Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1869 Esas
KARAR NO : 2020/1927
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/04/2020
NUMARASI : 2019/47 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA: Davacı vekili 12/11/2019 tarihli dilekçesi ile; Dava konusu 2017/92989 sayılı “…” ibareli markanın 3. şahıslara devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, Karşı yanın müvekkili şirketin sınai mülkiyet hakkına tecavüz teşkil eden ve haksız rekabet teşkil eden kullanımına yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesini, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, davalı adına 2017/92989 sayı ile tescilli markanın tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile resmi marka sicilinden terkinine, davalının fiillerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti ile bu fiillerin durdurulmasına, önlenmesine karar verilmesini karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: Mahkemenin 15.11.2019 tarihli karar ile; “İhtiyati tedbir talebinin kısmen kabulü ile tedbir talep eden eden davacı tarafından karar tarihinden itibaren 1 haftalık kesin süre içerisinde, 500.000,00 TL teminat veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu mahkememize depo edildiğinde; Aleyhine tedbir istenen davalı şirketin (…San. Ve Tic. A.Ş.) şekil+… markasını kullanımının davalının bayilerini de kapsayacak şekilde yasaklanmasına, Şekil+… markasını ihtiva eden her cins etiket, tabela, mahfaza ve ticari evrak ve basılı her türlü evrak ve maddeler ile tanım malzemelerinin ve işyeri tabelasının davalının bayilerini de kapsayacak şekilde bulunduğu yerlerden kaldırılmasına, ve muhafaza altına alınmasına, http://… alan adına erişimin engellenmesine…” karar verilmiştir. Davalının itirazının duruşmalı incelenmesine karar verilmiştir.Davalı vekili de 19.04.2020 Tarihli dilekçesi ile; tedbire itirazın duruşmalı olarak incelenmesini talep etmiş, davacı vekili de mazeret dilekçesinde duruşmanın ertelenmesini talep etmiştr.Mahkemenin 21.04.2020 Tarihli ara kararında ise; COVİD 19 önlemleri sebebi ile itirazın dosya üzerinden incelenmesine karar verilerek itirazın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı … A.Ş. Vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporu tebliğ edilmeden karar verildiğini, savunma hakkının ihlal edildiğini, HMK) 27.maddesi uyarınca, taraflar dinlenmeden iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm verilemeyeceğinin düzenlendiğini, davanın niteliği gereği marka uzmanı bilirkişiden rapor aldırılması gerektiğini, marka hükümsüzlüğü ve TPE YİDK karar iptal davalarında, markalar arasında karıştırılma ihtimalinin mevcut olup olmadığının tamamen hukuki bir değerlendirme olduğu ve bu konuda bilirkişiye başvurulmaması gerektiğinin, bilirkişi raporuna dayalı olarak tedbir kararı ve tedbire itirazımızın reddine karar verilmesini kabul edilemeyeceğini, 01.11.2019 tarihli ters teminat ara kararının hüküm fıkrasında ihtiyati tedbir talebinin kabulüne karar verilerek müvekkili şirketten 500.000,00 TL teminat göstermesine hükmolunduğunu, ancak teminatın gösterilmemesi halinde tedbir kararının hangi hususları kapsayacağı belirtilmediğini, teminat depo edilmemesi halinde ihtiyati tedbirin ağırlaştırılabileceği belirtilmekte ise de bu ibarenin 6100 Sayılı HMK nun 297/2 maddesi anlamında muğlak olduğunu, bu nedenle ara karara uyulmadığından bahisle 15.11.2019 tarihli tedbir kararının verilmesinin de yasaya açıkça aykırı olduğunu, 01.11.2019 tarihli ters teminat kararı verilmesi kararına süresi içerisinde itiraz edildiğini, karara itiraz hakkında verilen kararın kendilerine tebliğ edilmediğini, HMK hükümlerine aykırı olarak savunma hakkı kısıtlanarak tedbir kararı verildiğini, Davanın ve uyuşmazlığın esasını halleder şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmesinin 6100 Sayılı HMK nun 394/5 maddesine aykırı olduğunu ve ihsas-ı rey niteliğinde bir davranış sergilenmesi ihtimalini de içerisinde barındırdığını, İtiraza konu tedbir kararının müvekkili şirketin bayilerini de kapsar şekilde uygulanmasının Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 34/p, 38/c maddeleri atfı ile 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanununun İdari Para Cezaları Başlıklı 19 maddesinin f bendinde yer alan 3 ve 4 no lu alt bentlerin (bayilerin yükümlülüklerini düzenleyen 5015 Sayılı Petrol Piyasası Kanununun 8 inci maddenin ihlali (8 inci maddenin ikinci fıkrasının (b) bendi hariç).ve bayilik lisansı sahiplerince lisansın verdiği haklar dışında faaliyet gösterilmesi) ihlalini teşkil ettiğini, İlk derece Mahkemesince tedbir kararı verilirken davacı şirketten gösterilmesini istediği teminat salt bir tane bayinin dahi tedbir kararı sebebi ile maruz kalacağı idari yaptırım bedelini karşılamayacak mahiyette olduğunu teminat miktarı ile tedbir kararının haksızlığının ortaya çıkması ihtimalinde doğması muhtemel zarar arasında dahi açık bir orantısızlık olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin 15.11.2019 tarihli ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazın reddine dair 22.04.2020 tarihli red kararına yönelik itirazımızın kabulü ile ilk derece Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE Dava, davalı adına tescilli 2017/92989 nolu “…” ibareli markanın tescil edildiği tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, durdurulması istemlerine ilişkindir.TPMK’nın cevabi yazısına göre; … AŞ adına tescilli 2…numaralı markanın … AŞ’ne devrettiği bildirilmiş, davacı vekili davaya devralan şirket yönünden devam ettiklerini beyan etmiştir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık; ihtiyati tedbire itirazın reddi kararının kaldırılmasına yönelik davalının istinaf istemine ilişkindir.İhtiyati tedbire itiraza ilişkin HMK’nın 394. Maddesine göre; Aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen karşı taraf dinlenilmeden verilen ihtiyati tedbir kararına karşı tedbirin uygulanması sırasında hazır olunması halinde tedbirin uygulanmasından itibaren, hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbir kararına karşı itiraz edilebilir. İtiraz üzerine mahkeme duruşma açarak tarafları davet eder ve itiraza ilişkin bir karar verir. 7226 sayılı Kanun ile Covid-19 salgın hastalığı nedeniyle yargısal sürelerin durmasına ve 7226 sayılı Kanunun Geçici 1.Maddenin 4.fıkrası uyarınca Covid-19 salgın hastalığı sebebiyle yargı alanında alınması gereken tedbirler ve bunların uygulanmasına ilişkin usul ve esaslara ilişkin HSK Genel Kurul kararı ile de; duruşmaların ertelenmesine karar verilmiş ise de, duruşma yapma zorunluluğunu ortadan kaldıran bir düzenleme getirilmemiştir. İtirazlar hakkında duruşma açılarak ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenle tedbire itirazın dosya üzerinden değerlendirilmesi yasal düzenlemeye aykırı olduğundan; davalı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin kabulüne, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6. maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-İstanbul 2. FSHHM’nin 2019/47 Esas sayılı dosyasındaki 22/04/2020 Tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/11/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.