Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1800 E. 2022/1877 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1800 Esas
KARAR NO: 2022/1877 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/01/2020
NUMARASI: 2017/393 E. – 2020/26 K.
DAVA: Markaya Tecavüzün Tespiti, Men’i ve Ref’i , Markanın İptali
Birleşen İstanbul (Kapatılan) 3. FSHHM’nin 2017/80 E. Sayılı Dosyasında
DAVA: Marka Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacılar vekili dava dilekçesinde; Müvekkillerinden …’ın ülkemizin ilk üniversiteye hazırlık dershanesi olan ve … A.Ş tarafından kurulmuş olan “…” isimli ticari işletmeyi Beşiktaş … Noterliği’nin 29.07.1997 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşmesi ile … A.Ş den devir aldığını, müvekkili … Turizm Hiz. A.Ş( dava dilekçesi (2) nolu davacı)’nin de aynı yıl … Hizm. A.Ş. Unvanıyla müvekkili … tarafından kurularak eğitim hizmetine başladığını, … Dershanesi … Unvanlı şahıs şirketinin de ITO’nun … sicil kaydı ile 08.12.1997 tarihinde … tarafından kurulduğunu, dava dilekçesinde (3) nolu müvekkili şirket … A.Ş’nin ise 2002 yılında …- … Dershanesi ile … Turizm Hizm. A.Ş tarafından verilen eğitim öğretim hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan kitap ve diğer yayınların basılması için kurulmuş bir şirket olduğunu, gün geçtikte şube sayısını artıran …’nin 2012 yılında İstanbul’da 25, Türkiye genelinde ise 80 şubeye ulaştığını, bununla birlikte müvekkillerinin … unsurlu bir çok markanın da tescilli hak sahibi konumunda olduğunu, bu markalar dışında müvekkillerinin 28.08.1998 tarihinden bu yana hizmet veren http://www…com/ internet sitesinin de sahibi olduğunu, bu sitenin dahi tek başına müvekkillerinin en azından 1998 yılından bu yana kesintisiz olarak … ismi ile 16 ve 41.sınıflarda faaliyet gösterdiğinin açık kanıtı olduğunu, “…” ve “…” ismiyle 50 yılı aşkın bir birikimin sahibi olan müvekkillerinin bu süre içerisinde milyonlarca basılı kağıdında … ve … ibarelerini markasal olarak kullandığını ve ülke çapında bu isimleri maruf ve meşhur hale getirdiğini, özellikle sunulan deliller incelendiğinde müvekkillerinin 2000 li yıllardan bu yana bilim adamları şekil temasını ve tik logosunu ve … ve … ibarelerini tüm basılı evraklarında ve tabelalarında kullandığının görüleceğini, davalı tarafın ise asıl itibariyle müvekkillerinden … HİZMETLERİ A.Ş.’nin eski bir lisansörü olduğunu, müvekkili şirket ile davalı taraf arasında yapılan 2005 yılındaki lisans sözleşmesi ile davalı tarafa münhasıran Balıkesir ili, Bandırma ilçesinde … isim ve logosunu 65 ay için kullanma hakkı verildiğini, Lisans Sözleşmesinde belirtilen 65 aylık sürenin bitmesine karşın davalı tarafın müvekkillerine ait tescilli ve tescilsiz markalan kullanmayı bırakmak bir yana bir çok ilde ve ilçede … ibaresi taşıyan yeni şubeler açtığını ve bu şubelerde de müvekkiline ait iş mahsulü niteliğindeki şekil ve ibareleri kullanmaya devam ederek haksız bir kazanç elde ettiğini, taraflarınca açılan tespit davaları ile davalı tarafın İstanbul, İzmir ve Antalya gibi illerde bir çok şube açtığım, yapılan tespitlerde bu şubelerin bir çoğunun davalı tarafın verdiği lisans çerçevesinde açıldığı ifade edilmişse de davalının elinde sadece kötü niyetli olarak tescile bağladığı düz yazı şeklindeki … ibareli … kod no.lu marka tescil belgesi bulunduğunu, buna rağmen yapılan tespitlerde müvekkilinin iş mahsulü niteliğindeki tüm şekil ve ibarelerin bu şubelerde kullanıldığının görüldüğünü, ayrıca davalı tarafın kötü niyetli olarak tescil ettirmiş olduğu markasını kullanmak yerine müvekkiline ait markaları ve müvekkili şirkete anımsatan işaret ve ibareleri kullanmayı tercih ettiğini, davalının tescilli markasını hiçbir şekilde markasal olarak kullanmadığını, bu nedenle davalı markasının 14.madde kapsamında kullanmama nedeniyle iptalini talep ettiklerini, bu konuda ispat yükünün davalı tarafta olduğunu ve markasını tescil tarihinden itibaren 5 yıl içinde tescil ettirdiği tüm sınıf ve emtialarda fasılasız ve fiilen markasal olarak kullandığını ispatlaması gerektiğini belirterek, öncelikle davalı yanın iş bu davadan haberdar olması ile birlikte kullanıma konu mevcut delilleri karartmasının mümkün olması nedeni ile tebligat yapılmaksızın http://www…net/ alan adlı internet sitesinde yine davalıya ait işyerinde keşif icrası ile bilirkişi incelemesi ile işletmenin dış cephesinde, giriş kapısında ve iç alandaki tabelalarında tanıtıcı nitelikteki tüm basılı evraklarında ve eğitim öğretim materyallerinde, vergi levhasında, Milli Eğitim Bakanlığı’mn sair izinlerinde, müvekkillerine ait tescilli ve tescilsiz markaları kullanmak suretiyle markaya tecavüzü ve haksız rekabet niteliğinde sayılabilecek kullanımlarının tespitinin yapılmasını, sunulan deliller ve bilirkişi raporları dikkate alınarak, ihtiyati tedbir karan verilmesini, davalı tarafın … ve … ibareli markasını markasal anlamda tescil ettirdiği düz yazı şekliyle kullanmadığının tespiti ile mevcut kullanımlarının müvekkilinin tescilli ve tescilsiz markalarına tecavüz eder nitelikte olduğunun tespitini, müvekkili firmanın markalarına tecavüzün önlenmesi ve ref ine karar verilmesini, davalı tarafın mevcut kullanımlarında yer alan … ve … ibarelerinin müvekkillerinin tescilli ticaret ünvanı ve işletme adı olması nedeni ile TTK 52 ve 53.maddelerine göre haksız rekabet oluşturması aynı zamanda bir kısım unsurların ise tescilsiz haklarından kaynaklanan sınai mülkiyet haklarını ihlal ediyor olması nedeni ile TTK’nın 55.maddesinde belirtilen “başkalarının iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma” şeklindeki eylemlerden olması nedeniyle unvana ve işletme adına tecavüzün tespiti, haksız rekabetin tespiti ile bu eylemlerin men’ i ve ünvana/ işletme adına tecavüz ve haksız rekabet sonucu oluşan mali durumun ortadan kaldırılması, ünvana ve işletme adına tecavüze konu ve haksız rekabete konu oluşturan eylemlerin önlenmesi için ünvana / işletme adına tecavüz fiiline neden olan ayrıca haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araç-gereç v.s. bilimum argümanın bulundukları yerden toplatılarak imhasına, davalının … kod no.lu ve … ibareli markayı tescil ettirdiği sınıflarda ve tescil ettirdiği düz yazı şekliyle son beş yıldır 556 sayılı KHK’mn 14.maddesinde belirtir şekilde kullanılmamış olması nedeniyle 14.madde gereğince iptaline, davalının … kod no.lu … ibareli markasını müvekkilinin Balıkesir ilindeki marka temsilcisi iken müvekkilinin markanın gerçek hak sahibi olduğunu bilmesine karşın hakkı olmamasına rağmen kötü niyetli olarak başına … ibaresini ekleyerek kendi adına tescil ettirmiş olması nedeniyle markanın KHK’mn 17.maddesi kapsamında müvekkillerinden … HİZ. A.Ş. adına devrine, bunun mümkün olmaması halinde davalının tescilde kötü niyetli olması ve tescil edilen markanın KHK’mn 8/1-b , 8/3 ve 35.maddeleri gereğince müvekkillerinin tescilli ve tescilsiz markaları ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olması nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, davalı adına kayıtlı http://www…net/ alan adlı internet sitesinde müvekkillerinin tescilli ve tescilsiz markalarına tecavüz eder nitelikteki kullanımlar ve haksız rekabet niteliğindeki yanlış ve yanıltıcı beyanlar/iş ürünlerinden yetkisiz yararlanma şeklindeki kullanımlar sebebiyle söz konusu sitenin erişiminin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde;Her şeyden önce dosyada zamanaşımı itirazları bulunduğunu, müvekkili …’un TPE nezdinde tescil edilmiş markalarını kullandığını, müvekkilinin … markasını 10.05.2007 tarihinde TPE nezdinde … marka no’su ile marka sicilinde tescil ettirdiğini, yine … (…) markasını 24.06.2016 tarihinde TPE nezdinde … marka no’su ile marka sicilinde tescil ettirdiğini, her iki markanın da 41.sınıfta tescil edildiğini, müvekkilinin özel dershanecilik alanındaki faaliyetlerine 1987 yılında başladığını, önce İstanbul’da … ismiyle Kocamustafapaşa’da dershanesini açtığını, daha sonra 1995 senesinde … Dershanesini açtığını, müvekkilinin eğitim hizmetlerine bir süre Bandırma’ da devam ettiğini, müvekkilinin TPE’ ye yaptığı marka başvurusu 2007 yılında sonuçlandıktan sonra, İstanbul’ da mevcut ve sahibi olduğu … Dershanesinin ismini yine özel Eğitim Kurumlan Genel Müdürlüğü’ ne başvurmak suretiyle değiştirdiğini ve halen fiilen gerekse lisans vermek suretiyle “…” adı altında seçkin bir eğitimcilik ve yayımcılık anlayışıyla faaliyetine devam ettiğini, davacı tarafın, müvekkilinin eylemleriyle markalarına tecavüz ettiği iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğunu, davalı müvekkilinin sahip olduğu her iki markanın da tescil tarihi itibariyle öncelikli olarak koruma hakkına sahip olduğunu, müvekkiline ait olan www…net alan adı ile faaliyet gösteren web sitesi hakkında davacı iddialarını kabul etmediklerini, söz konusu sitede kullanımın hukuk ve usule uygun olduğunu, dava dosyasına sunulan materyallerden görüleceği üzere bilim adamları görsellerinin müvekkiline ait olduğunu, bu sitede müvekkiline ait markaya uygun şekilde görseller kullanıldığını, kullanımın tümüyle yasal sınırlar içinde olduğunu, dosyaya sunulan tespit raporunun bu yönüyle de kabulünün mümkün olmadığını, nitekim raporda müvekkiline ait tescilli kullanımın değerlendirilmediğini, yalnızca davacı tarafin sunduğu delillerin göz önüne alındığını, davacı tarafın TPE’ ye “…” ibareli pek çok marka başvurusunda bulunduğunu, bu marka başvurularının bir kısmının red edildiğini, bir kısmının tescil edildiğini, bir kısmının ise inceleme aşamasında olduğunu, dolayısıyla markaların hepsinin tescilli olduğu iddiasının öncelikle olarak araştırılması gerektiğini, ancak bunun ötesinde davacı tarafın “…” ibaresinin yalnızca kendi tekelinde olduğunu iddia etmesinin yasal dayanağı bulunmadığım, “…” ibaresinin bir bilim dalı olarak …nde öğretim veren kurum anlamına geldiğini ve marka olarak tek başına tescilinin mümkün olmadığını, müvekkilinin … no.lu … markasını kötü niyetli şekilde tescil ettirdiği iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğunu, davacı tarafın Bandırma şubesinin sınırlı süreyle kullanım hakkının verildiğini iddia ettiğini, ekte sundukları noter satış senedinden de anlaşılacağı üzere, davacıların dershaneyi tüm fiili ve hukuki sonuçlan itibariyle müvekkiline devir ettiğini, müvekkilinin özel Eğitim Kurumları Yönetmeliği’nin 7.maddesi gereği isim değişikliğine gittiğini, özel Eğitim Kurumlan Genel Müdürlüğü’nün davalı müvekkilinin talebini uygun gördüğünü, 29 Eylül 2006 tarihinde dershanenin isminin … Merkezi olarak değiştirildiğini, davacı tarafın iddiasının bu yönüyle iyiniyetli olmadığını, kaldı ki bu iddiayı devirden yaklaşık 11 sene sonra dile getirmiş olması ve bu konuyu şimdiye kadar dava konusu yapmamış olması aynca dikkate değer olup, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte söz konusu iddia ile ilgili zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dosyada alınan mevcut tespit raporuna itiraz ettiklerini, davacının tedbir talebini kabul etmediklerini, davanın süresinde açılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN İstanbul (Kapatılan) 3. FSHHM’nin 2017/80 esas sayılı dava;
DAVA; Davacılar vekilleri dava dilekçesinde; davalıya ait 41. sınıfta tescilli … tescil numaralı “…” ŞEKİL markasının, müvekkillerine ait tescilli ve tescilsiz … esas unsurlu markalara ve müvekkil şirketlerine ait ticaret unvanlarına benzer olması ve davalı yanın kötü niyetli olarak marka başvurusunda bulunduğu iddia ve gerekçesiyle 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 6. Maddesi bağlamında ve aynı Kanun’un 25 – (1) Maddesi gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
CEVAP; Davalı vekili birleşen davaya cevabında; Müvekkili …’un TPE nezdinde tescilli markalarını kullandığını, müvekkilinin gerçek bir eğitimci olduğunu, davalı müvekkilinin sahip olduğu her iki markanın da tescil tarihi itibariyle öncelikli koruma hakkına sahip olduğunu, davalı müvekkiline ait olan www…net alan adı ile faaliyet gösteren web sitesi hakkında kullanımın tümüyle hukuka uygun olduğunu, müvekkilinin … no’lu … Merkezi markasını kötü niyetli şekilde tescil ettirdiği iddiasının tümüyle gerçek dışı olduğunu, davacı yanın müvekkilinin eğitim sektöründe edindiği ticari itibarını zedeler nitelikte eylem ve tutum içinde olduğunu, tüm arz edilenlerle birlikte davalı müvekkilinin uzun süre sektörde faaliyet gösteren bir eğitimci olup tescil edilmiş markalan ile sektörde faaliyetlerine devam ettiğini, bu bağlamda verdiği hizmet ile başlı başına marka olup, davacıların ya da başka hiç bir kimsenin markasına ihtiyacı olmadığının sektördeki konumu ile sabit olduğunu, dosyada mevcut raporun tespit bölümlerine mutlak şekilde itiraz ettiklerini, davanın süresinde açılmadığını, zamanaşımı itirazlan bulunduğunu beyanla davanın reddini talep etmiştir. İstanbul 3. FSHHM’nin 03/05/2017 tarihli 2017/80 E-2017/81 K sayılı kararıyla, aralarında hukuki ve şahsi bağlantı bulunduğundan, davanın İstanbul 4. FSHHM’nin 2016/213 Esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarihli 2017/393 E. – 2020/26 K. sayılı kararıyla; “…1-Asıl dava yönünden , davanın KISMEN KABULÜNE, a)Davalının … tescil no’lu markasında … görseli ve … şekil ve ibareleri içeren kullanımının , davacının davacının bilim adamları görselli ve önceki koruma tarihli markasına tecavüz oluşturduğunun ve haksız rekabet yarattığının tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, ref’ine b)Davalının, …net alan adlı internet sitesinde kullandığı bilim adamları görselinin ve kullanmış olduğu tik işaretinin, davacının bilim adamları görselli ve tik işareti taşıyan daha önceki koruma tarihli markalarına tecavüz oluşturduğunun ve haksız rekabet yarattığının tespitine, davalının söz konusu tecavüz oluşturan kullanımlarının siteden çıkarılmasına ve bu şekilde kullanımının yasaklanmasına, alan adının bizatihi tecavüz yaratmadığı anlaşıldığından terkini talebinin reddine, c)Davalının … tescil no’lu markasının iptali koşulları gerçekleşmediğinden ,iptal talebinin reddine, 2-Birleşen dava yönünden, DAVANIN KABULÜNE a-Davalının … tescil nolu markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Asıl ve birleşen davada Davacılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece, davalının markasal kullanımının müvekkilinin marka haklarına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine rağmen internet sitesine erişimin engellenmesini de içerecek şekilde karar verilmemiş olunmasının yerinde olmadığını, dosyadaki 2 bilirkişi raporunda da http://…net alan adlı internet sitesinde tecavüz teşkil eden kullanımların tespit edildiğini, söz konusu kullanımların yeniden internet sitesine eklenmesinin çok basit bir işlem olduğunu, başka bir sayfaya da yönlendirme yapılabileceğini. -… numaralı markanın iptali talebinin KHK 14.madde hükmünün iptali nedeniyle reddi kararı yerine karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğini, müvekkiline yüklenen vekalet ücreti ve yanlış hesaplanan orandan dolayı fazla yargılama giderine hükmedilmesinin de hukuka uygun olmadığını. -… numaralı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi şartlarının gerçekleşmesine rağmen hükümsüzlük kararı verilmemiş olunmasının hukuka aykırı olduğunu, markanın kötüniyetli tescil ettirildiğini, karşı yanın 2005 tarihli lisans sözleşmesi ile 65 ay için verilen kullanma hakkını, lisans süresinin sona ermesinden sonrada lisans kapsamını aşar şekilde kullanmaya devam ettiğini, hatta lisans süresinin sona ermesinin ardından lisans yolu ile kullanıldırılan ibareleri kötüniyetli şekilde marka tescil başvurusunu konu ederek, müvekkiline ait markaların bilinirliğinden ve tanınmışlığından haksız bir şekilde yararlandığını, kötüniyetli olması nedeniyle hükümsüzlük kararı verilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkilinin …, …, … esas unsurlu markalarının … ibareli, davalı markası ile karıştırılacak düzeyde benzer olduğunu ve hükümsüzlüğünün gerektiğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davalı internet sitesine erişimin engellenmesine, marka iptali talebi yönünden karar verilmesine yer olmadığına, dava tarihinde haklı olmaları nedeniyle vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine, … sayılı markanın kötüniyetli karıştırılma ihtimaline dayalı hükümsüzlük ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiştir. Asıl ve birleşen davada Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davada taraf olma yetkisinin aynı alanda faaliyet gösteren …- … ile davalı arasında olması gerekirken, davacı gösterilen … AŞ ve … AŞ nin taraf olma ehliyeti ve dava açma hak ve yetkilerinin bulunmadığını. -Ankara 2.FSHHM’nin 2008/267 E. -2011/131 K.sayılı kararıyla; müvekkili aleyhine açılan marka hükümsüzlüğü davasının müvekkili lehine sonuçlanarak, kesin hüküm teşkil ettiğini, davacının tekrar dava konusu yapmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu. -İptale konu olan … tescil nolu markada öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, davacıdan önce tescil edildiğini, 556 sayılı KHK 8/1-b maddesi gereğince, öncelik ilkesinin önce tescil edilen markaya ait olduğunu, mahkemenin tescil başvuru önceliğini gözeterek karar vermesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu. -Bilim adamları görselinin müvekkilinin 03/01/2007 yılından beri … nolu marka tescilinden beri kullanıldığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini. -29/12/2016 tarihli raporda; iş yerinde tik işaretinin kullanıldığına dair tespit yapılamadığı ifade edilmesine rağmen kullanımın yasaklanmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu. -Müvekkili tarafından 03/01/2007 tarihinden itibaren 10 yıl boyunca kullanılan haklar aleyhine dava açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu. -Birleşen dava yönünden; davacı şirketlerin dava açma hak ve yetkisi bulunmadığını, müvekkilinin öncelikli tescil sahibi olduğunu.-… sayılı markanın tescil tarihinin 03/01/2017 olup, davacının kullandığı … sayılı markanın tescil tarihinin 10/08/2017 olduğunu, bilim adamları görselinin … sayılı marka tescilinden beri kullanıldığının mahkemece gözardı edildiğinin, hükümsüzlük kararı verilmesinin hatalı olduğunu. -Davacının, birleşen davasının da zamanaşımına uğradığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini, yada düzeltilmesini talep etmiştir.Davacılar vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacı tüzel kişilerin taraf ehliyetine sahip olduğunu, davalı tarafın davayı açmakta hukuki yararı olmadığını iddia etmeye çalıştığı düşünülürse haklı gerekçesi bulunmadığının müvekkillerinden … HİZ. A.Ş. Şirketinin, … tarafından eğitim ve öğretim hizmetleri alanında faaliyet göstermek üzere 1997 yılında kurulduğunu, “…” esas unsurlu ve TÜRKPATENT nezdinde tescilli markaların sahibinin de bu şirket olduğunu, diğer iki müvekkilinin davaya dayanak markaları, tescil sahibi müvekkilin izni ile fiilen kullandığını, üç numaralı müvekkilinin ise müvekkilleri tarafından verilen eğitim öğretim hizmetlerinin gerçekleştirilmesinde kullanılan kitap ve diğer yayınların basılması için kurulmuş bir şirket olduğunu, bunun yanında müvekkili …’ın ilk olarak … isimli ticari işletmeyi 1997 yılında devraldığını, …- … isimli ticaret unvanını 1997 yılında ticaret siciline tescil ettirerek, anılan tarihten bu yana ticari faaliyetini sürdürdüğünü, İstinaf talebinde bulunan davalının eylemlerinin, tescil sahibi müvekkili … HİZ. A.Ş.’ nin marka ve ticaret unvanı tescilinden doğan haklarını doğrudan ihlal ettiği için; diğer müvekkillerin de hukuki olarak markaları kullanma hakkına sahip olduğu için ve ayrıca her ikisinin ticaret unvanıyla karışıklılığa yol açacak işaretin kullanılması sebebiyle zarar gördüklerinden dava açmakta hukuki yararlarının bulunduğunu. -Ankara 2.FSHHM’nin 2008/267 E. – 2011/131 K.sayılı kararının, huzurdaki uyuşmazlık bakımından tarafın müvekkili olmaması nedeniyle kesin hüküm teşkil etmeyeceğini. -Müvekkilinin, bilim insanları şekil markasını 1990 lı yıllarda kullanmaya başladığını, 16/06/2016 tarihinde de … sayılı markayı tescil ettirdiğini, davalı tescilinin 8 gün sonra 24/06/2016 tarihinde gerçekleştiğini, gerçek hak sahibi ve tescil başvurusunun önceki tarihli olması nedeniyle müvekkilinin öncelik hakkı bulunduğunu. -Müvekkilleri tarafından açılan davanın zamanaşımına uğramadığını, davalının, müvekkilinin eski bir lisansörü olduğunu, 2005 yılındaki lisans sözleşmesini 65 ay sonra sona ermesine rağmen kullanmaya devam ederek haksız kazanç sağladığını, birçok kez uyarılmasına rağmen son vermediğini, davalının lisans verdiği düşünülen adreslere delil tespitleri yapıldığını, dava süresince de marka tecavüzü devam ettiği için zamanaşımının gerçekleşmediğini. -Mahkemenin, davalının internet sitesinde kullandığı bilim adamları görseli ve tik işaretinin markaya tecavüz ve haksız rekabet yarattığının tespiti ile siteden çıkarılmasına karar verilmesinin yerinde olduğunu. -Müvekkillerinin açtığı davanın dürüstlük kuralına aykırı olmadığını, birleşen dava yönünden de yukarıdaki açıklamalarını tekrar ettiklerini, davalı marka başvurusunun kötüniyetli olduğunu beyan etmiştir.
DELİLLER: Davalı adına 10/05/2007 başvuru tarihli 41.sınıfta … başvuru numaralı … markasının 21/04/2008 tarihinde, 24/06/2016 başvuru tarihli … başvuru sayılı … ibareli markasının 03/01/2017 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. Davacı … AŞ adına 04/06/2008 başvuru tarihli 41.sınıfta … sayılı … – …, 07/10/2009 başvuru tarihli 16 ve 41.sınıflarda … başvuru numaralı tik işaretini içeren şekil markasının, 03/02/2014 başvuru tarihli 16 ve 41.sınıflarda … başvuru numaralı … şekil markasının, 20/06/2015 başvuru tarihli … başvuru numaralı 16 ve 41.sınıflarda … şekil markasının, 16/06/2016 başvuru tarihli 16 ve 41.sınıflarda … şekil ve bilim adamı şekil markasının ve … şekil markalarını içeren aynı sınıflarda başka markalarının tescilli olduğu anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde; davalı … (lisans alan), davacı … İşletmesi AŞ arasında düzenlenen 65 ay süreli 2005 tarihli marka ve lisans sözleşmesinin ibraz edildiği, sözleşme ile Balıkesir ili Bandırma ilçesinde, dershanecilik faaliyetinin yürütülmesi için … isim ve logosunu kullanma hakkının verildiği anlaşılmıştır. Dosyaya Beyoğlu …Noterliğinin 05/07/2006 tarihli … yevmiye nolu Dershane Devir Sözleşmesi sunulduğu, sözleşmeye göre; … AŞ tarafından … bandırma şubesinin devredildiği anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde, İzmir FSHHM’nin 2016/75 D.İş sayılı dosyasına ait, … aleyhinde yapılan delil tespiti neticesinde düzenlenen 23/09/2016 tarihli bilirkişi raporu, 2016/74 D.İş sayılı yine … aleyhinde farklı bir adreste yapılan delil tespitine ilişkin 23/09/2016 tarihli bilirkişi raporu, 2016/73 D.İş sayılı … aleyhine düzenlenen 23/09/2016 tarihli bilirkişi raporu ve delil tespitli raporların sunulduğu anlaşılmıştır. Dosyaya İstanbul 2.FSHHM’nin 2017/15 D.İŞ dosyasına ibraz olunan tespit raporu, 2017/11 D.İŞ dosyasına ibraz edilen tespit raporu, İstanbul 1.FSHHM’nin 2016/82 D.İŞ dosyasına ibraz edilen tespit raporunun ibraz edildiği anlaşılmıştır.Ankara 2.FSHHM’nin 2008/267 E. – 2011/131 K.sayılı ilamından; davacının …, davalıların TPE ve … olduğu, davacının … ibareli 41.sınıftaki … sayılı markasından kaynaklanan haklarına dayanarak davalı adına tescilli … sayılı markasının hükümsüzlüğünü talep ettiği, davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince davanın başında tespit mahiyetinde, Dr. …’ndan alınan 29/12/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Bayrampaşa da bulunan adreste … Ltd şirketinin faaliyet gösterdiği, işyeri yetkilisinin ibraz ettiği marka tescil belgesinde … ibaresinin yer aldığı, işyerinde ve dışında tespit edilen broşür, tabela ve diğer materyallerde markanın tescil edildiğinden farklı olarak … Lisesi, … Lisesi ve … şeklinde kullanıldığı, davalının internet ve tanıtım materyallerinde, davacılar tarafından kullanılan ve tanıtımı yapılan beş adet bilim adamı resminin bir araya gelerek oluşturulan logonun ufak bir değişiklik ile kullanıldığı, taraflar arasında marka kullanımına ilişkin sözleşmesin ibraz edilmediği beyan edildiği, rapor eşliğinde çekilen fotoğrafların ve internet sitesi üzerinde yapılan tespitlerin sunulduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince 27.07.2018 tarihinde alınan bilirkişi heyet raporunda; “…Davacının “…” ibaresini eskiye dayalı ve yoğun kullanımının bulunduğu, “…” ibaresinin 41 Sınıf kapsamında “eğitim öğretim” hizmetlerinde tanımlayıcı ibare olduğuna, ancak davacının bu ibareyi “…” işaretiyle ve “…” görselleriyle bir bütün olarak kullanabileceği; ancak, cins/tür belirten ibarelerin ayırt edicilik kazanmasının imkansız olmamakla beraber davaya konu markalar bakımından böyle bir ayırt ediciliğin söylenemeyeceği, davacının ve davalının tescil ettirdiği markalan, tescil ettirdiği şekilde kullanmadıkları; yani marka kullanımlarının tescil ettirdikleri şekilden farklı olduğu, Davacının “…” ibaresini; davalının da tescilli markasının ayırt edici unsuru olan “…” ibaresini arka planda bırakarak, her iki tarafın da “…” ibarelerine ayırt edicilik katma gayreti ile öne çıkardıkları, gerek davacının ve gerekse davalının markalarını (… logolu olanlar hariç) tescil ettirdikleri biçimde ve tescil ettirdikleri mal ve hizmet sınıflarında kullanmaları halinde herhangi markanın diğerine tecavüzünden söz edilemeyeceği, çünkü “…” nin cins isim vasfı nedeni ile bir ayırt ediciliğinin olduğu söylenemeyeceği. davacı adına tescilli bilim adamı görselli marka ile davalı adına tescilli bilim adamı görselli markaların her ne kadar farklı şekil ve ibarelerle birlikte tescil edilmişse de ve her ne kadar fotoğraflarda farklı yöne bakış vb. küçük farklılıklar var ise de logolarda öne çıkan … görseli olduğu için aynı sektörde ve ortak mal ve hizmet sınıflarında kullanımı dikkate alındığında İLTİBAS olmayacağın söylemek güçtür. Tescil başvuru önceliği (16.06.2016) Davacı ya aittir. Logoların görsel ve markanın bütünsel benzerliği tescilli marka sahibi firmalar bakımından da iltibasa dolayısıyla haksız rekabete yol açabilecektir. Davalının daha önce davacıdan marka lisansı almış olması, lisans süresi (65 ay) dolduktan sonra yenilenmemesi, lisans alınan bölge dışında da kullanılması ve “…” ibarelerine ayırt edicilik baskı kazandırma gayreti ile hareket edildiğine mahkeme kanaat getirilmesi halinde (İLTİBAS teşkil edebilecek … logolu markalar bakımından) Davalı tarafın kötü niyetle hareket ettiğine mahkeme tarafından kanaat getirilmesi halinde kötü niyetli tescilden ve sonuçlarından da söz edilebilecektir.” yolunda görüş bildirildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, 18/04/2017 tarihinde ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, davalı vekilinin tedbire itirazı üzerine mahkemenin 07/06/2017 tarihinde tedbire itirazı kabul ederek tedbiri kaldırdığı, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Dairemizin 27/09/2017 tarihli 2017/4467 E. – 2017/2835 K.sayılı kararıyla; davacı tarafın istinaf isteminin kısmen kabulü ile davacı tarafa ait tik işareti biçimindeki 2009/52443 sayılı şekil markasının davalı tarafça kullanılmasının tedbiren önlenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verildiği görülmüştür. Asıl dava 15/11/2016 tarihinde, birleşen dava 28/04/2017 tarihinde açılmıştır.Davalı …’un 24/02/2021 tarihinde vefat ettiği dosyaya davalı vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ve ekindeki nüfus kaydından anlaşılmıştır. Davacı … A.Ş. Vekilinin 29/11/2021 tarihli dilekçesi ve ekindeki belgelerden, davaya konu markaların … A.Ş.’ye devredildiği, vekilin vekaletname ibrazı ile, davayı takip ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacılar vekili asıl davada; müvekkillerinin ticaret unvanı, tescilsiz marka kullanımlarından kaynaklanan önceye dayalı hak, tescilli markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalının internet sitesinde ve işyerlerinde/lisans verdiği işyerlerinde, davacı tarafın ticaret unvanı ve markaları ile iltibas yaratacak şekilde kullanımlarının, markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden bahisle, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni, refi, internet sitesine erişim engellenmesine karar verilmesini, davalı adına tescilli … no’lu … markasının kullanılmadığından bahisle 556 Sayılı KHK 14. Madde gereğince iptalini, markanın davacıya devri, mümkün olmazsa davacı markaları ile benzer olduğu ve kötüniyetli tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlüğünü talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacılar vekili birleşen davada; davalı adına tescilli … tescil no’lu markasının hükümsüzlüğünü talep etmiş, mahkemece birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacılar vekilinin asıl dava yönünden, davalı vekilinin ise asıl ve birleşen davalar yönünden istinaf başvurularında bulundukları anlaşılmıştır. İstinaf incelemesi HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçelerinde ileri sürülen sebepler ile kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde; asıl davada reddine karar verilen, internet sitesine erişimin engellenmesi talebinin reddedilmesinin hatalı olduğunu, iptali talep edilen marka yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilerek, bu talep yönünden müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin, bu markanın müvekkilinin markası ile karıştırılma ihtimali bulunduğundan ve kötüniyetli tescil olduğundan bahisle açtıkları hükümsüzlük davasının reddedilmesinin hatalı olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davanın 15/11/2016 tarihinde açıldığı, Anayasa Mahkemesi’nin 14/12/2016 tarihli 2016/148 E-2016/189 K sayılı kararıyla, 556 Sayılı KHK 14. Maddesinin iptal edildiği, marka iptali davasının dava açıldıktan sonra hukuki dayanağının kalmadığı, bu durumda mahkemece konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, HMK 331. Madde gereğince yargılama giderlerinin dava tarihinde tarafların haklılık durumuna göre yüklenecek tarafın belirlenmesi gerekirken, mahkemece davanın reddine karar verilmesi yerinde değildir. Yargılama giderleri yönünden yapılan incelemede, davalı tarafça kullanımın ispatı yönünden sunulan Milli Eğitim Bakanlığı Özel Eğitim Kurumları Genel Müdürlüğü’nün; 28/08/2015 tarihli Konya/… Lisesi, 13/10/2009 tarihli, 07/07/2015 tarihli ve 15/07/2015 tarihli … Lisesi, 28/03/2013 tarihli, 29/05/2015 tarihli ve 30/06/2015 tarihli … Lisesi’ne ilişkin işyeri açma ve çalışma ruhsatı ile ilgili yazıları , … Lisesi’ne ilişkin 2011 yılı ilköğretim, ortaöğretim ve üniversite dershane öğretim programlarına ilişkin Vali Yardımcısı imzalı yazılarından, davalının markasının, 41. Sınıfta eğitim ve öğretim hizmetlerinde kullandığı anlaşılmakla, davalıya ait markanın 5 yıl süreyle kullanılmadığına ilişkin davacı iddiasının yerinde olmadığı kanaatiyle, yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davacı tarafın sorumlu olduğu kanaatine varılmış, davacı vekilinin yargılama gideri ve vekalet ücretine yönelik istinaf sebebi haklı değilse de, mahkemece ret kararı değil, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebebinin haklı olduğu kanaatine varılmıştır. Davacı tarafça asıl davada, … no’lu … Merkezi markasının davacı markaları ile benzer olduğu ve kötüniyetle tescil edildiğinden bahisle hükümsüzlüğü talep edilmiştir. İlk derece mahkemesince kararın gerekçesinde, hükümsüzlük koşullarının bulunmadığı ve talebin yerinde olmadığı açıklanmakla birlikte, hükümde bu talep hakkında hüküm kurulmadığı anlaşılmıştır. Markanın tescil tarihinin 21/04/2008 tarihi olduğu ve davanın açıldığı 15/11/2016 tarihine kadar 556 Sayılı KHK 42/1-a maddesi gereğince benzerlik nedeniyle açılan hükümsüzlük davasında 5 yıllık dava açma süresinin dolduğu, davalı tarafça zamanaşımı itirazında bulunulduğu anlaşılmıştır. Kötüniyetle tescil iddiası yönünden, 5 yıllık dava açma süresinin dikkate alınamayacağı göz önüne alındığında ise, davacı tarafça kötüniyet yönünden ileri sürülen delillerin incelenmesi gerekmiştir. Davacı vekilinin davalının eski lisansör olduğunu, 2005 yılında 65 aylık lisans sözleşmesi yapıldığını, markayı kendi adına tescil ettirdiğini ileri sürmüşse de, davacı adına “…”, “…” ibarelerini tak başına içeren marka tescili bulunmadığı, bu ibarelerin 41. Sınıfta tanımlayıcı niteliği bulunduğu, davacı tarafça bu ibarenin yanına çeşitli sözcük ve şekil ekleri getirilerek tescil ettirildiği, davalının da kendi soy ismini markanın başına getirerek, … Kurumları ibareli markasını tescil ettirmesinde kötüniyetli kabul edilemeyeceği anlaşılmakla, davacılar vekilinin marka hükümsüzlüğüne yönelik istinaf sebebinin (mahkemece bu talep yönünden olumlu olumsuz hüküm kurulmadığından) kısmen yerinde olduğu kanaatine varılmıştır.Davacılar vekilinin istinaf dilekçesinde; davalının …net alan adına erişimin engellenmemesine karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüşse de, yukarıdaki paragrafta açıklandığı üzere, davacı adına tek başına bu ibareleri içeren tescilli marka bulunmadığı, … ibaresinin 41. Sınıfta tanımlayıcı olduğu, mahkemece web sitesi içeriğinden tecavüz teşkil eden kullanımların çıkartılmasına karar verildiği, alan adında bu ibarelerin kullanımının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmediği kanaatiyle istinaf sebebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin asıl dava ve birleşen dava yönünden, davacı şirketlerin husumet ehliyeti bulunmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. 6100 Sayılı HMK 114/1-d-h, 115. maddeleri gereğince taraf sıfatı ve hukuki yararın bulunması dava şartı olduğundan, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınması gerekmektedir. Asıl davada davacı … Hizmetleri AŞ adına tescilli markaların bulunduğu, davacılar vekilinin dava dilekçesinde, davacı şirketlerin tescilli ticaret unvanlarından ve davacı şirketlerin iş ürünlerinden (dergi vs) kaynaklanan haklarına da dayanarak, marka hükümsüzlüğü ve markaya tecavüz ile haksız rekabet iddialarını ileri sürdüğü anlaşılmakla, davacı şirketlerin her ikisinin asıl dava yönünden davacı sıfatı ve hukuki yararının bulunduğu, davacı …’ın da …ni işlettiği ve ticaret unvanına dayandığı anlaşılmakla, asıl dava ve birleşen hükümsüzlük davası yönünden davacı sıfatı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili istinaf dilekçesinde, Ankara 2.FSHHM’nin 2008/267 E. – 2011/131 K.sayılı kararının taraflar yönünden kesin hüküm teşkil edeceğini ileri sürmüşse de, davacı … tarafından, TPE ve davalı aleyhine açılan davada verilen kararın davacı yönünden kesin hüküm teşkil etmeyeceği kanaatine varılmıştır. Davalı vekilinin asıl davada, mahkemece alınan 29/12/2016 tarihli raporda, davacının tik işaretinin kullanılmadığının tespitine rağmen, bu marka yönünden de kabul kararı verildiğini ileri sürdüğü anlaşılmış, Dairemizce bilirkişi raporu ve ekindeki internet sitesi görsellerini içeren fotoğrafların incelenmesinde, davalının internet sitesinde başlık kısmında ve sayfa içeriklerinde, bilim adamı görsellerini içeren logo ve tik işaretinin kullanıldığı, mahkemece bu görsellerin internet sitesi içeriğinden çıkartılmasına ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; asıl ve birleşen dava yönünden bilim adamı görsellerinin 03/01/2007 tarihinden itibaren kullanıldığını ileri sürerek zamanaşımı itirazında bulunduğu ve 10 yıl sonra dava açılmasının dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ileri sürmüşse de, tescilden önceye dayalı hakkını ispata yarar tarih içeren delil sunmadığı, dosyaya davalı tarafça sunulan kullanıma yönelik delillerin tescilli … no’lu … Merkezi markasının kullanımına ilişkin olduğu, davalı tarafça davacının tescilsiz kullanıma sessiz kalarak aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra dava açmasının MK 2. Maddesinde düzenlenen iyiniyet kuralları ile dürüstlük kuralına aykırı olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilinin asıl davaya yönelik zamanaşımı itirazında bulunduğu anlaşılmış, asıl davada benzerlik yönünden hükümsüzlüğü istenen 2007/25472 sayılı davalı markasının tescil tarihinden itibaren 5 yıllık süre dolduğundan, davanın (zamanaşımı itirazında bulunulmuşsa da, hukuki nitelendirme mahkemeye ait olduğundan ve hak düşürücü süre resen dikkate alınacağından) hak düşürücü süre içerisinde açılmayan hükümsüzlük davasının reddi gerektiği kanatiyle, mahkeme kararının gerekçesinin düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilinin birleşen davada … başvuru sayılı markasının davacının markasından önce tescil edildiğini ileri sürmüşse de, davalı markasının 24/06/2016 başvuru tarihli olduğu, davacının hükümsüzlüğe dayanak markasının ise 16/06/2016 başvuru tarihli olduğu, marka koruması başvuru tarihinden itibaren başlayacağından, davacının öncelik hakkı bulunduğu anlaşılmış, ileri sürülen istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacılar vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, davalı vekilinin asıl davanın gerekçesine yönelik istinaf sebebinin kısmen kabulüne karar verilmekle, mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, … no’lu … markasının kullanmamadan dolayı iptali davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, asıl davada tarafların kazanılmış haklarının korunarak hükmün diğer kısımlarının aynen tekrarına, birleşen davada, somut oluyu uygulanması gereken, dava tarihinde yürürlükte olan mülga 556 Sayılı KHK 7 ve 8. Maddelerde, başkasına ait ticaret unvanının marka olarak tescilinin hükümsüzlük nedeni olarak düzenlenmediği gibi, davalının hükümsüzlüğü istenen … başvuru sayılı … ibareli markasında da, bilim adamları şekil unsurunun ön planda ve baskın unsur olup, … ibaresi ile kullanıldığı, … ibaresinin tescil sınıfı itibarıyla zayıf ibare anlaşılmakla, davacılardan … A.Ş ile …’ adına ticaret unvanına dayalı olarak açılan davanın esastan reddine, davacı … A.Ş.’nin önceki başvuru tarihli markası ile karışıklığa yol açacağından, bu davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş tarafların kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,2-Davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE KISMEN REDDİNE,3- İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15/01/2020 tarihli 2017/393 E. – 2020/26 K. sayılı Kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 4-A-Asıl dava yönünden; a-Davanın KISMEN KABULÜNE, aa)Davalının … tescil no’lu markasında bilim adamları görseli ve oğuz … şekil ve ibareleri içeren kullanımının , davacının bilim adamları görseli ve önceki koruma tarihli markasına tecavüz oluşturduğunun ve haksız rekabet yarattığının tespitine, tecavüzün ve haksız rekabetin men’ine, ref’ine bb)Davalının, …net alan adlı internet sitesinde kullandığı bilim adamları görselinin ve kullanmış olduğu tik işaretinin, davacının bilim adamları görselli ve tik işareti taşıyan daha önceki koruma tarihli markalarına tecavüz oluşturduğunun ve haksız rekabet yarattığının tespitine, davalının söz konusu tecavüz oluşturan kullanımlarının siteden çıkarılmasına ve bu şekilde kullanımının yasaklanmasına, alan adının bizatihi tecavüz yaratmadığı anlaşıldığından terkini talebinin reddine cc)Davalının … tescil no’lu markasının hükümsüzlüğü talebinin reddine, -Davalının … tescil numaralı markasının iptaline ilişkin talep konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, dd)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan markaya tecavüz ve haksız rekabet davası yönünden 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20TL’nin mahsubu ile kalan 51,50 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, – marka hükümsüzlüğü talebi yönünden, 80,70 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına, ee)Kabul edilen tecavüzle ilgili talepler yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı şirketlere verilmesine, ff)Reddedilen internet sitesinin terkini ve markanın iptali ile ilgili talepler yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan15.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine, gg)Davacılar tarafından yapılan: 2.100 TL bilirkişi ücreti,782,80 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.882,80 TL ve 58,40TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.941,20 TL yargılama giderinden asıl dava ve birleşen dava kabul/red oranına göre takdiren 3/4’ü olan 2.205,90 TL’nin davalıdan alınarak davacı şirketlere verilmesine, hh)Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, B-Birleşen dava yönünden; a-Davacılar …-…’ ve … A.Ş’nin davasının REDDİNE, c- Davacı … AŞ tarafından açılan DAVANIN KABULÜNE, aa)-Davalının … tescil nolu markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, -Karar kesinleştiğinde TPMK’na bildirilmesine, bb)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 31,40 TL’nin mahsubu ile kalan 49,30 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline, Hazine’ye irat kaydına, cc)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacı … Hizmetleri AŞ’ye verilmesine, – Esastan red edilen dava yönünden davalı lehine hüküm tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T.’ne göre 15.000 TL vekalet ücreti taktiri ile, ile davacı … A.Ş ve …’dan tahsil edilerek davalıya ödenmesine, dd)-Davacılar tarafından yapılan 62,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 62,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ee)-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına, ff)-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Tarafların istinaf talepleri kısmen kabul olunmakla, istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, b-İstinaf yargılaması için asıl ve birleşen davada davacılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 50,00 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 25,00 TL’sinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, c-İstinaf yargılaması için asıl ve birleşen davada davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 55,90 TL tebligat, müzekkere ve posta giderinin 1/2 oranında 27,95 TL’sinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine, ç-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince ilgilisine iadesine, d-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.