Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1789 E. 2022/1869 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1789 Esas
KARAR NO: 2022/1869 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/11/2019
NUMARASI: 2017/307 E. – 2019/450 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde; … Holding’in temellerinin 1950 yılında atıldığını, Türkiye’nin lider holding şirketleri arasında olduğunu, halihazırda finans, otomotiv, inşaat, medya, turizm, gayrimenkul, enerji, yeme-içme, teknoloji, spor ve eğlence gibi pek çok farklı sektörde faaliyetlerinin bulunduğunu, … grubunun markalaşma sürecinde ülke içinde çok sayıda markasının olduğu gibi yurtdışında da gerek yarattığı gerekse ortak olduğu markalarla faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin ticaret unvanının esas unsuru olarak 1975 yılından bu yana eylemli olarak kullandığı ve birçok tescille koruduğu tanınmış … ibareli markasının tüm sınıflar bakımından tescil ettirilmek üzere yapılan … başvuru numaralı … ve … başvuru numaralı … ibareli marka başvurularının, davalı … tarafından ihdas edilip kullanılan ve tanınmış hale getirilen … markasının 35. sınıf hizmetler bakımından müvekkili adına tescil edilemediğini beyanla, 556 sayılı KHK m. 8/3, 8/4, 8/5 maddeleri gereğince dava konusu … ve … tescil numaralı … markalarının benzerlik, tanınmışlık, ticaret unvanının ihlali, gerçek hak sahipliği, haksız rekabet nedenlerine dayalı olarak tescil kapsamında yer alan tüm emtialar yönünden hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacıların KHK m. 43 gereğince zarar gören kişilerden olmamaları nedeniyle davayı açmakta hukuki yararlarının olmadığını, KHK kapsamında bir markanın hükümsüz kılınabilmesi için gerekçe olarak gösterilen markanın aynı/benzer olması ve markaların aynı/benzer türdeki mal veya hizmetlerle ilgili kullanılması gerektiğini, müvekkili firmanın 1990 yılından beri değer kazandırdığı … ŞEKİL markasını 06, 09 ve 20. sınıflardaki emtialar bakımından 04/05/2005 tarihinde tescil ettirdiğini, bu markayı 35. sınıf için de tescil ettirdiğini, müvekkili firmanın tescilli markalarını davacı ile aynı veya benzer ürünlerde kullanmadığını, en önemlisi davacının markalarının tescil tarihinin 04/05/2005 tarihinden sonra olduğunu, KHK m. 7 ve 8’in tescil edilmiş veya daha önce tescil için başvurusu yapılmış marka sahiplerine dava açma hakkı verdiğini, müvekkili firmanın davacı adına tescilli … no.lu … markasının yayınına itiraz ettiğini ve markanın müvekkili marka ile benzer görülerek kısmen reddedildiğini, müvekkili firmanın tescilli markaları varken davacıların tescilsiz markalarının korunmasının mümkün olmadığını, davacıların tescilli markaları ile müvekkilinin markalarının aynı sınıflarda tescilli olmadığını ve markaların birbirleriyle benzer olmadığını, davacının … ibaresini salt ticaret unvanı olarak yaygın anlamda kullandığını, markasal kullanımın yaygın olmadığını, … ibaresi tanınmış marka olmadığı için müvekkilinin markalarının hükümsüz kılınması için gerekçe olarak gösterilemeyeceğini, müvekkili firma ile davacının tarafın tamamen farklı alanlarda faaliyet gösterdiğini, müvekkilinin 1990 yılında iş hayatına atıldığını ve 2002 yılında şirketleştiğini, müvekkilinin … markasının marka tescil belgelerinin sınıflanma incelenmesi halinde müvekkilinin her türlü ölçülerde boy kesim, fason kesim, pres baskı vb. işler yaptığını, böylece tarafların … markasını aynı sınıflarda kullanmadığını, müvekkilinin ilk kez 2005 yılında tescil ettirdiği markasını korumak için gerekli özeni gösterdiğini, davacıların basiretli tacir ilkesine aykırı olarak müvekkilinin işbu markayı kullandığını bilmelerine karşın sessiz kalmalarından dolayı açılan davanın hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu, bu neden ile zamanaşımı itirazında bulunduklarını beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07/11/2019 tarihli 2017/307 E. – 2019/450 K. sayılı kararıyla; “…gerçek hak sahipliği yönünden; … Ticaret A.Ş. tarafından düzenlenen faturanın değerlendirmeye alınamayacağı, mezkur faturalardan … ve … nolu faturalar davacılardan … A.Ş. tarafından 2006 senesinde düzenlendikleri, davacının … ibaresini markasal olarak 2006 senesinde kullandığı, davalının … nolu faturasının davalı … Ltd. Şti. tarafından 13/03/2005 tarihinde düzenlendiği dolayısıyla, davalı taraf … ibaresini içerir markasını 2005 senesinden itibaren markasal kullanırken, davacı tarafın 2006 senesinden itibaren kullandığı davacının öncelik ve gerçek hak sahipliği iddiasının yerinde olmadığı sonucuna ulaşıldığı. Tanınmışlık yönünden; Davacı tarafın … başvuru numarasıyla … ifadesinin 12/12/2014 yılında tanınmış marka olarak tescilini sağladığı,..yargılama açısından tanınmışlığın tespitinde ise davalıya ait hükümsüzlüğü talep edilen … ve … tescil numaralı markaların başvuru tarihindeki durumunun değerlendirilmesi gerektiği,..davacı tarafa ait “…” ibaresini içeren markalarının dava tarihi itibariyle otomotiv sektöründe bilinen bir marka olmasına rağmen davalının marka tescil başvuru tarihleri itibarı ile tanınmışlık olgusu ispatlayamadığı sonucuna ulaşıldığı. Karıştırılma ihtimali yönünden:…Davacılara ait markaların … ibaresine sektöre göre farklı ibareler eklenerek türetildikleri görüldüğü, (Seri Marka) davalının markalarının ise … + ŞEKİL’den ibarettir. … ibaresi her iki tarafın markasında bulunduğu, … ibaresinin 06, 07, 09. ve 35. sınıfa dâhil emtia ve hizmetler yönünden zayıf bir marka olarak nitelendirilemeyeceği,… müşteriler tarafından davalının … ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığı markalarının davacının “…” ibaresinin esas unsur olarak kullanıldığı herhangi bir ayırt ediciliği bulunmayan sözcüklerin ilavesiyle oluşturulan markalarının bir türevi olarak algılanabileceği ve söz konusu markaları taşıyan emtianın ve/veya hizmetin müşteriler tarafından aynı ekonomik kaynağa atfedilebileceği markaların benzer olarak algılandıkları iltibas ihtimalinin bulunduğu, … taraflar adına tescilli markalar 35. sınıfa dahil hizmetler yönünden aynı olup, hükümsüzlük yönünden aranılan mal ve hizmetlerin benzerliği kıstası da verine getirilmiş olduğu hükümsüzlük şartlarının oluştuğu sonucuna ulaşıldığı….Tüm dosya kapsamı, sunulan rapor içerikleri ve dava tarihi itibarı ile uygulanması gereken mevzuat kapsamında talep değerlendirildiğinde; her ne kadar davacılar tanınmış marka iddiasında bulunmuş ve davaya konu markaların tescil başvuru tarihleri itibarı ile tanınmışlık iddialarını ispatlayamamış iseler de, davacıların “…” ibaresini içeren ve seri marka niteliğinde birden fazla marka tescillerinin bulunduğu, davalıya ait Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … nolu ile tescilli “… + şekil” markası ile … no ile tescilli “…” markasının gerek görsel gerekse tescilli olduğu emtia ve hizmet sınıflar bazında davacılara ait markalarla karışıklığa sebebiyet verdiği, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davalının sesiz kalmaya dayalı hak kaybı ve hak düşürücü süreye dayalı taleplerinin yerinde olmadığı” gerekçesiyle; Davanın KABULÜ ile; davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … nolu ile tescilli “… + şekil” markası ile … no ile tescilli “…” markasının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece 28/05/2019 tarihli bilirkişi raporuna itibar edilerek karar verilmişse de, bu raporun önceki raporlarla çeliştiğini, çelişkilerin giderilmesi için yeni heyetten rapor alınması taleplerinin reddedildiğini, ek rapor dahi alınmadığını, 4 kişilik heyetten rapor alınmasının da doğru olmadığını, 28/02/2018 tarihli ilk raporda davacılardan … Pazarlama şirketinin … işlem numaralı “… şekil” ibareli marka ile müvekkilinin … nolu “… ” ibareli markasının tescilli olduğu mal ve hizmetler bakımından ve hizmetlerin kullanım amaçları, kullanıcıların ticari pazara ulaşmalarında kullanılan satış noktalarının ve hitap ettiği kullanıcı grubunun benzer olduğu, bu nedenle müvekkili adına tescilli … nolu markanın 35.sınıf içerisinde yer verilen 07. sınıfa dahil emtialar yönünden kısmen hükümsüz kılınabileceği kanaatinin bildirildiğini, önceki raporla çelişen 28.05.2019 tarihli raporun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu. -Davacıların markaları ile müvekkilinin markalarının ve kullanıldığı mal ve hizmetlerin benzer olmadığını, iltibas ihtimalinin bulunmadığını, davacıların markalarında esas unsurun sadece … kelimesi olarak kabul edilmesinin yerinde olmadığını. – Müvekkilinin “… şekil” markasını, 06, 09, ve 20. Sınıftaki emtialar bakımından 04.05.2005 tarihinde tescil ettirerek kullanmaya devam ettiğini, 2010 ve 2011 yıllarında da 35. Sınıf için tescil ettirdiğini, müvekkilinin, markasını 04.05.2005 tarihinde tescil ettirmiş olmasına rağmen davacının tescilinin bu tarihten sonra olduğunu. -Müvekkilinin tescilli markalarının davacılar ile aynı veya benzer ürünlerde kullanılmadığını, markaların da birebir aynı olmadığını, davacıların sportif faaliyetler, çocuk senfoni orkestrası, müşteri sistemleri sektörlerinde kullandığını, davacıların faaliyet gösterdiğini beyan ettiği diğer alanlarda (medya, otel vs.) “…” kelimesini içeren bir marka kullanmadığını, müvekkilinin markasının tescilli olduğu emtialarda üretim yaptığına ilişkin delil bulunmadığını. -Taraf markalarının aynı müşteri çevresine hitap etmediğini, müvekkilinin otomotiv sektöründe faaliyet göstermediğini, müvekkili işletmenin 1990 yılında kurulduğunu, 17 Ocak 2002 tarihinde şirketleşerek ticari faaliyetine devam ettiğini, markasını tescil ettirdiği sınıflara ilişkin olarak her türlü ölçülerde boy kesim, fason kesim, pres baskı v.b işleri, ayrıca her türlü poşet elgeçme kalıpları ,balans kalıpları, her nevi metal aksesuar kalıpları, kesme sıvama kalıp imalatı, poşet tutma yerlerinin kalıp imalatı, elektrikli pano, trafo vb. birçok yerde kullanılan elektriksel değeri olan laminasyon silisli saç üretimi, makine üretimi yaparak yurtiçi ve yurtdışında satışını yaptığını, faaliyet konuları ile müşteri çevrelerinin farklı olduğunu, müvekkilinin markasındaki güneşi andıran şeklin davacıların markalarından çok farklı olduğunu, markalardaki … kelimesinin de birbirinden oldukça farklı olduğunu. -Davacıların aynı dilekçe ile dava açmalarının usul hukukuna aykırı olduğunu, her bir davacı markası yönünden ayrı ayrı inceleme yapılması gerektiğini, davacılara ait markaların hepsi tek bir şirket gibi değerlendirilip, davacılara ait markaların seri marka olarak kabulünün mümkün olmadığını, dava dilekçesinde de, davacıların markalarının seri marka olduğu ve bu sebeple müvekkilinin markalarının hükümsüzlüğünü istedikleri yönünde bir iddialarının bulunmadığını, davacı tarafın 28/02/2018 tarihli kök rapordan sonra yeni bir iddiada bulunduğunu, iddianın genişletilmesine muvaffakatlarının bulunmadığını. -Davacıların müvekkilinin markalarının hükümsüzlüğünü talep etmesinin haksız ve kötüniyetli olduğunu, davacı markalarının tümünün müvekkilinin markasını kullanmasından, tescilinden ve tanıtmasından sonra tescil edildiğini, davacıların basiretli tacir olarak müvekkilinin bu markayı kullandığını bildiği halde … ibaresini markasında ve ticaret unvanında kullandığını, şimdi de müvekkilinin kullanımını engellemeye çalıştığını, müvekkilinin 04/05/2005 tarihinden itibaren markasının tescilli olduğunu, davacılardan … Ticaret A.Ş’nin … “…” ibareli markasının tescili için yaptığı başvuru için müvekkilinin benzerlik itirazında bulunduğunu,TPE tarafından itirazın kısmen kabulüne karar verildiğini, davacılardan … Holding A.ş, “… HOLDİNG” markasını, 16.11.2015 de, “… GRUBU” markasını ise 15.02.2016 tarihinde tescil ettirdiğini, davacı tüm sınıflarda markasını tescil ettirmek istediğini bildirerek, bu amaçla hareket ederek tekelleşme amacı güttüğünü, müvekkilinin marka başvurusuna itiraz ettiğini, bu hususların dikkate alınmadığını. -5 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiğini. -Davacının zarar gören kişilerden olmaması nedeniyle, hükümsüzlük davası açamayacağını. -Mülkiyet hakkının KHK ile sınırlanamayacağından, mahkemece hukuka aykırı KHK hükümlerinin uygulanmaması gerektiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde; hükümsüzlüğü istenen … tescil nolu “… ŞEKİL” ibareli, 35.emtia sınıfındaki markanın 26/04/2010 başvuru tarihinden itibaren 10 yıl süreyle 22/11/2012 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “… ŞEKİL” ibareli, 35.emtia sınıfındaki markanın 24/11/2011 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle 13/05/2013 tarihinde tescil edildiği ve markaların … adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır. Davacı … Adına 09/41. Sınıfta 01/03/2010 koruma tarihli … başvuru sayılı “…+şekil” markası, 09/14/15/16/21/25/28/35/41. Sınıfta 09/03/2016 koruma tarihli … başvuru sayılı “…+şekil” markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır. … tescil nolu “…” ibareli, 01, 02, 03, 04, 06, 07, 08, 09, 10, 11,12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 33, 34, 35, 36, 37, 38, 39, 41, 42, 43, 44 ve 45.emtia sınıflarındaki markanın 13/06/2017 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli, 01, 02, 03, 04, 06, 07, 08, 09, 10, 11,12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 28, 33, 34, 36, 37, 38, 39, 41, 42, 43, 44, 45 ve 99.emtia sınıflarındaki markanın 11/01/2018 tarihinde tescil edildiği ve markaların … adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.Davacı … Tic. A.Ş. Adına, 06/08/11/12/18/20/… Sınıfta 11/08/2009 koruma tarihli … başvuru sayılı “…” markası, 12/35/37/39/40/42 Sınıfta 11/02/2009 koruma tarihli … başvuru sayılı “…” markası, 01/05/06/09/12/14/… Sınıfta 03/11/2006 koruma tarihli … başvuru sayılı “…” markası, 01/05/06/09/12/14/… Sınıfta 03/11/2006 koruma tarihli … başvuru sayılı “…” markası, 01/05/06/09/12/14/… Sınıfta 25/09/2006 koruma tarihli … başvuru sayılı “…” markası, 01/05/06/09/12/14/… Sınıfta 25/09/2006 koruma tarihli …başvuru sayılı “…” markası,12/35/36/37. Sınıfta 29/11/2010 koruma tarihli … başvuru sayılı “… holding” markası ve başka markaların tescilli olduğu anlaşılmıştır. Davacı … Tic. A.Ş. Adına 06/07/12/20/22/37. Sınıflarda 03/10/2016 başvuru tarihli … başvuru numaralı “…” markasının tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 14/03/2018 tarihli raporda; “…davacı tarafın … markasının davalı tarafın markalarının tescilli olduğu emtialar yönünden gerçek hak sahibi olduğu hususunu ispatlayamadığını, davacı tarafa ait … markasının davalı tarafın marka başvurusundan önce sektörel tanınmışlığı aşan bir tanınmışlığının olduğu hususunu ispatlanamadığını, davalı adına tescilli … nolu … markasının hükümsüz kılınması için aranan 5 yıllık hak düşürücü sürenin dava tarihi itibariyle geçmiş olduğundan, bu durumun “sessiz kalma yoluyla hak kaybı” olarak değerlendirilebileceğini, davalı adına tescilli … tescil nolu … markasının davacı adına tescilli … tescil nolu “…” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, var olan bu benzerlik sebebiyle davalı markasının 35.sınıfta yer verilen 07.sınıfa dahil emtialarda kısmen hükümsüz kılınabileceği” sonucuna varmışlardır. İlk derece mahkemesince aynı bilirkişi heyetinden alınan 19/12/2018 tarihli ek raporda; “…davacı tarafın markalarının seri marka olduğu dikkate alındığında, davalının … tescil nolu … markasının 35.sınıfta tescil edildiği bütün hizmetler bakımından hükümsüz sayılması gerektiğini, bu marka bakımından 5 yıllık sessiz kalma suretiyle hak kaybı süresinin geçmediğini, davacı markalarının seri marka olarak kabulü halinde, davalı adına tescilli … tescil nolu … markasına ilişkin kök rapordaki değerlendirmelerini değiştirecek bir hususun bulunmadığını” belirtmişlerdir. İlk derece mahkemesince yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 30/05/2019 tarihli raporda; “…davalının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … ve … nolu markalarının 35. sınıfa dahil hizmetler yönünden hükümsüzlük şartlarının oluştuğunu, davacının öncelik ve gerçek hak sahibi olmadığını, davacıların markalarının davalıya ait markaların başvuru tarihleri itibariyle tanınmış marka olmadığını, davalının kötüniyetli olmadığını, davacıların sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğramadıklarını, 556 sayılı KHK’nın 7/1-1 bendi Anayasa Mahkemesi tarafından ittihaz edilen 27/05/2015 tarih, 2015/33 Esas ve 2015/50 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş, dolayısıyla, mülga 556 sayılı KHK’nın 42/1-a bendi bu yönüyle uygulama dışında kaldığı” yönündeki kanaatlerini bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Marka hükümsüzlüğü talepli davada, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; davacıların zarar gören kişilerden olmadığını hükümsüzlük davası açamayacağını ve aynı dava dilekçesi ile birlikte dava açmalarının usule uygun olmadığını ileri sürmüştür. İlk derece mahkemesince, taraf markalarının … ibareli olduğu ve benzer olduğu tespitinin yapıldığı, taraflar adına tescilli markaların 35. Sınıfa dahil hizmetler yönünden aynı olduğu, hükümsüzlük şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır. Davada hukuki yararın bulunması HMK 114/1-h maddesi gereğince dava şartlarından olmakla, mahkemece resen incelenmesi, davalı tarafın bu hususta itirazının bulunması halinde de, her bir davacı yönünden hukuki yarar dava şartının incelenerek kararda gerekçelendirilmesi gerekmektedir. Davacılar … ve … Pazarlama şirketlerinin davacı … bünyesinde grup şirketlerden olduğu dosyaya sunulan belgelerden anlaşılıyorsa da, farklı tüzel kişiler olması nedeniyle mahkemece her bir davacı yönünden ayrı ayrı inceleme yapılmaması yerinde olmamıştır. Davalı vekilinin yargılama sırasında 04/05/2005 başvuru tarihli … başvuru numaralı …+şekil markasından kaynaklanan öncelik hakkı bulunduğunu ileri sürdüğü, hükme esas alınan bilirkişi raporunda ve mahkeme gerekçeli kararında davalının savunması üzerinde durulmadığı gibi, davalının hükümsüzlüğü istenen … tescil nolu “…” markasının 06/07/09. Alt Sınıfına dahil emtiaların satışına ilişkin 35. Sınıfta tescilli olduğu, mahkemece alının ilk bilirkişi heyet raporunda davalının bu markasının sadece 07. Sınıfa konu emtiaların satışı hizmetleri yönünden 35. Sınıfta hükümsüzlüğüne karar verilebileceğinin beyan edildiği, ek raporda bu görüşün tekrarlandığı, hükme esas alınan raporda ise benzerlik karşılaştırması yapılırken, tescile konu alt sınıflar yönünden inceleme yapılmadığı anlaşılmakla, mahkemece raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde olmamış, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın davacı şirketlerin dayandığı marka tescil kayıtları getirtilerek,her bir davacı yönünden ayrı ayrı inceleme yapılarak taraf markalarının tescil sınıfları ve alt sınıflarının karşılaştırılarak, denetime elverişli şekilde ek rapor yada yeni heyetten rapor alınarak, tarafların iddia ve savunmaları karşılanarak karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 07/11/2019 tarihli 2017/307 E. – 2019/450 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davalı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davalı avansından kullanıldığı anlaşılan; 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı, 89,60 TL tehir-i icra karar harcı ile 36,10 TL (posta-teb-müz) masrafının davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, b)Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.