Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1822 E. 2020/1732 K. 16.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1822 Esas
KARAR NO: 2020/1732 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/02/2020
NUMARASI: 2020/232 E. – 2020/91 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/10/2020
İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından verilen 13/02/2020 tarihli kararına karşı davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine istinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden işlem gören takibe dayanak yapılan ve alacaklısı davalı şirket, borçlusu davacı şirket, tanzim tarihi 06/05/2019, vade tarihi 13/06/2019 ve bedeli 2.250.000 TL olarak gösterilen ve malen/nakden kısmı boş bırakılan bononun herhangi bir ilişki karşılığı olmadığı, herhangi bir alacak-borç ilişkisine bağlı olmadığı, sahte olduğu ve bu nedenle şikayet üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2019/162789 Soruşturma sayılı dosyası üzerinden soruşturmanın devam ettiği ileri sürülerek, davacının söz konusu takip ve dayanağı söz konusu bono nedeni ile borçlu olmadığının tespitine ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/232 Esas-2020/91 Karar sayılı kararıyla; 7155 sayılı Kanunun 20.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununa eklenen 5/A maddesi ve 7155 sayılı Kanunun 23.maddesi ile 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununa eklenen 18/A-2.maddesi uyarınca Arabulucuya başvurulmadan dava açılmış olması karşısında , davanın TTK’nun 5/A., 6325 sayılı Kanunun 18/A-2., HMK’nun 114/2 ve 115/2.maddeleri uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olduğu, davanın konusunun , dava dilekçesindeki talep sonucu, yani neticei talep esas alınarak belirleneceği, neticei talebin bir para alacağının tahsili veya tazminat olduğu durumlarda, arabulucuya başvuru yapılmış olması dava şartı ise de menfi tespit davalarının bu kapsamda değerlendirilemeyeceği, menfi tespit davalarında, bir miktar alacağın tahsili talebinin bulunmadığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas-2020/ 454 Karar sayılı kararında da menfi tespit davalarında arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmadığının belirtildiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafça istinaf dilekçesine karşı cevap verilmemiştir.
GEREKÇE; Uyuşmazlık; arabulucuk dava şartının iş bu dava yönünden uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı ise de; bonodan kaynaklanan, menfi tespite ilişkin iş bu uyuşmazlıkta bir paranın ödenmesi yahut bir zararın tazmininin istenmediği, menfi tespit davasının alacak davası mahiyetinde değerlendirilemeyeceği göz önüne alınarak, somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/85 Esas- 2020/454 Karar sayılı olup “Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin kesin nitelikteki kararları arasındaki uyuşmazlığın giderilmesine yönelik kararında”; “7155 Sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’na eklenen 5/A maddesi gereğince ticari nitelikteki menfi tespit davalarında dava açılmadan önce arabuluculuğa gidilmesinin zorunlu olmadığına ve arabulucuya gidilmiş olmasının bir dava şartı olmadığına, uyuşmazlığın bu şekilde giderilmesine” karar verilmiştir. Açıklanan nedenle davacı tarafın istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, dosyanın yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/02/2020 tarihli 2020/232 Esas – 2020/91 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 73,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/10/2020 tarihinde HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.