Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1830 E. 2022/1771 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1830 Esas
KARAR NO: 2022/1771 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2020
NUMARASI: 2017/443 E. – 2020/90 K.
DAVANIN KONUSU: Fikir Ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi Ve Tazmini
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; 27.04.2004 tarihinde …’a bildirimi yapılan ve ilk defa 28.04.2014 tarihinde … kanalında “…” programında alenileşen, 2015 yılında single olarak dijital platformlarda yayınlanan ve Ocak 2016’da fiziki olarak da yayınlanan “…” isimli eserin nakarat kısmının … TV’de yayınlanan, yapımcısı … ve dizi müziği bestecisi … olan “…” isimli dizinin jeneriğinde ve fonunda 28 bölüm boyunca toplamda 3826 saniye ve 382 defa izinsiz kullanıldığını, ayrıca daha önce … firmasına bu eseri değerlendirmeleri için e-mail yoluyla gönderdiğini belirterek, “…” isimli müzik eserinden doğan haklarına davalılar tarafından yapılan tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve tedbir alınmasına, FSEK’nun 68. maddesi gereğince mali haklar bakımından devir sözleşmesi yapılsaydı 18 bölüm, toplam 3826 saniye boyunca ve 382 defa fon müziği olarak jenerikte ve tüm fragmanlarda kullanılması karşılığı ödenecek olan bedelin 3 kat fazlası tutarındaki bedeli için fazlaya ilişkin talep hakkı saklı kalmak kaydıyla 80.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, manevi zararın tazmini amacıyla FSEK’nun 69-70. maddelerine istinaden fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline, FSEK 67. maddesi uyarınca kararın masrafı davalılardan alınmak suretiyle tirajı en yüksek üç ulusal gazetenin birinde yayınlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAPLAR: Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde; davanın yetkili mahkemede açılmadığını, yetkili mahkemenin İstanbul FSHHM olduğunu, “…” isimli dizinin kendi kanalı olan … TV’de bağıtlanan sözleşme ile … firmasının yapımcılığında yayınlandığını, kendisinin yapım süreci ile ilgili herhangi bir tasarrufunun ya da sorumluluğunun olmadığını belirtmiş, bununla beraber eserlerin birbirlerine benzemediğini, ayrıca talep edilen tazminat bedelinin fahiş olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … firması cevap dilekçesinde; davacının iddialarının mesnetsiz olduğunu, …’dan aldığı TBK kararının geçersiz olduğunu, ayrıca bir intihal söz konusu ise bunun muhatabının … olması gerektiğini, bu konuyla ilgili de önceden tespit davası açmasının gerekli olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; kendisinin daha önce de yönetmenliğini yaptığı dizilerde müzisyen yönünü gösterdiğini hatta çok sevilen ve dinlenen eserler meydana getirdiğini, 2015 yılı Haziran ayı itibariyle … firmasıyla “…” dizisi için iş akdi yaptığını ve 05.10.2015 tarihli e-mail ile kendisinin hazırlamış olduğu kaydı (Eser Adı: …) aranjesi için müzisyen arkadaşına ilettiğini, davacının eserini 28.11.2015 tarihinden önce … yetkilisi …’na gönderdiğini, dolayısıyla kendi meydana getirdiği eserde hiçbir şekilde davacının eserinden esinlenmediğini, zira eserden haberinin olmadığını, bununla beraber eser için yapım şirketinden ödeme talep etmediğini, buna rağmen sözleşmedeki yükümlülükleri kabul ettiğini de belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/06/2020 tarihli 2017/443 E. – 2020/90 K. sayılı kararıyla; ” davalı … Tic. Ltd. Şti. dava konusu eserin kullanıldığı dizi filmin diğer davalı şirket tarafından çekildiğini ve kendilerinin yapım sürecine dahil olmadıklarını belirterek husumet itirazında bulunmuşsa da, davaya konu eserin kullanıldığı iddia edilen dizi film bu davalıya ait …TV isimli kanalda gösterildiğinden, haksız kullanımla ilgili sorumlulukları mevcut olduğundan husumet itirazı yerinde bulunmadığı ….Somut olayda, mahkemece aldırılan 20/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; nakarat kısmında geçen “… …” kısmının melodisinin dizide kullanılan müziğin fon kısmında geçen ve 7 saniyede bir tekrar eden melodinin yürüyüşü ile aynı olduğu, vokalin yine 7 saniyede bir tekrar eden “…” şeklinde söylediği vokal melodiyle benzeştiği, fakat “… ” eseri ile “…” eserinin belirtilen kısım hariç benzerlik taşımadığı, teknik olarak detaylandırdıklarında “…” parçası ile davalının “…” dizi filmi için yazdığı parçanın sözlerinin tamamen birbirinden farklı olduğu, bütüne bakıldığında müziğin/ bestenin de birbirinden farklı olduğu, ancak şarkı içindeki nakarat kısmındaki müzik notalarında benzerlik olduğu, notalar her ne kadar aynı olsa da, müziğin sonundaki bu benzer nakarat kısmında işleme farkı olduğu belirtilmişse de, alınan 21/05/2019 tarihli raporda ise, her iki eserin sözlerinin tamamen farklı olduğu, eserler bir bütün olarak ele alındığında bestelerinin de birbirinden farklı oldukları, ancak davada üzerinde durulan ve … teknik raporunda da mevzu bahis olan “nakarat” kısmında duyulan notalarda benzeşme olduğunun görüldüğü, melodi altındaki akor geçişleri ve melodinin notaları incelendiğinde “…” isimli eserin “…” isimli eserin nakaratından kopyalandığının tespit edildiği belirtilmiştir. Her ne kadar iki raporda bilirkişi heyetleri sonuç olarak farklı görüş bildirmişlerse de, her iki raporda da karşılaştırılan bestelerin nakarat kısımlarındaki notaların benzer olduğunun tespit edildiği, ilk raporda sözlerin ve nakarat kısmı dışında kalan bestenin farklı olduğu belirtilerek esere tecavüzün söz konusu olmadığına dair görüş belirtilmişse de, bu görüşün dayanaklarının somut olarak açıklanmadığı, bilirkişi heyetinde besteci/aranjör bir bilirkişinin yer almadığı, bu nedenle rapora itibar edilemeyeceği, bir musiki eserinin küçük bir bölümünün dahi izinsiz kullanılmasının esere tecavüz niteliğinde olacağı, aralarında besteci/aranjör bilirkişinin de bulunduğu ikinci bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporunda nakaratalar arasındaki benzerliğin ayrıntılı bir şekilde açıklandığı, aynı konuda … tarafından da tespit yapıldığı, davacının eserinin davalının eserinden daha önce 28/04/2014 tarihinde alenileştiği, davalıların davacının hak sahibi olduğu besteyle ilgili FSEK’nun 21. maddesinde düzenlenen işleme ve 25. maddesinde belirtilen umuma iletim haklarını ihlal ettikleri, bu nedenle davacının FSEK’nun 68. maddesi uyarınca davalılar ile sözleşme yapmış olsaydı talep edebileceği telif bedelinin üç katı kadar maddi tazminat talep edebileceği, davaya konu eserin dizi film piyasasında tanınmış bir şirket olan … şirketi tarafından yapımcılığı üstlenilen dizide kullanılmış olması, ulusal bir kanal olan … TV’de yayınlanması, kullanım süresi dikkate alındığında bilirkişi raporunda belirlenen 50.000,00 TL telif ücretinin uygun olduğu, ancak toplam 80.000,00 TL talep ettiği anlaşılmakla, mahkememizce taleple bağlı kalınarak telif bedelinin 26.666,66 TL kabul edilerek, davanın kabulüne, 80.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davaya konu olan eserin yalnızca nakarat kısmına tecavüz edilmiş olması da dikkate alınarak, eylemin özelliklerine, davalıların kusur durumuna göre 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin 10.000,00 TL’lik manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davalı … Tic. Ltd. Şti. vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece dizi filmin … TV kanalında gösterildiğinden, husumet itirazlarının reddine karar verilmişse de, davacının iddiasının müzik eserinin intihalen oluşturulduğu ve müvekkilinin yayıncısı olduğu dizide fon müziği olarak kullandığı iddiasına dayandığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacının müvekkiline dizinin yayını sırasında başvurusunun bulunmadığını, intihalen müzik eseri oluşturma yönündeki iddianın da tarafı olamayacağını, davalı sıfatının bulunmadığını. -Mahkemenin birbirinden farklı sonuçlara varan iki bilirkişi raporu olmasına rağmen çelişkinin giderilmesine yönelik yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırmamasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ilk bilirkişi raporunda yer alan tespitlerin aynen kullanma ve/veya intihal iddialarının teknik olarak dinlenemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu, ikinci raporda her iki şarkının sözlerinin birbirinden tamamen farklı olduğu, eserler bütün olarak ele alındığında birbirinden farklı olduğunu belirttiklerini raporun sonuç kısmında ise “…” dizisinin jenerik müziğindeki nakarat melodisinin … isimli eserden kopyalandığı, kullanılan jenerik müzik bedelinin 50.000-TL olduğu yönünde kanaat açıklandığını, ikinci rapordaki tespitlerin kendi içinde açıkça çelişkili ve hukuka aykırı olduğunu, bilirkişilerin bir yandan benzeşmeden ve/veya esinlenmeden bahsedip diğer yandan kopyalanma ve daha da ileri giderek aynen kullanım şeklinde sonuçlar açıklanmasının hangi somut gerekçe ile kabule değer görüldüğünün anlaşılamadığını. -İkinci bilirkişi raporundaki tespitlerin bilimsel inceleme ve değerlendirme içermediğini, gerekçesinin de anlaşılır şekilde somutlaştırılmadığını, emsal Yargıtay kararlarında yeterince açık ve somut gerekçeler içermeyen bilimsellikten uzak raporlara dayanılarak hüküm tesisinin hukuka aykırı bulunduğunu. -Davacının hak sahibi olduğunu iddia ettiği … isimli eser melodisinin davacının hususiyetini taşıdığını söylemenin de mümkün olmadığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için nakarat kısmında bir iktibasın varlığı söz konusu olduğu düşünülse dahi, davacıya ait müzik eserinin nakaratının kullanılarak … adlı dizi filmde kullanılan müziğin intihal yoluyla oluşturulmuş olduğunu kabul etmenin mümkün olmadığını, nitekim eserlerindeki melodi ögelerinin iktibasına müsaade edildiğini, işlemenin veya intihalin varlığından söz edilemeyeceğini, davacının eser sahibi olduğunu iddia ettiği müzik eseri ile müvekkili şirketin yayınladığı dizide jenerik, fon ve fragman müziği olarak kullanılan eser karşılaştırıldığında işlenme eser için aranan bağlılığın bulunmaması bir yana intihalin hiçbir şekilde söz konusu olmadığını. -Hükme esas alınan ikinci rapordaki bedelin somut olayın gerçeğine uygun düşmediğini, mahkeme gerekçesinin de yerinde olmadığını, bilirkişiler ve mahkeme tarafından, ihtilafa konu unsurlar esas alınarak değerlendirme yapılması gerekirken Endomolün sektörde ün yapmış oluşu ve/veya sektörde ün yapmış dizilere imza atmış olduğundan bahisle yapılan bedel tespitinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, değerlendirmede hiçbir surette ihtilafa konu … dizisinin yayın tarihi, yayınlandığı bölüm sayısı, aldığı ratingler vb. unsurlar göz önünde bulundurulmadığı gibi yeterli bir rayiç bedel araştırmasının da yapılmadığını. -“jenerik müzik bedeli” tanımlaması ile “…” isimli müzik eserinin tamamı kullanılmışcasına bedel tespitinde bulunulduğunu, oysa bilirkişi raporunda yalnızca nakarata ilişkin tespitlerde bulunulduğunu. -Mahkemece maddi ve manevi tazminat talepleri içinde yer alan tespit hükmü nedeniyle davacı yararına ayrıca vekalet ücreti taktirinin de hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. Ltd. Şti vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada müvekkilinin taraf olarak gösterilerek husumet yöneltilmesinin hukuka aykırı olduğunu, dizinin yayıncısı ve/veya yönetmeninin müvekkili olmadığını, eser sahibi de olmadığını, husumet yokluğundan davanın reddi gerektiğini. -Mahkeme kararının 21/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna dayanmışsa da, raporda esas alınan yasal dayanakların gösterilmediğini, hukuki dayanaktan yoksun tespitlerin dikkate alındığını, raporda jenerik müzik bedelinin 50.000 TL olduğuna kanaat getirilmişse de, yasal dayanağının gösterilmediğini, benzerlik değerlendirmesinin de usule uygun olmadığını, mahkemece alınan her iki raporda aynı sonuca varılarak eserlerin sözlerinin ve bestenin bütününün birbirinden farklı olduğu tespit edilmesine rağmen, … isimli eserin nakaratının … isimli eserin nakaratından kopyalandığı kanaatine varıldığını ancak, nakarat kısmındaki müzik notalarının benzer olduğundan hareketle davacı eserinin esinlenmeyi aşar derecede kullanıldığından bahsetmenin mümkün olmadığını, …’ın Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku adlı eserinde “Yaratıcı faaliyet sadece melodiden ibaret değil, onun işlenmesinden de çıkarılabilir; mesela seslerin diziliş yapısı, ritimleştirilmesi, enstrümantasyonu veya orkestrasyonu gibi. Önemli olan bütün unsurların tamamından çıkarılacak ortak etkidir.” şeklinde belirtildiğini, hatalı ve eksik inceleme sonucunda tanzim edilen bilirkişi raporunun karara dayanak alınmasının hukuka aykırı olduğunu. -Mahkemenin … teknik raporunu hükme esas almışsa da; … Teknik Bilim Kurulu’nun teknik inceleme yetkisi bulunmadığını, teknik incelemeden yoksun ve hukuka aykırı hesaplamalara dayalı kararın kaldırılmasını, davanın reddini talep ettiklerini beyan etmiştir. Davalı … vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının dava dilekçesinde; 28/11/2015 tarihinde kendisine ait … isimli müzik eserinin, … isimli dizi filmde kullanılması için icapta bulunduğunu ileri sürdüğünü, bu iddianın muhatabının müvekkili olmadığını, müvekkilinin bu tarihten önce 05/10/2015 tarihinde eseri … Şirketine son halini almış şekilde gönderdiğini, davacı tarafça çekilen ihtarnamede müvekkilinin yer almadığını, mail tarihlerine ilişkin teknik inceleme yapılmadığını ve rapor alınmadığını, müvekkilinin bu eser nedeniyle hiçbir ücret almadığını, haklarını 5 yıl süreyle … Şirketine devrettiğini, davacı eserinden haberdar olmadığını, nakaratını işlemesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, benzerliğin varlığının … ve … tarafından kontrol edilmesi gerektiğini, müvekkilinin bu davanın tarafı olmadığını, husumet yönünden davanın reddi gerektiğini. -… isimli eserin müvekkili tarafından bilinmesinin mümkün bulunmadığına yönelik tanıklarının dinlenilmediğini, bilirkişi raporunda müvekkilinin iddia ve savunmalarının incelenmediğini. -Hükme esas alınan rapor içerisinde birden çok çelişki bulunduğunu, söz ve bestelerinin birbirinden farklı olduğu tespiti yapıldıktan sonra devamında melodi altındaki akor geçişleri ve melodinin notaları incelendiğinde “…” isimli eserin “…” isimli eserin nakaratından kopyalandığı tespitinde bulunulmasının hatalı ve çelişkili olduğunu. -Bir eserin varlığından söz edebilmek için o eserin eser sahibinin hususiyetini taşıması gerektiğini, hususiyetin belirlenmesinde belirleyici özelliğin, eserin genel izlenimi olduğunu, sadece nakarat kısmının benzer oluşunun tüm eserin birbirinin kopyası olduğu anlamına gelmemekle birlikte intihalin varlığını ispat etmediğini, müziğin değişen algoritmalarının müzik eserlerinin kendi aralarında ister istemez benzeşeceğinin belirtildiğini (Ceritoğlu Sengel, Filiz Fırat, Fikir ve Sanat Eserleri Hukukunda İntihal ve Esinlenme, s.29), işleme farkı olan eserlerin bütününe bakıldığında, her iki eserin birbirlerinden pek çok teknik yönden yürüyüş ve işlenme biçimleri bakımından tamamıyla farklı olduğu görüleceğini, ilk bilirkişi raporunda eserlerin işlenişlerinin farklı olduğu yönünde tespit yapıldığını, buna rağmen ikinci alınan rapordaki çelişkili tespitlerin mahkeme dosyasının akıbetini çıkmaza sürüklediğini, bilirkişilerin bir yanda benzerlik, bir yanda birebir aynı şekilde kullanıldığı ifadelerine yer verirken ifadelerini açıklamadığını ve notaların dökümünü yapmadıklarını, hangi 8 ölçünün benzeştiğinin tespitinin yapılmadığını, bilimsellikten uzak, soyut, tartışmalı rapora göre karar verildiğini, müzikolog bilirkişiden rapor alınması taleplerinin reddolunduğunu. -Tazminat tutarlarının neye göre belirlendiğinin anlaşılamadığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin istinaf dilekçelerine cevabında; davalı …’ın dizinin yayınlandığı … TV kanalının sahibi olduğunu, husumet itirazının yerinde olmadığını, mahkemece bilişim uzmanı bilgisayar mühendisi, … Tv Uzmanı-Yapımcı-Öğretim Görevlisi bilirkişi ve Besteci Aranjör-Telif Hakları Uzmanı bilirkişiden rapor alınarak karar verildiğini, raporun sadece eserin nakarat kısmının birebir kopyalandığına ilişkin kısmının dikkate alınması halinde dahi tecavüz iddialarının ispatlanmış olacağını, raporun gerek heyet, gerek içerik ve değerlendirme olarak yeterli olduğunu, eserin bütünü içerisinde akılda kalıcılığı sağlayan nakarat kısmının dinleyici üzerinde bir şarkının bütünü kadar etki bıraktığının göz önünde bulundurulması gerektiğini, her bir talep yönünden ayrı ayrı vekalet ücreti taktirinin usule uygun olduğunu. -… şirketinin dizinin yapımcısı sıfatıyla haksız kullanımdan müteselsil sorumlu olup, husumet itirazının reddi gerektiğini, mahkemece ilk heyette uzmanlık yönünden eksiklik görüldüğünden ikinci uzman heyetten rapor alındığını, bilirkişi heyetinin yetersizliğinden ve yaptıkları incelemenin hukuki temelden yoksun olduğundan söz edilemeyeceğini. -…’un istinaf sebeplerinin de yerinde olmadığını, ihtarname çekilmesinin dava şartı olmadığını, … tarafından yapılan kontrolün eserin hususiyeti veya hak sahipliği için yapıldığı izlenimi verilmişse de, …’ın ilk kayıtta eser adı ve ilk cümlesini beyana göre kaydetmek dışında bir fonksiyonunun bulunmadığını, davalının öne sürdüğü kaydın tecavüze ilişkin sorumluluğunu ortadan kaldırmadığını, haklarını …’e bila bedel devretmesinin, husumet itirazına dayanak teşkil etmeyeceğini, bilirkişi raporuna itirazlara ilişkin diğer davalılara yönelik önceki beyanlarını tekrar ettiklerini beyanla, istinaf başvurularının reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Beşiktaş … Noterliği’nin 18/05/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile davacı tarafça, davalı … Şirketine ihtarname gönderilerek “…” isimli eserinin kullanılmamasının ihtar edildiği anlaşılmıştır. … tarafından düzenlenen 27/07/2004 tarihli Eser Bildirim Formu ile “… ” isimli eserin davacıya ait olduğu, yine … tarafından düzenlenen 17/05/2016 tarih, … numaralı belgede “…’e ait “…” isimli eserin nakaratının “…” isimli dizinin fon müziği olarak işleme farkı olmakla birlikte aynen kullanıldığı” şeklinde tespit yapıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince telif hakları uzmanı … , bilişim uzmanı Doç.Dr. …, Yönetmen-Senarist Yapımcı …’ten alınan 20/04/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “…Nakarat kısmında geçen “… … Yağmakta” kısmının melodisinin dizide kullanılan müziğin fon kısmında geçen USB bellekte yer alan 1.2.3. ve 4., Mp3 kayıtlarında yer alan 7 saniyede bir tekrar eden melodinin yürüyüşü ile aynı olduğu, 5. kayıtta ise vokalin yine 7 saniyede bir tekrar eden “aaaa” şeklinde söylediği vokal melodiyle benzeşmekte olduğu, fakat “… …” eseri ile “…” eserinin belirtilen kısım hariç benzerlik taşımadığı, teknik olarak detaylandırdıklarında “…” parçası ile davalının “…” dizi filmi için yazdığı parçanın sözlerinin tamamen birbirinden farklı olduğu, bütüne bakıldığında müziğin/ bestenin de birbirinden farklı olduğu, ancak şarkı içindeki nakarat kısmındaki müzik notalarında benzerlik olduğu, notalar her ne kadar aynı olsa da, müziğin sonundaki bu benzer nakarat kısmında işleme farkı olduğunun teknik olarak gözlendiği, davacının parçasının toplam 3,5 dakika (210 saniye) sürdüğü, bahsi geçen nakarat kısmının ise parça içinde 2 kez tekrarlandığı ve bununda ortalama 25 saniyelik bir süre aldığının hesaplandığı, davalının “…” dizi filmi için bahsi geçen işleme farkı olan nakaratın filmin içeriğindeki olaya göre 15, 20 ve 25 saniyelik farklı sürelerde icra edildiği, yine olaya göre işlemelerinde kendi arasında da farklılık gösterdiğinin dosyaya verilen örneklerden görüldüğü, dosyada “…” dizisinin bölümlerini içeren kayıtlar DVD veya USB bellekle dosyaya sunulmadığından süre ve sayı bilgisinin çıkarılamadığı, dosyaya bu bilginin sunulmasından sonra ek bir raporla inceleme sonucu mahkemeye sunulacağı, 28.04.2014 tarihinde … kanalında “… ile …” programında alenileştiği belirtilen delilin dosyada bulunmadığı, internet üzerinde yapılan araştırmalarında ilgili yayının bulunduğu ve izlendiği, … sitesine yine …’in kendi üyeliği ile 4 yıl önce yüklediğinin görünmekte olduğu, (http://www….) davacının 28.11.2015 tarihinde … Şirketi çalışanı, … isimli kişiye gönderdiği mail ve davalı …’un sunduğu dilekçede 05.10.2015 tarihinde … çalışanı …’na gönderdiği mail konusunda; bahsi geçen maillerin belge olarak sunulmuş da olsa, canlı olarak mail hesabından görülmesinin, içeriğinin ve eklerinin tespit edilmesinin gerektiği, dosya üzerinden, bu elektronik postalar için kanaat bildirmenin mümkün olmadığı” tespit ve görüşlerine yer verilmiştir. İlk derece mahkemesince bilgisayar mühendisi bilirkişi …, … TV Uzmanı-Yapımcı …, … ‘den 21.05.2019 tarihli alınan heyet raporunda; “…davacıya ait eserin 28/04/2014 tarihinde TV yayını ile alenileştiği, 22/01/2016 tarihinde “…” isimli albümün piyasaya sürüldüğü, “…” isimli eserin 3,5 dakika (210 saniye), “… …” isimli eserin ise 3,13 dakika (193 saniye) uzunluğunda olduğu, her iki eserin sözlerinin tamamen farklı olduğu, eserler bir bütün olarak ele alındığında bestelerinin de birbirinden farklı oldukları, davacıya ait eserde …’in düet yaptığı “…” isimli eserin nakarat kısmında, 8 saniye uzunluğunda tekrar eden …’in vokalinin bulunduğu “… … ” sözlerinin olduğu kısım ile davalının “… ” adlı eserinin 7 saniye uzunluğunda tekrar eden köprü geçişlerinde “…” şeklinde söylenen kısımların benzer olduğu, nakaratta bulunan melodinin altında kullanılan akorlar incelendiğinde, hem akor seçimleri, hem akor geçişleri açısından davacının “…” isimli eserinden esinlenildiği, nakarat melodisinin ise esinlenme sınırlarını aşarak birebir aynı şekilde kullanıldığının açıkça görüldüğü, popüler müzik için bestelenen eserlerin yapı itibariyle A+KÖPRÜ+NAKARAT gibi küçük/kısa trafiklere sahip oldukları, dolayısıyla pop müzik janrcasındaki bir şarkının herhangi bir bölümünün “yakalayıcı” denilen özelliğe sahip olabileceği, zira popüler müzik bestecisinin en kısa sürede en çarpıcı melodiyi yakalamak zorunda olduğu, bunun için bu bölümün değerli olduğu, yani pop müzik şarkılarında eserin yalnızca çok kısa bir bölümünün kopyalanmış olmasının zararı hafifletmeyeceği, eserin bir bütün olduğu, kısmi dahi izinsiz olarak kullanılamayacağı, davalının “… ” isimli eserindeki nakarat melodisinin 4/4’lük aynı ölçü biriminde olması, temposunun ballad sayılabilecek yavaş bpm hız aralığında olması, benzeyen melodinin 8 ölçünün üstünde olmasından dolayı, davada üzerinde durulan ve … teknik raporunda da mevzu bahis olan “nakarat” kısmında duyulan notalarda benzeşme olduğunun görüldüğü, “…” isimli eserden birebir kopyalandığı, ulusal bir TV kanalında … gibi sektörde tanınan ve yüksek izlenilme oranına sahip yapımlara imza atan bir firmanın dizisine yapılacak müziğin (sadece jenerik müzik olduğu için) sektör genelinde 30.000,00TL-70.000,00 TL civarında rayiç bedelinin olacağı, yalnızca jenerik müzik olan dava konusu bestenin telif bedelinin 50.000,00 TL olduğuna” dair görüş bildirilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekilinin dava dilekçesinde, davacıya ait “…” isimli eserin nakarat kısmının … TV’de yayınlanan, yapımcısı … ve dizi müziği bestecisi … olan “…” isimli dizinin jeneriğinde ve fonunda 28 bölüm boyunca izinsiz olarak yayınlandığı, müzik eserinin daha önce davalılardan … şirketine bu eseri değerlendirmeleri için e-mail yoluyla gönderdiğini belirterek, eserin izinsiz kullanıldığından bahisle tecavüzün tespitine, durdurulmasına ve tedbir alınmasına, ve FSEK 68. Madde gereğince maddi ve manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince, manevi tazminat talebinin kısmen kabulüne, diğer taleplerin kabulüne karar verilmiş, davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafa ait “…” isimli eser ile davalı …’un söz yazarı ve bestecisi olduğu, mali haklarının beş yıl süreyle davalı … şirketine devredilen ve dizi filmde jenerik müziği, fon müziği ve fragman müziği olarak kullanıldığı ileri sürülen “… …” adlı eserin karşılaştırılarak, intihal yapılıp yapılmadığı, benzerliğin esinlenme düzeyinde kalıp kalmadığı ve kaç kez, ne kadar süreyle, ne şekilde kullanıldığının tespiti yönünden mahkemece iki ayrı heyetten bilirkişi raporu alınmıştır. Mahkemece alınan 20/04/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; “… eserlerin nakarat kısmı hariç söz ve müzik yönünden benzerlik taşımadığı, ancak şarkı içindeki nakarat kısmındaki müzik notalarında benzerlik olduğu, notalar her ne kadar aynı olsa da, müziğin sonundaki bu benzer nakarat kısmında işleme farkı olduğunun teknik olarak gözlendiği, davacının parçasının toplam 3,5 dakika (210 saniye) sürdüğü, bahsi geçen nakarat kısmının ise parça içinde 2 kez tekrarlandığı ve bununda ortalama 25 saniyelik bir süre aldığının hesaplandığı, davalının “…” dizi filmi için bahsi geçen işleme farkı olan nakaratın filmin içeriğindeki olaya göre 15, 20 ve 25 saniyelik farklı sürelerde icra edildiği, yine olaya göre işlemelerinde kendi arasında da farklılık gösterdiği” beyan edilmiş, davacı tarafça rapora itiraz edilmesi üzerine ikinci heyetten alınan raporda; “…davalının “… ” isimli eserindeki nakarat melodisinin 4/4’lük aynı ölçü biriminde olması, temposunun ballad sayılabilecek yavaş bpm hız aralığında olması, benzeyen melodinin 8 ölçünün üstünde olmasından dolayı, davada üzerinde durulan ve … teknik raporunda da mevzu bahis olan “nakarat” kısmında duyulan notalarda benzeşme olduğunun görüldüğü, “…” isimli eserden birebir kopyalandığı” görüşü açıklanmıştır. Her iki bilirkişi raporunda karşılaştırılan eserlerin nakarat kısmının notalarının benzer olduğu tespit edilmekle birlikte sonuç itibarıyla farklı görüş beyan edildiği anlaşılmakla, raporlar arasında çelişki doğmuştur. İlk derece mahkemesince ilk rapordaki görüşün dayanaklarının somut olarak açıklanmadığı, rapor alınan ilk heyette besteci/aranjör bilirkişi bulunmadığı, bu nedenle rapora itibar edilemeyeceği gerekçesiyle ikinci heyet raporuna itibar edildiği açıklanmışsa da, müzik eserlerinin karşılaştırmasının yapılmasının teknik bilgi gerektirdiği, davalılar vekilleri tarafından ikinci heyet raporundaki tespitlere ayrıntılı dilekçelerle itiraz edildiği, yeni bir heyetten rapor alınmasının ve emsal bedel araştırması yapılmasının talep edildiği anlaşılmakla, mahkemece teknik inceleme gerektiren itirazları karşılayacak ve çelişkileri giderecek şekilde, müzik eserleri konusunda uzmanlığı bulunan gerekirse akademisyen bilirkişinin de bulunduğu yeni bir heyetten denetime elverişli rapor alınması gerekirken, çelişkileri gidermeden ve itirazları karşılamadan karar verilmesi, kabule göre de emsal araştırması yapılmadan ve somut dayanakları açıklanmadan telif bedeli belirlenmesi yerinde görülmediğinden, davalılar vekillerinin sair istinaf sebepleri bu aşamada incelenmeksizin istinaf başvurularının kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında açıklanan hususlarda yargılamaya devam olunmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 30/06/2020 tarihli 2017/443 E. – 2020/90 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harçlarının talepleri halinde istinaf isteminde bulunan davalılara iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davalı … Televizyon Reklamcılık…avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,60 TL tehir-i icra karar harcı ile 82,80 TL (posta-teb-müz) masrafı olmak üzere toplam 321,00 TL’nin davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine, b)Davalı … Medya Prodüksiyon….avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine, c)Davalı … avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 125,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, bu davalıya verilmesine, ç)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 21/10/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.