı dosya üzerinden yapılan delil tespiti sonucu hazırlanan bilirkişi raporu ile de tespit edilmiş olduğunu, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, tecavüz teşkil eden davalı tarafa ait reklam, broşür, tabela ve her türlü tanıtım vasıtalarına el konularak imhasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın, Merkez Bankası’nın kısa vadeli kredilere uyguladığı reeskont faizi ile davalıdan tahsilini ve 10.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı, ancak davalının cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekili aşamalaraki beyanlarında; müvekkilinin dava dışı …’dan aldığı lisans ile dava konusu ibareleri kullandığını, ceza davasının bekletici mesele yapılması gerektiğini ve müvekkilinin kusuru bulunmadığını beyanla, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 24.10.2019 tarih ve 2018/198 Esas – 2019/355 Karar sayılı kararıyla; “Buna göre, davalının herhangi bir hakkı bulunmadan davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markası ile iltibas oluşturacak şekilde ve resim markasını da kullanacak şekilde “…”, “… Merkezi”, “… Merkezi + Şekil (bilim insanları)”, “… + Şekil (bilim insanları)” biçimindeki markasal kullanımlarının, davacının 41 ve/veya 16. hizmet sınıflarında tescilli markaların kapsamında olduğu, bu eylemi aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiği, davalının savunmasında bahsi geçen dava dışı … adına tescilli … sayılı … Eğitim Kurumları markasına uygun bir kullanımının da bulunmadığı anlaşılmakla, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulü gerekmiştir. Davacının tazminat taleplerine gelince, dosya kapsamı, deliller ve bilirkişi raporuna göre, SMK 151/2 maddesindeki tercih hakkına göre, davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının, 8.475,00 TL olduğu anlaşılmakla, bu tutar yönünden maddi tazminat talebi kısmen kabul edilmiştir. Davalının eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla, ihlalin niteliği ve süresi, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “İlgili kuruluşlardan celp edilen belgelerde ve bilirkişi raporunda “…” markasının davacılardan “… A.Ş” adına PMK nezdinde 2008 yılından itibaren 16. ve 41. Sınıflarda tescilli marka olduğunun tespit edildiğini, diğer davacılar adına ” …” ibareli markanın tescilli olmadığı tespit edildiği halde bu davacılar açısından da davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olduğunu, Davalı müvekkil lehine dosyada mübrez marka kullanımına ilişkin 04.01.2018 tarihli marka lisans sözleşmesi mahkemece değerlendirilmeksizin davanın kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, Toplanan delilere göre davacıların maddi ve manevi zararının mevcut olamayacağı bilirkişi raporları ile sabit olduğu halde davacılar lehine maddi ve manevi tazminat verilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Davalı müvekkil hakkında Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2019/158 Esas sayılı dosyasıyla ceza davası açılmış olduğundan, dosyanın bekletici mesele yapılmadan karar verilmesinin usule aykırı olduğunu, Yaptırılan bilirkişi raporu ile “nasıl bir haksız rekabetin oluştuğunun tespiti mümkün değildir” denildiği halde, mahkemece kişilik haklarının zedelendiği kanaatına varması hatalı olduğunu, ayrıca haksız rekabetin olduğunu bir an için kabul etsek dahi davacılar lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksek olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Mahkemenin 2018/87 D.İş sayılı tespit dosyası incelendiğinde; dosya davacıları tarafından, … Merkezi aleyhinde tespit talep edildiği, bunun üzerine karşı yan işyerinde yapılan keşif sonucu hazırlanan bilirkişi raporunda sonuç olarak, tespit talep edenlerden … A.Ş. adına TPMK nezdinde 2008 yılından itibaren 16. ve 41. sınıflarda tescilli olan “…” ibaresinin ve aynı zamanda şekil unsuru da ihtiva eden çok sayıda marka bulunduğunu, tespit isteyenin markalarının fiili kullanımının 2000’Ii yılların başına kadar geriye gittiği ve yoğun bir kullanım arz ettiğinin dosya içerisindeki belge ve bilgilerden anlaşıldığını, 27.03.2018 tarihinde aleyhinde tespit istenen işyerinde yapılan keşif sırasında rastlanan “…”, “… Merkezi”, “… Merkezi + Şekil (bilim insanları)”, “… + Şekil (bilim insanları)” biçimindeki markasal kullanımların, tespit isteyenin “…”/”… Merkezi” ibarelerini (bilim adamları şekil unsuru ile birlikte ya da değil) ihtiva eden ve 41 ve/veya 16. hizmet sınıflarında tescilli markaların kapsamında olduğu, tespit isteyenin markaları ile işletme (markaların sahipleri) düzeyinde ekonomik-ticari bir bağ bulunduğu izlenimine sebep olacak derecede benzerlik arz ettiği, tespit edilen fiili kullanımda “Halkalı …”/ ”Halkalı … Merkezi” şeklindeki yer belirten “…” ibaresi şube izlenimi doğurduğu, ayrıca keşif yerinde rastlanan ” … + Şekil” biçimindeki markasal kullanımın, keşif sırasında beyan edilen, … adına tescilli … sayılı … Eğitim Kurumları markasına uygun bir kullanım olduğunun belirtilebileceği, keşif sırasında bilirkişiye sunulan Marka Lisans Sözleşmesinden, marka sahibi …’un, aleyhinde tespit istenen işyeri sahibi …’e bu markaya yönelik olarak lisans hakkı verdiğinin belirtilmiştir.*Bilirkişi heyeti hazırlamış oldukları 23/05/2019 tarihli raporda; davacı firma adına tescilli … ve … sayılı “… +Şekil” – “… Merkezi + Şekil” markası ile davalı tarafindan kullanılan yazı ve şekillerin benzer unsurlara sahip olduğu, bu kullanımın ortalama zeka sahibi tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimalinin yüksek olduğu, davalı tarafın kullanımlarının haksız rekabet unsurları içerdiği TTK 54 ve 55 madde gereği iktisadi rekabet ve aldatıcı davranış kurallarına aykırı olduğu, davacı firmamn 6769 sayılı kanunun 151/2-c maddesi gereği tazminat talebinde karşılık yapılan incelemede, davalı firmanın faaliyete başladığı tarihten itibaren hesaplama yapılacak bir mali verisinin bulunmadığı, gelir beyan etmediği ve ticaret odasından gelen görüş gereği hesaplamaya esas cironun sıfır olduğu, davalı firmanın incelenen verilerinden marka kullanımı ile nasıl bir rekabet oluşturduğu ya da ne tip bir gelir elde ettiği sonucuna varılmasının mümkün olmadığı ve davacı firmanın dava dilekçesinde talep etiği 10.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat talebinin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.*Bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 05/09/2019 havale tarihli ek raporda; davalı firmanın emsal sözleşmeler kapsamında Özel Öğrenci Etüd merkezi yada Özel Eğitim Kursu olarak nitelendirilebileceği, lisans başlangıç bedeli olarak, emsal sözleşme değerlerinin Tefe/Tüfe oranında artırılmış olan hali olarak 8.475,00 TL olarak hesaplandığı, davacının sözleşmedeki diğer hususlar öğrenci sayısından elde edeceği hizmet ya da yayın satışından elde edeceği gelire yönelik bir hesaplamamn yapılamayacağı, hali hazırda davalı tarafin eğitim verdiği öğrenci sayısı ya da elde ettiği gelire yönelik bir kaydının bulunmadığı bu sebepten bir hesaplama yapılamayacağı belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması ile maddi – manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulüne, -Davacının isteyebileceği maddi tazminat tutarının 8.475,00 TL olduğu anlaşılmakla bu tutar yönünden maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, -Davalının eylemi aynı zamanda davacının markadan doğan manevi haklarını ihlal ettiği anlaşılmakla, ihlalin niteliği ve süresi, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirine” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davaya konu “…” markasının davacılardan “…A.Ş” adına 2008 yılından itibaren 16. ve 41. sınıflarda tescilli marka olduğu dosyadaki belgelerle sabittir. Diğer davacıların ise, davaya dayanak tescilli markaları anılan tescil sahibi davacının izni ile fillen kullandıkları, davalının eylemlerinin tescil sahibi davacının marka hakkını ihlal ettiği gibi, her üç davacıya karşı haksız rekabet oluşturduğu anlaşıldığından, mahkemece her üç davacı yönünden davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Mahkemece “Davalının dava dışı … adına tescilli markanın lisans sözleşmesine uygun bir kullanımının olmadığının tespiti” ile davalı savunmasının tartışılarak yerinde görülmemesi de isabetlidir. Davalı hakkında Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesi’nin 2019/158 Esas sayılı dosyasıyla ceza davası açılmış ise de, davanın niteliği itibariyle anılan dava dosyası sonucunun beklenmesi zorunlu olmadığından, mahkemece davaya devam ile hüküm kurulmasında usule aykırılık bulunmamaktadır. Mahkemece aldırılan ve denetime elverişli bulunan bilirkişi kök ve ek raporları ile; davalının herhangi bir hakkı bulunmadan davacı adına tescilli “…” esas unsurlu markası ile iltibas oluşturacak şekilde ve resim markasını da kullanacak şekilde “…”, “… Merkezi”, “… Merkezi + Şekil (bilim insanları)”, “… + Şekil (bilim insanları)” biçimindeki markasal kullanımlarının, davacının 41 ve/veya 16. hizmet sınıflarında tescilli markaların kapsamında olduğu, bu eylemi aynı zamanda haksız rekabet de teşkil ettiği, anlaşılmakla, davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete ilişkin davasının kabulüne karar verilmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır. Kabule göre, bilirkişi ek raporundaki dosya kapsamına uygun hesaplama uyarınca davacı lehine 8.475,00 TL maddi tazminat ile, ihlalin niteliği ve süresi, tarafların ekonomik durumları ve manevi tazminatın amacı gözetilerek, davacı yararına 10.000,00 TL manevi tazminat takdirinde de isabetsizlik olmadığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden davalıdan alınması gereken 1.262,03 TL harçtan, peşin alınan 316,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 945,63 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2022