Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1778 E. 2020/1571 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1778 Esas
KARAR NO : 2020/1571 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/03/2019
NUMARASI : 2016/249 E. – 2019/125 K.
DAVANIN KONUSU Faydalı Model Belgesi (Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin deniz yoluyla yolcu ve araç taşımacılığı sektöründe faaliyet gösteren anonim şirket olduğunu, müvekkili şirketin müşterilerine daha iyi hizmet sunabilmek amacıyla çeşitli şirketlerle anlaşma yaparak, taşımacılık faaliyetlerinde kullandığı gemilerde ve terminallerde bulunan bazı alanlarda reklam uygulamasına gittiğini, kullanılan bilet turnikeleri üzerine yapılan sözleşmeler çerçevesinde reklam uygulamasına gittiklerini, davalı tarafından müvekkiline 16.11.2016 tarihli bir ihtarname gönderilerek turnikelerdeki reklam uygulamalarının durdurulması talep edildiğini, müvekkil şirketin kendi terminalindeki turnikelere reklam vermesinin söz konusu faydalı modeller bakımından herhangi bir tecavüz oluşturmadığını, davalı … adına tescil edilen faydalı modellerin korunmaya değer niteliklere sahip olmadığını, TPE nezdinde davalı adına kayıtlı 2009 07779 ve 2009 04047 tescil numaralı faydalı modellerden kaynaklı haklarına müvekkil şirketin kullanımının tecavüz oluşturmadığının tespitini ve söz konusu faydalı modellerin hükümsüzlüğü ve sicil kayıtlarından terkinini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP;Davalı vekili cevap dilekçesinde; davaya konu faydalı modellerin davalı … adına kayıtlı olduğunu, dava da husumetin … firmasına da aynı anda yöneltilmesinin isabetsiz olduğunu, bu müvekkil açısından davanın husumetten reddini talep ettiklerini, davacının TPE sicilinden terkinini talep ettiği iki kayıtla ilgili yargılamanın İstanbul 3. FSHHM’nin 2015/122 esas sayılı dosyası ile yapıldığını, davacının dava konusu kayıtlardan kaynaklı haklara tecavüz etmediği iddiasının gerçeği yansıtmadığını, müvekkili … firması hakkında açılan davanın husumetten reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI; İstanbul 2.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 21/03/2019 tarihli 2016/249 Esas-2019/125 Karar sayılı kararıyla; ” İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.01.2016 tarih ve 2015/122 esas-2016/11 karar sayılı kararı ile davaya konu faydalı modellerin hükümsüzlüğüne karar verildiği ve verilen kararın kesinleştiği, davanın konusuz kaldığı, dosya kapsamı, İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.01.2016 tarih ve 2015/122 esas-2016/11 karar sayılı kararı ile davalı … adına tescil edilen faydalı modellerin yenilik unsurunu taşımadığının ve korunmaya değer niteliklere sahip olmadığının tespit edilmiş olduğunun göz önünde bulundurulduğu ” gerekçesiyle; Davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla esas hakkında karar verilmesine, tarafların haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama harç ve giderlerinin HMK 331 maddesi göz önünde bulundurularak davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının dava açmakta hiçbir hukuki yararının bulunmadığını, 16/09/2011 tarihinde İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2015/122 Esas sayılı dosyasında açılmış hükümsüzlük davası bulunduğunu, mahkemenin 01/07/2014 tarihli 2014/177 Karar sayılı kararıyla hükümsüzlük kararı verildiğini, TR 2009/04047 sayılı FM’in hükümsüzlüğü kararının Yargıtay 11. HD’nin 02/02/2015 tarihli ilamıyla onanarak kesinleştiğini, TR 2009/07779 sayılı FM’in hükümsüzlük talebinin reddi kararının bozulduğunu, mahkemenin bu belgenin hükümsüzlüğüne ilişkin 26/01/2016 tarih 2015/122 Esas-2016/11 Karar sayılı kararının, Yargıtay 11. HD’nin 2016/11218 E-2018/3071 K sayılı kararıyla onanarak kesinleştiğini, dava tarihinde 2009/04047 sayılı FM ile ilgili kesinleşmiş bir hüküm mevcut olduğunu, diğer belge ile ilgili ise derdest dava bulunduğunu, hukuki yarar yokluğundan davanın reddi kararı verilmesi gerektiğini, ihtarnamenin ….Ltd. Şti. Tarafından gönderildiğini, davanın bu şirket ile müvekkiline yöneltildiğini, müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de haksız olduğunu beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise müvekkili aleyhine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesine karşı cevap dilekçesinde; dosya tefrik edilmeden önce davalı olan ….Ltd. Şti. Tarafından müvekkili aleyhine 16/11/2016 tarihli bir ihtarname gönderildiğini, yapılan araştırmada FM belgelerinin … adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, dava dışı kişiler tarafından açılan davadan müvekkilinin haberdar olmasının beklenemeyeceğini, haklılık durumu dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin haklı olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
GEREKÇE; Davalı adına tescilli Faydalı Model belgelerinin hükümsüzlüğü ve davacı şirket kullanımının davalının faydalı modelden kaynaklanan haklarına tecavüz oluşturmadığının tespiti davasında; ilk derece mahkemesince Faydalı Model belgelerinin, İstanbul 3.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 26.01.2016 tarih ve 2015/122 esas-2016/11 karar sayılı olup kesinleşen kararı hükümsüzlüğüne karar verildiğinden, davanın konusuz kaldığına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde davacının daha önce açılmış hükümsüzlük davası varken tekrar dava açmasında hukuki yararının bulunmadığını, TR 2009/04047 sayılı FM’in hükümsüzlüğüne ilişkin kararın bu dava açılmadan önce kesinleştiğini ileri sürmüşse de; mahkemece bu davadan tefrik edilen davanın davalısı ….ltd.Şti.’nin 16/11/2016 tarihli ihtarnamesi ile davacıya, FM belgelerinin tescilli olduğu ve tecavüzün durdurulması talebinde bulunduğu, … şirketi temsilcisi ile davalının dosya kapsamında bulunan kimlik fotokopilerinden kardeş olduklarının anlaşıldığı, davalının ihtarnameden haberdar olmadığının düşünülemeyeceği, dosyaya TPMK’dan celp edilen ve 05/01/2017 tarihli yazı cevabı ekinde sunulan tescil belgelerinden dava açıldığı tarihte, Faydalı Model belgelerinin her ikisinin de davalı adına hüküm ifade ettiğinin bildirildiği, davacının üçüncü kişi tarafından açılan hükümsüzlük davasından haberdar olmasının beklenemeyeceği, mahkemenin dava açıldığı tarihte davacının hukuki yararının bulunduğu ve davalı belgelerinin yenilik unsuru taşımadığını, davacının dava açıldığı tarihte haklı olduğunu değerlendirerek yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 16,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.