Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/187 E. 2022/809 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/187 Esas
KARAR NO: 2022/809 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2018
NUMARASI: 2015/496 E. – 2018/46 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili tarafından verilen dilekçe ile; çeklerin ibraz süresinin geçirilmiş olmasının aynı zamanda temel borç ilişkisinin de ortadan kalktığı sonucunu doğurmayacağını, müvekkili tarafından tahsilat yapılmadığını, kambiyo senedinin zamanaşımına uğramasının asıl borç ilişkisini ortadan kaldırmadığı gibi alacaklının iş bu senede dayanarak dava açma hakkı bulunduğunu, Y:19HD, 2005/881, 2006/5123 sayılı ilmaında; “çekin zamanaşımına uğramış olması halinde kambiyo hukukundan doğan haklar yitirilir. Böyle bir durumda arada temel ilişki varsa zamanaşımın auğramış çeke yazılı deli başlangıcı olarak dayanılabilir ve alacağın varlığı tanık dahil her türlü delille kanıtlanabilir” şeklinde olduğunu, İtirazın kötüniyetli olduğunu, çekin ibraz süresi geçmesi halinde çekin kambiyo senedi vasfını kaybetmesine karşılık alacaklı ile borçlu arasında bulunan temel ilişki devam ettiğini ve alacaklının kambiyo senedine dayanarak dav ave takip açma ahakkının bulunduğunu, kambiyo senedinin vasfının yitirilmesiyle borçlunun borcunun ortadan kalkması halinde borçlunun sebepsiz zenginleşmesi söz konusu olacağınından alacaklının haklarının zarara uğrayacağını, Y.11HD, 2012/18516, 2013/1456 k sayılı ilamında; ” çek davacı elindedir, bu dava konusu çek bedelinin ödenmediğine karine teşkil eder. Dava konusu çek bedelinin ödendiğinin ispat yükü davalıdadır. Dava konusu çek zaman aşımına uğradığından yazılı delil başlangıcı kabul edilir. Dinlenen davacı tanığı da dava konusu çekin dava dışı limited şirket hisse devri karşılığı verildiği beyan etmiştir. İspat külfeti kendisinde olan davalı, dava konusu çek bedelinin ödendiğini ispatlayamamıştır. Bu durumda davanın kabulüne karar verilmesi gerekir” şeklinde karar verildiğini, Davalının temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcunu ödememiş olması nedeni ile itirazın haksız olduğunu, Reeskont faiz uygulanmasının yerinde olduğunu, işlemiş faiz ve faize itirazının reddi gerektiğini, davanın kabulünü, itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili davaya karşı cevabında özetle ; fotokopiden ibare belgelerin anlaşılır olmadığını, belge asılları sunulduğunda itiraz ve beyan haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunu iddia eden davacıya hiçbir borcu bulunmadığını, taraflar arasında ticari akdi ve fiili hukuki ilişkinin olmadığını, davacının iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatla yükümlü olduğunu, tanık dinlenilmesine muvafakatlerinin olmadığını, dava konusu belgelerin ne şekilde ve nasıl davacı eline geçtiğini bilmediğini, davanın reddine ve%20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “….Davalı borçlu aleyhine yapılan takibe dayanak olarak gösterilen belgeler çek niteliğinde olup süresi içerisinde muhatap bankaya ibraz edilmediğinden kambiyo vasfını yitirmesi sebebiyle ilamsız icra yoluyla takip yapılmıştır. Dava, sebepsiz zenginleşmeye dayalı takibe vaki itirazın iptaline ilişkindir. Bu sebeple davalı keşideci davanın dayanağı olan çek sebebiyle sebepsiz zenginleşmediğini ispat etmedikçe çek bedelinden dolayı çek hamiline karşı sorumludur. İspat yükü davalıya ait olup davalı tarafından çekin karşılığının ödendiği ispat edilmediği anlaşılmakla davanın kabulüne, itirazın iptaline, borçlu temerrüde düşmediğinden takip tarihinden önce faiz talep edilemeyeceği göz önüne alınarak işlemiş faize ilişkin itirazın iptali talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ispat külfetinin davacı tarafta olduğunu ve iddianın ispatlanamadığını, Davacı tarafın, … Bankası Galata Şubesi’ne ait 25.11.2012 ve 25.01.2013 keşide tarihli ibraz süresi içerisinde bankaya ibraz edilmediği için çek vasfını yitiren belgeler için müvekkil aleyhine “temel ilişkiye” dayalı alacak davası ikame ettiği, yerel mahkeme’nin 24.01.2018 tarihli gerekçeli kararında davacı tarafın müvekkile sebepsiz zenginleşmeye dayalı olarak alacak davası açtığı belirtildiği, ancak yargılamanın hiçbir aşamasında davacı taraf iddia ettiği alacağın varlığını sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayandırmadığını aksine, davacının dava dilekçesi ve yargılamanın tüm aşamalarındaki beyanlarında müvekkil ile temel ilişki iddiasında bulunduğunu, davacının 25.01.2013 tarihli çekte lehdar olduğu, Lehdar olan davacının keşideciye ise yalnızca temel ilişkiye dayalı alacak davası açma hakkı bulunduğunu, yerel Mahkemenin 09.11.2015 tarihli oturumunda verilen (2) numaralı ara karar ile davacı tarafa “Davacı vekilinin dava dilekçesinde belirttiği bilhassa 2.sayfa 2.sırada beirtilen temel borç ilişkisinin davaya konu iki adet çek mi yoksa başka bir borç ilişkisi olup olmadığı ve temel borç ilişkisinin nereden kaynaklandığı hususunda dava dilekçesinin bu kısmını açıklayıcı beyan dilekçesi sunması hususunda 2 hafta kesin süre verilmesine” karar verildiği, davacı taraf sunmuş olduğu 18.11.2015 tarihli dilekçesinde de dava konusu hukuki sebebini temel ilişkiye dayandırdığını,14.02.2016 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında akdi, ticari veya hukuki bir ilişkinin varlığı yönünde bir kanaatin hasıl olmadığı açıkça belirtildiğini, davacı tarafın 03.05.2016 tarihli dilekçesinde de, muvafakat bulunmamasına rağmen delil bildirme süresi geçtikten sonra yeni deliller ibraz ederek, müvekkil ile arasındaki temel ilişki iddiasını yinelediğini, Mahkemenin yemin metni sunması için davacıya 2 haftalık süre verdiğini, davacı tarafın yemin teklif etmediğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde alacaklı davacı tarafından davalı- borçlu aleyhine; her biri 25400’er USD bedelli 25.11.2012 ve 25.01.2013 tarihli iki adet çeke dayalı takip başlatıldığı görülmektedir. Davalı vekili istinaf isteminde, davacının iddiasını sebepsiz zenginleşmeye değil, temel ilişkiye dayandırdığını iddiasını ispatlayamadığını ileri sürmüştür. Olayların açıklanması taraflara, hukuki nitelendirme ise hakime ait bir görevdir. Davacı, dava dilekçesinin 3.sayfasının ilk paragrafında “kambiyo vasfının yitirmesi ile borcun ortadan kalkması halinde borçlunun sebepsiz zenginleşeceğini” belirterek sebepsiz zenginleşmeye de dayanmıştır. Bununla birlikte davacı, takibi de çeklere dayalı olarak başlatmış, temel ilişkiye dayanmamıştır. İtirazın iptali davasının takibe sıkı sıkıya bağlıdır. Bu durumda salt temel ilişki iddiasına dayalı inceleme yapılması gerektiğine yönelik istinaf istemi kabul edilmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 732. maddesi uyarınca, sebepsiz zenginleşme hükümleri gereğince sebepsiz zenginleşmediğini ispat yükümlülüğü keşidecidedir. Dava konu çeklerde davalı keşideci konumundadır. Davalı keşideci, imzası inkar edilmeyen çekler yönünden sebepsiz zenginleşmediğine ilişkin delil, belge ibraz etmemiştir. Bu durumda ilk derece mahkemesinin asıl alacak yönünden davanın kabulüne ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak; İlk derece mahkemesinin hükümde davanın kabulüne, işlemiş faize ilişkin itirazın iptaline karar verdiği, bu durumda davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği, yabancı para alacağı yönünden hükmolunan faiz oranının da hatalı yazıldığı dikkate alınarak hükmün bu yönü ile kaldırılarak yargılama giderleri, vekalet ücreti yönünden kazanılmış haklar korunmak sureti ile HMK 355, 353/1-b-2 maddesi gereğince yeniden karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 2- 6100 sayılı HMK.’nın 355, 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 24.01.2018 gün ve 2015/496 Esas, 2018/46 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3- Davanın KISMEN KABULÜNE, – Davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasındaki takibe ilişkin itirazın 50.800USD üzerinden itirazın iptaline, takibin 50.800USD asıl alacak ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince işleyecek faiz üzerinden devamına, – Davacının işlemiş faize ilişkin itirazın iptali isteminin reddine, – 94.020,64TL üzerinden %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalının kötüniyet tazminat talebinin reddine, Alınması gereken 6422,50TL harçtan peşin yatırılan 1412 TL nisbi harç ve 25,20TL harcın mahsubu ile bakiye 4985,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 10.846,24TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafından yatırılan 1437,20TL harç, 188 TL tebligat, 900TL bilirkişi ücreti 2525,20TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 4-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin; -İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 98,10 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 111,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 209,10 TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, -İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/05/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.