Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1722 E. 2020/1565 K. 02.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1722 Esas
KARAR NO : 2020/1565 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/01/2020
NUMARASI : 2019/511 E. – 2020/59 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/10/2020
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : DAVA; Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin vefat eden eşi …A.Ş’nden olan alacağının 17.08.2009 tarihli temlik sözleşmesi ile davalı firma tarafından ödenmesinin üstlenildiğini, bu alacağın taksitler halinde ödenmesinin kararlaştırıldığını ve sözleşmenin taraflarca imza altına alındığını, yapılan temlik sözleşmesinin 4. Maddesinin 6.fıkrası uyarınca taksitlerden 6 adet ödenmemesi halinde alacaklının seçimlik hak sahibi bulunduğunu ve temlik sözleşmesi gereği bütün taksitlerin son ödeme tarihinin 30.05.2016 olduğunu, söz konusu sözleşme gereği müvekkilin eşine ödenmesi gereken tutarın 5.029,07 Euro ve 41.329,65 dolar olduğunu, müvekkilinin hissesine düşen alacak miktarı olan 8.400,00 dolar alacağın borcu temlik alan firmadan talep edilmesine rağmen ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takibe konulduğunu, borçlu tarafın hiçbir gerekçe göstermeden borca ve ferilerine itiraz ettiğini beyanla; icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeni ile davalı borçlu firmanın icra inkar tazminatı ödemesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın hukuken henüz talep edilebilir olmadığını, davanın zamansız açıldığını, her ne kadar sözleşme başlığında “Alacağın Temliki” denilse de alacaklının değişmemesi, tam aksine borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun naklinin(yüklenilmesinin) söz konusu olduğunu, hal böyle olunca dayanak sözleşmenin niteliği gereği borcu devralan yeni borçlu müvekkili şirketin, eski borçlunun alacaklıya karşı haiz olduğu itiraz ve defileri alacaklıya karşı ileri sürebileceğini, dava dışı Tas.Hal…. A.Ş’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini ve kar/zarar hesabının sahiplerine tasfiye sürecinde alacağın isabet edip etmeyeceğinin ve edecekse bu alacağın miktarının ancak tasfiye sonucunda belli olacağını, işlemiş faiz talebinin yasal dayanağının bulunmadığını, açıklanan nedenlerle; haksız, mesnetsiz, yasal dayanaktan yoksun ve zamansız ikame edilen davanın reddine, davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/01/2020tarihli 2019/511 Esas-2020/59 Karar sayılı kararıyla; dava konusu ihtilafın; taraflar arasında sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğunu ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı,21/03/2019 tarihli kararını gerekçe göstererek; ” davacının davasının HMK. 114/1-c ve HMK. 115/2. Maddesi gereğince görev dava şartı yokluğundan usulden reddine, görevli ve yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğuna, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, HMK. 20. Maddesi gereğince karara karşı kanun yoluna başvurulmaması halinde kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulması halinde ve başvurunun reddi kararının tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmemesi halinde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve iş bu sözleşmenin ifasının tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili ve ticari iş niteliğinde olduğunu, bu çerçevede; TTK’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşmenin diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkemenin, TTK’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince ticaret mahkemesi olduğunu, Yargıtay kararlarının da bu doğrultuda olduğunu beyanla, kararın bozularak dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinin ekinde Yargıtay kararlarını ve Dairemizin 07/07/2020 tarihli 2020/1100 Esas- 2020/1219 Karar sayılı kararını da emsal olarak ibraz etmiştir.
GEREKÇE; Davanın, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali talepli olduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde “bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun” belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulduğu, ilk derece mahkemesinin kararının gerekçesinde tamamına yer verdiği, benzer bir uyuşmazlığa konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/11-2630 E,- 2019/328 K.sayılı 21/03/2019 tarihli kararında da açıklandığı üzere, davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki İhlas Finans Kurumu A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacağın da doğrudan davalının ticari işletmesi ile ilgili olmadığı, davacının da tacir olmadığı, uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağı, dava konusu uyuşmazlığın ticari dava niteliği taşımadığı kanaatine varılmıştır. (Bakınız Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) Davalı vekilinin istinaf dilekçesi ekinde Dairemizin 07/07/2020 tarihli 2020/1100 Esas- 2020/1219 Karar sayılı kararını da emsal olarak ibraz etmişse de, bu davadan farklı olarak emsal gösterilen davada, Tasfiye Halinde …. A.Ş.’nin de davalı olduğu, bu davalı finans kurumu olduğu ve uyuşmazlığın ticari nitelikte olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesince Ticaret mahkemesine verilen görevsizlik kararının yerinde olduğuna karar verildiği, oysa bu davanın sadece davacı ile davalı arasında imzalanan temlik sözleşmesine dayandığı, davacıların tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari davalardan olmadığı göz önüne alınarak ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-İstinaf yargılama giderleri olarak;a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 16,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/10/2020 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.