Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1744 E. 2020/1760 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1744 Esas
KARAR NO : 2020/1760 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/11/2016
NUMARASI : 2015/59 E. – 2016/200 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
Dairemizin 30.10.2019 tarihli, 2017/2659 E. – 2019/2297 K.sayılı kararı, Yargıtay 11.HD’nin 30.06.2020 tarihli, 2019/5415 E. 2020/3339 K.sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf dava dilekçesinde; dava konusu TPE nezdinde tescilli çoklu endüstriyel tasarımın hak sahibinin … olduğunu, davacı müvekkilinin ise tasarım sahibi … ile yapılan 10.05.2014 tarihli inhisari lisans sözleşmesi gereğince 2014/03359 çoklu endüstriyel tasarımların lisans sahibi olduğunu, davacı müvekkilinin sözleşme nedeniyle davaya konu … numaralı endüstriyel tasarım tescil başvuru formundaki 10 numaralı tasarım kendisine ait …. markasıyla üretim ve satışını gerçekleştirdiğini, davalının davaya konu tasarımın benzerlerinin ” … ” markası altında toptan üretimini yaptığını ve hem mağazalarında hem de internette toptan satışını gerçekleştirdiğini, davalı tarafın ürettiği … markalı taklit ürünün müvekkili şirketin tasarım hakkına ihlal ettiğini, davalının ürettiği ürünlerin internet sitelerinde ve mağazalardaki üretim ve satışının durdurulması, görüldüğü yerde toplatılmasına yönelik olarak www….com aldı internet üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, endüstriyel tasarıma tecavüzün durdurulmasına, önlenmesini, hükmün ilanını, talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı taraf cevap dilekçesinde; davacı tasarımına müvekkilinin tecavüzde bulunmadığını, müvekkili tarafından üretilen elbisenin kumaşının, yakasının, kol ağzı dikişlerinin uzunluğunun baskı boyutunun kalitesinin farklı olduğunu, … dünyaca ünlü bir şehir ve 23 sayısının tesadüf olduğunu, internet üzerinden satışı olmadığını dayanak lisans sözleşmesinin şeklen geçersiz olduğunu, hak sahibi olmayan davacının davada korunamayacağını, davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 22.11.2016 tarihli 2015/59 E. – 2016/200 K.sayılı kararıyla; ” dosyaya ibraz edilen 10.05.2014 tarihli lisans sözleşmesinde dava konusu 2014/03359 nolu tasarımın 10.000,00 TL lisans sözleşmesi ile …Ltd şirketine inhisari lisans verildiği, lisans alanı 3. kişiler tarafından lisans sahibinin tescilli tasarımdan doğan haklarına tecavüz edilmesi durumunda tasarım sahibinin yasalar uyarınca açabileceği davaların kendi adına açabileceği ibraz edilen lisans belgesinden anlaşılmış, davalı tarafın dava açma husumet ehliyeti yönündeki itirazı bu nedenle kabul edilmemiş, davacı tarafın dava açma husumet ehliyeti olduğu” gerekçesiyle; davacının davasının kabulü ile, 2014/0335910 nolu tasarıma yönelik davacının lisans sahibi olup davalının satışa sunduğu … tasarımlı elbisenin endüstriyel tasarım hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve men’i’ne, davalının … başlıklı tasarımına yönelik ürün satışının ,tanıtımının ve ürünleri piyasaya sürmesinin engellenmesine, ürünlere ve tanıtım evrakına üretim kalıplarına el konulmasına, el konulan ürünlerin tanıtım evrakının ve üretim kalıplarının masrafı davalıdan alınmak suretiyle imhasına, ürünlerin internet üzerinde satışının erişiminin engellenmesine, kararın kesinleştikten sonra 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU:Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davacı tarafça sunulan İnhisari Lisans Sözleşmesinin yasal olarak geçerli bir sözleşme olmadığını, sözleşmenin tasarım başvurusunun yapıldığı 02/05/2014 tarihinden 8 gün sonra 10/05/2014 tarihinde yapıldığını, davacı şirketin ana sözleşmesinin İstanbul …. Noterliğinin 13/06/2014 tarihli … yevmiye numaralı ana sözleşme ile kurulduğunu, şirket ortaklarının … olduğunu, ortakları yetkilileri, temsil ve ilzama yetkili müdürü belli olmadan böyle bir sözleşme yapmasının ve hak sahibi olmasının kural olarak mümkün olmadığını, daha sonraki tarihte ve sırf dava açabilmek için imzalandığının belli olduğunu, geçersiz olup hukuken korunamayacağını, davanın öncelikle bu sebepten reddi gerektiğini, dosyada delil tespiti raporu ile 04/02/2016 ve 03/05/2016 tarihli raporlarda iktibas ve iltibas oluşmadığı, farklı iki tasarım olduğunu belirten iki rapor bulunmasına rağmen mahkemenin iki raporun birbirini doğruladığı gerekçesiyle 28/09/2016 tarihli raporu hükme esas almasının yerinde olmadığını, heyette tasarım konusunda uzman başka bilirkişiler olsaydı farklı görüş sergileneceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinafa cevap dilekçesinde; İnhisari Lisans Sözleşmesinin yazılı yapılmasının geçerli olduğunu, ileri sürülen geçersizlik sebeplerinin yerinde olmadığını, esasa yönelik itirazların ise üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan rapor karşısında yerinde olmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLER: Dosyaya celp edilen 2014/108 değişik iş sayılı dosyasında delil tespitine konu ürününün farklı bir tasarım olduğu yönünde bilirkişinin görüş bildirdiği , mahkemece alınan 04/2/2016 tarihli 3 kişilik bilirkişi raporunda; davacı tarafa ait 2014/03359 numaralı çoklu tasarımlardan 10 numaralı elbisenin genel görünüm olarak sıfır yaka uzun kollu belde tünel çalışması olup kuş gözü içinden kordon geçtiği, ayak bileğine kadar uzanan etek boyu olarak tasarlandığı, göğüs kısmında … sayısı olan baskı desen yer aldığı, her iki hüküm karşılaştırıldığında desen, baskı kalıpları birebir aynı olmadığı, 23 rakamından farklı kullanım olduğu, baskı rengi her iki üründe gold olmasına karşın davacı tarafın üzerinde rakam üzerinde payet görünümlü bir çalışma olduğu ,modelin birinde kordon varken diğerinde olmadığı , davacı tarafa ait 2014/0335910 nolu tasarımın birebir olmamak ile birlikte kısmen benzediği beyan edilmiş, mahkemece alınan 03/05/2016 tarihli ek raporda; söz konusu iki tasarımın dış görünüm olarak karşılaştırıldığında belirgin bir fark olmadığı benzer olduğu ayırt edici nitelik taşımadıkları sonuç ve kanaatine varılmış, tespit raporu ile mahkemece alınan rapor arasında çelişki olduğundan dosya tekrar üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiş 28/09/2016 tarihli raporda; davacı davacının tescilli tasarımı ve davalının ürünü incelendiğinde; aynı özelliklerde aynı ürün kimliği taşıdığı, bütünsel form ve estetik benzerliği yüzünden ürünün birbiri ile karıştırılması veya bilgili kullanıcıları yanıltması kaçınılmaz olduğu, bu nedenle tasarımların bilgilenmiş ve ortalama dikkate sahibi nihai tüketici gözünde aynı algı ve izlenimi aynı hissiyatı uyandıracak şekilde benzer olduğu beyan edilmiştir.
DAİREMİZ KARARI:Dairemizin 30/10/2019 tarihli 2017/2659 Esas-2019/2297 Karar sayılı kararıyla; lisans sözleşmesinin inhisari olmayan lisans sözleşmesi niteliğinde bulunduğu, kural olarak dava açma hakkının bulunmadığı, tasarım tescil sahibinden de 554 Sayılı KHK 4/9 ve 4/10. Maddeleri gereğince dava açmasının istenmediği, yasada öngörülen prosedür izlenmeden dava açıldığı, dava şartının gerçekleşmediği, davacının doğrudan dava açma hakkının bulunmadığı gerekçesiyle ;”Davalı vekilinin istinaf isteminin esasa yönelik sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-a-4 maddesi gereğince Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 22/11/2016 tarihli 2015/59 Esas- 2016/200 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, Davacının husumet ehliyeti bulunmadığından DAVANIN REDDİNE” karar verilmiştir.Davacı vekili taraflar arasındaki sözleşmenin inhisari lisans sözleşmesi olduğunu, BK 27. Maddesinde sözleşmenin içerdiği hükümlerden bir kısmının hükümsüz olmasının diğerlerinin geçerliliğini etkilemediğini, 554 Sayılı KHK 41. Maddesindeki “İnhisari lisans sözkonusu olduğu zaman, lisans veren başkasına lisans veremez..” hükmü ile BK 27. Md. Birlikte değerlendirildiğinde , lisans verenin başkaca kişilere lisans verme yetkisini düzenleyen maddenin hükümsüz sayılması gerekirken, taraf iradelerinin hilafına sözleşmenin geçersiz sayılmasının hukuka aykırı olduğunu, tasarım sahibi …’ın şirket ortağı olduğunu beyanla, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
YARGITAY KARARI:Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2020 tarihli 2019/5415 Esas-2020/3339 Karar sayılı kararıyla; “Dava, tasarım hakkına tecavüzün tespit ve men’i ile ref’i istemlerine ilişkindir. Uyuşmazlık, davacı lisans sahibinin davacı sıfatına sahip olup olmadığında toplanmaktadır. Konu taraf sıfatı ile ilgili olup taraf sıfatı (husumet) dava şartı niteliğinde olmadığından, öncelikle söylemek gerekir ki, Bölge Adliye Mahkemesi’nin yanılgılı değerlendirme ile dava şartı noksanlığı nedeniyle davanın reddine karar vermiş olması yerinde değildir.Öte yandan, 554 sayılı KHK’da inhisari olan yahut inhisari olmayan lisans konusunda açık bir tanım bulunmamaktadır. Bu bakımdan, lisansın niteliği konusunda anılan kararnamenin 41/3. maddesi uyarınca değerlendirme yapılmalıdır. Söz konusu mevzuat hükmü “Aksi sözleşmede kararlaştırılmamış ise lisans inhisari değildir.” biçiminde düzenlenmiştir. Bu düzenleme biçimi itibariyle, taraflar arasında lisansın inhisari olduğu kararlaştırılmış ise bu lisansın “basit” lisans olarak nitelendirilmesinin söz konusu olmaması gerekir. Diğer bir yandan, taraflar arasında düzenlenen ve inhisari olduğu kararlaştırılan bir lisans sözleşmesine, mahsus kararnamenin emredici hükmene aykırı olarak tasarım sahibinin başkalarına da lisans verebileceği gibi bir hüküm konulmuş olması halinde, TBK’nın 26 ve 27/2. maddeleri gözetildiğinde, geçersiz ve kararnameye aykırı sözleşme hükmüne bağlı olarak taraf iradelerinin inhisari olmayan sözleşmeye yönelik olduğu sonucuna varılamaz.Somut olayda, davacı ile davadışı tasarım sahibi arasındaki sözleşme, başlığından, giriş maddesinden ve sözleşmenin 9. maddesinden de anlaşılacağı üzere inhisari lisans veren bir sözleşmedir. Bir başka söyleyişle, sözleşen taraflar lisansın inhisari olması konusunda anlaşmışlardır. Sözleşmenin 7. maddesindeki lisans verenin sahibi olduğu tasarımla ilgili olarak üçüncü kişilere de lisans verebileceği yolundaki hüküm, 554 sayılı KHK’nın 41/4. maddesinin emredici hükmü doğrultusunda milli sınırlar içerisinde geçersiz nitelikte olup bu geçersizlik sözleşmenin bütününü geçersiz kılacak nitelikte değildir. Bu nedenle, taraf iradelerinin, bizatihi bu iradeyi ortaya koyan sözleşme dışında, sözleşmedeki geçersiz bir hükme dayalı olarak ve bağlamından koparılarak yorumlanması doğru değildir.İnhisari lisans sözleşmesinin tarafları arasında, aksi kararlaştırılmadığı için 554 sayılı KHK’nın 41/8. maddesinde de öngörüldüğü üzere lisans alanın tasarım sahibinin tasarımdan doğan haklarına tecavüz edilmesi durumunda tasarım sahibince açabileceği davaları kendi adına açabileceğinde kuşku yoktur. Somut olay bakımından, lisans sözleşmesinde bu konuda herhangi aksi bir hükme yer verilmediği, tersine lisans alana bu konuda dava açma hak ve yetkisi tanındığı gözetildiğinde, davacının kendi adına işbu tecavüzün tespit ve men’ine yönelik dava açmaya hakkı bulunduğu, kısaca husumete ehil olduğu açıktır. Tüm bu nedenlerle, Bölge Adliye Mahkemesince, tasarım sahibi ile davacı arasındaki lisans sözleşmesinin basit lisans niteliğinde kabul edilmek suretiyle verdiği hükümde isabet bulunmadığı” gerekçesiyle kararın davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.Taraf vekillerine Yargıtay bozma ilamı ve duruşma günü tebliğ edilmiş, davacı vekili duruşmada bozma ilamına uyulmasını talep etmiş, davalı vekilinin bozma ilamına karşı beyanda bulunmadığı, duruşmaya da katılmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin talebi doğrultusunda bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
GEREKÇE: Davacı vekilinin dava dilekçesinde;… başvuru numaralı çoklu tasarım belgesinin inhisari lisans sahibi olduğunu, dava açma hakkı olduğunu, davalının müvekkilinin lisans sahibi olduğu elbise ürününün taklidini mağazasında ve www…..com internet sitesinde toptan satışını gerçekleştirerek müvekkilinin tasarım hakkını ihlal ettiğinden bahisle tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, durdurulmasını ve önlenmesini ,hükmün ilanını talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, davalı tarafın istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür.Davalı vekili davaya cevap dilekçesi ve istinaf dilekçesinde Lisans Sözleşmesinin geçersiz olduğunu ileri sürmüştür. TPMK’dan getirtilen dosya içerisinde bulunan tescil belgelerinden; … başvuru numaralı çoklu tasarım belgesinin başvuru tarihinin 02/05/2014 tarihi olduğu, sicile kayıt edilerek 01/08/2014 tarihinde bültende yayınlandığı anlaşılmış, uyulmasına karar verilen Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda taraflar arasındaki lisans sözleşmesinin inhisari lisans sözleşmesi niteliğinde olduğu kabul edilmiştir. Davalı vekili sözleşmenin tasarım başvurusunun yapıldığı 02/05/2014 tarihinden 8 gün sonra 10/05/2014 tarihinde yapıldığını, davacı şirketin ana sözleşmesinin İstanbul …. Noterliğinin 13/06/2014 tarihli … yevmiye numaralı ana sözleşme ile kurulduğunu, şirket ortakları yetkilileri, temsil ve ilzama yetkili müdürü belli olmadan böyle bir sözleşme yapmasının ve hak sahibi olmasının kural olarak mümkün olmadığını ileri sürmüşse de; tasarım tescil sahibinin dava konusu tasarım tescil belgesi üzerinde, ortağı olduğu şirket aracılığı ile tasarrufta bulunmak isteyebileceği, başvurusu yapılmış tasarım tesciline konu tasarımlarının lisans hakkını davacı şirkete verdiği, sözleşme tarihinde henüz tescil işlemleri tamamlanmamış olsa da, tespit ve dava tarihinde tescil edildiği , şirket ortağının ileride kurulacak şirket ile tasarım tescil belgesinin kullanımı için lisans sözleşmesi imzalanmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatine varılmıştır.Davalı vekilinin bir diğer istinaf sebebi, raporlar arasında çelişki bulunduğu ve mahkemenin 28/09/2016 tarihli raporu hükme esas almasının doğru olmadığı, bilirkişi heyetinde tasarım uzmanı bilirkişi olması halinde farklı görüşe ulaşılacağına yöneliktir. Bilirkişi heyetinde moda tasarımcısı öğretim görevlisi bilirkişi, sektör bilirkişisi ve marka patent uzmanı bilirkişi bulunduğu, heyetin uzmanlık alanının uyuşmazlık kapsamına uygun olduğu, bilirkişilerin 554 Sayılı KHK hükümlerine uygun olarak, farklılıklardan çok benzerlikler üzerinde durmak suretiyle karşılaştırma yaptıkları, davacı tasarım tescili ile davalı ürününün kalıp özelliklerinin, kol boyu, elbise boyu, yaka takımları, beldeki bağcık formu, beden etek ucu ve kol ucu kıvrımlarının aynı olduğu, elbisenin önündeki “New York 23” ibareli baskı tasarımının, yazı karakteri, formu, ebadının ve ön bedendeki baskı yerinin aynı olduğu, bilgilenmiş kullanıcıda yarattığı genel izlenim açısından belirgin bir farklılık taşımadığı kanaatine ulaştıkları, yargılamada iki ayrı heyetten alınan raporun aynı yönde olduğu, tespit raporunu düzenleyen tekstil mühendisi farklı sonuca ulaşmışsa da, bilirkişinin tasarım uzmanı olmadığı dikkate alındığında, ilk derece mahkemesinin 28/09/2016 tarihli raporu hükme esas almak suretiyle davanın kabulüne karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf talebinin reddine, Dairemizce duruşma açılmakla mahkeme kararının, HMK 353/1-b-2,3 maddesi gereğince kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçelerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebin reddine, 2-HMK 353/1-b-2,3 maddesi gereğince Bakırköy 1. FSHHM’nin 2015/59 Esas 2016/200 Karar 22/11/2016 tarihli hükmünün KALDIRILMASINA,3- a)Davacının davasının kabulüyle,… numaralı tasarıma yönelik davacının lisans sahibi olup davalının satışa sunduğu … tasarımlı elbisenin endüstriyel tasarım hakkına yönelik tecavüz ve haksız rekabet olduğunun tespiti ve menine, b)Davalının … başlıklı tasarımına yönelik ürün satışının tanıtımının ve ürünleri piyasa sürmesinin engellenmesine, c)Ürünlere ve tanıtım evraklarına üretim kalıplarına el konulmasına, el konulan ürün ve tanıtım evrakları ve üretim kalıplarının masrafının davalıdan alınarak imhasına,ç)Ürünlerin internet üzerinde satışının erişiminin engellenmesine, d)Kararın kesinleştikten sonra 5 büyük gazeteden birinde masrafı davalıdan alınmak suretiyle ilanına, 4-İlk derece yargılaması yönünden;a)Alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 27,70 TL’nin mahsubu ile bakiye 26,70 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b)Kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına 4.910,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,c)Davacı tarafından yapılan 27,70 TL başvuru harcı, 295,06 TL tebligat ve müzekkere gideri 3.600,00 TL bilirkişi ücreti 2014/108 değişik iş sayılı dosyasında yapılan 720,00 TL keşif gideri olmak üzere toplam 4.642,76 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, d)Artan avans giderinin taraflara iadesine,9-İstinaf yargılaması yönünden; a)İstinaf talebi yerinde görülmeyen davalı yandan alınması gereken 54,40 TL istinaf harcından peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, b)İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 218,50 TL temyiz yoluna başvurma harcı, 56,50 tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 275,00 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına 1.700,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, d)Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,Dair, duruşmalı olarak yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 21/10/2020