Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1752 E. 2022/1775 K. 21.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1752 Esas
KARAR NO: 2022/1775 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/11/2019
NUMARASI: 2018/68 E. – 2019/406 K.
DAVA: Tasarıma Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Önlenmesi,
DAVA: TASARIM HÜKÜMSÜZLÜĞÜ
KARAR TARİHİ: 21/10/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin TPMK nezdinde “…”, “…” ve “Şekil + …” markalarının tescilli sahibi olduğunu, müvekkilinin ayrıca 02-07 Locarno sınıfında 25/02/2013 tarih ve … tescil numarası ile tescilli davaya konu ürünlerinin tasarımında tescilli münhasır hak sahibi olduğunu, davalı tarafından müvekkilin Türk Patent nezdinde tescilli tasarımı ile iltibas yaratacak derecede birebir benzeyen ürünlerin, müvekkili tarafından kendisine herhangi bir hak tanınmaksızın veya arada herhangi bir lisans sözleşmesi olmaksızın haksız ve hukuka aykırı bir şekilde üretildiğini ve satıldığını, davalı tarafın eylemlerinin, müvekkilinin tescilli tasarımından doğan sınai hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini ve bu durumun mahkemenin 2017/186 D.İş sayılı dosyasından alınan rapor ile de tespit edildiğini ileri sürerek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, önlenmesini, durdurulmasını, fazlaya dair haklarını saklı tutarak şimdilik 10.000.00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, ürünlerin imhasını ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin ürünlerini kendi tescilli tasarımına istinaden ürettiğini, aynı zamanda yine tescilli tasarımı nedeniyle sattığını, 20.01.2011 başvuru tarihli … tescil numaralı tasarım müvekkili şirketin yetkilisi … adına tescilli olduğunu, davaya konu ürünün piyasada tek tipte üretildiğini, emsal ürünlerden de görüleceği üzere dava konusu ürün sadece davacı tarafından üretilen ürünlerden ibaret olmadığını, davacı tarafın tasarımlarının görünüş itibariyle kamuya mal olmuş ürünler olduğunu, ürünlerin uzun yıllardan beri piyasada üretilmekte, satışı ve ticareti yapılmakta olduğunu ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
BİRLEŞEN İstanbul 2.FSHHM’nin 2018/185 E.sayılı Dosyasında
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin kurulduğu 2004 yılından bu yana uluslararası kalite standartlarına uygun olarak üretim yaptığını ve ürettiği ürünlerin Bulgaristan ve orta doğu başta olmak üzere ihracatını yaptığını, müvekkili şirketin yetkilisi olan …’nin halihazırda 20/01/2011 başvuru tarihli … tescil numaralı tasarım sahibi olduğunu, davalının ise 25/02/2013 tarih ve … tesci numarası ile “…” başlıklı tasarımını tescil ettirdiğini, ancak davalı tasarımlarının yeni ve ayırt edici nitelik kriterlerini taşımadığını iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli tasarımın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir. İstanbul 2. FSHHM’nin 10/05/2018 tarihli, 2018/185 Esas-2018/129 Karar sayılı kararıyla, aralarında hukuki ve fiili irtibat göz önüne alınarak, davanın Bakırköy 1. FSHHM’nin 2018/68 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28/11/2019 tarihli 2018/68 E. – 2019/406 K. sayılı kararıyla; “…Dosya kapsamı, deliller, alınan bilirkişi raporu ve yukarıda değinilen yasal düzenlemeler topluca değerlendirildiğinde, öncelikle hükümsüzlüğe ilişkin birleşen dava yönünden değerlendirme yapılması gerekmekte olup, davalı birleşen dosya davacısı adına tescilli olan … numaralı tasarım tescili ile resen yapılan araştırmalar sonucunda bulunan 06.02.2011 ve 19.02.2012 tarihli görseller, 30 Ekim 2003 tarihli, … nolu patent görselleri arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, davalı birleşen dosya davacısı adına tescilli … … tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 25.02.2013 tarihinden önce kamuya sunulması sebebi ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı” gerekçesiyle birleşen davanın kabulü ile, davalı adına tescilli … tescil nolu tasarımın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” Asıl dava yönünden yapılan değerlendirmede ise; “birleşen davada davalı asıl dosya davacısı adına tescilli tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmakla, hükümsüzlük baştan beri sonuç doğuracağından ve bu haliyle de davacının tasarıma dayalı herhangi bir hak kaybına uğraması söz konusu olmadığı gibi, haksız rekabetde gerçekleşmediği” gerekçesiyle asıl davanın reddine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Asıl davada davacı, birleşen davada davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; asıl dava yönünden; mahkemece alınan bilirkişi raporunda, davalı ürünleri ile davacı/karşı davalı adına tescilli tasarım arasında, kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebeple benzer olarak algılandıkları kanaatine varıldığını, tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabet iddialarının ispatlandığını.-Bilirkişilerin resen araştırma yaparak buldukları 06/02/2011 tarihli ve 19/02/2012 tarihli görselleri ve müvekkilinin tasarımlarını karşılaştırarak benzer olarak algılandıkları sonucuna varmışlarsa da; raporun somut verilerden çok kanun maddelerine dayandığını, görsellerin denetime elverişli ve teknik kıyaslamalardan yoksun olduğunu, hükme esas teşkil edemeyeceğini, kök rapora itiraz dilekçesinde belirttikleri üzere, 30 Ekim 2003 tarihli … numaralı buluşun patent olduğunu, müvekkiline ait … tasarımının kıyaslanması ile maddi gerçekliğe ulaşılamayacağını, patentin teknik çizimlerinin tasarıma yönelik ayrıntı içermediğini, manuel klozet kapağı sistemi buluşunu tarif ettiğini, işlevinin koruma altına alındığını, müvekkilinin 2004 tarihli FM belgesinin ise teknik, tasarım ve fonksiyonel olarak daha farklı ve gelişmiş olduğunu, tescilli tasarımın ise tek başına makaradan ibaret olduğunu, müvekkilinin … tasarımının müvekkilinin klozet kapağı sistemine monte edilebilir ve yalnızca bu sistemde çalışabilir şekilde tasarlandığını, patent içeriğindeki makaranın farklı boyut ve farklı dişli sayısına sahip bir … olduğunu, bu farklılıkların tasarımın ana hatlarını değiştirdiğini, benzerlik değerlendirmesinin gerçeği yansıtmadığını.-Bilirkişilerin 06/02/2011 tarihli ve 19/02/2012 tarihli görselleri ve müvekkilinin tasarımlarını karşılaştırarak benzer olarak algılandıkları sonucuna varmışlarsa da; karşılaştırmada A ve B parçalarının “teknik şekli zorunluluk” olduğunu, kıyaslanması gereken parçaların ise C,D ve E parçaları olup birbirinden farklı olduklarını, farklılıkların nedenlerinin de, her iki makaranın içinde bulunduğu sistemde (patent ve faydalı model) çalışır biçimde dizayn edilmiş özgün yapılarda ve dişli yapısında olmasından ileri geldiğini, tasarımlar arasında benzerlik kıyaslamasında bilgilenmiş kullanıcı dikkatinin esas alındığını. Farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı tarafından fark edilip edilemeyeceğinin bilirkişilerce incelenmediğini. -Davalı-karşı davacının müvekkilinin tescilli FM belgesine konu elektrikli ve hijyenik klozet kapağı sisteminde kullanılacak şekilde, müvekkiline ait sistemin sarf malzemesini üretmesinin haksız rekabete neden olduğunu, müvekkilinin tasarımının hükümsüz kılınması halinde davalının tecavüz ve haksız rekabet eylemlerinin yargı kararı ile korunmuş olacağını, davalının bu eyleminden gelir elde ederek müvekkilini zarara uğrattığını, davalının kötüniyetli olduğunu, tasarımların birbiri yerine ikame edilebilir olduğunu, davalı tarafça üretilen makaraların müvekkiline ait sistemde çalışabilir şekilde tasarlandığını, bunun haksız rekabete neden olduğunu, dosyaya sundukları faturaların dikkate alınmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, birleşen davanın reddine asıl davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.Davalı-birleşen davada davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davacı şirketin daha önce kamuya sunulmuş, yeni ve ayırt edici olmayan tasarımları, sanki kendi tasarımlarıymış gibi tescil ettirerek üçüncü kişilerin Türkiye’de kullanımını engelleyerek haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, 20/01/2011 başvuru numaralı tasarımın, müvekkilinin yetkilisi … adına tescilli olduğunu, hükümsüzlüğü istenen tasarımın, başvuru ve tescil tarihinden önce çeşitli firmaların internet sitelerinde yayınlanarak, kamuya sunulduğunu, hükümsüzlük koşullarının oluştuğunu, haksız rekabet ve asarım hakkına tecavüz oluşturmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtları incelendiğinde; … sayılı “…” ürün adlı tasarımın, 25/02/2013 tarihinde davacı adına tescil edildiği ve 25/02/2018 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5 yıl süre ile yenilendiği, 2011/00323 sayılı “…” ve “…” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, 20/01/2011 tarihinde birleşen dosya davacısı şirket yetkilisi … adına tescil edildiği ve 20/01/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 5 yıl süre ile yenilendiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Marmara Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim görevlisi bilirkişi, Makine Mühendisi bilirkişi ve marka patent vekili bilirkişisinden oluşan heyetten alınan 07/02/2019 tarihli raporda; “…asıl davada davacı adına tescilli … numaralı tasarım tescili ile Davalı-birleşen dosya davacısına ait ürünler arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, … numaralı tasarım locarno sınıflandırmasında farklı başlıklı alanlara sahip oldukları, birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede ise, asıl dosya davacısı adına tescilli … numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan 30 Ekim 2003 tarihli … numaralı patent görselinin karşılaştırılmasında; dava konusu yenilik ve ayırl edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımlar “…” tasarımı olduğu, tasarımların iki adet daire plaka (A) arasında yer alan silindir (B) bir ögeden meydana gelen geometrik biçimde olduğu, karşılaştırılan tasarımlarda yanlarda bulunan daire plakaların yüzeyleri düz olduğu (A), tasarımların Sağ ve solda bulunan plakaların dışa bakan yüzeyleri üzerlerinde merkezleri plaka ile aynı olan bağlantı amaçlı silindir yapılar bulunduğu, … numaralı tasarım tescilinde bu yapılardan biri içe doğru küçülen çapa sahip iki kademeli kapalı bir yapıda ve yüzeyi düz iken, diğer tasarımda bu detayın görülmediği (D), diğer tarafta bulunan yapı aynı merkeze sahip üzerinde üç adet dörtgen yarık bulunan dış yüzeyi açık yapıda bir silindir iken diğer tasarımda altıgen boşluk olduğu (C), Karşılaştırılan tasarım tescillerini oluşturan bütün ögeler birbirleri ile benzer biçim, oran ve yerleşimde olduğu, tasarımlar arasında bulunan farkların makaranın yan yüzeylerinde yer alan bağlantı boşlukları ve pimleri olup, bu fark tasarımın bütüncül algısı içinde küçük ayrıntı olarak algılandığı, tasarımlara ayırt edici nitelik kazandırmadığı, tasarımlar arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde, istemler kısmında da belirgin farklılıklar bulunmadığı ve bu sebep ile benzer olarak algılandıkları” belirtilmiştir. İlk derece mahkemesince taraflarca kök rapora itiraz edilmesi üzerine aynı heyetten alınan 31/07/2019 havale tarihli ek raporda; “… birleşen dava yönünden yapılan değerlendirmede, davalı birleşen dosya davacısı adına tescilli olan … numaralı tasarım tescili ile resen yapılan araştırmalar sonucunda bulunan 06.02.2011 ve 19.02.2012 tarihli görseller ile yapılan karşılaştırmada; dava konusu yenilik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımların “…” tasarımı olduğu, tasarımın iki adet daire plaka (A) arasında yer alan silindir (B) bir ögeden meydana gelen geometrik biçimde olduğu, karşılaştırılan tasarımlarda yanlarda bulunan daire plakaların yüzeylerinin düz olduğu, (A) tasarımların Sağ ve solda bulunan plakaların dışa bakan yüzeyleri üzerlerinde merkezleri plaka ile aynı olan bağlantı amaçlı silindir yapılar bulunduğu, … numaralı tasarım tescilinde bu yapılardan biri içe doğru küçülen çapa sahip iki kademeli kapalı bir yapıda ve yüzeyi düz olduğu(D), diğer tarafta bulunan yapı ayn merkeze sahip üzerinde üç adet dörtgen yarık bulunan dış yüzeyi açık yapıda bir silindir olduğu (C), karşılaştırları tasarım tescillerini oluşturan bütün öğelerin birbirleri ile benzer biçim, oran ve yerleşimde olduğu, yapılan değerlendirme sonucunda Davacı/Karşı Davalı adına tescilli … numaralı tasarım tescili ile Resen yapılan araştırmalar soncunda bulunan|06.02.2011 ve 19.02.2012 tarihli görseller arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları sonucuna varıldığı, davaya konu tasarım tescil belgesi, incelenen görseller ile 30 Ekim 2003 tarihli, … nolu patent görselleri arasında kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunmadığı, bu sebep ile benzer olarak algılandıkları, değerlendirilmenin 6769 sayılı SMK’nın 56. maddesinin 4 üncü fıkrası kapsamında yapıldığı, tasarımın daha önceden kamuya sunulduğu ve … tescil nolu tasarımın yeni olmadığı ve hükümsüzlük hallerini taşıdığı davalı birleşen dosya davacısı adına tescilli … numaralı tasarım tescilinin başvuru tarihi olan 25.02.2013 tarihinden önce kamuya sunulması sebebi ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olmadığı” belirtilmiştir.
G E R E K Ç E : Asıl davada tescilli tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni , refi ile maddi ve manevi tazminat talep edildiği, birleşen davada ise asıl davada davacı tarafça dayanılan … sayılı “…” tasarımının yenilik ve ayırtedicilik özelliği bulunmadığından hükümsüzlüğünün talep edildiği, ilk derece mahkemesince birleşen davanın kabulüne, asıl davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl ve birleşen dava yönünden istinaf başvurusunda bulunduğu anlaşılmıştır.Birleşen davada tasarımın hükümsüzlüğü talep edilmekle ve hükümsüzlük kararının etkisi 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 79/1 maddesi gereğince geçmişe etkili sonuç doğuracağı ve tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılacağından, öncelikli olarak birleşen davaya yönelik istinaf sebepleri incelenmiştir. İstinaf dilekçesinde mahkemece hükme dayanak yapılan bilirkişi raporunun yetersiz olduğu ileri sürülmüşse de, kök rapor ve ek raporda, davacı adına tescilli tasarım ve yenilik giderici delillerin karşılaştırmalı olarak incelendiği, kök raporda incelenen 30 Ekim 2003 tarihli … numaralı patentin teknik çizimlerinde, makaranın incelemeye esas teknik görsellerinin bulunduğu, yine ek raporda bilirkişilerce incelenen 06/02/2011 tarihli ve 19/02/2012 tarihli youtube videolarındaki görsellerin teknik incelemeye elverişli olduğu, tasarımlar arasındaki farkların küçük ayrıntılarda olduğu ve bilgilenmiş kullanıcı üzerinde farklı algılanmalarını sağlamayacağının tespit edildiği, davacı tasarımının başvuru tarihinden önce benzer tasarımlar kamuya sunulduğundan birleşen davada hükümsüzlük kararı verilmesi, SMK 79/1 maddesi gereğince, tasarıma tecavüz ve haksız rekabet oluşmayacağından, asıl davanın reddine karar verilmesi yerinde olduğundan, davacı-birleşen davada davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı- birleşen davada davalı vekilinin, asıl ve birleşen davaya yönelik yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2-Asıl ve birleşen dava için alınması gereken (80,70 TL X 2)=161,40 TL maktu harçlardan, peşin alınan 108,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 52,60 TL eksik harcın asıl davada davacı/birleşen davada davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Asıl davada davacı/ birleşen davada davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 21/10/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.