Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1833 E. 2022/1774 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1833 Esas
KARAR NO: 2022/1774 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/07/2019
NUMARASI: 2018/18 E. – 2019/201 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin Türkiye’de önde gelen sanayi kuruluşlarından biri olduğunu ve 1946 yılından bu yana bünyesinde bir çok markayı barındırdığını, söz konusu markalar içerisinde … markasının özel bir öneme sahip olduğunu, “…” markasının müvekkiline ait birçok markanın münhasır unsuru veya esas unsuru olarak kullanıldığı gibi, seri markalarının da vazgeçilmez ortak unsuru olduğunu, markanın TPMK nezdinde de … kod numarası ile tanınmış marka olarak tescil edildiğini, davalının ise müvekkiline ait tanınmış ve tescilli markaları izinsiz olarak işletmesi ile ilgili ilanlarda, ticaret unvanında, işletme adında, internet alan adında ve marka olarak kullanmak suretiyle müvekkilinin marka hakkına tecavüzde bulunduğunu, davalının bu eyleminin aynı zamanda haksız rekabet oluşturduğunu, bu sebeplerle meydana gelen tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine ve durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde;davalının internet sitesinde davacının tanınmış markasını değil, kendi soyadını kullandığını, davalının internet sitesinde reklam ürünleri, matbaa ürünleri hizmetleri verdiğini, davacının tanınmış markasının kapsadığı mal ve hizmetlerle ilgisi bulunmadığını, davacının tanınmış markasından haksız bir yarar sağlaması ve markanın itibarının zarar görmesi durumunun söz konusu olmadığını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/07/2019 tarihli 2018/18 E. – 2019/201 K. sayılı kararıyla; “…toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuyla, davacıya ait “…” markasının Türkiye’de tanınmış marka olduğu, davalı tarafça internet alan adında ve içeriğinde “…” ibaresinin aynen kullanıldığı, her ne kadar davacının “…” markası daha çok gıda maddeleri sektöründe kullanılmakta, davalının internet sitesindeki faaliyetinin reklamcılık ve matbaa hizmetlerine ilişkin ve davalının soyadı “…” ise de, davalının kendi adını yazmaksızın alan adında “…” ibaresini ve site içeriğinde “… ” ibaresini markasal olarak kullanmakla, davacının tanınmış markası ile ilişkilendirilme ihtimalini yarattığı, bu şekilde davacının markasının Türkiye’deki tanınmışlığından haksız bir yarar elde ettiği, ortalama tüketicinin dava konusu internet sitesinin ve ticari faaliyetin davacı şirkete ait olduğunu düşünebileceği, bu nedenle davalının eyleminin davacının tanınmış markasından kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet niteliğinde olduğu, SMK’nun 7/5-a maddesine uygun dürüst bir kullanımdan söz edilemeyeceği anlaşılmakla, davanın kabulüne, davalının davacıya ait tanınmış “…” markasını işletme adında, internet alan adında ve internet sitesi içeriğinde kullanmak suretiyle davacının marka haklarına tecavüz ettiğinin ve haksız rekabette bulunduğunun tespitine, marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesine, durdurulmasına, eski halin iadesine ve tecavüz fiiline konu ürünlere el konularak karar kesinleştiğinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle imha edilmelerine, davalıya ait www…com alan adının iptaline, karar kesinleştiğinde masrafı davalıya ait olmak üzere hüküm özetinin Türkiye çapında yayın yapan bir gazetede ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davalının kendi soyadını kullandığını, davalının kullandığı soyadı ile markası arasında bağlantı bulunduğunu, davalının iştigal alanları ile davacının tanınmış markasının sınıfları arasında benzerlik bulunmadığını, davalının tabela işleri ile uğraştığını, davacının … markası ile gıda işleri meşgul olduğunu, aralarında bağlantı bulunmadığını, davalının davacının … markasına zarar vermesi, bundan bir yarar sağlamasının söz konusu olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacının … markasının tanınmış marka olarak kabul edildiğini, … kod numaralı tüm sınıflarda tescilli … markasının ve birçok … ibareli markalarının bulunduğunu, davalının işletmesi ile ilgili ilanlarda ticaret unvanı, işletme adı, internet alan adı ve marka olarak kullanarak müvekkilinin markasına tecavüz ettiğini, haksız rekabette bulunduğunu, davalının kullanımında “Reklam Ajansı” ibaresinin işi tanımlayıcı nitelikte bulunduğunu, müvekkilinin tanınmış markasının logoda yer aldığını üstelik müvekkilinin kullandığı şekilde, yani etli karakterle kullanıldığını, davalının kullandığı www…com alan adının da müvekkilinin markasının ünü ve imajından yararlanma amacını ortaya koyduğunu, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları, incelendiğinde; … numaralı “…” ibareli markanın 23.01.2003 tarihinde, … numaralı “…” ibareli markanın ise tanınmış marka olarak davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince alınan 28.02.2018 tarihli bilirkişi kök ve 02/03/2018 tarihli ek raporda; “… www…com alan adlı internet sitesinin … adına kayıtlı olduğu, internet sitesinin 29/03/2017 tarihinde yayına başladığı, site içeriğinde rekldavalının iştigal alanları ileam ürünleri, matbaa ürünleri hizmetlerinin verildiği, internet sitesinin adres ismi içerisinde ve içeriğinde “…” ibaresinin geçmesi sebebiyle tarafların kullanımında olan internet siteleri ararasında bağlantı ve ilişki olabileceği algısının son kullanıcılar üzerinde oluşabilme ihtimali bulunduğu, davacının “…” markasının tanınmış marka olduğu, TPMK tarafından da tanınmış marka olarak tescil edildiği, davalı tarafın davacının tanınmış markasını aynen alan adında ve internet sitesinde kullanmak suretiyle davacı tarafın haklarına tecavüzde bulunduğu” yönünde görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, meni ve refi, www…com alan adına erişimin engellenmesi, hükmün ilanı talebiyle açılan davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İstinaf incelemesi 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesinde yazılı sebepler ve kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davacı adına tescilli … markasının tanınmış marka olarak özel sicilde 23.01.2003 tarihinde, … numara ile tescil edildiği gibi, davacı adına …” başvuru numaralı … markasının 35. Sınıfta “Reklam hizmetleri” sınıfı ile alt sınıflarda tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davalı tarafça, davalının soy ismi olması nedeniyle, kullanımının meşru olduğu savunulmuştur. Mahkemece alınan bilirkişi raporundan; www…com alan adlı internet sitesinin davalı … adına kayıtlı olduğu ve site içeriğinde … ibareli logo kullanıldığının anlaşıldığı, logoda … ibaresinin öne çıkarılarak üstte büyük beyaz harflerle ve davacı markasına benzetilerek yazıldığı, kullanımın soy ismin dürüstlük kurallarına uygun şekilde kullanımı değil davacı tanınmış markasına yaklaştırılarak kullanım olduğu, davacı markasının tanınmışlığından yararlanma ve ayırt ediciliğini zedeleme ihtimali bulunduğu, internet sitesi alan adında kullanımın da ticari etki yaratacak şekilde kullanım teşkil ettiği kanaatine varılmakla, 6769 Sayılı SMK 29/1-a, 7/2-c, 7/3-d maddeleri gereğince marka hakkına tecavüz teşkil ettiği kanaatine varılarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.