Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1879 E. 2020/1917 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1879 Esas
KARAR NO : 2020/1917
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/07/2020 tarihli ara karar
NUMARASI : 2020/230 E.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
TALEP: İhtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istemine ilişkindir.Davacı vekili; davalının tır park alanında bulunan aracında yapılan hırsızlık nedeni ile uğrandığı olunan zarardan davalının sorumlu olduğunu iddia ederek, davalı aleyhine ilamsız takip başlatılmıştır.Davalı, güvenlik yönünden herhangi bir yükümlülük üstlenmediğini, sözleşmeye göre müvekkilinin borcunun arsayı teslimle sınırlı olduğunu savunmuştur.İlk derece mahkemesince davacıların ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuş olup istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme kararının hukuki dayanağı ve gerekçesinin dosya kapsamı ile uyumsuz olduğunu, dava açıldıktan sonra talep edilen geçici hukuki koruma niteliğinde ihtiyati haciz ve benzeri tedbriler 6100 sayılı yasanın 389. ve devamı maddeleri kapsamıyla birlikte değerlendirileceğini, 2004 sayılı yasanın 257/1., 258/2. maddelerinde gösterdiği normların uygulanmayacağını, davada vadesi gelmiş bir alacak değil, haksız eylem neticesi uğranılan zararın haksız eylemin meydana geldiği otoparkın işletmecisinden dava yoluyla tazmini talebi olduğunu, dava açıldıktan sonra geçici hukuki koruma isteyen tarafın haklılığını yakın ıspat koşuluyla ortaya koymasını yeterli sayıldığını, mahkemenin değerlendirmelerinin tamamen hatalı olduğunu, delillerin değerlendirilmediğini, iddianın soyut olmadığını, soruşturma dosyasında davalı firmanın müdürünün ifadesi, davacı Müvekkil firmanın yönetici ve çalışanlarının, özellikle tır sürücülerinin alınan ifadeleri, gümrük mühürleri kırılan ve çadırları yırtılıp hırsızlık yapılan tırların resimleri, asma kilidi kırılan geçici depolama alanının resimleri başta olmak üzere tüm detaylar mevcut olduğunu, dosya kapsamında taşıma eşyalarının fatura detayları, gümrük belgeleri, eşyanın gönderen maliki ve alıcısının kim olduğu, eşyanın nevi, miktarı, ağırlığı ve çalınan malların tutarları belgeli olduğunu, kira sözleşmesinin bulunduğunu, çekişmenin tır parkı alanının güvenliğinin kimin tarafından salanması gerektiği ve meydana gelen zararlardan davalı tarafın sorumlu olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olduğunu, soruşturma dosyası hem gerçek bir soruşturma dosyası olarak hem de içeriğinde mevcut belgeleriyle talebe yeter derecede ve nitelikte somut bir delil olduğunu, davalı vekilinin davaya cevaplarında tır parkı alanının sigortalı olduğunu iddia etmiş ve bir sigorta poliçe numarası bildirdiğini, geçen iki yıla yakın zamanda davalı vekilinin bahsini ettiği sigorta poliçesi dosya kapsamına alınamadığını, şayet bu poliçe dosya kapsamına alınabilse idi, poliçe içeriğinden davaya konu hırsızlık eyleminin meydana geldiği tır parkının sigorta teminatı kapsamında olup olmadığı anlaşılabilecek, tır parkının sigorta kapsamında bulunması durumnda geçici hukuki koruma talebine gerek kalmayacağını, Geçici hukuki korumada arananın, hırsızlık olayının olup olmadığı, zarara neden olan çalınan bir şey olup olmadığı hususlarının kanaat verici derecede ıspatlaması olduğunu, hem kolluk-polis görevlilerinin çektiği olay yeri resimlerinden, hem de soruşturma ifade tutanaklarından ve olay yeri tespit tutanağı, araç ruhsatları, taşıma belgelerinin incelenmediğini, kararın eksik inceleme ve hatalı değerlendrimeye dayalı olduğunu, ihtiyati haczin reddi kararının kaldırılmasını, dava değeriyle sınırlı ihtiyati haciz kararı verilmesini, aksi halde yerel mahkeme kararının kaldırılarak davalı tır parkının sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığının tespiti neticesi hukuki koruma talebi hakkında yeniden bir karar verilmesini, dava türüne, dosya içeriğine, talep türü ve dayanaklarına göre teminatlı veya teminatsız somut bir karar verilmesini talep etmiştir.Somut olayda; iddia ve savunma, taraflar arasındaki kira sözleşmesi, soruşturma dosya örneği, davacı yanca sunulan CMR belgeleri ve fatura örneklerine göre davalının meydana gelen zarardan sorumlu olup olmadığı ve sorumlu olduğu kanaatine varılması halinde miktarının ne olduğunun yargılama ile belirlenebileceği dikkate alındığında mevcut delil duruma göre ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz isteminin reddine ilişkin ara kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenle davacılar vekilinin yerinde olmayan istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.