Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1874 E. 2022/1754 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1874 Esas
KARAR NO: 2022/1754
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2019/45 2020/143
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin birçok tanınmış marka ve tasarımın sahibi olduğunu, … tescil no.lu “…+şekil” ambalaj deseni markasına, … tescil nolu markasına, … tescil nolu, … tescil nolu markasına sahip olduğunu, ayrıca TPMK nezdinde … nolu gofret ambalaj deseni tasarımını tescil ettirdiğini, davalının TPMK nezdinde … no ile tescilli “…” markasını, 30.sınıfta haksız ve kötüniyetli olarak tescil ettirdiğini, her iki markanın şekil markası olduğunu, marka görsellerindeki benzerliğin iltibasa yol açtığını ve haksız kazanç sağlama maksadı taşıdığını ileri sürülerek davalıya ait 28.03.2018 tarihli ve … no ile tescilli “…+şekil” markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dosyanın Bakırköy 1. FSHHM’de 2018/474 esas sayılı dosya ile bu dosyanın birleştirilmesi gerektiğini, … ifadesinin davalı şirketin yöneticisi …in lakabı olduğunu, müvekkili şirket adına tescilli pek çok markanın bulunduğunu; taraf markaları arasında benzerliğin bulunmadığını; markalar arasında görsel, işitsel ve anlamsal farklılığının açık olduğunu, davacının … markasının tanınmış olmadığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. Somut olayda; yukarıda anılan ilkeler ışığında yapılan değerlendirmede taraf markalarının “… ve “…” şeklindeki ibarelerinin yanı sıra ambalaj tasarımı biçiminde şekil unsurlarını da içerdiği, kıyaslamanın kelimeler ile birlikte desen, şekil, pozisyon, renk, ölçek, çizgi, figür ve fon gibi unsurlarla birlikte yapılmasının gerekli olduğu, bu hali ile bir bütün olarak taraf markalarının daha çok çocuklara hitap ettiği hususu da nazara alınarak ekonomik bağlantılı işletmelerden geldiği biçimde algı oluşturduğu, aynı zamanda davacının söz konusu marka için tescilli tasarımının bulunduğu, davalının seçenek serbestisi içerisinde olmasına karşı markasını davacı markasına ve tasarımına yaklaştırmasının hukuk düzenince korunamayacağı ve hükümsüzlük koşullarının oluştuğu kanaatiyle davacının davasının kabulüne, … nolu markanın hükümsüzlüğüne…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf isteminde dava dilekçesini de tekrarlayarak özetle; Müvekkilinin basiretli bir tacir olduğunu, davaya konu markasını; tescil tarihinden önce de kullandığını ve kullanım sonucu ayırt edicilik kazandırdığını, markada müvekkilinin münhasır hakkı bulunduğunu, müvekkilinin adına kayıtlı pek çok markası olduğunu, markalarının özgün markalar olduğunu, … isimli şekil markasının … şeklinde ingilizceden Türkçe’ye çevrileceğini, şirket yetkilisi …’in lakabının bu olduğunu, Bilirkişi raporunun 12.sayfasında “işitsel kavramsal ve görsel açıdan benzerlik olmadığı” belirtildiğini, iltibas tehlikesi olmadığını, okunuşların çok farklı olduğunu, Davacının markasında düz ve bitişik şekilde :.. şeklinde tescilli olup marka sahibinin … olduğunun açık olduğunu, müvekkilinin markasının esas öğesinin ise … olduğunu, karıştırılma ihtimalinin Yargıtay kararlarına göre bütüncül olarak inceme yapılarak değerlendirilmesi gerektiğini, ortalama tüketici nezdinde farklı olduklarının açık olduğunu, Mahkemenin “bir şekilde markalar arasında bağlantı kurulması” üzerine hükümsüzlük kararı vermesinin muğlak bir ifade olduğunu, Yargıtay 11. HD’nin 05.05.2003 tarihli ve E. 2002/12018, K. 2003/4432 sayılı kararında markaların ayırt edilemeyecek kadar benzer olmasına ilişkin ölçütler belirlendiğini, YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2018/5762 K. 2019/6669 T. 23.10.2019 sayılı kararında YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2018/5458 K. 2019/6397 T. 9.10.2019 sayılı kararının da dikkate alınarak görsel, biçimsel ,telaffuz olarak ve halk nazarında uyandıracağı intiba açısından her hangi bir benzerliği bulunmayan ‘… ve …’ markaları arasında karıştırılma ve/veya karıştırılma ihtimali bulunmadığını kabulü gerektiğini, Hükme dayanak olarak gösterilen ambalaj üzerinde yer alan gofret şekli davacıya özgülenemeyeceğini, Raporda ambalaj görseli üzerinden iki markanın benzer olduğunu söylemek marka hukukun temel ilkelerine açıkça ters olduğu gibi ayrıca iki ambalaj üzerindeki beyaz kombinasyon da yine bir çok gofret ambalajında açılacak paket kısmını göstermesi açısından kullanılmakta olduğunu, Bir markayı oluşturan birden fazla şekli unsurdan her biri tek başına ayırt edici nitelikte olmamasına rağmen bu unsurların bir araya getirilmesi bazı durumlarda markaya özgün bir nitelik ve ayırt edici bir fonksiyon kazandırabileceğini, markanın özgün olduğunu, Yargıtay 11. HUKUK DAİRESİ E. 2004/9333 K. 2005/7363 T. 7.7.2005 sayılı ”…” ile ”…” markaları arasında benzerliğin değerlendirildiği kararında, tanınmış marka sahibinin tanınmış markaya eklemek suretiyle türettiği farklı markalar için de tanınmışlığın ispat edilmesi gerektiği vurgulandığını, davacın tanınmış marka savunmasının bu nedenle kabul edilemeyecğini, SMK m.6/5 hükmünün uygulanarak hükümsülüğüne karar verilebilmesi için Türkiye tarafından da benimsenmiş olan tanınmış markalarla ilgili WIPO Ortak Tavsiye Metnine göre, markanın tanınmışlığı nedeniyle aşağıda belirtilen ihtimallerden en az birinin de gerçekleşme ihtimali bulunması gerektiğini, davacın markaları ile müvekkil markası arasında Haksız bir yararın sağlanması, Markanın itibarına zarar görmesi. Markanın ayırt edici karakterini zedelenmesi halleri olmadığını, Davacının tanınmış markası “…” ibareli markası olup müvekkili markasıyla benzerlik oluşturabilecek bir tanınmış markası olmadığını, Yargıtay kararlarının dikkate alınması gerektiğini, her iki markanın yazımında ürünler üzerinde kullanılan yazı karakterleri, etiket renkleri ve diğer görünüş şekilleri, alıcı kitlesi, pazarlama şekli, niteliği birbirinden tamamen farklı iki marka olarak ortaya çıktığını, markanın farklı ve ayırt edilebilir olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME Dava, 31.01.2019’da açılmıştır. TPMK kayıtlarına göre; davacının … numaralı “… + ambalaj deseni şekli” markası 10.09.2015 tarihinde 30 nolu sınıfta, … numaralı … markası 12.11.2014 tarihinde 30 nolu sınıfı da kapsayacak şekilde pek çok sınıfta sicile tescil edilmiştir. Davacı dava dilekçesi ekinde TPE YİDK’nun 09.05.2011 Tarihli kararında … markasının tanınmış marka olarak tespitine ilişkin karar örneğini, … numaralı 26.09.2013 tescil tarihli ambalaj desenine ilişkin çoklu tasarım belgesinin örneğini sunmuştur. Cevap dilekçesi ekindeki belgeye göre Davaya konu … numaralı “…+ ambalaj deseni şekil” markası 30 nolu sınıfta 28.03.2018 tarihli başvuru, 22.10.2018 tarihli tescile istinaden davalı şirket adına tescil edilmiştir. Marka bilirkişisi Ticaret hukuku ABD, Dr Öğr Üyesi … raporunda özetle; “Davacının … nolu ambalaj deseni markası tescilinin, davalının … nolu ambalaj deseni markasının tescilinden önce olduğunu, davacının aynı ambalaj desenini ayrıca … no ile tasarım olarak da tescil ettirdiğini, bu tasarım tescilinin de davacının … nolu marka tescil başvurusundan önce olduğunu, tarafların dava konusu tescilli markaların aynı ürün sınıfında tescilli olduğunu ve aynı tüketici kesimine hitap ettiğini, ilgili ürünün ortalama tüketicisinin algısı dikkate alındığındı, davacının … nolu ambalaj deseni markası ile kıyaslandığında davalının .. nolu ambalaj deseni markasının SMK m.6/1 anlamında kırıştırılma ihtimaline yol açabileceğini, davalının … nolu ambalaj deseni markası açısından hükümsüzlük şartının oluştuğu” hususlarını bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Davacı, davalının … nolu markasının müvekkilinin markası ve tasarımı ile iltibas oluşturduğunu ileri sürerek hükümsüzlüğünü talep etmiştir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Bir işaretin, görsel, fonetik veya diğer bir açıdan farklı olsa bile, “bütünsel” bir açıdan kendisine yaklaşıldığında herhangi bir sebeple marka ile bağlantısı olduğu izlenimi oluşturarak onu çağrıştırıyorsa benzerlik olduğu kabul edilecektir.Somut uyuşmazlıkta; davacı 30 nolu sınıfta tescilli “…” markası ile … numaralı ambalaj desenine ilişkin tasarımına dayandığı, davacının markasının ve tasarımının davalı markasından önce olduğu, her iki markanın aynı emtia sınıfında kayıtlı olup ortalama tüketici kesimine hitap ettiği, davalı, markalar arasında iltibas olmadığını istinaf istemi olarak ileri sürmüş ise de; davalının markasının kullanım ile ayırt edicilik kazandığına ilişkin dosyada yansıyan delil bulunmadığı, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere gofret emtiasının yapısı gereği her iki ambalajın yatay konumlu olması yerleşik uygulama olduğu gibi her iki markanın sözcük unsurları olan “…” ve “…” arasında görsel ve kavramsal anlamda kısmi benzerlik mevcut olup davacının “…”, davalının “…” ibareleri tali olarak kullanılmış olsa da davacı tescilli tasarımına da dayanmış olup davalının markasının şekilden de oluştuğu, ambalaj ve kullanım şekli dikkate alındığında; her iki ambalajın çok benzer oranda 3 kısma ayrıldığı, sağ ve sol taraflarda her ikisinde de beyaz fon kullanıldığı, ortada renkli fon üstünde kelime unsurlarının kullanıldığı, sağ tarafta gofret resminin konumlandırıldığı, her iki ambalajın da sol kesiminin boyutunun daha küçük olduğu, fon rengi farklı olsa da bu bölümün çerçevesinin çizilmesinde aynı düşey konumda ve mesafede şeritler kullanıldığını, … ve … ibarelerinin üst kısımda ve …, … ve … unsurlarının ise hemen altta, benzer renk ve yazı biçiminde olduğu; bu durumda gofret ürünün satın alınmasında dikkat düzeyinin düşük olacağı da dikkate alındığında karıştırılma ihtimaline yol açacağının kabulü ve davanın kabulüne karar verilmesi yerinde görülmüştür. Davalı vekili istinaf süresinden sonra ek beyan dilekçesinde müvekkilinin … numaralı markasının hükümsüzlüğü davasının reddine ilişkin ANkara 2.FSHHM karar örneğini ekleyerek kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de; her iki marka farklı olup dava konuları gereği esasa etkili görülmemiştir. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 20/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.