Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1773 E. 2020/1910 K. 16.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1773 Esas
KARAR NO : 2020/1910
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/128
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)|Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ 16/11/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA A-)Açılan dava ve iddia :Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” markasının TPE nezdinde 2013/37915, 2017/05029 tescil numarası ile tescil ettirildiğini, kişisel bakım ve temizlik ürünlerin satışını yaptığını, davalı şirketin müvekkilinin tescilli “…” markasını ve görsel tescilinin taklit ettiğini, bir harf değiştirerek markayı “…” olarak aynı yazı karakterinde kullandığı gibi bununla yetinmeyerek daha a önemlisi tescilsiz bir biçimde müvekkilinin marka ve ürün üzerinde kullandığı logo görselini tüketici nezdinde ayırt edilemeyecek derecede benzer ve iltibas tehlikesi oluşturacak şekilde aynı sektör ve ürünlerde kullandığının tespit edildiğini iddia ederek öncelikle aralarında bağlantı bulunması nedeni ile davanın Bakırköy 1. FSHHM’nin 2020/128 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesine, devamında müvekkili adına tescilli olan “…” ve şekil markasına tecavüz ve haksız kullanım nedeniyle müvekkilinin maruz kaldığı zararlar yönünden 6769 sayılı Kanun’un 150. Ve 151. Maddeleri gereğince 50.000,00 TL manevi tazminat ile sonradan artırılmak kaydıyla dava tarihinden itibaren ticari reeskont faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının markası olan “biotol” markasında bulunan “tol” ibaresinin kimyasal bileşimlerin çoğunda geçmekte olduğunu, bio ibaresinin de biyolojinin kısaltılması olduğunu, müvekkili markasının ise “…” olduğunu, markaların farklı olduğunu, hitap ettiği tüketicilerin uzman tüketiciler olduğunu, öncelikle deliller toplanıp bilirkişi incelemesi yapıldıktan sonra tedbir kararı verilmesi gerektiğini ve bu hususun esas yargılama gerektireceğini iddia ederek, bu aşamada tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :İlk derece mahkemesince; “Dosyadaki mevcut delil durumu, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/14 D.İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu içeriğine göre, davalının tescilli markasından farklı kullanımı, markanın fiilen kullanma şekli ve SMK 155 maddesi gözetilerek” davalı vekilinin 11/06/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararına itirazının reddine karar vermiştir
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:Kararı davalı yan istinaf etmiş ve dilekçesinde özetle ;”….Dava konusu ilgili ihtiyati tedbir davacı tarafça, Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ( Fikri ve Sinai Haklar Hukuk Mahkemesi Sıfatıyla ) 2020/14 D.iş sayılı dosyasında talep edilmiştir. Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi 27.05.2020 tarihli ilamında; “ SMK’ nın 159 ve HMK’ nın 390. Maddesindeki tedbir şartlarının oluşmadığından ihtiyati tedbir isteminin reddi” yönünde hukuka ve usule uygun bir karar vermiştir. Dava konusu müvekkil şirketin “…” ibareli markası 2016/46156 tescil numarası ile tescil edilmiştir. Markamızın tescilli olduğu Sayın Mahkemenizce göz ardı edilmiş ve hukuka aykırı bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Ayrıca Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından alınan bilirkişi raporuna tarafımızca itiraz edilmiş, henüz bununla ilgili bir sonuç alınmamıştır. Söz konusu bilirkişi raporu; teorik bir inceleme aşamasında kalmış, asıl amaca uygun olarak hazırlanmamıştır. Somut olayda önemli olan görsellerde hangi unsurların ortak olduğundan çok, ilk bakışta algılanan özelliklerin neler olduğu bu özelliklerin markanın asli korunan unsurlarından olup olmadığı ortalama bir tüketici gözüyle yanıltıp yanıltmadığı belirlenmelidir. Davacı ile davalı taraf arasında iltibastanH söz edilemeyeceği tüketiciler tarafından değerlendirildiğinde sübut bulacaktır. Buna rağmen işbu rapora göre karar verilmesi hukuka uygun olmamıştır. Davacı tarafça, derdest dosyaya rağmen başka bir mahkemede tekrar ihtiyati tedbir istemi kötü niyetlidir. Bu nedenle 11.06.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerekmektedir. Yerel Mahkemenin, bilirkişi raporuna itiraz ettiğimiz halde yeni bir bilirkişi raporu alınmadan mezkur rapora göre ve diğer tüm itirazlarımızı değerlendirilmeden itirazın reddine yönelik karar vermesi adil yargılama hakkımızı ihlal etmiş sayılır. …” denilerek kararın kaldırılması ve ihtiyati tedbir kararına itirazın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :Dava ;markaya tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti önlenmesi maddi ve manevi tazminat istemlerinden ibarettir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Dairemiz önüne getirilen uyuşmazlık ihtiyati tedbir kararı verilmesi nedeniyle ihtiyati tedbir kararının yerinde olmadığı iddiasına ilişkindir. İlk derece mahkemesi ihtiyati tedbir kararı vermiş davalının itirazı üzerine ihtiyati itirazı ret etmiş itirazın reddi kararına karşı istinaf isteminde bulunulmuştur. 6100 sayılı HMK’nin 10’uncu kısmının 1’inci bölümünde düzenlenen ihtiyati tedbir müessesesi 389’uncu madde başlığında “Geçici Hukuki Korumalar” olarak vasıflandırılmış ve aynı maddenin 1’inci fıkrasında ” Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanını yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirledikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep verilecek karar ve içereceği hususlar,teminat,kararın uygulanması gibi sair hususlar da duraksamaya yer bırakmayacak şekilde takip edilmesi ve yapılması gerekli usul ve prosedür vazedilmiştir.İhtiyati tedbir kararı verilmesi için yaklaşık ispat şartı yeterli görülmektedir.Somut olay göz önüne alındığında ilk derece mahkemesinin dosyaya sunulu bulunan tespit raporu diğer bilgi ve belgeler çerçevesinde davalının markasal kullanımının davacının markasına tecavüz teşkil edecek şekilde kullandığı yönünde yaklaşık ispat şartı yerine getirildiğinden bahisle tedbir kararı vermesinde bir isabetsizlik bulunmamakla yerinde görülmeyen davalı yanın istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile 1 – Davalı yanın istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE 2- Harç peşin alınmış olmakla ayrıca alınmasına yer olmadığına 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davalı yan üzerinde bırakılmasına 4- Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan dosya gönderme gideri 43,00 TL nin davalıdan tahsili ile davacı yana verilmesine 5- İnceleme duruşmasız olarak yapılmış olmakla ücreti vekalet tayin ve takdirine yer olmadığına Dair ; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu HMK 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 16/11/2020 tarihinde ve oy birliği ile karar verildi.