Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1777 E. 2022/1874 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1777 Esas
KARAR NO: 2022/1874 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2017/248 E. – 2017/397 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; “…” markasının müvekkili adına Türk Patent Enstitüsü nezdinde …, …, …, …, …, … ve sair tescil numaraları ile kayıtlı olduğunu ve söz konusu markanın ilk tescil tarihi olan 24.12.1992 tarihinden bu yana koruma altında olduğunu; “…” markasının özellikle gıda ürünleri piyasasında çok tanınmış ve ortalama tüketici tarafından bilinir hale geldiğini; davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından … sayı ile tescil edilen “…” markasının “…” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bir nitelik taşıdığını; her iki markanın da görsel ve kavramsal olarak incelendiğinde, renk ve şekil unsuru içermeyen düz kelime markaları olduğunu; “…” markasının iptali istenen “…” markasının ikinci ve üçüncü hecesinde aynen kapsandığını; her iki markada yer alan beş harfin tümünün sıralamasıyla birlikte birebir aynı olduğunu; iki marka arasındaki tek farklılığın “…” markasında yer alan “…” ve “…” harfleri olduğunu ve bu harflerin ayırt edici nitelik taşımadığını; bu itibarla her iki markanın tüketiciler nezdinde karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu; her iki markanın da ortak unsuru olan “…” ibaresi ile tüketicilerin zihninde “…” markasının, “…” markası ile ilişkilendirileceğini ve “…” marka serisine bağlı yeni bir marka olarak algılanmasına ve davalı marka sahibi ile davacı müvekkili arasında idari-ekonomik anlamda bir bağlantı kurulmasına yol açtığını; işitsel yönden incelendiğinde davalıya ait “…” markasındaki baskın unsurun “…” ibaresinde yoğunlaştığını bu neden ile davacının markasıyla ilişkilendirileceğini, markaların tescil sınıflarının ortak olduğunu beyanla; davalının markasının davacı müvekkilinin markası ile ayırt edilemeyecek kadar benzer olması nedeni ile söz konusu “…” markasının KHK 7/b maddesine aykırılık gerekçesi ile hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait “…” markasının … tescil numarası ile 25 ve 35. sınıflardan 16.10.2014 tarihinde tescil edildiğini, 24.08.2012 tarihinden bu yana ise koruma altında olduğunu; davacının daha önce davalı müvekkilinin marka tescili sırasında marka yayınına itiraz ettiğini ancak bu itirazın Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedildiğini; davacı ile davalı müvekkilinin tescilli markalarının emtia sınıflarının farklı olduğunu; davacının gıda sektöründe, davalı müvekkilinin ise tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini; davanın ilk davacı tarafı olarak görünen …’e ait 35. sınıfta tescilli “… ŞEKİL” markasının koruma tarihinin 13.05.2014 olduğunu; söz konusu markaya ilişkin davacının 35. sınıftan marka başvurusunu, davalı müvekkilinin markasının koruma tarihinden iki yıl sonra yapıldığını; davacının iddialarının hukuki mesnetten yoksun olduğunu; tekstil sektöründe faaliyette bulunan müvekkiline ait “…” markasının gıda sektöründe faaliyet gösteren davacıya ait “…” markası ile iltibasım söz konusu olmadığı; bu yönde iddia sahibi olan davacının kötü niyetli olduğunu; açıklanan nedenler ile davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 30/11/2017 tarihli 2017/248 E. – 2017/397 K. sayılı kararıyla; “…Somut olayda, taraflara ait markalar karşılaştırıldığında, davacıya ait … markası ile davalıya ait … markası arasında işitsel ve görsel anlamda düşük bir benzerlik olduğu görüldüğü, diğer taraftan markaların tescilli olduğu sınıflar incelendiğinde ortak olan sınıfların 25 ve 35. sınıflar olduğu anlaşıldığını, ….Taraflara ait markaların kullanıldığı emtialar arasındaki benzerlik incelendiğinde davacıya ait … markasının yiyecek alanında (pirinç, şeker, çay) kullanıldığı, davalıya ait … markasının ise tekstil alanında olduğu anlaşılmıştır. Bu bakımdan iki markanın benzer ihtiyaçları gidermediği, birbirleri yerine ikame edilemedikleri, rekabet edemedikleri, birbirlerini tamamlamadıkları, dağıtım kanallarının ortak olmadığı, kullanım yöntemleri ile amaçlarının aynı olmadığı görüldüğü, dolayısıyla iki marka arasında karıştırılma olasılığı bulunmadığı, … Davacının markasının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tanınmış bir marka olmadığı, davacı vekili tarafından dosyaya sunulan gazete ve dergi ilanlarının 2006 yılında gerçekleştiği, bu tarihten sonra da markanın tanıtımının yapıldığına ilişkin herhangi bir delil sunulmadığının tespit edildiği, mesleki bilgi ve tecrübeye dayanarak … markasının halk nezdinde tanınmış marka olarak kabul edilebileceği kanaatine varmadıklarını, … heyetimizce somut olaydaki mevcut deliller ışığında davalıya ait hükümsüzlüğü talep edilen marka başvurusunun açıkça kötü niyetli olarak yapıldığına dair bir kanaat oluşmadığı,….Alınan bilirkişi raporunda da bilirkişi kurulu davalıya ait hükümsüzlüğü talep edilen … numara ile tescilli … markasının 25 ve 35. sınıflardan tescilinin, davacının … markasından önce olduğundan hükümsüzlüğe konu olamayacağı, taraf markalarının 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzer olmadığı, davacının markasının bilinir olmasının sonuca herhangi bir etkisinin bulunmadığı, davacının, davalının kötü niyetli olarak marka tescil başvurusu yaptığı yönündeki iddialarını ispata yönelik bilgi ve belgenin bulunmadığını belirttikleri” gerekçesiyle; davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin 10/05/2017 tarihli bilirkişi raporunu dayanak alarak ve rapora itirazlarını dikkate almayarak, markalar arasında düşük benzerlik olduğu kanaatiyle davanın reddine karar verdiğini, bilirkişilerin raporda benzerlik yönünden yaptıkları çıkarımların birbiri ile çeliştiğini, raporun 5. Sayfasında “Ortalama tüketici, markayı bir bütün olarak algılar ve markanın farklı detaylarını incelemeye tabi tutmaz… …ortalama tüketicinin seyrek olarak farklı markaları doğrudan karşılaştırma olanağına sahip olduğu, ancak markanın hafızasında kalan ve mükemmel olmayan imajına güvenmek zorunda bulunduğu hususu göz önüne alınmalıdır” yorumu yapıldığını, bu beyan kapsamında, ortalama tüketicinin … ve … markalarını birebir karşılaştırma imkanı bulamamaları ve akıllarında kalan eksik imajla değerlendirecekleri düşünüldüğünde, bu markaların karıştırılmasının kaçınılmaz olduğunu, tüketicilerin dikkat düzeyinin bu markalara konu mal ve hizmetlerde yüksek olmadığı göz önüne alındığında, markaların karıştırılmaya yol açacak derecede benzer olduklarının ortada olduğunu, ek olarak, … harflerinin ne başlı başına ne de … markasının içerisinde bir anlama sahip olmadığını, … ön ekinin markaların işitsel olarak da ayırt edilmesine imkan sağlamadığını, … markasının görsel ve işitsel olarak … markasına ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu gibi, kavramsal olarak da … markasının bir bütün olarak anlamı bulunmadığı için … markasından bu açıdan da ayrışamadığını. -Mal ve hizmetlerin benzerliği hakkındaki değerlendirmelerin de hatalı olduğunu, bilirkişilerce 25. sınıftaki “ayak giysileri”nin benzer bulunup 35. sınıftaki ayak giysilerinin satışı hizmetlerinin benzer bulunmamasının, yapılan incelemenin eksik ve özensiz yapıldığını gösterdiğini, Mahkemece ve Bilirkişi raporunda; … tescil numaralı … markasının kapsamında bulunan 45. sınıftaki “Giysi Kiralama Hizmetleri” ile 37. sınıftaki “Ayakkabı, çanta, kemer tamir hizmetleri”nin davalı tarafa ait markanın 25. sınıfındaki mallarla ilişkisi ile yine … sayılı markanın kapsamında bulunan 36, 37, 38, 39 ve 41. sınıflardaki hizmetlerin davalıya ait markanın 35. sınıfındaki hizmetlerle ilişkili olduğunun gözetilmediğini. -SMK 8/1-b kapsamında yapılan karşılaştırmada, bu markaların kullanıldığı sınıf değil markaların tescil edildiği sınıflarda kullanılmaları halinde ilişkilendirilme veya karıştırılma ihtimalinin bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi gerektiğini, bilirkişi raporunda …’ın eserinin 253 ve 254. sayfalarından alıntılanan karara yer verilip ilişkilendirilme olasılığının olmadığı yönünde görüş bildirmesinin bizzat alıntılanan kaynak ile çeliştiğini. -Mahkemenin tanınmışlık, haksız kazanç, itibar ve ayırt ediciliğe ilişkin değerlendirmelerinde; bilirkişilerin … markalarının kullanıldığı mal ve hizmetler kapsamında, … markasının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile bağlantılı olmaması nedeniyle, ayırt edici karaktere zarar verme imkanı olmadığı yorumu yapmışlarsa da, müvekkilinin 30 adet … markasının tescilli olduğunu, markanın tekliği ve ayırt ediciliğinin yüksek olduğunu, başkalarınca tescil edilmesi ve kullanılması halinde ayırt ediciliğinin zarar göreceğini. – İnternet araştırmasında Şişli’de davalı … adına … isimli bir işletmenin olduğunun görüldüğünü, (www…com sitesi bu işletmeye ait olduğunu) … markasının … olarak kullanılması davalının kötü niyetli olduğunun somut emaresi olduğunu, markanın tescil edildiği şekilde kullanılmadığını, bunun da davalı …’in markayı kullandığı haliyle tescil ettiremeyeceğini bildiği için … markasını haksız bir şekilde kullanabilmek amacıyla … şeklinde başvuru yaptığını, markanın … esas unsurlu şekilde kullanıldığını gösterdiğini, mahkemenin eksik inceleme ile karar verdiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden yargılama yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyet raporunda; davalıya ait hükümsüzlüğü talep edilen … numara ile tescilli … markasının 25 ve 35. sınıflardan tescilinin, davacının … markasından önce olduğundan hükümsüzlüğe konu olamayacağı, taraf markalarının 556 sayılı KHK m. 8/1-b anlamında benzer olmadığı, davacının markasının bilinir olmasının sonuca herhangi bir etkisinin bulunmadığı, davacının, davalının kötü niyetli olarak marka tescil başvurusu yaptığı yönündeki iddialarını ispata yönelik bilgi ve belgenin bulunmadığı beyan edilmiştir. Dosya kapsamında bulunan TPMK kayıtlarından, davacıya ait davada dayanak gösterilen … numara ile tescilli … markasının: 1, 5, 26, 31. sınıflarda 08.10.1991 tarihinde tescil edildiği 08.10.2011 tarihinden itibaren on yıl müddetle yenilendiği anlaşılmıştır. …numara ile tescilli …+şekil markasının 1,2,4,5,6, 7, 8,9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, l7, 18, 19,20,21,28,,33, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflarda19/07/2004 tarihinden itibaren on yıl müddetle 06/09/2006 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. … numara ile tescilli … ŞEKİL markası: 1,2,3,4,5,6, 7, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, l7, 18, 19,20,21,26,28,31,33, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45. sınıflarda 29.12.2010 tarihinden itibaren on yıl müddetle 09.04.2014 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. … numara ile tescilli … markasının: 35. sınıfta [Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler v.d.] 02.10.2013 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği anlaşılmıştır. … numara ile tescilli … ŞEKİL markası: 22, 23, 24, 25 (ayak giysileri), 26, 27, 35. sınıftan [Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler v.d.) 26.07.2013 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği anlaşılmıştır. … numara ile tescilli … ŞEKİL markasının, 22, 23, 24, 25 (ayak giysileri), 26, 27, 35. sınıftan v.d. 07.05.2014 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edildiği anlaşılmıştır. Bu markaların dışında Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde davacıya ait … ibareli birçok marka mevcut bulunduğu anlaşılmıştır. Hükümsüzlüğü istenen davalı markasının 24/08/2012 tarihinden itibaren … başvuru numarasıyla; 25. sınıfta (Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri. Baş giysileri) ve 35. sınıfta [Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler (Ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri dahil). Büro hizmetleri. İş yönetimi, idaresi ve bu komular ile ilgili danışmanlık, muhasebe ve mali müşavirlik hizmetleri (ithalat-ihracat acente hizmetleri dahil). Ticari ve sınai ürünler için eksperlik hizmetleri. Açık artırmaların düzenlenmesi ve gerçekleştirilmesi hizmetleri. Müşterilerin mallan elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için Koruyucu amaçlı olanlar hariç her türlü malzemeden yapılmış iç-dış giysiler, çoraplar. Ayak giysileri. Baş giysileri. Bir araya getirilmesi hizmetleri; (belirtilen hizmetler perakende, toptan satış mağazaları, elektronik ortamlar, katalog ve benzeri diğer yöntemler ile sağlanabilir.)] sınıflarında 24.08.2012 tarihinden itibaren on yıl müddetle tescil edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin … markasının tanınmış olduğunu, davalı tarafça … sayı ile tescil edilen “…” markasının “…” markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer bir nitelik taşıdığını ileri sürerek, benzerlik nedeniyle hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda; taraf markalarının benzerliği yönünden mahkemenin ve bilirkişilerin değerlendirmelerine itirazlarını ileri sürdüğü, mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporuna itirazlarının dikkate alınmadığını, mal ve hizmetlerin benzerliği yönünden yapılan karşılaştırmaya da itiraz ettiği, bilirkişilerce 25. sınıftaki “ayak giysileri”nin benzer bulunup 35. sınıftaki ayak giysilerinin satışı hizmetlerinin benzer bulunmamasının, … tescil numaralı … markasının kapsamında bulunan 45. sınıftaki “Giysi Kiralama Hizmetleri” ile 37. sınıftaki “Ayakkabı, çanta, kemer tamir hizmetleri”nin davalı tarafa ait markanın 25. sınıfındaki mallarla ilişkisi ile yine … sayılı markanın kapsamında bulunan 36, 37, 38, 39 ve 41. sınıflardaki hizmetlerin davalıya ait markanın 35. sınıfındaki hizmetlerle ilişkili olduğunun gözetilmediğini, yapılan karşılaştırmada markaların taraflarca kullanıldığı sınıflar değil, tescil sınıflarının dikkate alınması gerektiğini, müvekkilinin markasının yüksek derecede ayırt edici olduğunu, davacı markasının ayırt edici karakterine zarar verme ihtimali bulunduğunu ve markanın kötüniyetli tescil edildiğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalı vekilinin yargılama sırasında, bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde aynı itirazlarını ileri sürdüğü, yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiği, ilk derece mahkemesince yeniden rapor alınması talebinin reddine karar verildiği ancak kararın gerekçesinde davacı vekilinin itirazlarının karşılanmadığı anlaşılmış, eksik inceleme ile karar verildiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, ilk derece mahkemesince, davacı vekilinin mahkemece alınan rapordaki benzerlik karşılaştırmasına yönelik itirazları dikkate alınarak, davacı markasının ayırt edicilik düzeyi, davalının hükümsüzlüğü istenen … markası ile davacı tescilli … markalarının benzerlik yönünden karşılaştırılması ve davalı markasının tescilli olduğu 25/35. Sınıflarda, davacı taraf adına daha önce başvurusu yapılan marka kapsamında bulunan 45. sınıftaki “Giysi Kiralama Hizmetleri” ile 37. sınıftaki “Ayakkabı, çanta, kemer tamir hizmetleri”nin ve 36,37,38,39,41. Sınıflardaki hizmetlerin benzer, ilişkili ve birbirini tamamlayan ürün ve hizmetler olup olmadığı, iltibas tehlikesi bulunup bulunmadığı konusunda yeni bir heyetten rapor alınarak yargılamaya devam edilmek üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 30/11/2017 tarihli 2017/248 E. – 2017/397 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 68,30 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 04/11/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.