Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1858 E. 2022/1634 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1858 Esas
KARAR NO: 2022/1634
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/06/2020
NUMARASI: 2015/353 2020/400
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının müvekkilleri aleyhine, Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yoluyla, 175.000,00 TL bedelli alacak takibi yaptığını, müvekkili davacıların sözde alacaklı ile uzak yakın hiçbir alakası olmadığı gibi herhangi bir ticari ve sair faaliyeti bırakın hayatlarında davalıyı görmüşlükleri dahi olmadığını, söz konusu çeklerin 2.500,00 TL’lik cüzi bedellerle arkaları ciro edilmek kaydıyla ciro edildikleri 2013 yılı içerisindeki tarihte müvekkilinin ilişki içerisinde bulunduğu …Tic.Ltd.Şti.’nin sahibi olarak hareket eden …’a hem güven hem tehdit ve korkuyla bırakıldığını, çekler sıralı halde ciro edilirken müvekkilinin söz konusu icra takibi ile ve …’dan öğrendiği şekilde 3 tanesinin ön yüzüne 2.500,00’er TL yazılması gerekirken herhangi bir bedel yazılmadan hileyle, gabinle, irade hilafına müvekkiline imzalatıldığını, dava dışı …’ın sahibi …, kardeşi … ve … ve son dönemde bunlara eklenen … ve … adlı davalının birlikte hareket ederek, cürüm işlemek üzere teşekkül oluşturarak piyasada birçok insanı mağdur ettiklerini ve halen haklarında süren onlarca savcılık soruşturması, ceza davası ve hukuk davalarının bulunduğunu belirterek; Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının tedbiren teminatsız olarak veya düşük bir teminat miktarı ile durdurulmasını, … Tic.Ltd. Şti.’nin söz konusu gayrimenkulleri derhal elinden çıkaracak olup, müvekkilleri için tarifi imkansız zararlar oluşacağından, söz konusu gayrimenkullerinin Takbis sistemi üzerinden tespiti ile üzerlerine satışını engelleyecek şekilde tedbir konulmasını, bu sebeple müvekkillerinin borçlu olmadıklarının tespiti ile kötüniyetli sözde alacaklı davalının %20’den az olmayacak şekilde tazminata mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibin durdurulmasına dair ara karardan dönülmesini, davalıların diğer borçlu veya borçlular ile aralarında olduğunu iddia etmiş olduğu ilişkinin, müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin çekte isimleri olanlara herkese karşı icra takibi yapmış olduğunu, çekin bedelinin ödenmesini istediklerini, çekin beyaz ciro ile devir edilebildiğini, mevcut görünen devir ve cirolardan, çekin direk davalılardan müvekkiline geçmediğini, davalıların müvekkiline yönelik beyanlarının maddi dayanaktan yoksun olduğunu, ancak çeklerin borçtan mücerretlik ilkesi karşısında hukuki dayanaktan yoksun bu iddialara karşı ayrıca cevap verilmesinin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: “…. her ne kadar davacı vekili Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyasın da takibe dayanak 05/03/2015 keşide tarihli … seri nolu 175.000TL bedelli çekin hile ve yanıltma ile davacının rızası hilafına müvekkiline imzalatıldığını iddia etmiş ise de, davacının iddiasını ispat ile yükümlü olduğu, dava konusu çekin … Tic. Ltd. Şti. Tarafından keşide edildiği, davalı …’un çekte lehdar olduğu, çekte sırası ile …, …, … ve …’ün ciranta olduğu ve çekin ibrazında karşılıksızdır kaşesinin vurulduğu, davacının müşteki olarak yer aldığı savcılık soruşturma dosyasında Kovuşturmaya Yer Olmadığı Dair Karar verildiği, davacının iddiasını ve davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğini ispatlayamadığı anlaşılmakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf isteminde özetle; – hile ve tehdite ilişkin iddia yönünden 08.02.2016 tarihinde tanık listesi sunulduğunu ancak tanıklar dinlenmeden karar verildiğini,- bilirkişi raporunun eksik olduğunu, raporda yazı ve rakama ilişkin inceleme yapılmadığını, Senetteki tahrifatın ortaya çıkarılması için dosyanın ATK’ya gönderilerek mürekkep yaş tespiti için rapor alınması gerektiğini, müvekkilinin mağdur olduğunu Dosyada imza incelemesine ilişkin raporun da hükme elverişli olmadığını, bilirkişinin hangi metodu kullandığının açıklanmadığını, raporun denetime elverişli olmadığını, Soruşturma dosyasında KYOK verilmiş ise de; savcılığın yazı ve tahrifat incelemesi yapmadığını, delil yetersizliği nedeni ile KYOK verildiğini ve bu kararın hukuk hakimi için bağlayıcılığı olmadığını belirterek eksik incelemeye dayalı kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME Dava konusu çek örneği incelendiğinde; … bank Beylikdüzü şubesine ait 175.000TL bedelli 05.03.2015 tarihli çekte keşidecinin …Şti, lehtarın ve 1.ciranta olarak …’un yer aldığı, sırasıyla …..şti, … ve …’ün ciroları olduğu görülmüştür. Grafolog bilirkişi raporunda neticeten; çekteki arka yüzde …’a atfen birinci ciranta imzası ile ikinci ciranta olarak gözüken …Şti kaşesi üzerinde yer alan imzaların davacı … eli ürünü olduğu yönünde görüş belirtildiği, raporda mukayeseye esas alınan evrakların önceki tarihli olup asıl evraklar olduğu görülmüştür. Mahkemece, ticari defter incelemesi yapılmıştır. Bakırköy CBS 2015/13889 sor sayılı 2016/13411 Karar sayılı kararında; müşteki … ve …şti nin şüpheliler …, …, …, …’a yönelik tehdit, resmi belgede sahtecilik, nitelikli yaağma, suç örgütü oluşturma atılı suçları yönünden KYOK verildiği anlaşılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan borçsuzluğun tespiti istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; davacı, dava dilekçesinde davaya konu senedin hile ve tehdit ile imzalatıldığını iddia etmiş, 20.11.2018 tarihli dilekçesinde ise çekteki şirket kaşesi üstündeki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürmüştür. Hile ve tehdit iddiasının her türlü delille ispatı mümkündür. Davacı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmış ve tanık listesi sunmuştur. Bu durumda mahkemece davacı tanıkları dinlenilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmemiş davacının bu yöndeki istinaf isteminin kabulü gerekmiştir. Bununla birlikte iddia konusu HMK. 226/1-c maddesi gereğince yemine konu olamayacak vakıalardan olmakla ispat hususunda yemin deliline başvurulamayacakken ilk derece mahkemesince yemin delilinin hatırlatılarak yemin eda ettirilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi davacı senette tahrifat iddiasında bulunmuş ise de; tahrifatın hangi hususta olduğuna ilişkin beyanının açıklatılmaması ve mahkemece de gerekçede bu hususta herhangi bir değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenle davacının istinaf isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, kaldırma sebebine göre bu aşamada sair hususların incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2-Bakırköy 7.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/353Esas, 2020/400 Karar sayılı, 26.06.2020 Tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 55,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 204,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.