Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1805 E. 2020/2061 K. 27.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1805 Esas
KARAR NO : 2020/2061 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2020
NUMARASI : 2018/999 E., 2020/220 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirket ile davalı arasında yapım işi için İş Ortaklığı Sözleşmesi imzalandığını ve adı geçen davalı şirket yetkilisine temsil yetkisi verildiğini, ancak bu temsil yetkisinin kötüye kullanıldığını, diğer davalı olan Faktoring Şirketine doğmuş ve doğacak alacaklarının bir miktarınnın temlik edildiğini, ve davalı tarafından diğer davalı … için bono düzenlediğini,davalı … şirketinin tek başına bono düzenleme yetkisi olmadığını, bononun davalı … şirketince takibe konulduğunu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı için, iş ortaklığı sıfatı ile yetkilinin tek başına bono düzenleme yetkisinin olmadığını, bononun geçersiz olduğunu ileri sürerek borçlu olmadığının tespitine ve davalıların kötü niyet tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı … vekili cevap dilekçesinde; takipte borçlu konumunda olan müvekkiline dava yöneltilemeyeceğinden davanın husumet nedeni ile reddine, şirket ortaklığını temsil yetkisinin müvekkil şirkete verildiğini, sözleşmede müvekkili adına bono düzenlenmesini engelleyen bir durum olmadığını, adi ortaklık adına müvekkil şirket tarafından yapılan her türlü işlemin tek başına atılacak imza ile geçerlilik kazandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; iş ortaklığının birlikte veya bir temsilci aracılığı ile üçüncü kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üçüncü kişiye karşı müteselsilen sorumlu olduklarını, ortaklık sözleşmesinde davalı … Şirketi’nin temsilcisine geniş manada temsil ve ilzam yetkisi verildiğini, bononun ve usulüne uygun olarak düzenlenen temlik sözleşmesinin yetkili kişi tarafından imzalandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.Davalı gerçek kişiler vekili cevap dilekçesinde; müvekkillerinin takipte alacaklı durumunda olmadıklarını, bu nedenle davanın husumetten reddi gerektiğini, sözleşmede bono düzenlenmesini engelleyen bir durum olmadığını, adi ortaklık adına yapılan her türlü işlemin tek başına atılacak imza ile geçerlilik kazandığını ileri sürerek davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI : İlk derece mahkemesince; adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından, adi ortaklık tarafından veya adi ortaklık aleyhine açılacak bir davada, davanın adi ortaklığı oluşturan tüm gerçek veya tüzel kişiler tarafından birlikte açılması veya bunlara karşı birlikte yürütülmesi gerektiği, bu kurala aykırı hareket edilmesinde HMK 114/1-d maddesinde öngörülen dava ehliyetsizliği sonucu doğuracağını, somut olayda davanın bonoya dayalı menfi tespit davası olup, dava konusu bononun keşidecisi olarak … ortaklığı görüldüğü, davanın ise adi ortaklığın ortaklarından …Tic.Ltd.Şti.tarafından alacaklısına ve takipteki diğer borçlulara karşı açıldığı, keşidecinin sadece davacı olmayıp davacının da içinde yer aldığı adi ortaklık olduğu, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından tüm ortaklar takip ve dava yapılıp açılabileceği, nitekim davanın temelini oluşturan icra takibine adi ortaklığı oluşturan her iki şirket ve kefil diğer davalı gerçek kişiler aleyhine girişildiği, bu durumda davacının ayrı bir tüzel kişi olarak dava konusu bonoya dayalı menfi tespit davası yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı, gerekçesiyle davanın, aktif dava ehliyeti dava şartı yokluğu nedeni ile HMK.nın 114.ve115.madde gereğince usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı …TİC. LTD ŞTİ.vekili istinaf dilekçesinde; dava açılırken yetkisiz olarak işlem tesis eden davalı … davalı sıfatı ile davaya dahil ettiğini, aksi takdirde adi ortaklığa taraf şirketlerin davayı beraber açmasının mümkün olmadığını, çünkü yetkisiz işlem yapan temsilcinin buna muvafakat vermeyeceğini, davanın esası ile ilgili olarak tüzel kişiliği bulunmayan iş ortaklığı tarafından keşide edilen bononun geçersiz olduğunu, bonoya dayalı bir takip yapılmış olsa bile temlikin teminat teşkil ettiği geçerli bir faktoring işlemi bulunmadığından temlikname geçersiz olacağından bononun da geçersiz olacağını, dolayısıyla dava konusu olayda takip konusu senedin bedelsiz olduğunu, temliknamenin yetkisiz kişiler tarafından yapıldığı için bononun da geçersiz olduğunu, İş Ortaklığı Sözleşmesinin 9.maddesine göre iş ortaklığının alacaklarının temlik edilebilmesi için temliknameyi iki ortağın birlikte imzalaması gerektiğini belirterek; İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/999 E. ve 2020/220 K. sayılı kararının kaldırılarak, İİK m. 72/1,3 hükmü gereğince; alacağın tamamı miktarında banka teminat mektubunun icra dosyasına sunulması ve ayrıca % 15 teminat karşılığında “dosyada uygulanan hacizlerin kaldırılması ve alacaklıya ödeme yapılmasının önlenmesi” yönünde tedbir kararı verilmesini, takip konusu bono geçersiz ve bu kabul edilmediği takdirde birbiriyle yarışan değişik hukuki sebeplerle bedelsiz olduğundan; bedelsizlik sebebiyle menfi tespit kararı verilmesini; takip alacaklısının, dava konusu alacağın % 20 sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, dava harç ve giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE: Uyuşmazlık,İş ortaklığı(Adi Ortaklık) şirketi) nın birlikte dava açıp aşmayacağı noktasında toplanmaktadır.Davacı davalı … şirketinin tek başına adi ortaklıkla ilgili işlem yapma ve senet düzeneleme borçlandırıcı işlem yapma yetkisi olmadığını belirterek senedin geçersiz olduğunu belirterek senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep etmiş davalılar ise davanın haksız olduğunu davacının tek başına dava açma yetkisi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.İlk derece mahkemesi davacının tek başına dava açma yetkisi olmadığını belirterek davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından reddine karar vermiştir.Davaya konu senet incelendiğinde senedin keşidecisi olarak …iş ortaklığı olarak görülmektedir. Dava ise Adi ortaklığın ortaklarından … şirketi tarafından açılmıştır.somut olayda keşideci sadece davacı olmayıp davacının da içinde yer aldığı adi ortaklıktır. Adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından tüm ortaklar tarafından dava açılabilir. Nitekim davanın temelini oluşturan icra takibi her iki ortak aleyhine başlatılmıştır bu durumda davacının tek başına menfi tespit davası açıp yürütmesinin yerinde olmadığı bu hususun resen gözetilecek hususlardan olduğu ilk derece mahkemesinin aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar vermesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,Harç peşin olarak alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 27/11/2020