Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1747 E. 2020/1761 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1747 Esas
KARAR NO : 2020/1761 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/10/2016
NUMARASI : 2014/336 E. – 2016/511 K.
BİRLEŞEN İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2011/422 ESAS
2011/438 KARAR SAYILI DOSYASINDA;
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 21.10.2020
Dairemizin 17.10.2018 tarihli, 2018/2577 E. – 2018/2183 K.sayılı kararı, Yargıtay 19.HD’nin 24.06.2020 tarihli, 2018/4111 E. 2020/1222 K.sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı şirketin davacının genel müdürlüğünü yaptığı … San.ve Tic. AŞ’den … makinesi satın aldığını, satışı gerçekleşen malların bedeli olarak davalı şirket tarafından … San.ve Tic. AŞ emrine 31.10.2012 vade, 100.000,00 TL bedelli çek ile …Bankası’na ait 100.000,00 TL bedelli teminat mektubu verdiğini, çekin davalı şirketten alınması sonucunda malların … San.ve Tic. AŞ tarafından 31.12.2010 tarihli fatura kesilerek davalı şirkete teslim edildiğini, satış işleminin gerçekleşip malın tesliminden iki ay sonra ortaya çıkan ihtiyaç sonucunda satışı gerçekleşen makinelerin kısa bir süreliğine iadesinin kararlaştırıldığını, bu anlaşmaya göre davalı şirketin uğrayabileceği zararlar göz önünde bulundurularak davacı tarafından 250.000,00 EURO değerinde teminat çeki verildiğini, malların iadesi gerçekleştiğinde davalı şirketin satış bedelini ödemeyerek verilen teminat çekini iade edeceğinin taraflar arasında yazılan maillerle sabit olduğunu, bunun üzerine davacının 436.000,00 TL bedelli şahsi çeki makinelerin iade edildiğinde geri verilmesi koşuluyla davalı şirkete teslim ettiğini, makinelerin davalı şirkete aldığı gibi teslim edilmesine rağmen satış bedeli olan 100.000 EURO’yu ödemediği gibi teminat olarak verilen çeki de iade etmediğini, bu sebeplerle 03.07.2011 keşide tarihli, 436.000,00 TL bedelli çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Malatya Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin dava konusu çekin hamili olan …’in Şişli …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyaları ile çek borçlusu davacı aleyhine icra takibine geçtiğini, çek borçlusu davacı ile davalı şirketin ticari bir ilişkisi olmadığını, …San.ve Tic. AŞ ile ticari ilişkisi olup, söz konusu şirketten fırın satın aldığını, davacı ile diğer davalı … arasındaki şahsi borç ilişkisinden davalı şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … 04.04.2013 tarihli 8 nolu celsede davacının yetkilisi olduğu firmadan yine yetkilisi olduğu …San.ve Tic. AŞ’den bir fırın satın aldığını, bunun karşılığında 100.000,00 EURO karşılığında şirket çeki ve … Bankası’na ait teminat mektubu verdiğini, bu ilişki sebebiyle taraflar arasında herhangi bir alacak- borç ilişkisi kalmadığını, ancak davacının grup şirketi olan … Fenerbahçe Stadyumu yakınlarında yaptığı inşaatlardan ucuz ev alarak kendisine satacağını beyan ettiğinden 436.000,00 TL tutarında nakit parayı davacıya verdiğini, ödediği bedel karşılığında davacıdan çek aldığını, fırın meselesi yüzünden gelişen olumsuz olaylar nedeniyle davacıya evi almayacağını, parasını geri vermesini istediğini bildirmesine rağmen, davacının parayı iade etmediğini, bunun üzerine davacı hakkında çeke dayalı takip yaptığını, söz konusu çekin fırının geri verilmesi amacıyla teminat olarak alınmış çek olmadığını, kaldı ki çek tutarının 250.000,00 EURO karşılığına denk gelmediğini, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: Birleşen davada … asıl davadaki gerekçe ile 03.07.2011 tarih ve 436.000 TL’lik çekin iptalini, ödenmesi halinde istirdadını talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA CEVAP: Davalı vekili çekin davalının kendisine satacağını vadettiği ev için almış olduğunu ve evin alışından vazgeçilme nedeniyle çeki icraya koyduğunu savunmuştur.
MAHKEME KARARI: İstanbul 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 06.10.2016 tarihli 2014/336 E. – 2016/511 K.sayılı kararıyla; davacının yöneticisi olduğu şirket ile davalı … arasında satışa konu olan fırının modüllerinden birinin dava dışı …nit AŞ’ye gönderildiğinin ve tekrar davalı … AŞ ‘ye teslim edildiğinin anlaşılmakta ise de, davacısının keşidecisi olduğu uyuşmazlık konusu çekin ödünç ilişkisinin teminatı olduğunun tek başına posta mesajlarından, tanık anlatımlarından ve defter kayıtlarından anlaşılamadığını, davacının keşide ettiği çekin teminat çeki olduğunu ispat edemediğini belirterek açılan asıl ve birleşen davanın reddine karar vermiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacının … AŞ’nin genel müdürlüğü sıfatıyla davalı …’in … AŞ’nin yetkilisi sıfatıyla iki şirket arasında gerçekleşen ticari ilişki ile iki şirketin de her safhasında yer aldıklarını, davalıların elektronik posta ile kurulan 2.sözleşme şartlarına aykırı davranarak bedelsiz olan çeki icraya verdiklerini, tarafların 2.teklif maili doğrultusunda hareket ettikleri olgularının dosyada mevcut olduğunu, davalının teminat mektubu ve mektubun altındaki ibra yazısının 1.sözleşme ve vakıalarla ilgili olduğunu, elektronik yazışmalarla kurulan 2. Sözleşme gereği verilen çekin davalı … tarafından yöneticisi olduğu diğer davalı …. firmasına ciro edildiğini, 2.sözleşmenin teminatı olan çek sebebiyle yapılan takibin kötü niyetli olduğunu, bu sebeplerle mahkeme kararının kaldırılarak bozulmasını talep etmiştir.
İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 16. HUKUK DAİRESİNİN 14.06.2017 TARİHLİ KARARI: Dairemizce yapılan inceleme neticesinde çekin teminat çeki olduğu kabul edilerek asıl ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiş dairemizce verilen karar davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19. HD nin 2017/4927 E ve 2018/2193 K ve 18.04.2018 tarihli kararı ile asıl ve birleşen davanın konusunun aynı çek olduğu, çekin hamiline yazılı olduğu çekin keşidecisinin davacı … olduğu, çekin 1.cirantasının … olduğu bankaya ibraz edenin son hamil …. Tic. A.Ş. Olduğu muhatap banka tarafından çekin karşılığının olmadığının çek arkasına yazıldığı asıl davada davacı … davalı … şirketi aleyhine bu çekten dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açmakla birlikte davalı şirketin bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkması üzerine çeki TTK:818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. maddesi gereğince çeki kendisine ciro eden …”e iade edip, … tarafından da davacı aleyhine takibe geçildiği, bu davalının çekle ilgili alacak hakkı kalmadığından bu davalı hakkında pasif dava ehliyeti bulunmadığı, bu davalı yönünden istinaf talebinin reddi gerektiği, Birleşen davada ise dava konusu çekin 1.Cirantası olan …”in TTK”nın 818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. Maddesi gereğince çeki ciro ettiği … şirketinden geri almış olması ve çekin hamili olarak davacı aleyhine takip yapma hakkına sahip olduğu gözetilmeksizin çek zincirinde ismi olmayan kişilerle ilgili olayda uygulama yeri olmayan 6102 sayılı TTK”nın 793/1 maddesinden bahisle menfi tespit davasının kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle dairemizin hükmünü bozarak dosyayı dairemize iade etmiştir.
İSTANBUL BAM 16. HUKUK DAİRESİNİN 17.10.2018 TARİHLİ 2018/2577 E. – 2018/2183 K. SAYILI KARARI:Dairemizce bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuş yargılama neticesinde yargıtay bozma ilamında haklı olarak işaret edildiği üzere asıl ve birleşen davanın konusunun aynı çek olması, çekin hamiline yazılı olması,çekin keşidecisinin davacı … olması, çekin 1. Cirantasının … olması, bankaya ibraz edenin son hamil …. san. A.Ş. olması, muhatap banka tarafından çekin karşılığının olmadığının çek arkasına yazılması, asıl davada dava davacı … davalı … şirketine aleyhine bu çekten dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açmakla birlikte davalı şirketin bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkması üzerine çeki TTK”nın 818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. maddesi gereğince çeki kendisine ciro eden …”e iade edip, … tarafından da davacı aleyhine takibe geçilmesi, davalı şirketin çekle ilgili alacak hakkı kalmaması, nazara alındığında bu davalı hakkında pasif dava ehliyeti bulunmadığı ilk derece mahkemesinin bu davalı hakkında davanın reddi kararının yerinde olduğu, Birleşen davada ise dava konusu çekin 1. Cirantası olan …”in TTK”nın 818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. maddesi gereğince çeki ciro ettiği Sareteks şirketinden geri almış olması ve çekin hamili olarak davacı aleyhine takip yapma hakkına sahip olması nazara alındığında bu davalı hakkındaki ret kararınında yerinde olduğu gerekçesi ile ;” davacı vekillerinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.YARGITAY’IN SON BOZMASI:Verilen bu karar asıl ve birleşen davada davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.HD nin 2018/4111 E ve 2020/1222 K ve 24.06.2020 Tarihli kararı ile İstinaf Mahkemesince davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesince verilen karar kaldırılarak davanın esası hakkında yeni bir karar verilmiş olduğunu,bu kararın dairelerince ilk derece mahkemesi kararına yönelik istinaf talebinin reddi gerektiği gerekçesi ile bozulduğunu, bu bozma kararına karşı istinaf mahkemesinin önceki kararında direnebileceği gibi bozmaya uyarak yeni bir kararda verebileceğini istinaf mahkemesinin bozmaya uyması halinde vereceği kararın istinaf talebinin esastan reddi şeklinde olamayacağını, artık verilecek kararın işin esasına yönelik olması gerektiğini, dairenin bozma kararında her ne kadar “,,, yerel mahkeme kararının doğru olduğu, gözetilip istinaf talebinin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir” denmiş ise de, bu durumun istinaf mahkemesinin ilk incelemesi için belirtildiğini, somut olayda istinaf mahkemesinin ilk derece mahkemesini tamamen kaldırıp yeni bir karar vermiş olması nedeniyle bozmaya uyulduğuna göre işin esası hakkında istinaf mahkemesince dava hakkında yeni bir hüküm tesis edilmesi gerektiğini, buna rağmen bozmaya uyuşması üzerine istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle hükmü bozarak dairemize iade etmiştir.
GEREKÇE: Dairemizce usul ve yasaya uygun bozma ilamına uymak suretiyle yargılamaya devam olunmuş uyulmasına karar verilen Yargıtay 19. HD nin 2017/4927 E ve 2018/2193 K ve 18.04.2018 tarihli kararında açıkça işaret edildiği üzere asıl ve birleşen davanın konusunun aynı çek olduğu, çekin hamiline yazılı olduğu çekin keşidecisinin davacı … olduğu, çekin 1.cirantasının … olduğu bankaya ibraz edenin son hamil … Tic. A.Ş. Olduğu muhatap banka tarafından çekin karşılığının olmadığının çek arkasına yazıldığı asıl davada davacı … davalı … şirketi aleyhine bu çekten dolayı borçlu olmadığı iddiası ile menfi tespit davası açmakla birlikte davalı şirketin bankaya ibraz ettiği çekin karşılıksız çıkması üzerine çeki TTK:818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. Maddesi gereğince çeki kendisine ciro eden …”e iade edip, … tarafından da davacı aleyhine takibe geçildiği, bu davalının çekle ilgili alacak hakkı kalmadığından bu davalı hakkında pasif dava ehliyeti bulunmadığı, bu davalı yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiği, Birleşen davada ise dava konusu çekin 1.Cirantası olan …”in TTK”nın 818/1-k maddesi yollaması ile TTK”nın 724. Maddesi gereğince çeki ciro ettiği … şirketinden geri almış olması ve çekin hamili olarak davacı aleyhine takip yapma hakkına sahip olduğu çek zincirinde ismi olmayan kişilerle ilgili olarak 6102 sayılı TTK”nın 793/1 maddesinin uygulama yeri olmadığı göz önüne alındığında diğer davalı hakkında da açılan davanın reddi gerektiği, anlaşılmakla HMK:353/b-2,3 maddesi bağlamında İstanbul 9. ATM 2014/336 E ve 2016/511 K sayılı 06.10.2016 tarihli kararının kaldırılmasına asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmişir.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Asıl ve birleşen davada davacı vekilinin istinaf istemlerinin reddine,-İstanbul 9. ATM 2014/336 Esas – 2016/511 Karar sayılı 06/10/2016 tarihli hükmün HMK 353/1-b-2,3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,-Asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı reddine, 2-İlk derece yargılaması yönünden; – Asıl dava için alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 6.474,60 TL harçtan mahsubu ile artan 6.420,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, -Birleşen dava için alınması gereken 54,40 TL harcın peşin alınan 6.474,60 TL harçtan mahsubu ile artan 6.420,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, -Asıl dava yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … yararına AAÜT gereğince 38.850,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı şirkete verilmesine, -Birleşen dava yönünden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı … yararına AAÜT gereğince 38.850,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, -Gerek asıl dava gerek birleşen dava için yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine, 3-İstinaf yargılaması yönünden;-Asıl dava için alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye artan 25,20 TL’nin davacıdan tahsili hazineye irat kaydına, -Birleşen dava için alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye artan 25,20 TL’nin davacıdan tahsili hazineye irat kaydına, -Davalılar avansından kullanıldığı anlaşılan 308,60 TL temyiz yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalılara verilmesine, -Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, -İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davalılar yararına 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, -Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/10/2020