Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1856 E. 2022/1638 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1856 Esas
KARAR NO: 2022/1638
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/06/2020
NUMARASI: 2019/258 2020/328
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilleri aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’ nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi yapıldığını, 24.05.2016 tanzim ve 30.05.2016 vade tarihli 10.000,00 TL miktarındaki bono üzerinde bulunan imza ve yazıların müvekkillerine ait olmadığını belirterek davacının borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde; Senetteki imzanın davacı …’a ait olduğunu, senet borçlusunun senetteki edimlerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “… bilirkişi raporu ile dava konusu bono üzerindeki borçlu imzasının davacının eli ürünü olmadığı, bu kapsamda dava konusu bonodan dolayı davacının borçlu olarak sorumlu tutulamayacağı kanaatine varılarak davanın kabulüne davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; -Davacı taraf takip konusu senedin davacının ismi, T.C. kimlik numarası ve adresi sonradan eklenerek senette tahrifat yaratıldığını, senetteki imzanın davacıya ait olmadığını, sahte imza ile davacı tarafından borçlandırılmak istendiğini iddia ettiğini, Bilirkişi raporunun içeriğinden, imza incelemesinin sadece davacı tarafından bildirilen belgeler üzerinden yapıldığının görüldüğünü, raporun ilk sayfasında, karşılaştırmaya esas belgeler başlığında 8 adet belgeden bahsedildiğini, bu belgelerin 6,7, ve 8 numaralı olanları taraflarınca sunulmuş olduğunu, bu belgelere davacı tarafından herhangi bir itirazda bulunulmadığını, raporun 2. sayfasında, mukayese imzaların irdelenmesi kısmında ise, 4 adet imzanın irdelendiğinin görüldüğünü, bu bölümde hangi belgelerdeki imzaların irdelendiğinin belirtilmemiş olmasının yanında, taraflarınca dosyaya sunulan belgelerde bulunan davacıya ait imzaların irdelenmediğinin anlaşıldığını, bilirkişi raporunun eksik inceleme nedeniyle denetime elverişli olmamasına rağmen hükme esas alınmayacağını, bilirkişiden tekrar rapor alınarak, davacının imza örneklerinin bulunduğu iş bu dosyaya sundukları belgelerinde de imza karşılaştırılmasında değerlendirilmesi gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME 03/03/2020 tarihli bilirkişi raporunda; “… borçlusu … olan 24.05.2016 tanzim ve 30.05.2016 vade tarihli 10.000.-TL miktarlı senetteki Borçlu imzası ile …’ a ait mukayese yazılar arasında; işleklik derecesi, alışkanlıklar, tersim biçimi, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından da uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından inceleme konusu imzanın mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ ın eli ürünü olmadığı” yolunda görüş bildirmiştir. Raporda 2017 tarihli kimlik başvuru belgesi, 2019 ve 2017 tarihli vekaletname fotokopisi, 2015 tarihli kira sözleşmesi örneği, 2016 tarihli tutanak başlıklı belgenin karşılaştırmaya esas belgelerde yazılı olduğu görülmüştür. Davaya konu senet örneği dosyada mevcut olmayıp rapordaki görsele göre incelendiğinde; keşidecisi …, lehtarı … olan 10.000TL bedelli 24.05.2016 tanzim, 30.05.2016 ödeme tarihi bono olduğu görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı senetteki keşideci imzasını kendi eli ürünü olmadığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından bilirkişi raporuna dayalı olarak karar verilmiş ise de; raporda yer alan mukayeseye esas belgelerin senetten sonraki tarihli ve fotokopi olduğunun yazılı olduğu, davalı tarafça sunulan kira sözleşmesi, taahhütname ve tutanağın aslının bilirkişiye tevdiine karar verildiği, kira sözleşmesine dosyada rastlanmadığından denetiminin yapılamadığı, taahhütnamenin tarihsiz olması nedeni ile incelemeye esas alınmayacağı, tutanağın ise senet ile aynı tarihli olup adi yazılı belge hükmünde olduğu, davacı tarafın adi yazılı belgeler yönünden beyanının alınmadığı bu aşamada fotokopi olan ve senet tanzim tarihinden sonraki belgelere göre hazırlanan bilirkişi raporunun hükme esas alınamayacağı dikkate alındığında davalı vekilinin istinafının bu yönü ile kabulüne, HMK 353/1-a-6 md gereğince ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davacının evraklara karşı beyanı alınarak eksik evrak asıllarının da celbi ile denetime elverişli rapor alınması ve senedin arkalı önlü okunaklı bir örneğinin de dosyaya eklenmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kısmen kabulüne, 2- İlk derece mahkemesinin kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, 170,77 TL ve 54,40TL istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davalı tarafça yapılan yargılama gideri olan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,00 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 191,60 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.