Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1848 E. 2020/1924 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1848 Esas
KARAR NO : 2020/1924
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/06/2020 tarihli ara karar
NUMARASI : 2019/84 Esas
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Asıl dava davacısı … A.Ş. vekili 16/06/2020 tarihli, birleşen dava davacısı vekili 23/06/2020 ve 29/06/2020 tarihli dilekçeleri ile mahkemece daha önce verilen ihtiyati tedbir kararlarının İstanbul BAM 16.Hukuk dairesince yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğine dair yeterli delil bulunmadığı gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiğini, toplanan deliller ile çeklerin … şirketi tarafından çeklerin iktisabının 6361 sayılı kanuna uygun iktisap edilmediği ve bu anlamda çeklerin gerçek bir hizmet ve mal alışverişine dayanmadığının celp edilen vergi dairesi kayıtları ve dosyadaki diğer deliller ile yaklaşık olarak ispat edildiğinden İİK 72/3 maddesi gereğince yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI:Mahkemenin 30.06.2020 Tarihli tedbir değerlendirme kararında; “…. asıl ve birleşen davalar yönünden İİK 72/2 ve 72/3 maddeleri gözetilmek suretiyle dava tarihinde mevcut icra takibi olup olmamasına göre asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı verilen ihtiyati tedbir kararları İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesinin 03/06/2020 ve 24/06/2020 tarihli asıl ve tavzih kararı ile “eldeki asıl ve birleşen davalar yönünden mutlak olmamakla birlikte muhtemel bir yaklaşık ispat vasıtasının sunulmadığı, yaklaşık ispat vasıtası olarak kabul edilecek bu aşamada bir delil bulunmadığı” gerekçesi ile kaldırılmıştır. İstanbul BAM 16.Hukuk Dairesinin yukarıda belirtilen bu kaldırma kararı gelinen aşama itibariyle mahkememizi bağlayıcı niteliktedir. Diğer yandan davada bilirkişi inceleme işleminin 02/07/2020 tarihinde yapılmasına karar verilmiş olup henüz alınmış bir bilirkişi raporu bulunmadığından ihtiyati tedbir talebi hakkında yeniden bir değerlendirme yapma imkanı da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca bu aşamada İİK 72/3 maddesi gereğince istenen ihtiyati tedbir talebi yerinde görülmemiş olduğundan asıl ve birleşen davalar yönünden yerinde görülmeyen tedbir talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davalı- birleşen davalarda davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemenin kararında, İİK 72/3 maddesi gereğince mevcut teminatlar da dikkate alınarak veya belirlenecek münasip bir teminat karşılığında, ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın dava sonuna kadar alacaklıya verilmemesi talebin reddi ile ilgili gerekçe olmadığını, müvekkilinin teminat vermeye hazır olduğunu, paranın dava sonuçlanmadan davalı …Ş’ye ödenmesi halinde, dava sonucuna göre müvekkilim bu paranın davalıdan istirdadı ihtimali, paranın geri alınması durumunun olmayacağını, takip alacaklısının hiçbir malvarlığı olmadığını, müvekkilinin mağdur olacağını, dosya borcunun tamamını icra veznesine depo etmek suretiyle takip alacaklısının alacağı teminat altına alınmış olacağını, böylelikle her iki tarafın mağduriyeti engellenmiş olacağını,Davaya konu bonoların 02/08/2018 tarihinde … A.Ş tarafından müvekkilinin atanmış genel müdür olarak görev yaptığı Denizistanbul projesinde yapılan ve TOMA araçları eşliğinde iki gün boyunca devam eden haciz işlemi sırasında ve neticesinde, haciz baskısı ve haciz tehdidi ile müvekkilinden alınan bonolar olduğunu haciz tutanakları ve temlik sözleşme ile eki senetlerin dosyaya sunulduğunu, İhtiyati tedbir kararı verilmesinden sonra toplanan yeni deliller (Gaziosmanpaşa Vergi Dairesinden celp edilen … A.Ş’nin 2017 yılı BABS formları, Küçükçekmece vergi Dairesinden celp edilen … A.Ş A.Ş’nin 2017 yılı BABS formları, davalılar tarafından sunulan faktör işlemi ile ilgili belgeler vs…) faktör işleminin 6361 Sayılı Kanun hükümlerine aykırı olarak yapıldığını, icra takibi konusu çeklerin gerçek bir borç ilişkisi sebebi ile verilmediklerini ve bedelsiz olduklarını açıkça ortaya koymakta olduğunu, Bu hususların mahkeme tarafından değerlendirilmediğini, ortaya çıkacak deliller ışığında tekrar tedbir kararı verilmesi mümkün olduğunu, 30/06/2020 tarihli “İhtiyati Tedbir Talebi Hakkında Ara Karar”nın kaldırılmasını, İİK 72/3 maddesi gereğince tebdir kararı verilmesini talep etmiştir. Asıl dava davacısı … A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde özetle; İstanbul Organize Vergi Kaçakçılığı İle Mücadele Grup Başkanlığı tarafından 30.06.2020 tarihinde E-911 numarası ile müvekkiline dosyaya sunmuş olduğu tebligatın yapıldığını, Bu tebligattan da görüleceği üzere, İstanbul Organize Vergi Kaçakçılığı İle Mücadele Grup Başkanlığı’nın önemli bulgular tespit ederek davalı …San ve Tic A.Ş hakkında VUK 134. Maddesi gereğince inceleme başlattığını, İncelemenin dava konusu faturaların düzenlendiği dönem olan 2017 yılını da kapsadığını, söz konusu bilgi isteme yazısı ile vergi müfettişlerinin 2016,2017, 2018 ve 2019 yıllarında … A.Ş tarafından … A.Ş’ye düzenlenen faturalara ait bilgilerin, kayıtları ve ödeme makbuzlarının incelenmek üzeri gönderilmesini istediğini, Bu incelemenin; dava konusu faktoring işlemleriyle ilgili olarak dosyaya davalılar tarafından sunulan … A.Ş’nin “Cam” içerikli faturaların, bu şirket tarafından kayıtlara alınmadığı, müvekkiline tebliğ edilmediğini, herhangi bir mal alım satımı ve tesliminin de olmadığını, Vergi Dairelerinden celp edilen BaBs formlarında bu faturaların görünmediğini, fiktif faturalar olduğuna yönelik iddianın teyit edildiğini, 08/02/2019 ve 08/03/2019 tarihli tedbir kararları verilirken, söz konusu faktoring işlemlerine ait evrakın ve 28/03/2019 tarihinde celp edilmiş BA/BS formlarının dosyada bulunmayan belgeler olduğunu, 11/04/2019 tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararı sırasında, söz konusu belgeler dosyaya intikal etmiş, ancak delil olarak bunlara dayanılmadığını, ihtiyati tedbir kararında da bu deliller dikkate alınamadığını, BAM kararındaki gerekçenin tedbir talebinde bulunulduğu sırada yaklaşık ispat seviyesinde ispat vasıtası bulunmadığını, bu sebeple kararın kaldırılması gerektiği vurgulandığını, bu nedenle yeni delillere dayanıldığını, Menfi tespit davamızın temelindeki iddia, takibe konu çeklerin verildiği alacağın hiç doğmadığı; bu sebeple çeklerin bedelsiz olduğu ve faktöring işleminin kanuni koşulları taşımaması sebebiyle geçersiz olduğu, bu nedenle de borcumuzun bulunmadığı iddiası olduğunu, faktöring işlemine temel ilişkiye ait faturalar ile Mahkemece celp olunan BA/BS formları karşılaştırıldığında, davalı … şirketinin işleme konu faturalarının kayıtlarda yer almadığı açıkça anlaşılmakta olduğunu, faktoring şirketi tarafından, faktoring işlemine konu alacağı doğuran malların satıldığı ve teslim edildiği ya da hizmetin verildiği hususunda gerekli araştırmanın yapıldığı, fatura ve özellikle irsaliyelerin düzenlendiği hususları kesinlikle ispatlanamamış; alacağın doğduğu iddiaları temelsiz kaldığını, yeni delillerin ise, yaklaşık ispatı aşan bir derecede ispat kuvvetini haiz olduğunu, Prof. Dr. … mütalaasında; somut olayda da burada öngörülen zararın ve telafisi güç durumun ortaya çıktığı, tedbir için hukukî ve maddî verilerin mevcut olduğu ve yaklaşık ispat seviyesinde ikna ediciliğin bulunduğu, Mahkeme kararlarında yer verilmeyen belge ve bilgilere dayanılarak yeniden tedbir istenmesinin (kaldırılan tedbir kararları bakımından) mümkün olduğu, BAM kararında da bu hususa ayrıca dikkat çekildiğinin belirtildiğini, Prof. Dr. …n ise mütalaasında; HMK’da düzenlenen ihtiyati tedbir ile İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen ihtiyati tedbir düzenlemeleri arasında fark bulunduğu, İİK’nın 72. maddesine göre açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir talebini inceleyen mahkemenin takipten önce açılan menfi tespit davasına sınırlı bir takdir hakkına sahip olduğu, takipten sonra açılan menfi tespit davasında talebin haksız olduğu davanın başında açıkça anlaşıldığı haller hariç olmak üzere takdir yetkisine sahip bulunmadığını, 6361 sayılı Kanunun 9. maddesinin ikinci fıkrasına göre davacı keşidecinin lehdar … A.Ş.’ne karşı ileri sürebileceği şahsi defileri diğer davalı hamil … A.Ş.’ne de ileri sürebileceği, taraflar arasındaki sözleşme ve protokoldeki düzenlemelere göre davalı …A.Ş.’nin davacıya mal ve hizmet verdiğini usulüne uygun delillerle kanıtlayamadığı, davacının dava konusu senetlerden dolayı borçlu olmadığını tam olarak ispat ettiği, menfi tespit talebinin bu nedenle haklı olduğu şeklinde görüş belirtildiğini, açıklanan nedenlerle mahkemenin 30.06.2020 tarihinde verilen tedbir talebinin reddi kararının kaldırılmasını ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava ve birleşen davalar menfi tespit ve istirdat istemlerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen somut uyuşmazlık ise; ihtiyati tedbir taleplerinin reddine ilişkin ilk derece mahkemesi 30/06/2020 tarihli kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Somut uyuşmazlıkta; ilk derece mahkemesindeki yargılamada asıl ve birleşen davalar yönünden verilen ihtiyati tedbir kararları yönünden Dairemizce yapılan istinaf incelemesinde 2020/971 Esas, 2020/884 Karar, 03/06/2020 tarihli karar ile; ” İstinaf edenler… A.Ş. Ve … San.ve Tic A.Ş.’nin istinaf başvurularının ayrı ayrı kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbire itirazın reddine ilişkin ara kararının HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesine yapılan itiraz hakkında İtiraz edenlerin itirazlarının kabulü ile İlk derece mahkemesinin 18/02/2019 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına” karar verilmiştir.Dairemizin 24.06.2020 Tarihli kararında ise; “… A.Ş. Vekilinin maddi hatanın düzeltilmesi talebinin kabulüne, Mahkememizin 03.06.2020 tarihli ve 2020/ 971 Esas ve 2020/884 Karar Sayılı Karanının hüküm fıkrasının 2. Maddesinde yazım hatası bulunmakla mevcut fıkranın hükümden çıkarılarak yerine “İlk derece mahkemesine yapılan itiraz hakkında ; itiraz edenlerin itirazlarının kabulü ile ilk derece mahkemesince ana ve birleşen davalarda verilen ihtiyati tedbir kararlarının kaldırılmasına” ibaresinin yazılmasına karar verilmiştir. İlk derece mahkemesince hükmolunan ihtiyati tedbir kararları istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmış olup istinaf mahkemesi kararı HMK 362/1-f maddesi gereğine kesin niteliktedir. Ancak; durum ve koşullar değiştiği takdirde yargılamanın her aşamasında ihtiyati tedbir talebinde bulunulabilir.İhtiyati tedbir talep eden davacılar yeni delil olarak; BA BS formları, İstanbul Organize Vergi Kaçakçılığı İle Mücadele Grup Başkanlığı’nın yazısı, faktoring işlemlerine ilişkin belgeler, iki ayrı hukuki mütalaa ile taraflarca sunulan diğer belgelere dayanmakta ise de; iş bu delillerin bir kısmının tedbirin kaldırılmasına ilişkin karardan önce dosyada mevcut olduğu, sonradan dosyaya eklenen İstanbul Organize Vergi Kaçakçılığı İle Mücadele Grup Başkanlığı’nın yazısının davalı …San ve Tic A.Ş hakkındaki vergi incelemesi yönünden davacıdan belge talep edilmesine ilişkin olduğu, BA BS formlarının diğer deliller ve defterlerle birlikte değerlendirilmesinin zaruri olduğu, ilk derece mahkemesinin kararında yerinde olarak belirtildiği üzere henüz bilirkişi raporu da alınmamış olmakla bu aşamada yaklaşık ispat koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceğinden ilk derece mahkemesinin asıl ve birleşen dosyadaki davacıların ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin kararında usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmamaktadır.Açıklanan nedenlerle asıl dosya davacısı ve birleşen dosyalardaki davacının istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, asıl dosya davacısı ve birleşen dosyalardaki davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE, 2- Harç peşin alındığından yeniden harç olmadığına,3-İstinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/11/2020 tarihinde oy birliğiyle HMK 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak karar verildi.