Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1836 E. 2022/1743 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1836 Esas
KARAR NO: 2022/1743
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/06/2020
NUMARASI: 2020/113 2020/388
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 20/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında bir takım menkul malların saklanmasına dair bir saklama sözleşmesi imzalandığını ve davalının bir borçlusu ile ilgili olarak başlattığı icra kapsamında haczettirdiği menkulleri muhafaza edilmek üzere müvekkiline teslim ettiğini, muhafazaya ilişkin olarak da bu sözleşmenin imzalandığını, sözleşmeye göre malların saklanması için günlük 4,30 TL ödenmesi konusunda mutabık kaldıklarını, malların emanet edildiği 29/08/2013 gününden 11/12/2019 gününe kadar geçen 2294 gün için ödenmesi gereken toplam 9.864,20 TL olup, bu tutarın takibe konu edildiğini, davalının sözleşme sorumluluklarını yerine getirmediğini, müvekkilinin davalıdan alacağı nedeniyle davalı aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalı şirketin %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; takibe konu sözleşmenin stajyer avukat … tarafından imzalandığını, stajyer avukatın sözleşme yapmasının mümkün olmadığını, bu hususta Türkiye Barolar Birliği’nin kararları bulunduğunu ve cevap dilekçesi ekinde sunulduğunu, sözleşmenin askıda hükümsüz olduğunu, ayrıca Medeni Kanunun 2.maddesi gereğince hakkın kötüye kullanımının söz konusu olduğunu, davacının yeddiemin deposunun Adalet Bakanlığı’nın koymuş olduğu tarifeyi hiçe sayarak tamamen keyfi olarak haczedilen malların kabulünü yapmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; “…Davalı tarafça, sözleşmenin stajyer avukat tarafından yapıldığından bahisle sözleşmenin geçersiz olduğu iddia edilmiş ise de, Küçükçekmece … İcra Dairesi’nin … sayılı talimat dosyası celbedilmiş olup, dosyanın incelenmesinde Av. … tarafından Stajyer Avukat … ‘e yetki belgesi verildiği, aynı zamanda 29/08/2013 tarihli haciz tutanağında da, alacaklı vekili olarak Stajyer Avukat … ‘in isim ve imzasının yer aldığı görülmüştür. Avukat stajyeri, asıl avukatın yazılı onayı ile icra dairesinde işlem yapma yetkisine haiz olup, haciz ve devamındaki muhafaza işlemi de bu kapsamdadır.(İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2017/2583 esas, 2019/2236 karar) Yeddiemin teslim tutanağı tanzimi haciz ve muhafaza işleminin devamı niteliğindedir. Muhafaza altına alınan malın yediemine teslimi icra işleminin tamamlayıcı ve zorunlu unsuru olup işlemin doğası gereğidir. Aksi durum icra prosedürüne ve yaşamın doğal akışına aykırıdır. Davalının sözleşme serbestisi içinde yedieminle akdedilmiş olan sözleşme ile bağlı ve yedieminlik ücretinden sorumlu olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, 29/08/2013 tarihli haciz tutanağında muhafaza altına alınan malların değeri 80 adet araç antifirizi 3.600,00 TL, hurda paslı klima dolum cihazı 700,00 TL olmak üzere toplam 4.300,00 TL olarak belirtilmiş olup, malların 29/08/2013 tarihinden beri 2294 gün gibi çok uzun bir süre muhafaza altında kaldığı ve saklama ücretinin haczedilen malların 2 katından fazla olduğu, bu süre içerisinde davacı tarafından malların teslimiyle ilgili herhangi bir ihtar yapılmadığı hususları dikkate alındığında, Türk Borçlar Kanunu’nun 51. maddesi gereğince hesap edilen miktara %30 hakkaniyet indirimi uygulanmıştır. Alacak belirlenebilir yani likit olduğundan davacı lehine %20 icra inkar tazminatına…”karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Sözleşme imzalamanın borçlandırıcı işlem olduğunu, yetkisiz temsil durumu olduğunu, sözleşmenin stajyer avukat tarafından imzalandığını, bu işleme izin veya icazet verilmediğini, bu nedenle sözleşmenin kendilerini bağlamadığını, yazılı muvafakatnamenin bu yetkiyi kapsamadığını, Türkiye Barolar Birliği’nin çok sayıda kararı olduğunu, cevap dilekçesinde sunmuş oldukları hiç bir delillerinin toplanmadan karar verildiğini, hukuki mütalaa talebinin dikkate alınmadığını, Küçükçekmece 2 İcra Müdürlüğünün… Talimat sayılı dosyası celp edilmeden doğrudan davacı tarafından sunulan evraklar ile karar verildiğini, ilgili dosyada yatırılan yedieminlik ücreti olduğunu, ücretin Adalet Bakanlığı yedieminlik Yönetmeliğine göre yatırıldığını, İcra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olmadığını, dava konusu alacağın likit alacak olmadığını, özel yemin depolarının hakkaniyete uygun biçimde Adalet Bakanlığınca belirtilmiş ücret tarifesine uyması gerektiğini, hacizli eşyaların değeri, yediemin deposunda kaldığı sürenin uzunluğuna göre çıkan fazla yedieminli ücretinde BK 43 md gereğince hakkaniyete uygun bir fiyat belirlenmesi gerektiğini, belirterek kararın kaldırılmasını davanın reddini talep etmiştir. Davacı vekili katılma yoluyla sunduğu istinaf dilekçesinde;Dava konusu alacağa hakkaniyet indirimi yapılmasının yasal dayanağının olmadığını, dava konusu alacağın sözleşmesel bir alacak olup tazminat olmadığını, Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde bahsedilen indirim ise haksız fiillerden doğan borç ilişkileri için düzenlenmiş tazminatlarla ilgili olduğunu, sözleşmeden doğan bir borç ilişkisine uygulanmasının mümkün olmadığını, davalının bir BANKA / A.Ş. olup, akdettiği sözleşmenin bedelinde indirim yapılmasının basiretli tacir ilkesi gereğince de doğru olmadığını, hakkaniyet indirimi yapılacak olması halinde de her bir olayın kendi özel koşullarına göre değerlendirilmesi gerektiğini, Mahkeme’nin indirim gerekçelerine müvekkilinin hiçbir etkisi olamayacağını, malların uzun süre depoda kalması ve dolayısıyla saklama ücretinin malların bedelini aşmasının müsebbibi müvekkilinin değil, malları muhafaza altına aldıran ve geri alınması için gerekli işlemleri yapmayan davalı olduğunu, sözleşmeye göre belirlenen günlük saklama ücreti malların bedelinin binde biri olarak (4,30 TL) belirlendiğini, esasen bir sözleşme olmasa ve tarife uygulanacak olsa da günlük ücretin bu olacağını ancak bu olayda da olduğu gibi malların yıllarca geri alınmaması halinde elbetteki saklama ücreti mal bedelini geçebildiğini, olayda günlük saklama ücretinin yalnızca 4,30 TL’ olduğunu, hiçbir şekilde fahiş olmadığını, Yedieminin maddi sorumluluğuna ilaveten cezai sorumluluğunun da olduğunu, hakkaniyet indirimi yapılacaksa da bu indirim yalnızca mal değeri esas alınarak yapılmaması gerektiğini, yüzde 30 indirimin çok fazla olduğunu, malların halen geri alınmadığını hakkaniyet indirimi yapılması hukuka aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını davanın kabulünü talep etmiştir.
İNCELEME Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı aleyhinde dayanak 9.864,20 TL asıl alacağın faizi ile tahsili için takip başlatıldığı, takip sebebi olarakKüçükçekmece …İcra Md nün … Tal sayılı dosyasındaki saklama sözleşmesine göre günlük 4,30TL ücretin 29.08.2013-11.12.2019 Tarihleri arasındaki ücretinin tahsili talebine dayanıldığı anlaşılmıştır. Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasında 29/08/2013 tarihinde yapılan hacizler nedeniyle haczolunan malların … Adli Yediemin olarak davacıya teslim edildiği ve bu hususta düzenlenen yediemin teslim zaptı – ücret sözleşmesi başlıklı belgede günlük 4,30 TL yedieminlik ve depo ücreti belirlendiği anlaşılmış ve sözleşmenin davacı işe davalıyı temsilen stajyer avukat tarafından imzalandığı, stajyer avukatın yetki belgesinin dosyada olduğu, muhafaza işlemi sırasında alacaklı vekilinden 3aylık yedieminlik ücreti olarak 400TL alındığının, tutanakta yazılı olduğu, ayrıca 400TL tahsilat makbuzunun da dosya içinde olduğu, mahcuz malların değerinin 3600TL, 700Tl olarak belirlendiği görülmüştür.
İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, TBK 561 vd maddelerine dayalı olarak yediemin ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vâki itirazın iptali istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili ve katılma yolu ile davacı vekili yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Sözleşme yapma özgürlüğü TC Anayasası’nın 48. maddesi ile güvence altına alınmış olup, bu özgürlük ancak kanunla sınırlanabilmektedir. Dolayısıyla taraflar bu ilke uyarınca resmi tarife dışında ücret kararlaştırabilirler. Somut olayda; davacının alacaklısı olduğu icra takibi nedeniyle Küçükcekmece … İcra Dairesi’nin … talimat sayılı dosyasında 29.08.2013’te haczedilen malların alacaklı vekili stajyer Avukat … ‘in talebine istinaden haciz ve muhafaza altına alma işlemi yapıldığı, aynı tarihte mahcuzların …ne bırakıldığı, davacı ile davalı stj vekili arasında imzalanan tutanakta yediemin ücreti olarak günlük 4,30-TL olarak belirlendiği, icra dosyasında stajyer avukatın yetki belgesinin olduğu, haciz tutanağında “alacaklı vekilinden 3 aylık yedieminlik ücreti 400TL dosyaya alındı” şeklinde açıklamanın yazılı olduğu görülmüştür. Avukat stajyeri; asıl avukatın yazılı onayı ile icra dairesinde işlem yapma yetkisine haiz olup haciz ve devamındaki muhafaza işlemi de bu kapsamdadır. TBK 43 maddesinin uygulanmasının yerinde olup olmadığının her somut olayın koşullarına göre hacizli malların değeri, yedieminlik ücretinin Bakanlık tarifesine göre belirlenen ücretinden çok yüksek oluşu, hakkaniyet kuralları, emtianın haczedildiği tarih, süre vs. gibi nedenler dikkate alınarak yapılacaktır. ( Yargıtay 13. HD nin 21/01/2014 tarih 2013/19629 E. ve 2014/1362 K. Nolu kararı; 08/03/2017 tarihli 2015/38418 E., 2017/2929 K. sayılı kararları). Haciz tutanağında 80 adet antifriz ve klimanın haczdedildiğinin yer aldığı mahcuzların toplam değeri 4.300 TL olarak gösterildiği, davacının takip tarihi itibarı ile 29/08/2013 tarihinden 11/12/2019 Tarihine kadar 2294 günlük yedieminlik ücreti olarak 9864,20TL talep ettiği, mahkemece %30 hakkaniyet indirimi yapılarak 6904,94TL’ye hükmedildiği görülmüştür. Dairemizce yapılan değerlendirmede mahcuz malların değeri ve 2294 günlük sürenin uzunluğu dikkate alındığında hakkaniyet indirim oranının daha yüksek belirlenmesi gerektiği kanaatine varılmış ve takdiren %60 oranında indirim yapılmasına, belirlenen tutardan davalı tarafça peşin ödenen 400TL ücretin mahsubuna karar vermek gerekmiştir. Buna göre davacının; 9864,20TL’nin %40’ı olan 3.945,60TL yedieminlik ücretinden 400TL’lik peşin ödemenin mahsubu ile bakiye 3545,60TL talep edebileceği hesaplanmıştır. Davalı vekili icra inkar tazminatına hükmedilmesinin yerinde olmadığını ileri sürmüş ise de; alacak likit olmakla icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin esastan reddine, davalı vekilinin yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nun 353(1)b-2 maddesi uyarınca hükmün kaldırılmasına kazanılmış haklar korunarak Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf isteminin HMK 353/1-b-1 maddesi gereğicne ESASTAN REDDİNE, – Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/113 Esas, 2020/388 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, 2- DAVANIN KISMEN KABULÜNE,- Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında davalının İTİRAZININ KISMEN İPTALİNE, Takibin 3545,60TL asıl alacak ile Asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun’un 2/2. Maddesi gereğince değişen oranlarda avans faiz üzerinden devamına, Fazlaya ilişkin talebin reddine, Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Alınması gerekli 212,19 TL harçtan davacı tarafça yatırılan 119,14 TL harcın mahsubuyla bakiye 123,05 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, Davacı tarafından yapılan 54,40 TL başvurma harcı, 119,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 173,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davacı tarafça posta/tebligat gideri olarak yapılan 44,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, AAÜT gereğince hesap edilen 3.400,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Arabuluculuk ücreti olan 1.320,00 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderleri ve harca ilişkin;
A-İstinaf talebi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine, -İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 148,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 45,00 TL tebligat, müzekkere ve posta gideri olmak üzere toplam 193,60TL’nin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, B- Davacıdan alınması gereken 80,70Tl harçtan peşin alınan 54,40Tl harcın mahsubu ile bakiye 26,30TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına, Davacı tarafça yapılan istinaf masrafının davacı üzerinde bırakılmasına, C-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.