Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1875 E. 2022/1749 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1875 Esas
KARAR NO: 2022/1749
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2020
NUMARASI: 2017/699 2020/27
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin “…”+Şekil markası olduğunu ve markayı 10,04.2015 tarihinden itibaren kullanıp, satışını bu markayla yaptığını, Davalı tarafın ise müvekkil şirketle aynı ticari alanda faaliyet gösteren aynı ihalelere katılan bir şirket olduğunu, müvekkile ait “… ” Şekil+markasının birebir aynısını özellikle şekil bakımından ayırt edilemeyecek benzerini “… “+Şekil markası olarak üretip kötü niyetle satışını yaptığını, davalının bu markayı TPE nezdinde … numarasıyla tescil ettirdiğini, davalının TPE nezdinde 23.05.2016 tarihinde yapmış olduğu “… “+Şekil markasının başvurusunda bu markanın başvurudan önce davacı tarafından da kullanıldığım bildiğini, bu yüzden kötü niyetle hareket ederek müvekkilinin “…”+Şekil markasının, kendine has şekil unsurundan ibaret olduğunu davalı tarafa ait “…” markası ve bu markanın şekil unsuruna benzemediğini, dolayısıyla arada bir haksız rekabetin söz konusu olmadığını, “… “+Şekil markası run müvekkiline TPE nezdinde tescil edilmemiş olmasının markanın hukuken korunamayacağı anlamına gelmediğini, TPE nezdinde sadece kelime markası olarak “…” şeklindeki marka için bir başvurularının olduğunu dava konusu markanın ise “…” “” şekil unsuruyla bütün olarak ayırt edici niteliğe sahip olduğunu, müvekkilinin TPE nezdinde markasının tescilli olmadığını fırsat bilerek markayı kendi adına tescil ettirdiğini ve haksız rekabet oluşturduğunu, Davalı tarafın, davacı tarafa açtığı İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1031E sayılı dosyasında 31.12.20015 tarihli dilekçede müvekkil şirketin ürünlerinde kullandığı markanın “…”+Şekil markasının TPE nezdinde tescil ettirilmediğini görerek bu markanın birebir aynısını, şekil renk ve kelimeler bakımından ayırt edilemeyecek kadar benzeri olan “… “Şekil+markası olarak üretime geçtiğini ve bu markayı da TPE nezdinde tescil ettirdiğini, ürünü aynı ambalaj ve kutularla satışım gerçekleştirdiğini bunun da haksız bir rekabet ve müvekkilinin haklarına açıkça bir tecavüz olduğunu, Davalı tarafın müvekkil şirketin kullandığı marka ve işareti TPMK nezdinde tescil ettirdikten soma da Beyoğlu …Noterliği 10.10.2017 tarih ve… yevmiye numarasıyla davacı tarafa bu markayı kuüanmaması hususunda ihtarname gönderdiğini iddia ederek … tescil numaralı “…”+Şekil markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 1991 yılında … San.ve Tic.A.ş adı altında kurulduğunu, Türkiye’nin ilk hazır sandviç firması olduğunu ve “…” markası altında ticari hayatına devam ettiğini, müvekkilinin adına tescil ettirdiği çok sayıda marka ve şekil unsurları olduğunu, Davalı tarafın ise müvekkilinin eski çalışanları tarafından kurulmuş bir şirket olduğunu ve müvekkiline ait “…”isim+şekil unsurlarının birbirleriyle karıştıracak şekilde benzerlerini üretip haksız bir rekabet yapıp kazanç sağladığını, bu yüzden müvekkil şirket tarafından İstanbul 4.Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1031 E sayılı dosyasıyla davalı tarafa açılmış bir tazminat davası bulunduğunu , Davacı tarafın kullandığı “…” isim+şekil markasının tescilli markası olmadığını, TPE’ye yapılan başvurularının da reddedildiğini, bu yüzden müvekkil şirkete böyle bir dava açmanın da mümkün olamayacağını, davacının haksız eylemlerine son vermesini istemek amacıyla Beyoğlu …Noterliği 10.10.2017 tarih ve … yevmiye numarasıyla ihtarname yollandığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davacı taraf iddiasını ispatlamak amacıyla söz konusu markanın kullanıldığı fatura örneklerini dosyaya sunmuştur. Davalı taraf marka başvurusunu 23.05.2016 tarihinde yapmıştır. Bu tarihten daha önce gerçekleşen davalı kullanımları işbu dava bakımından dikkate alınacaktır. Faturalar ve tahsilat makbuzları incelendiğinde 19.10.2015 – 20.01.2016 tarihlerini kapsayan dönemde 17 adet fatura sunulduğu görülmüştür. Bu kullanımların sandviç, dürüm ve tost emtiası bakınundan gerçekleştirildiği görülmektedir. Davacının sunduğu diğer görsellerde tarih tespit edilememiştir. Mahkememizce davacının tespit edilen kullanımlarının, markasal nitelikte olduğu ve SMK m.6/3 uyarınca hak sahipliği sağlayacak nitelikte kullanımlar olduğu sonucuna varılmıştır. Dosyada bulunan evrakın, fatura gibi tarih ve kullanım şeklini güvenilir şekilde ispatlayan bir ispat aracı ile ortaya konulması, bu husus açık hale getirmiştir. İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1031E. Sayılı dosyası incelendiğinde, işbu davanın davalısı olan Öncü firmasının 28.10.2015 tarihli dava dilekçesinin 8. Sayfasının son satırında … ibaresinin işbu davanın davacısı … firması tarafından kullanıldığı ifade edilmektedir. Bu ifade açık şekilde davalının davacı markasından haberdar olduğunu ve onun markasını kullandığı emtia bakımından tescil ettirdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davalının kötüniyetli hareket ederek markasını tescil ettirdiği sonucuna da varılmıştır. Davalı adına … tescil numarası ile tescil edilen markasının davacının gerçek hak sahibi olduğu … markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalının aynı sektörde olması ve aralarındaki hukuki ihtilaf dolayısıyla davacı markasından haberdar olduğunun anlaşılması sebebiyle SMK m.6/9 anlamında kötüniyetli olduğu, bu sebeple SMK 6/3 ve 25/1 uyarınca davalı markasının hükümsüzlüğüne…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; Müvekkilinin … markası altında uluslararası ve ulusal kalite standartlarında üretim yaptığını, hazır sandviç ile markasını özdeşleştirdiğini, sektör lideri olduğunu, Davacı şirketin müvekkili şirketin eski çalışanları tarafından haksız rekabet teşkil eden eylemlerle kurulduğunu, haksız rekabet oluşturan eylemlerden birinin de … markasının isim ve şekil unsurunun karıştırılacak şekilde benzerinin müvekkilinin müşterilerini ayartmak amacı ile kötüniyetli kullanımdan kaynaklandığını, İstanbul 4.ATM’nin 2015/1031 E sayılı dosyasının halen derdest olduğunu, Davacının hak sahibi olduğu iddiası ile dava açmasının mümkün olmadığını, kabul edilecek olsa dahi TMK 2 md gereğince hakkın kötüye kullanımı olacağını, Davacının … şeklinde tescilli bir markası olmadığını, Müvekkilinin markası tescil edildiğinde davacının … markasını kullanmadığını, tanıtmadığını, aynı sektörde çalışanların dahi bilmediğini … markasının müvekkilinin … tanınmış markasının devamı itibaı yaratılarak kullanımı amaçlanan bir marka olduğunu, … ile tamamen benzer olduğunu, Müvekkilinin tescilin kötüniyetli olmadığını, Davacının müvekkilinin tanıttığı markayı kullanmasından çok sonraki tarihlerde kullandığını iddia ettiği isim ve şekil unsuruna dayanarak dava açma hakkı olmadığını, Davacının başvurusunun TPE tarafından reddedildiğini, … markasının davacı tarafından tanıtılmış bir marka olmadığını, … markası Ve şekil unsurundan faydalanmak için üretildiğini, Davacının kullandığını iddia ettiği isim ve şekil unsuru ile müvekkilinin markasının farklı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME *Dava, 26.10.2017’de açılmıştır. *TPMK kayıtlarına göre; dava konusu … numaralı ” … şekil” markası 23.05.2016 tarihli başvuruya istinaden 13.07.2017 Tarihinde 30 nolu sınıfta davalı adına sicile tescil edilmiştir. *Davanın savunmasına konu (dosyadaki kayıtlara göre en eskisi) 02.02.1993 Tarihinde sicile kaydedilen … numaralı 29, 30, 31 ve 32.sınıflarda … şekil markalarının kayıtları mevcuttur. *Ticaret Hukukçusu Doç Dr …, Marka bilirkişisi …, Gıda mühendisi … raporlarında özetle; “Davalının marka başvurusu olan 23.05.2016 tarihinden önce olmak üzere davacının 17 adet fatura ve tahsilat makbuzu sunduğu, kullanımların tost, sandviç emtiası bakımından gerçekleştiği, kullanımların markasal olduğu, diğer görsellerin tarih içermediği, kullanımların SMK 6/3 md uyarınca hak sahipliği sağlayacak nitelikte kullanımlar olduğu, dosyada evrakın fatura gibi tarih ve kullanım şeklini güvenilir şekilde ispatlayan bir ispat aracı ile ortaya koyulduğunun bu yöndeki kanaati güçlendirdiğini, Tespit edilen davacı kullanımlarının … ibaresi üzerinden gerçek hak sahipliği sağladığı, davalı adına … tescil numarası ile tescil edilen … markasının davacının gerçek hak sahibi olduğu … markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalının aynı sektörde olması ve aralarındaki hukuki ihtilaf nedeni ile SMK 6/9 anlamında kötüniyetli olduğu” kanaatine ulaşıldığı bildirilmiştir. -UYAP’ta örneği mevcut olan; taraflar arasındaki haksız rekabet davasına ilişkin İstanbul 4.ATM’nin 2015/ 1031 esas sayılı dosyasında davalı tarafça davacı …Şti ile 3.kişler aleyhine haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırılık iddiası ile cezai şart ve tazminat istemli olarak 28.10.2015 Tarihinde dava açıldığı, dava dilekçesinin 8.sayfasının son kısmında; “… Tic LTD ŞTİ nin kullanmakta olduğu … (davalı şirket bu ismi kullanmaktadır) ismi altında bu şirketin reklamını yapmıştır….” şeklinde ibare olduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, … + şekil markasını 10.04.2015’ten beri kullanmakta olduğunu, davalının … +şekil markasının tescilinin kötüniyetli olduğunu, taraflar arasındaki İstanbul 4.ATM nin 2015/1031 E sayılı dosyada cevap dilekçesinde müvekkilinin markasını şekil unsurunu görerek tescil başvurusunda bulunulduğunu, markaların aynı olduğunu ileri sürerek davalının … numaralı … +şekil markasının hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacının önceye dayalı hak iddiasına bulunduğu … + şekil markası ile Davalının … +şekil markasının … ibaresine eklenen “…” harfi dışında aynı olduğu, şekil ve rengin de aynı olduğu, davacı tarafça sunulan 17 adet fatura ve makbuz örneğindeki davacı kullanımlarının markasal olduğu, ürünlerin tost, sandviç emtialarına ilişkin olduğu ve kullanımların davalının marka başvurusundan önceki tarihli olduğu, (UYAP’ta örneği bulunan) taraflar arasındaki haksız rekabet davasına ilişkin İstanbul 4.ATM’nin 2015/1031 esas sayılı dosyasında davalı tarafça davacı …Şti ile 3.kişler aleyhine haksız rekabet ve rekabet yasağına aykırılık iddiası ile cezai şart ve tazminat istemli olarak 28.10.2015 Tarihinde dava açıldığı, dava dilekçesinin 8.sayfasının son kısmında; “…İhtiyaç Maddeleri …Tic LTD ŞTİ nin kullanmakta olduğu … (davalı şirket bu ismi kullanmaktadır) ismi altında bu şirketin reklamını yapmıştır….” şeklinde beyanı olduğu, davalının marka başvuru tarihinden önce … ibaresinin davacı yanca tescilsiz şekilde kullanılmakta olduğunu bildiği, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdikleri de dikkate alındığında ilk derece mahkemesince tescilin kötüniyetli olduğu da kabul edilerek davanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi yerinde görülmüştür. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.