Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2020/1715 E. 2022/1462 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2020/1715 Esas
KARAR NO: 2022/1462
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2020
NUMARASI: 2019/23 E. – 2020/209 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/09/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Sigorta A.Ş ile müşterisi … Tic. A.Ş arasında 27/03/2018 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, faktoring işlemi için verilen çeklerden birinin müvekkili firmaya gönderilmek üzere kargoya verildiğini, çekin kargo firmasında kaybolduğunu, bunun üzerinde İstanbul 6. ATM’nin 2018/323 esas sayılı dosyası ile çek iptali davası açıldığını, bu dosyada davalı …’in 03/11/2018 tarihinde çek bankaya ibraz ederek tahsil etmek istediği ancak ödeme yasağı kararı sebebi ile işlem yapılmadığı ilgili banka tarafından Mahkemeye bu hususta bilgi vermesi üzerinde Mahkemenin de istirdat davasını açmak üzere süre verildiğini, verilen süre içerisinde Mahkememize tevzi edilen dosyanın açıldığını beyanla fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydı ile dava konusu çekte müvekkilinin meşru hamil olduğununun tespiti ile çek aslının istiratına karar verilmesini, çek bedelinin davalı tarafından tahsil edilmesinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çek bedeli davalı tarafından tahsil edilir ise çek bedelinin tahsil tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte istirdatına karar verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 14.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24.02.2020 tarih ve 2019/23 Esas – 2020/209 Karar sayılı kararıyla; “Yasal dayanakları ortaya konularak yapılan bu açıklamalardan sonra somut olaya gelindiğinde, çekin ciro silsilesinde bir kopukluk bulunmadığı, davacının çekte ciranta olarak yer almadığı, çek üzerinde davacının hak sahibi olduğunu gösterir kayıt bulunmadığı gibi, davacı tarafından da çekin meşru hamilinin kendileri olduğuna dair delil sunulmadığı, çekin davacının defterlerinde kayıtlı olmasının da rızası hilafına elden çıktığına delil olamayacağı, bu nedenle ticari defter ve kayıtların incelenmesinin yargılamaya fayda sağlamayacağı, buna göre davacının öncelikle kendisinin meşru hamil olduğunu ve meşru hamil olan kendisinin elinde iken zayi olduğunu ispat edemediği, bunun devamında davalının çekin ediniminde kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğunu ispat edemediği kanaati ile çek istirdadı istemi yönünden yapılan incelemede dava konusu çekin ciro yolu ile davalıya devredilmiş olduğu, çekin devrinde kusur olarak değerlendirilebilecek bir durum bulunmadığı ; dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalının yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir; davacı 6102. sayılı TTK’nın 792. maddesi gereğince davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından (hiçbir delil sunulmamıştır), davalı hakkındaki davanın kabulü olanağı olmadığı kanaatiyle davanın reddine” kararı verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkilin dava konusu çeki faktoring ilişkisi kapsamında müşterisi … Ticaret A.Ş.’den aldığını, ancak çekin keşideci bu firma tarafından kendilerine gönderildiği esnada kargoda kaybolduğunu, Çekte henüz müvekkil cirosunun bulunmamasının müvekkilin hak sahibi olmasına engel olmadığı, dosyaya sunulan evrak ile müvekkilin çekte hak sahibi olduğunun sabit olduğunu, mahkemenin aksi yöndeki gerekçesinin hatalı olduğunu, Dava konusu çekte sadece müvekkil firma ile keşideci firma arasında faturalı bir ticari ilişkinin bulunduğunu, diğer tüm cirantalar arasında ticari ilişki bulunmayıp ciroların gerçek olmadığını, Davalı ile önceki ciranta arasında çekin ciro edilmesini gerektirecek bir ticari ilişkinin var olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davalı defterleri incelenmeden karar verilmesinin hatalı olduğunu, Davalının kendisinden önceki ciranta ile arasındaki ticari ilişkiyi ispatlayamaması halinde ağır kusurlu ve kötüniyetli olduğunun ortaya çıkmış olacağını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/323 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından, dosyamıza konu çekin rızası hilafında elinden çıktığından bahisle zayi nedeni ile iptal istemiyle dava açıldığı, yargılama sırasında çekin davalı tarafından ibraz edildiği, mahkemece karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, çekin istirdadı istemine yöneliktir. Davacı, davaya konu çekin müşterisi tarafından kendilerine gönderildiği sırada iken henüz ciro edilmeden kargoda kaybolduğunu, cirantalar arasında ticari ilişki bulunmadığını ve ciroların da gerçeği yansıtmadığını beyanla çekin istirdadı isteminde bulunmuştur. Davalı davaya cevap vermemiştir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilesinin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığından davalının yetkili hamil olduğu, davalının çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından (hiçbir delil sunulmamıştır) davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.Davacı ticari ilişki kapsamında kendisine gönderilen çekin henüz kendisine ulaşmadan kargoda kaybolduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalı ise, çeki bankaya ibraz eden hamil durumundadır. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, TTK. 686. maddesi hükmüne göre bu hususta ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk bulunmamaktadır. TTK. 792. maddesiyle, “Çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı.” hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Belirtilen nedenlerle, ilk derece mahkemesi tarafından davanın reddine karar verilmesi isabetli olmakla davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-İstinaf yargılaması yönünden alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/09/2022