Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1743 E. 2020/1758 K. 21.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1743 Esas
KARAR NO: 2020/1758 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2018/158 E., 2019/93 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 21/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia: Davacı dava dilekçesi ile, kendisinin 17/03/2010 tarihinde saat 12:38’de …’in mail adresine ve 10/12/2014 tarihinde saat 12:47’de …@…com’a … (…) fikrini bir adet reklam senaryosu ile gönderdiğini, her iki şirketin de fikrini ve senaryosunu henüz kullanmadığını, ancak Mart 2010’dan sonra …, … ve …’nin bu fikrini öğrenerek piyasaya sürdüklerini, bu durumu internetten öğrendiğini, anılan şirketlerce tarafına fikrinin kullanım bedelinin ödenmediğini iddia ederek, Mahkemece “…” fikrinin ve “…” ürün ismi ve slogan sahipliğinin tespitini ve TPMK nezdinde adına tescilini ve davalıların fikrini kullanmaları nedeniyle kullanım bedelinin tarafına ödenmesini talep ve dava etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler: Davalılardan … ve … San.A.Ş vekili cevap dilekçesi ile, dava dilekçesindeki taleplerin mahkemenin görevine giren işlerden olmadığını, davacının tescil taleplerinin başvuru yerinin mahkeme değil, Türk Patent ve Marka Kurumu olduğunu, bu açıdan davacının mahkemeye dava açmakta hukuki bir yararının olmadığını, ayrıca davacının Türk Patent ve Marka Kurumunda tescili olmayan bir marka veya kullanım konusunda bedele ilişkin bir dava açmasının da mümkün olmadığını, … fikrinin davacıya ait olan bir fikir olmadığını, Türk toplumsal yaşamında kamusal ve gelenek olarak ve 60-70 seneden beri genele yaygın bir kullanım olduğunu, ayrıca müvekkili şirket tarafından da böyle bir ürünün üretiminin yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile, davacının huzurdaki davada taraf sıfatı ve hukuki yararının bulunmadığını, öncelikle davanın bu yönden reddi gerektiğini, davacının kendisinin bulduğunu iddia ettiği … fikrinin daha önce başka biri adına TPMK nezdinde patent belgesine bağlandığını, ayrıca davacı tarafından tescil işleminin yapılmasının talep edildiğini, ancak bu hususun Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan talep edilebileceğini, böyle bir işlem için mahkemenin yetkisizin bulunmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı: İlk derece Mahkemesince “…Dosyada marka hakkına tecavüz iddiası bulunsa da davacının tescilli bir markasının bulunmadığı 5846 sayılı kanun kapsamında eser sahipliğinin tespiti ve kullanım talepli dava da HMK 16. Maddesi uyarınca davalı ikametgahı mahkemesinin yetkili olacağı ve davalı … nın yetki ilk itirazında bulunduğu … AŞ’ nin Başakşehir – İstanbul adresinde bulunduğu anlaşılmakla Bakırköy mahkemelerinin yetkili olduğu anlaşıldığından dosyanın yetkili Bakırköy mahkemesine gönderilmesine ….” gönderilmesine karar verilmiş ve davacı yanın kararı istinaf etmesi üzerine Dairemizin 26/01/2018 gün ve 2018/173 Esas 2018/114 Karar sayılı ilamıyla ” davacının telif hakkı iddiasına dayalı telif alacağı istemine ilişkin olduğu, her ne kadar 5846 sayılı FSEK’nun 66/son maddesi gereğince eser sahipliği iddiasında bulunan eser sahibinin, ref, men ve tazminat davalarını kendi ikametlerinde açabilir ise de, davacının ikamet ettiği Esenler ilçesinin de Bakırköy FSHHM yargı alanında kaldığı, ilk derece mahkemesinin yetkisizlik kararının sonuç itibarıyla isabetli olduğu” gerekçesiyle istinaf isteminin reddine karar verildiği görülmüştür. Davaya Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nde devam edildiği anlaşılmaktadır. Dairemizin 26/01/2018 gün ve 2018/173 Esas 2018/114 Karar sayılı ilamını müteakip Bakırköy 1. FSHHM’nin 2018/158 Esas 2019/93 Karar sayılı ilamıyla davalı olarak gösterilen … LTD. ŞTİ. bir şirketin bulunmadığı, davanın taraflarının gerçek veya tüzel kişi olabileceği anlaşılmakla, davacının bu davalıya yönelik davasının böyle bir şirket bulunmadığından pasif husumet yokluğu, dava şartı nedeniyle reddine karar verildiği, davacının dava dilekçesinde belirttiği fikir ve sloganların marka olarak tescili yönündeki talebinin muhatabı TPMK olduğu, mahkemenin böyle bir görevi bulunmadığından, davacının bu yöndeki talebinin de reddine karar verildiği, davacının hak sahipliğinin tespiti ve alacak talepleri yönünden ise, dosyadaki belgelere ve delillere göre, bahsedilen fikir ve slogan üzerinde herhangi bir hak sahipliğinin bulunmadığı, TPMK’dan gelen yazı cevabına göre, … patentinin dava dışı …Ltd.Şti adına olduğu, davalıların davacının herhangi bir hakkının ihlalini oluşturan eyleminin bulunmadığı anlaşılmakla gerekçeleriyle diğer davalılara yönelik davanın da reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kararı istinaf etmiş ve gerekçesinde ; bulunamayan şirketin mahkemece yeterince araştırılmasdığını, yazı cevapları beklnmediğini , diğer davalılar açısından da TPE den gelen yazı cevabının davadan sonra sahte olarak oluşturulduğunu , delilleri ile patent ve reklam sloganı fikrinin kendisine ait olduğu hususu sabit olmasına rağmen husumet yokluğundan karar verilmesinin hatalı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
BOZMA ÖNCESİ YARGILAMADA: Dava …’nin telif hakkının kendisine ait olduğununun tespiti 2010 yılında … fikrini içerir bir adet reklam filmi senaryosunun … ve … Şirketlerine e-posta ile gönderdiğini, bu fikrin … Şirketi tarafından öğrenilerek bedelini ödemeden kullanıldığını” iddia ile fikrinin kullanım bedelinin kendisine ödenmesini ve … fikrinin ve … ürünlerinin isim ve slogan sahipliğinin TPE nezdinde kendi adına tescili davalıların ise haksız kullanımlarına son verilmesi istemli bir davadır.Davacının TPE nezdinde patentli bir marka hakkına sahip olmadığı gelen yazılardan anlaşılmakla davacının tüm davalılar hakkında açtığı davada aktif dava ehliyeti olmadığı anlaşılmaktadır. Her ne kdar davalılardan … ünvanlı olduğu iddia olunan şirketin yeterli inceleme ile varlığının araştırılmadığı yönünde de istinaf edilmiş ise de aktif dava ehliyetinin bulunmaması bu davalı açısından da geçerli olmakla sonuca etkili bir eksik incelemenin sözkonusu olduğundan bahsedilemeyecektir. Ayrıca mahkemenin TPE nezdinde tescile karar verme yetki ve görevi de bulunmamaktadır. Açıklanan tüm bu nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun bulunmakla başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
BOZMA İLAMI: Karar davacı yanca temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/4853 Esas ve 2020/ 3188 Karar sayılı 24/06/2020 tarihli kararı ile “…Dava, “…” fikrinin ve “…” ürün ismi ve slogan sahipliğinin tespiti, adına tescili ve kullanım bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince yukarıda özetlendiği şekilde davanın reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı tarafça istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla, Bölge Adliye Mahkemesince farklı gerekçe ile esasen davacının tüm davalılar hakkında açmış olduğu davada aktif dava ehliyeti olmadığı gerekçesiyle davacı tarafın istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b. 2.maddesi “Yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verilir.” hükmünü haiz olup, anılan hüküm doğrultusunda Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekirken HMK 353/1-b-1. maddesi uyarınca başvurunun esastan reddine dair karar verilmesi yerinde görülmediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararının re’sen bozulmasına karar vermesi gerekmiştir…” denilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir. Mahkememizce taraflara tebligat yapılarak ve bozma ilamına karşı beyanları tespit olunarak usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyularak ; ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve farklı bir gerekçe ile açılan davanın reddine dair hüküm kurmak gerekmiştkir.
H Ü K Ü M: 1-Davacının istinaf isteminin reddine, 2-HMK 353/1-b-2, 355 .maddeleri gereğince Bakırköy 1. FSHHM’nin 2018/158 Esas 2019/53 Karar 19/03/2019 tarihli kararının kaldırılmasına, 3-Davacının davasının aktif husumet nedeniyle reddine, 4- Alınması gereken 54,50 TL karar ve ilam harcının adli yardım nedeni ile yatırılmamış olması ve davanın reddedilmesi karşısında davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 5- Yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 6- İstinaf yargılama gideri olarak ; alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL istinaf peşin harcının mahsubu ile bakiye 23,00 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir yazılmasına 7- İstinaf yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına 8- Davalı … ( … ) ve … Şirketi kendini vekille temsil ettirmiş olmakla 1 duruşma yapılmış olmasına nazaran 1.700,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınıp bu davalılara verilmesine 9- Karar kesinleştiğinde yanların kalan gider/delil avanslarının yatıranlara iade edilmesine Dair; davacı ile davalılardan … vekilinin yüzüne karşı, diğer davalıların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık yasal sürede Yargıtay’a temyiz yolu olanaklı ve oy birliği ile 21/10/2020 tarihinde karar verildi.