Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1816 E. 2022/1642 K. 07.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1816 Esas
KARAR NO: 2022/1642
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/03/2020
NUMARASI: 2016/1101 2020/220
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 07/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; davalı tarafından müvekkilleri aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, müvekkili … ve diğer davacı müvekkili … Dış Tic. Ltd. Şti.’de aynı zamanda yetkilisi olduğunu, hem şirket kaşesi üzerindeki imza ile ciranta olarak … üzerindeki imzalar müvekkillere ait olmadığını, yapılacak bilirkişi incelemesinde bu hususun ortaya çıkacağını beyan ile icra takibine konu çekteki imzaların müvekkillerine ait olmadığının ve müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin müvekkilleri açısından iptalini, davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; takip dosyası incelendiğinde davacıların icra dosyasında söz konusu takibe, borca, imzaya vs. herhangi bir itirazları olmadığı gibi icra mahkemesi nezdinde yapılmış olan bir imza itirazının da bulunmadığını, eğer iddia edildiği gibi söz konusu imzaların davacılara ait olmasaydı basiretli bir tacir gibi hareket ederek süresi içerisinde imza itirazında bulunulması gerektiğini, ancak davacılar basiretli bir tacir olmalarına rağmen ne borca ne de imzaya itirazda bulunduğu ve takibin kesinleştiği, dosyadan haciz işlemleri gerçekleştirildiğini, davacının kötüniyetli olarak hareket ettiği aşikar olup işbu iddialarının mesnetsiz olması ve söz konusu çekteki imzaların davacı borçlulara ait olması nedeniyle çekin müvekkiline ödenmesi gerektiğinden davanın reddini talep ettiklerini, imzaların daha önceden ödemesi gerçekleştirilen çeklerdeki imzalarla karşılaştırılması gerektiğini beyan ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, kötüniyetli davacılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; imza incelemesine ilişkin bilirkişi raporuna göre davanın kabulüne, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu çekten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine, karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının takipte imza itirazında bulunmadığını, çek üzerindeki imza ile keşideci imzasının karşılaştırılmasına esas belgelerdeki imzaların atılma tarihlerine ilişkin belirsizlikler olduğunu, raporda 3.sayfada yer alan belge ve tarihleri 4.sayfada yer alan ve şirket yetkilisi … ‘na ait imzalardan hangisi olduğu, hangi tarihi kapsadığı açık olmadığı gibi 27.08.2020 T raporda 3.sayfada yer alan belge ve tarih bilgilerinin 4.sayfadaki …’e ait 17 imzadan hangisine ait olduğuna hangi tarihleri kapsadığına dair açıklık olmadığını, tespitlerin belirlilikten uzak olduğunu, İmzaların zamanla doğal varyasyonlara maruz kaldığını, imza atılırkenki fiziki şartlarında dikkate alınması gerektiğini, istiktap tutanağında bulunan imzalar dışındakilerin çok eski olduğunu, raporda incelenen imzaların hangi örneğe ait olduğunun raporda anlaşılamadığını, imzaların itiraza konu imza ile aynı tarihli atılmasının sağlıklı sonuç vereceğini, imzaların imza sahibinin dahi fark edemeyeceği değişiklik gösterebileceğini, imzanın dinamik yapısı dolayısıyla karakteristik ve eğimsel değişikliklere uğrayabileceğini, çeke en yakın belgenin 19.01.2017 tarihli belge fotokopisi olduğunu, raporda fiziki ve metal şartların değerlendirilmediğini belirterek gerekli kriterleri içermeyen rapora dayalı verilen kararın yerinde olmadığını, kararın kaldırılmasını, yeni rapor alınarak davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME *Dava konusu … bank Terazidere şubesinin … seri nolu 33.000TL bedelli 05.03.2016 Tarihli çekinde keşideciye atfen davacı …Şti, lehtar ve 1.ciranta …, 2.ciranta … olduğu, 10.03.2016 itibarı ile ibraz edilen çekte imz auyuşmazlığı nedeni ile ödeme yapılmadığı, sonrasında … ın ve davalı … Şti nin ciroları olduğu görülmektedir. Davalı … ..Şti tarafından davacılar ve … aleyhine kambiyoya dayalı icra takibi başlatılmıştır. 27/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; “İnceleme konusu … bank Terazidere Şubesine ait, … seri nolu, İstanbul/05.03.2016 yer ve keşide tarihli 33.000TL.- tutarlı çek aslında keşideci ve arka yüzündeki 1.ciro imzaları …’e ait imzalar arasında; yukarıda tarifi yapılan unsurları bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu mevcut mukayese imzalarına kıyasla Şirket yetkilisi …’ in eli ürünü olmadığı” yolunda görüş bildirmiştir. 05/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda; İnceleme konusu … bank Terazidere Şubesine ait, … seri nolu, İstanbul/05.03.2016 yer ve keşide tarihli 33.000TL.- tutarlı çek aslında keşideci ve arka yüzündeki İ.ciro imzaları ile …’ ya ait imzalar arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, istif, eğim, doğrultu, alışkanlıklar, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptanmadığından söz konusu imzaların mevcut mukayese imzalarına kıyasla …’ nun eli ürünü olmadığı” yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, imza inkarına dayalı olarak İİK 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur. İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır. Yazılı belgelerde yer alan imzanın inkarı halinde, incelemenin, imzasını inkar eden tarafın belge tarihinden önceki mukayeseye esas imzalarını içerir belge asılları temin edilip, mahkeme huzurunda imza istiktabı sağlanarak, imzası inkar edilen belge aslı ile karşılaştırılmak suretiyle bilirkişi incelemesi yaptırılmalıdır. Senedin keşide tarihinden öncesine ilişkin belge bulunamazsa daha sonraki tarihli belgeler, uygulamaya elverişli imza örneği taşıyan herhangi bir belge temin edilemez ise, borçlunun duruşmada alınan medarı tatbik imza ve yazı örnekleri üzerinden inceleme yapılmalıdır. Somut uyuşmazlıkta; davaya konu çekteki keşideci ve 1.ciranta imzasının davacı … eli ürünü olmadığı, keşideci şirket imzasının şirketin münferiden yetkilisi …’nun da eli ürünü olmadığı bilirkişi raporları ile tespit edilmiştir. Davalı vekili raporun hükme esas alınmasının yerinde olmadığına ilişkin istinaf sebeplerini ileri sürmüş ise de; her iki raporda da senet tarihinden önceki tarihli çok sayıda evrak aslının incelendiği, 19.01.2017 tarihli belgenin fotokopi olmasının esasa etkili olmayacağı dikkate alındığında mahkemece davanın kabulüne karar verilmesinde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık görülmemiştir. Ancak; ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinin kısmen boş bırakıldığı görülmekle bu husus kamu düzeni gereği HMK 355.maddesi gereğince re’sen dikkate alınarak davalı vekilinin istinaf isteminin kamu düzenine ilişkin bu husus yönünden kısmen kabulüne, kararın gerekçesi Dairemizce düzeltilmiş şekli ile ve kazanılmış haklar korunarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere; 1- Davalı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1101 Esas, 2020/220 karar sayılı, 10.03.2020 tarihli kararının 6100 sayılı HMK’nın 355, 353/1-b-2 maddeleri gereğince KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmasına, -Davacıların davasının KABULÜNE, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında takibe konu çekten dolayı davacıların davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötüniyet tazminatı isteminin reddine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 2.488,18 TL nispi karar ve ilam harcından, başlangıçta yatırılan 622,05 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.866,13 TL nispi karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, -Davacılar tarafından yatırılan 622,05 TL harç ile yine davacı tarafından yapılan 1.721,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine, -Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 5.463,72 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, -Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 3-İstinaf istemi kısmen kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan peşin harcın iadesine, -İstinaf yargılama giderleri olan 31,50 TL posta masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2022 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.