Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1742 E. 2022/1882 K. 04.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1742 Esas
KARAR NO: 2022/1882 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 10/07/2020
NUMARASI: 2019/31 E. – 2020/138 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 04/11/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketinin 1947 yılında Fransa’da kurulduğunu, 40’tan fazla ülkede çeşitli sporlar için ürünler ürettiğini, dünyada en çok bilinen markalardan biri olduğunu, davalı tarafından hukuka aykırı ve kötü niyetli olarak, müvekkili adına tescilli çoklu tasarımların kopyası mahiyetindeki çoklu tasarımları TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davalının tescil ettirdiği tasarımların yenilik ve ayırt edicilik unsurlarını taşımadığını, söz konusu yeniliğin Dünyada yenilik olarak anlaşılması gerektiğini, küçük ayrıntılarda değişikliğin kabul edilemeyeceğini, davalının müvekkilinin tanınmışlığından faydalanmaya çalıştığını ve bundan haksız gelir elde etmeye çalıştığını, davalının iyi niyetli olmadığını, kötü niyetle hareket ettiğini, müvekkiline ait tasarımlar ile dava konusu tasarımlar karşılaştırıldığında tasarımların bilgilenmiş kullanıcı genel izlenimi itibariyle birebir aynı olduğunun görülebileceğini, söz konusu tasarımları Dünyada ilk kullanan firmanın müvekkili firma olduğunu, başka firmaların da ilgili tasarımları kullanıyor olmasının davalıya haksız kullanma hakkı vermeyeceğini, ayrıca tüm mütecavizlere karşı hukuki yollara başvurduklarını beyanla; davalı adına TPMK nezdinde tescilli … tescil numaralı çoklu tasarımlarından 5 numaralı tasarımın ve … tescil numaralı olan çoklu tasarımdan 41 ve 62 numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne,karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin Türkiye’nin önde gelen ayakkabı firmalarından olduğunu, müvekkilinin tasarımının yeni ve ayırt edici olduğunu, tasarımların tescil edildiğini, davacının karşılaştırma yaparken sadece yan yüzeydeki geometrik biçimleri dikkate aldığını, bütünün değerlendirilmesi gerektiğini, bütünsel olarak değerlendirildiğinde müvekkilinin ürünlerinin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edicilik kazandığının tespit edilebileceğini, dava konusu tasarımların outdoor ayakkabılarının bağlama biçimini ön plana çıkartan geometrik desenin bir moda akımı olduğunu ve Dünyaca ünlü birçok markanın bu tasarımı kullandığını, cevap dilekçesinde sunulan Roma dönemine ait ayakkabı tasarımında da aynı gösterilen bağlama ve germe biçiminin getirdiği zorunluluktan ortaya çıkan bir geometrik biçim olduğunu ve anonim karakterler taşıdığını, iş bu sebeple davacının bu tasarımı tekeline alamayacağını, tasarımlar arasında iltibastan söz edilemeyeceğini, müvekkilinin kendi tescilli tasarımlarını kendi web adresi üzerinden satışa sunmasının kötü niyetli olmadığını, davacının beyanlarını kabul etmediklerini, davacının Roma döneminden kalma bir tasarımı kendisinin yaptığını iddia etmesinin kötü niyetini gösterdiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 10/07/2020 tarihli 2019/31 E. – 2020/138 K. sayılı kararıyla; “…davacı tasarımının bilgilenmiş tüketici nezdinde benzer oldukları, bu anlamda ürünlerin değişik kısımlarının parça parça incelenmesi suretiyle bütüne ulaşma şeklindeki bilirkişi raporunun usulüne uygun olduğu, davalının davacıya ait tasarımın yeni olmadığı yönündeki savunmasının ise davacıya ait tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin bir dava işbu dosya içerisinde bulunmaması, davacının tasarımının tescilli olduğu sürece hukuki korumadan yararlanması nedeniyle yerinde olmadığı” gerekçesiyle; Davacının davasının KABULÜNE, davalı yan adına tescilli … (5) , … (41 ve 62) tescil numaralı tasarımların hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin hatalı bir biçimde, bilirkişi raporuna ilişkin itirazlarını değerlendirmediğini ve sadece görünürde bir inceleme yapılmış olan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, cevap dilekçesi ile birlikte tüm yargılama süresince davacının tescilinin herhangi bir yenilik ve ayırt edici niteliği bulunmadığını belirtmiş olmalarına karşın mahkemenin bu yöndeki itirazlarına hiç değinmediğini, bu itirazlarına ancak gerekçeli kararda yer verdiğini, gerekçeli karardaki davacı tasarımlarının ayırt edici olmadığının ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine dair gerekçenin ise savunma hakkını kısıtlayıcı nitelikte ve Anayasaya aykırı olduğunu. -Her iki tasarımın yer aldığı ürünlerdeki tek ortak noktanın, ayakkabı sayalarındaki üçgenimsi geometrik şekiller olduğunu, yalnızca ayakkabının yan yüzeyinde tek bir bölge ele alınarak değerlendirme yapmanın doğru olmayacağını, kaldı ki dilekçelerinde de belirttikleri üzere, anılan şekillerin anonim tasarımlar olması ve aralarında azımsanmayacak düzeyde farklılıklar bulunması nedeniyle müvekkilinin tescilli tasarımlarının, davacı tasarımları ile iltibas oluşturmadığını.- Dilekçede yer verilen Roma döneminden kalan ayakkabı tasarımına ait görselden açıkça anlaşılacağı üzere, yeni bir moda akımı olduğunu, davacının, piyasada mevcut bir çok firmanın ve müvekkilinin outdaor ayakkabıların sayalarında kullanılan şekillerin, resimde gösterilen bağlama ve germe biçiminin getirdiği zorunluluktan ortaya çıkan bir geometrik biçim olduğunu ve “anonim” karakterler taşıdığını, davacının roma döneminden kalma bir tasarımın kendisine ait olduğunu iddia etmesinin kötüniyetli olup korunamayacağını, bilirkişiler ve mahkeme tarafından bu yöndeki itirazlarının incelenmediğini.-Bilirkişi raporunun hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, tasarım karşılaştırması yapılırken, tasarımların bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, ancak bilirkişi raporunda ürünün parçalar halinde incelendiğini, itirazlarının değerlendirilmediğini.-Bilirkişilerin uzmanlıklarının da yeterli olmadığını, bilirkişinin birinin marka vekili, birinin ise sektör uzmanı olarak geçtiğini, oysa özel uzmanlık gerektirdiğinden endüstriyel ürünleri tasarımı konusunda üniversiteden seçilecek öğretim görevlilerinden rapor alınması gerektiğini, bu konuda yapmış oldukları itirazın gerekçesiz olarak reddedildiğini.-Bilirkişiler tarafından ayakkabının tasarımında bütününün değerlendirilmesinin gerektiğini, Örneğin; burnu, fordu, tabanı, yan ve üst görünüşleri yani hasılı bütünsel görünüşü dururken yalnızca yan yüzeyde trekking ayakkabılarında biçimsel yönden ortak özellik taşıyan ve tabanla sayanın yan yüzeyindekini outdoor ayakkabılarının genel olarak bağlama biçimin ön plana çıkartan geometrik desenin bir moda akımı olduğu ve dünyaca ünlü diğer markalar olan …, …, …, … ve … marka ayakkabılarda da kullanıldığının görüldüğünü, tasarımın bölgesel olarak ele alınan saya yan görünüşlerine göre yapılacak değerlendirmenin sağlıklı bir değerlendirme olmayacağını: taraf ürünlerinin bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edicilik kazanmış olmasının ve buna bağlı olarak anılan tasarımların bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini, bütün dururken özellikle benzerlik konusunda algıyı değiştiremeyecek kadar önemsiz ayrıntıların veya biçim parçalarının tartışılmasının ayırt edici niteliğin saptanmasında yararlı olamayacağını.-Alınan uzman görüşünde; ““Taraflara ait geometrik biçimlerin kırmızı renkle süperpoze olarak yerleştirilmiş zigzag şeklinde sidestripe-lar bulunduğunu … tescilli tasarımın saya yan yüzeyinde Zigzag şeklinde üç parçanın tam gözüktüğü, bu parçaların köşelerinin yuvarlatılmış olduğu, … marka … nolu tasarımda da üç parça Zigzag sidestripe olduğu ama zigzag stripeların daha sert açılara sahip olması biçimde farklılık yaratmaktadır.Davalı ve davacı tarafa ait tescilli tasarımlarda Zigzag şeklindeki sidestripe-lar farklı açılara sahip olduklarından konturlar örtüşmemekte, farklı geometriler ortaya çıkmaktadır ve sonuç olarak bu iki şeklin arasında tüketiciyi düzeyde bir benzerliğin olmadığı görülebilmektedir. “ şeklinde görüş açıklandığını, beyanla eksik inceleme nedeniyle, mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; davalı tarafın müvekkilinin tasarımına ilişkin “gösterilen bağlama ve germe biçiminin getirdiği zorunluluktan ortaya çıkan bir geometrik biçim olduğu ve anonim karakterler taşıdığını” iddia etmişse de, SMK 58/4-b uyarınca tasarımcıya tasarımı geliştirmekte hiç bir seçenek özgürlüğü bırakmayan teknik fonksiyonunu yerine getirebilmesi için belirli bir görünüme sahip olan kısımlarının koruma kapsamı dışında bırakıldığını, oysa müvekkilinin tasarımları incelendiğinde, söz konusu tasarımların çizgi, şekil ve biçim olarak ürünün estetik unsurlarını yansıttığını. -Davalının hükümsüzlüğü istenen tasarımların ve müvekkiline ait tasarımların bilirkişi raporunda parçalar halinde incelendiğini ileri sürmüşse de; müvekkilinin çoklu tasarımlarının incelenmesinde koyu renkli kısımlarının vurgulanarak tescile konu edildiğinin açıkça görüldüğünü, tescile konu koyu kısımların davalıya ait tasarımda birebir kullanıldığını. -Davalı vekilinin bağlama biçimini öne çıkaran geometrik desenin moda akımı olduğu ve başka firmalar tarafından da tasarımların kullanıldığını ileri sürmüşse de, tarih bilgisi vermediğini, tasarımın müvekkiline ait olduğunu ve tescil ettiren firmalara karşı hükümsüzlük davası açtıklarını, tescil ettirmeden kullananlara karşı da tecavüzden kaynaklanan tazminat talepli davalar açtıklarını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Davacı adına 24/12/2014 başvuru tarihli, … tescil numaralı çoklu tasarım belgesi ile “…” ayakkabı tasarımlarının tescilli olduğu anlaşılmıştır.Davalı adına 21/06/2017 başvuru tarihli … başvuru numaralı ve 22/06/2018 başvuru tarihli … başvuru numaralı çoklu tasarım belgeleri ile ayakkabı tasarımlarının tescilli olduğu anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince endüstri ürünleri tasarım bölümü öğretim görevlisi bilirkişi, marka vekili ve sektör bilirkişisinden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan 12.02.2020 havale tarihli raporlarında; “Dava konusu hükümsüzlüğü talep edilen 21.06.2017 tarihli … ve 22.06.2018 tarihli … tescil numaralı tasarımların, bu tarihlerden önce kamuya sunulmuş olan davacı tasarımı, söz konusu tasarımın yenilik ve ayırt edicilik değerlendirmesinde dikkate alınacağı, Davacı tarafın tescilli tasarımında yer alan ve ayırt edici unsur olan, 3 adet ters V harfi oluşturacak şekilde çizilmiş olan zig zag çizgilerinin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin, aleyhine dava açılan tarafından tescil edilmiş olan … nolu tasarım üzerinde kullanıldığı, yine ayakkabının yan alt bölgesinden başlayıp yükselerek devam eden ve topuk kısmına uzanan şeritin de davalı tarafından benzer şekilde kullanıldığı, dekoratif ögesi (A) bölümünü oluşturan çizgi detayı (B) öğesini oluşturan şeridin altından devam eder şekilde olduğunun görüldüğü.-Davalının 22.06.2018 tarihli … no. tescilli tasarımı ile davacının tescilli tasarımının karşılaştırılmasında; davacı tarafın tescilli tasarımında yer alan ve ayırt edici unsur olan, 3 adet ters V harfi oluşturacak şekilde çizilmiş olan zig zag çizgilerinin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin, aleyhine dava açılan tarafından tescil edilmiş olan tasarım üzerinde kullanıldığı. -Davalının 22.06.2018 tarihli … no. tescilli tasarımı ile davacının tescilli tasarımının karşılaştırılmasında; davacı tarafın tescilli tasarımında yer alan ve ayırt edici unsur olan, 3 adet ters V harfi oluşturacak şekilde çizilmiş olan zig zag çizgilerinin ayırt edilemeyecek kadar benzerinin, aleyhine dava açılan tarafından tescil edilmiş olan tasarım üzerinde kullanıldığı, yine ayakkabının yan alt bölgesinden başlayıp yükselerek devam eden ve topuk kısmına uzanan şeritin de davalı tarafından benzer şekilde kullanıldığı, dekoratif ögesi (A) bölümünü oluşturan çizgi detayı (B) ögesini oluşturan şeridin altından devam eder şekilde olduğunun görüldüğü. … aleyhine dava açılan tarafın incelemeler neticesinde tespit edilen tescilli tasarımlarının davacının tescilli tasarımı ile ayniyet derecesine varan benzerlik içerdiği, karşılaştırmaya tabi tasarımların, bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı izlenimde farklılık bulunmaması nedeni ile bilgilenmiş kullanıcıların tasarımları benzer olarak algılayacakları, bu benzerliğini de bilgilenmiş kullanıcılar nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği, dosya içerisinde bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucu, ilgili kanun ve mevzuat çerçevesinde ulaşılan kanaat, her iki tasarımın ufak farklılıklar dışında benzerlik derecelerinin neredeyse aynı olduğu, hükümsüzlüğü talep edilen … ve … tescil numaralı tasarımların tescilinin yenilik ve ayırt edicilik unsurlarına haiz olmadığı ve hükümsüzlüğü koşullarının oluştuğu yönünde ” görüşlerini bildirmişlerdir.
G E R E K Ç E: Davacı vekili, davalı adına tescilli … (5) , … (41 ve 62) tescil numaralı tasarımların, müvekkili adına WIPO nezdinde ve Türkiye’de tescilli 24/12/2014 başvuru tarihli, … tescil numaralı çoklu tasarım belgesi karşısında yeni ve ayırt edici olmadığını beyanla hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep etmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, davacı tarafın dayandığı tasarımın ayırt edici olmadığını, anonim tasarımlar olduğunu, birçok firma tarafından kullanıldığını, bu tasarımın Roma döneminden beri kullanıldığını, mahkemenin bu itirazlarını dikkate almadığı gibi, kararın gerekçesinde bu itirazların ancak dava yoluyla ileri sürülebileceğine yönelik gerekçesinin de, Anayasa’da düzenlenen savunma hakkı ve hak arama hürriyetini kısıtladığını ileri sürmüştür. Tasarım tescil belgelerinden, davacı adına 24/12/2014 başvuru tarihli, … tescil numaralı çoklu tasarım belgesinin tescilli olduğu, davalı tarafça davacının tasarımlarının anonim olduğu ileri sürülmüşse de, hükümsüzlük davası açılmadığı, bu davada davacı tasarımlarının diğer firmaların tasarımları ile karşılaştırmasının yapılarak yenilik incelemesi yapılamayacağı, Roma döneminden beri kullanıldığı ileri sürülen bağlama biçimine ilişkin görsellerin de, davacı tasarımının anonim olduğunu göstermediği anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, bilirkişi heyetinin uzmanlık alanlarına itiraz ettiği anlaşılıyorsa da, heyette Endüstri ürünleri tasarımı öğretim görevlisi bilirkişi, markalar ve tasarımlar konusunda uzmanlığı bulunan hukukçu bilirkişi ve ayakkabı imalatı konusunda sektör bilirkişisinin bulunduğu üçlü heyetten rapor alındığı anlaşılmakla, istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı tarafça tasarımlar arasındaki ortak özelliğin, “ayakkabı sayalarındaki üçgenimsi geometrik şekiller” olduğu, bilirkişilerce ürünlerin bütün olarak incelenmesi gerekirken, ürünlerin parçalar halinde incelendiğini ileri sürmüştür. Davacı ayakkabı tasarım tescillerinin incelenmesinde, ayakkabı tasarımlarının yan yüzeylerindeki çizgi/desen tasarımlarının koyu renk çizgilerle belirgin hale getirildiği, tasarım inceleme kılavuzu hükümleri dikkate alındığında, ürünün bir parçasının korunmasının talep edilmesi halinde korunma talep edilen kısımların açıkça gösterilmesi gerektiği ve “Fotoğraf veya çizim olarak sunulan görsel anlatımlarda, koruma talep edilen özelliklerin, sınırlarının açıkça çizilerek gösterilebileceği, sınırın dışındaki özelliklerin, koruma kapsamı dışında olduğunun kabul edileceği” bu durumda, somut olayda koyu renk ile işaretlenen kısımların korumasının talep edildiği anlaşılmakla, davalı vekilinin ayakkabı ürününün tümü yönünden inceleme yapılmasını talep etmesinin ve ileri sürülen farklılıkların yerinde olmadığı, mahkemece alınan bilirkişi raporunun denetime elverişli olup, yeterli inceleme içerdiği, mahkemece verilen hükümsüzlük kararının usul ve yasaya uygun olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 16,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 04/11/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.